8 entry daha
  • ilgi ayırmaya değmeyecek insan, en azından büyük bölümü.insanları genellemeyi severim, bu bana vakit kazandırır.
    kentin insanı zaten basmakalıp, makineden çıkmış gibi, tanıdığım her yeni insan bana önceki tanıdıkları anımsatır belli yönleriyle.
    şehir insanını tanımak gereksiz bir zahmettir cidden, bunun yerine fikri olan insanları tanımak yeterli. bunun için ise kitaplar, filmler, müzikler var.
    ancak bir köye gitsem, ordaki herkesi tek tek tanımak, incelemek, anlamak isterim. zira taşra , insana daha fazla kendisini yaşama fırsatı verir. 9-5 işe giden bir insan bir süre sonra ister istemez basmakalıp hale gelecektir. fikirleri, arzuları, hayata dair her şeyi yavaş yavaş taşlaşacak, kabuklaşacaktır. bir kişiyi tanımak bile çok kişiyi tanımakla eşdeğer olacaktır.
    taşrada ise, yasal bir mesai saati olmadığı için, her ne kadar geleneksel sınırlamalar olsa da, doğaçlama fırsatı yüksektir. ayrıca insanların birbiri ile teması fazladır. bir komunite kültürü az da olsa yaşanmaktadır. şehrin insanı ise 9-5 işine gidip geldikten sonra maksimum bir arkadaşıyla kahve içen; sürekli belli sınırlar limitinde samimiyet teması kuran; birbirine koz vermek istemeyen bir kendini bilmez sürüsü.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap