• ella fitzgerald’ın ırkı ve vücut boyutu nedeniyle hollywood’un en popüler gece kulübü the mocambo’da sahne almasına izin verilmiyordu.

    büyük hayranı olan marilyn monroe mekanın sahibini arayarak ella‘nın sahne almasını sağlarsa her gece orada olacağını söylüyor ve basına da bunu açıklıyor.
    bu sayede ella sahne almaya başlıyor ve marilyn her gece ön masada yerini alıyor, söz verdiği gibi.

    ella fitzgerald şöyle söylüyor "ondan sonra bir daha asla küçük bir caz kulübünde sahne almak zorunda kalmadım. sıradışı bir kadındı, zamanının biraz ilerisinde ve farkında bile değildi.”

    https://ibb.co/6yhqt3v

    bir keresinde en sevdiği şarkıcılar sorulduğunda, marilyn monroe şöyle cevaplıyor, "en sevdiğim kişi ve onu hem bir şarkıcı hem de bir insan olarak seviyorum, bence o en iyisi, ella fitzgerald."
    monroe sadece bir fitzgerald hayranı değildi, aynı zamanda bir hollywood yıldızı olarak statüsünü fitzgerald'ın kariyerini geliştirmek için kullanan bir arkadaştı. arkadaşlıkları monroe'nun zamansız ölümüne kadar sürdü.

    edit: fotoğraf ekleme
  • keşke louis armstrongla evlenip beni doğursaydı dediğim hayali annem
  • abd'de ırkçılığın en kuvvetli olduğu dönemlerde, duke ellington ve pek çok caz sanatçısı ile birlikte genç yaşında washington'daki türk büyükelçiliği konutunda ağırlanmış, şarkılar söylemiş kadın. bu işin altındaki isimler elbette ahmet ve nesuhi ertegün.
  • şarkı söylediği gibi bir insan olsaydı şöyle olurdu *

    güzel bi gün uyanmışsanız , eşinizin/partnerinizin/sevgilinizin her kiminle iseniz , onun size uzaktan şarkı söyleyerek kahvaltı hazırladığını duyarsınız.istekle,gülerek,özveriyle.

    kötü bir günle baş başa iseniz , size en sevdiğiniz kişi tarafından uzatılmış bir 'x' içeceği ile 'ne oldu' 'neyin var annem' sorularını sedan sayan vari gibi değilde , alabildiğince içten gözlerle,cevap vermenize hazır olana kadar rahatsız etmeden bakarak , seslendirmeden sorar. sizde bilirsiniz dinler,değer verir. konuşmaya başlarsınız.

    mutlu iseniz , ohoo , uçurur sizi ella . sesindeki ruhu hissedebildiğinizi anladığı anda sizi asla bırakmaz , ölene kadar orada olan dostunuz olur , çok güzel içten kahkahalar atar falan hani.aramadın diye darılmaz da , bilir onu unutmadığını , kaldığın yerden devam edebileceğini.

    yolda yanınıza oturan, siz konuşmak istediğinizde hep orada olan , espri anlayışı olan yaşlı teyzeler gibi ama aynı zamanda hiç ruhen yaşlanmayanlardandır o. saatlerce sohbet edersiniz sıkılmazsınız onla, inmeniz gereken durak geldiğinde de , e hadi in artık şapşal, deyip, kafasını kızar gibi sallayabilir ve size posta koyabilecek kadar da iyi anlaşabilirsiniz kısa bir sürede.

    aynı zamanda üşüyeceğinizi bildiği için gece kalkar üstünüzü örter.bide güzel öper gülerekten.

    hınzırdır. bazen dirtyde düşünmez değil. her zaman masum olmak zorunda olmadığının farkındadır ,ama suistimal etmez benim ellam .

    iyi ki yaşamış , iyi ki o bale seçmelerinde mırıldanmış birşeyler de o günlerden tee bana kadar gelebilmiş güzel sesi,güzel ruhu. kendisi hep benim en sevdiğim kadın seslerden biri olacak.

    ruhu şad olsun.
  • louis armstrongla düetleri aşmış tat veren jazzın kraliçesi..
  • amerika'nın önde gelen jazz şarkıcılarından. 1996 yılında diabet nedeniyle hayatını kaybetmiştir.
    jazz'ın kraliçesi olarak bilinen hanımefendi şöyle der:
    " some kids in italy call me 'mama jazz', i thought that was so cute. as long as they don't call me 'grandma jazz' "
  • sesinde sonsuz mavilik olan.
  • yücelir bu hanımefendinin dokunduğu her şarkı. yeryüzüne gelmiş en muhteşem sestir sesi, kendisi ise divaların divasıdır. uydudan yayın yapsalar da, tüm bebeleri dünyanın huzur içinde uyusa diye düşünürüm summertime'ı dinlerken. huzur içinde yatsın o da.
  • duydugum en guzel "thank you" ella fitzgerald in tenkyu su galiba... kucuk cocuk gibi tesekkur ediyor alkislara... yani ediyormus vaktinde, canli kayitlardan duydum..
  • bugün hiç çalışasım yok.

    kulaklığı taktım, bir yandan ella fitzgerald dinlerken bir yandan da linkedin'de hiç tanımadığım bir çinliye, sırf sana benziyor diye...

    yok, öyle değildi.

    çinliler garip insanlar. bir tanesi günlerdir ihracat departmanı yerine bana yazıyor. ben dijital pazarlama diyorum, ben hep 50 liralık adwords diyorum, adam anlamak istemiyor. ella fitzgerald çalarken sinirli olmak istemiyorum.

    sabah 6'da arabada da ella fitzgerald dinliyordum. aklıma mehmet pişkin geldi, bu konuda ona biraz kırgınım açıkçası.

    sonra, tam da depresyon dönemindeyken mehmet pişkin'in intiharından çok etkilendiğim için bana nasihat veren psikiyatrım geldi aklıma. "intihar sağlıklı bir davranış değil lustral, önce bunu konuşalım" dedi. 4 yıl sonra kendisi intihar etti. bu konuda ona da biraz kırgınım.

    ella diyorduk, evet. eğer müzik yeteneğim olsaydı ella fitzgerald olmak isterdim ama olmadığı için sadece dinliyorum. bence hepiniz dinleyin, çok güzel söylüyor gıdısını sevdiğim.
hesabın var mı? giriş yap