• senaryosunu aydın arakon'un yazdığı ve aynı zamanda yönettiği, hüseyin rahmi gürpınar'ın eserinden uyarlanmış 1949 tarihli bir film. aynı zamanda yanılmıyorsam nubar terziyan'ın ilk filmidir.
  • içindeki ermeni işçilerin sanat yapıyoruz diye uydurdukları şarkı sözleri yaran kitap.

    2016 yılında beni güldürmeyi başarmış yazarına rahmet okutan.
  • efsuncu baba, beklentilerimin çok çok üzerine çıkarak beni şaşırtan bir kitap oldu. okurken ilk sayfalarda "umarım bitirebilirim" diye düşünürken -ilk diyaloglar sırasında- ilerledikçe güldüm, düşündüm ve yazarın vermek istediği dersleri birer birer aldım.*

    kitabı okumakla okumamak arasında kalanlar varsa eğer şu spoiler kısmına bakıp beklentiyi yükseltebilirler diye düşünüyorum.

    iş bankası yayınları var olsunlar, gayet anlaşılabilir, akıcı bir sadeleştirme olmuş, teşekkürler.

    --- spoiler ---

    “her insanı, hatta her toplumu hoşlandığı yemle avlarlar. mesele, böyle oltalara tutulmayacak kadar insanlığımızı terbiye edebilmektedir.”

    “hemen her yerde ve hele ilim ve irfanın zayıf bulunduğu memleketlerde hile, aldatmacayla daha çok iş görülür.

    güya bütün insanlık yalanı, dolanı ortadan kovarak adalet ve hakikati en saygın makama geçirmek için uğraşıyor. mazallah böyle bir felaket gerçekleşirse hep siyasetler, ticaretler, işlemler durur. bütün dünya altüst olur. en akıllılarımız her gün aldanıyorlar. hepimiz daima aldanıyoruz, fakat fırsat düştükçe aldatıyoruz. bu suretle geçim dengesini biraz düzeltebiliyoruz. aldanıp da aldatmayalar... işte aç kalan güruh bu zavallılardır.”

    “sokak adamlarıyla çene yarıştırma. biri sana budala derse “eyvallah” de geç. bırak ki o adam kendini senden daha akıllı sanarak övünsün.”

    “hakikatin büyüklüğünü tanıyıp da onunla dost olamayanlar, o kılığa bürünmüş yalanlarla oyalanırlar.”

    “bugün diyelim ki bir milyon insan arasında ürkmeden hakikati gören ve cesaretle onu bağırabilen kaç düşünür vardır? işte bu sayı, itirafından sıkılacağımız derecede azın da azıdır. bu azınlık bu koca kitleyi nasıl uyandıracak?”

    --- spoiler ---
  • yazar arkadaşlar genel olarak kitapla ve konusuyla ilgili yazılabilecek çoğu şeyi belirtmiş. ben kitabın tekniği ile ilgili fikirlerini dile getirmek istiyorum.

    kitabın büyük kısmı karakter diyalogları şeklinde bize aktarılıyor. hüseyin rahmi ara sıra bilgilendirmek amaçlı hâkim bakış açısına geçiyor, o da kısacık sürüyor ve kessinlikle yapaylık katmıyor olaya. tabi lise edebiyat derslerinde bu araya girme mevzusu "teknik açıdan kusurlu" olarak nitelendirildiği için bir burun kıvırma refleksi oluşmadı değil ama dediğim gibi kessinlikle rahatsız etmiyor. kitabın son 1-2 sayfasında hüseyin rahmi kitap boyunca anlatmak istediklerini genel olarak toparlanmış ve kitabın ana karakterini bir bakımdan enver paşa 'ya benzetmiştir.

    bütün eserde mizah öğesini kullanan yazarın son 1-2 sayfada bu denli sert eleştiri yapmasına başlarda şaşırdım (söz konusu eleştiri ve açıklamalarıı kitabının sonuna koymasaydı kitabın asıl niyetini anlar mıydım, bilemiyorum açıkçası), daha sonra yazarı araştırınca siyasetle içli dışlı olduğunu öğrendim ve o sert eleştirileri doğal karşıladım. sözün özü; bizim şimdi kusurlu olarak tabir ettiğimiz eser tekniği kitapta çok hoş durmuş, dönemine göre düşününce de, halk için sanat yapan bir insanın nasıl bir üslup kullanması gerektiğini gayet güzel bir biçimde gözler önüne sermiş.
  • kitabına biraz bakalım.
    75 sayfalık bir romandır.(uzun hikaye de diyebilirsiniz.) bir otobüs kitabıdır, yahut bir demlik çay ile okunabilir.(demlik bitmeden kitap bitebilir.)
    hüseyin rahmi gürpınarsevet-i fünun dönemi bağımsız sanatçısıdır. ilk bilinçli natüralistimiz olan yazar, ahmet mithat efendinin yolunda gitmiştir. araya girip bilgi verme kısmını çok keyifli bir hale getirmiştir efsuncu baba’da.
    kitabı kesinlikle herkes okumalıdır, iş bankası yayınları’nın 2018 nisan itibari ile başladığı türk edebiyatı klasikleri dizisinden okudum, tavsiye ederim. hüseyin rahmi ile çok geçmeden tanışmalısınız, okumak için edebiyatçı olmaya gerek olmayan bir kitaptır.
    son olarak diyalogları ile ciddi ciddi güldürür, eğlendirir. (otobüste okursanız kitaba bakıp sürekli gülümser bir vaziyette kalacağınız için belirtiyorum.)
    --- spoiler ---

    kısaca
    --- spoiler ---
    agop ve kirkor iki ermeni arkadaştır. iplik yapma işi ile binbirdirek’tedirler.
    ardından divane efsuncu baba enveri ortaya çıkar. define aramaktadır.
    agop ile kirkor’un kendisine gönderilmiş lahur ile mahur adında iki melek olduğuna inanır. ardından olaylar gelişir ve define aramaya koyulurlar.
    enveri’nin kızıyla evlenmek isteyen bir genç bir düzenek kurar ve bu hurafelerle enveri’yi kızı kendisine vermeye ikna eder. (yoksa defineye ulaşamayacağımı söyler.)
    kitabın sonunda toplumların bu inançlara sahip olması ve bazı siyasi kişilikler eleştirilir. (son iki üç sayfa.)
  • hüseyin rahmi gürpınar'ın komik bir uzun hikayesi. olaylar istanbul'da geçiyor. topkapı, çemberlitaş ve hobyar taraflarını anlatıyor. istabul'da yaşayıp şehri iyi bilenler kitabı daha keyifle okumuşlardır diye düşünüyorum. zira istanbul'a sadece turist olarak gittiğimden tanıdık bir mekana denk gelince "orayı biliyorum" diyorum. bu da ayrı bir çeşni katıyor okuma saatine.

    son olarak kaba sofu ebulfazl enveri karakterini enver paşa'dan ilham aldığını kitabın son kısmındaki ağır eleştirisinden anlıyoruz.
  • içindeki minik minik göndermelerle kahkaha attıran hüseyin rahmi gürpınar kitabı. özellikle şu sayfada agop'un ingilizler hakkında söylediklerine çok güldüm.

    ince bir kitap olduğu için bir çırpıda okunuyor. bence tam bir yolculuk kitabı. kitapta anlatılanların bugün bile geçerliliğini korumasıysa trajikomik. umarım bir gün tiyatroya uyarlanır.
  • eğlenceli gizemli sosyal politik bir kitap anlatmak isteğini alttan alta komik bir şekilde anlatan anlayana güzel mesajlar veren ufacık bir kitap tavsiye edilir
  • attığı her adımı hurafelere ve batıl inançlara göre belirleyen bir karakterin etrafında şekillenen kısa bir roman. ebulfazl enveri isimli bu karakterin hayatında büyünün, tılsımın, simyanın büyük bir yeri vardır ve eline geçen bir kitapta istanbul’un hazinelerinin kendisine şifreli olarak bildirildiğine inanarak define aramaya koyulur. kitabın işaret ettiği şifreyi çözmek ve tılsımı kaldırmak amacıyla yerebatan sarnıcına gider. sarnıçta define aramaktayken iki ermeni vatandaşın dikkatini üzerine çeker. onun şüpheli hareketlerinden define aradığını anlarlar. enveri ise karşısına çıkan bu iki ermeni’nin defineye ulaşabilmesi için kendisine gönderilen iki melek olduğunu zanneder ve olaylar gelişir.

    efsuncu baba, beklentilerimin çok üzerine çıkmayı başarabilen, güldürürken düşündüren, ‘toplum için sanat’ anlayışını benimsemiş hüseyin rahmi’nin sanatçı kişiliğini ve yaratmak istediği toplumsal dönüşüme dair önemli ipuçlarını ortaya çıkartan bir edebiyat klasiği olarak değerlendirilebilir. yayın yılı 1924 olan bu romanın son bölümünde hüseyin rahmi, türk toplumundaki batıl inancın had safhada olduğundan dem vuruyor ve eleştirel düşüncenin önemini vurguluyor.

    bu kitabın yayınlanmasından bu yana neredeyse 100 yıl geçti. hüseyin rahmi ve diğer toplumcu yazarların hedeflediği eleştiri kabiliyetleri gelişmiş bir toplum olma idealinden halen oldukça uzağız. batıl inançlarımız bugün hala var. 100 sene öncesine göre sadece form değiştirdiler. artık kitap içerisindeki şifrelerden define aramak değil günlük burç yorumlarından astrolojiyi takip etmek çok moda.

    hakikatin yalınlığıyla bir kez olsun tanışmamış olanlar, hakikat kılığına bürünmüş yalanları ayırt etmekte çok zorlanırlar. insana farkındalık katan, topluma yön vermeye çalışan bunun gibi edebi eserleri çok değerli buluyorum. 84 sayfalık bu kısacık kitapta, hakikati aramanın güzelliğini, hurafelerin pençesine düşmüş bir karakterin satır aralarına gizlenmiş eleştirisi üzerinden okuyacaksınız.

    -------
    ilgilenenler için bu kitabın da olduğu; kitap ve belgesel alanında nitelikli eserleri ve yorumlamaları içeren şu sayfayı inceleyebilirsiniz:
    https://www.instagram.com/ovekakitap/
  • ilk kısımları katlanılmaz derecede olan, efsuncu babanın hikayeye giriş yapmasıyla eğlencesi başlayan, sonlara doğru meraktan çatlatan, kendisini okutan bir kitap. siyasi göndermesini, eleştirisini hiç umursamayıp tamamen eğlence amaçlı okudum.
hesabın var mı? giriş yap