2 entry daha
  • "aşkın’ın, ötesinde ya da dışında olmanın karşıtı; bir şeyin içerisinde olma, bir şeye “içkin” olma, o şeyin kendisi dışındaki bir ilkeye bağlı olmama. felsefede içkinlik ile aşkınlık üzerine yürütülen tartışmaların kökleri platon ile aristoteles’e dek uzanır. formları nesneler dünyasının üzerinde “doğa üstü” bir dünyaya yerleştiren platon’a karşı, biçim ile maddenin birbirlerinden ayrılamayacak denli içiçe geçmiş olduklarını savunan aristoteles, “ilk devindirici” dışında hiçbir formun (biçimin) bütünüyle maddeden bağımsız ayrı bir varlığı bulunamayacağını, formun her durumda maddelere içkin bir varlık taşımak
    zorunda olduğunu ileri sürmüştür. buna göre bir şeyin “biçim”i o şeyin yöneldiği “içkin erek”tir; başka bir deyişle her varlık, aristoteles’in kir neden adım verdiği biçimiyle, kendi varlık sebebini içinde taşır. tanrıbilimde ise klasik tektanrıcılıkta tanrı yarattığı dünyanın bir parçası olarak değil, onun ötesinde ve ondan bağımsız aşkın bir varlık olarak görülürken, çoktanrıcı geleneklerde, özellikle kimi zaman içkinlik de denilen “tümtanrıcılık”ta tanrı doğaya 4 bir varlık olarak düşünülür. bunlardan başka bir yapılan ya da kuramın ona dışsal çerçevelerle karşılaştırılarak eleştirilmesi yerine kendi içindeki öncüllerden yola çıkarak eleştirilmesine de içkin eleştiri denir."

    (felsefe sözlüğü- a.baki güçlü; erkan uzun; serkan uzun; ü.hüsrev)
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap