• macar asıllı yahudi fizikçi, ayak oyuncu, ispitçi, bilimin ve bilim adamı etiğinin sınırlarını bi hayli esnetmiş götoş. küçükken geçirdiği bir kazada bacağını kaybetmiş, sovyetlerin macaristanı işgali sebebi ile ruslardan, komünizmden acaip nefret etmiş, hidrojen bombasını geliştirmesinde de bu nefretinin büyük etkisi olmuştur kanımca. mccarthy ve yürüttüğü cadı avının rüzgarını arkasına aldığı dönemde gıyabında ifade verip "höttür, göttür" dediği oppenheimer'ın akreditatasyonun iptalinde de büyük rolü olmuştur.
  • nükleer deneme projesini yunanistan ana kraliçesi frederika'ya sunduğunda " teşekkürler dr. teller, ama yunanistan'da yeterince antik harabe var. " yanıtını aldığı söylenen nükleer sevici...

    insanoğlunun ölümlü olmasının aslında hiç de kötü olmadığını kanıtlayan müteveffa...
  • degisik bir kisilik. 1908 yilinda budapest'de piyanist bir annenin ve avukat bir babanin evladi olarak dogan macar asilli amerikali. 2003 yilinda 95 yasinda amerikada vefat ediyor. doktora hocasi werner heisenberg ki kendisi alman nukleer bomba projesinde ana arastirmacilardan birisi olarak yer almaktadir. almanlardan once edward teller'in icinde bulundugu manhattan projesinin atom bombasi yapmasi herhalde niels bohr'un almanya'nin elindeki almanlardan (deutsche physik ve onun baskisindaki almanlar) cok amerikanin elindeki almanlari tercih etmesinden kaynaklanmaktadir diye dusunuyorum. son makalesi 2005 yilinda post mortem olarak nuclear technology dergisinde thorium-fueled underground power plant based on molten salt technology basligi ile basilmistir. omrunun son yillarinda kor oldugu dusunulurse son makalesi takdire sayandir.

    cocukluk yillarinda matematige olan ilgisini ilk hatirladigi anilardan biri olarak, bir yilda kac saniye oldugunu hesaplamasi olarak anlatmakta. bu islemi kagit kalem kullanmadan kafadan yapmaya calisip her seferinde farkli bir sayi bulup eglendigini anlatmaktadir. cocuk yasta geek olmak herhalde boyle birsey, cocuk yasta akademik merak boyle oluyor herhalde.

    27-28 yasinda kendisini pure scientist olarak tanimlamakta ve muhendislikle ilgilenmedigini soyluyor, hitler yuzunden amerikaya geciyor. bu gecis esnasinda bir yil kadar kopenhag'ta niels bohr (teller'in hocasi heisenberg'in doktora danismanlarindan birisi ayni zamanda) ile calisma firsati buluyor. yillik fizik konferansinda george washington universitesinde calisirken ocak 1939'ta konferansa neils bohr geliyor ve atomu acikliyor ve ogrencilerinin calismalarindan da haberler veriyor ve son olarak nuclear fissiondan bahsediyor. kendisinin soyledigine gore teller fizigi heisenbergden ogrenmis, heisenberg de fizigi ogrencisi oldugu bohr'dan ogrenmis olmasina ragmen ilk duydugunda ne anlama geldigini anlamamis fissionun. leo szilard baska bir macar ve teller'in yakin arkadasi konferanstan sonra geliyor ve fission'in ne anlama geldigini uzun uzun anlatiyor teller'a. kendi ifadesine gore bu isi detayli olarak ogrendiginde 1939 ocak ayinin sonuymus.

    1939 mart ayinin sonunda bir gece arkadasiyla mozart calarlarken telefon caliyor ve szilard atom bombasinin mumkun oldugunu telefonda anlatiyor. o yilin yazi columbia universitesinde ders verirken, szilard da ayni universitede fissionin olasiliklari uzerine calisiyor. szilard araba surmedigi icin tellerdan rica etmis long island’in kuzey ucuna albert einstein’a gitmek istedigini soylemis. amerikada ride vermek bir insanlik gorevi oldugu icin tabi ki evet demis teller. boylelikle nukleer kariyerine szilard'in soforu olarak baslamis. einstein'i bulmuslar, szilard mektubu ingilizce yazmis ama ikili butun muhabeti almanca yapmis. einstein mektubu iyice okumus ve imzalamis. o mektup yaklasik 3 ay sonra, ikinci dunya savasi basladiktan sonra, rooseveltin eline ulasmis (bkz: einstein szilard mektubu). bunun uzerine roosevelt manhattan projesini baslatmak icin bir konferans duzenleniyor ve cagirilanlar arasinda enrico fermi de var, fermi konferansa gelmeyi reddediyor. daha oncesinde deniz kuvvetlerine gidip fission’dan bahsetmis fermi ve kimse dinlememis, o yuzden gitmeyecegini soyleyip reddetmis. teller israr etmis gelmesi icin bu da gitseydim soyle soyle derdim diye soylemis teller'a. teller da gidip fermi'nin soylediklerini iletmis konferansta. bu sekilde mesaj tasiyicisi olmus fermi’nin. ilk yil operasyonlari icin 6000 dolar almislar butce olarak. sonrasi malum.

    atom bombasi icin fikri, ozgurlugumuzu korumak icin yapmaliydik ve yaptik pisman degilim diyor ama atom bombasinin kullanilis sekli icin ise: "inaniyorum ki ilk atom bombasi tokyo bay uzerinde 30 bin ft yukseklikte kullanilsaydi, ki yapabilirdik, cok ses cikarirdi ve butun geceyi aydinlatirdi ama bir insani bile yaralamazdi ve bunu hirohito gorunce savasi bitirmek zorunda kalirdi. bunu gostermememiz buyuk hataydi" diyor teller. besbelli ki cin siseden cikinca geri koyamamislar, politikacilar ve askerler catir catir insanlar uzerinde kullanmislar, bunlar da kullanildiklariyla kalmislar. ha karsiliginda para ve sohret kazanmislar ama bir cok insanin ahini da almislar. akademik meraklari, hitler korkulari ve nefretleri biraz da gozlerini kor etmis, ya da bunlar atom bombasi yaptiktan bir sure sonra almanlar da atom bombasi yapacak ve denge geldigi icin atom bombasi kullanilmayacak diye tahmin ediyorlardi herhalde. fakat almanlar atom bombasi yapamadi, askerler ve politikacilar o bombayi japonya uzerinde catir catir kullandi. o donem los alamos'un direktoru robert oppenheimer gibi afilli bir sekilde now i am become death the destroyer of worlds demedi ve ilerleyen yillarda, 1954 yilinda, oppenheimer'in guvenlik iznini iptal edilmesinde sahitlik yapti. oppenheimer virgin adalarina surgune gitti kendisi de akademik camiada pek sevilmeyen bir insan haline geldi. sarap olup yillanmasi beklenirken sirkeye caldi. son makalesinin nature tarafindan reddeddilmesini de buna yoranlar yok degil.

    1961 yilinda engineering with nuclear explosives diye california berkeley'de lisans ustu seviyesinde ders verdi, dersin konulari arasinda panama kanalina alternatif paralel bir kanalin nucleer bomba ile acilabileceginden panama kanalinin genisletilebileceginden, madenlerin acilmasinda nucleer bomba kullanilabileceginden bahsetti.

    1964 yilinda yapilan engineering with nuclear explosives konferansinda yayinladigi paperda biografisini verirken "unlike many of the nuclear physicists who helped develop the world's first atomic bomb. dr. teller continued to work on nuclear weapons after hiroshima and the end of world war ii. he did this in the firm belief that there were many unexplored applications of nuclear energy and because he felt that the united states would need advanced nuclear weapons to successfully oppose future dangers" diyerek resmen burda oppenheimer'a al bunu alamaz misin, sen ne bicim delikanlisin dedi.

    1979 yilinda three mile island vakasinda wall street journal'a 2 sayfalik bir lobby yazisi verdi ve basligini "i was the only victim of three-mile island" olarak secti. acilis paragrafi ise: "on may 7, a few weeks after the accident at three-mile ısland, i was in washington. i was there to refute some of that propaganda that ralph nader, jane fonda and their kind are spewing to the news media in their attempt to frighten people away from nuclear power. i am 71 years old, and i was working 20 hours a day. the strain was too much. the next day, i suffered a heart attack. you might say that i was the only one whose health was affected by that reactor near harrisburg. no, that would be wrong. it was not the reactor. it was jane fonda. reactors are not dangerous." seklindeydi.

    neticede edward teller degisik bir renk, degisik bir tat, cogunlukla aci ve siyah olarak, gunahiyla sevabiyla yasadi gitti...
  • 20. yüzyılın önde gelen fizikcilerinden kendisi..ayrıca hidrojen bombasının başlıca mimarlarından ve nukleer gücün avukatı..9 eylulde stanforddaki evinde 95 yaşında iken ölü bulundu.
  • gereğinden fazla yaşamış bir adet orospu çocuğu.
  • sovyetler birliği'ne karşı 10 gigaton (10 bin megaton) gücünde "sundial" ve "gnomon" adlı iki hidrojen bombası yapılması için epey uğraşmış bilmi adamı(?).

    bombaların her biri yalnızca infilakları ile ülkeleri haritadan silebilecek, radyoaktif serpinti vs ile tüm dünyayı etkileyebilecek güçte. bu fikri ilk kez açtığında, muhatapları "deli bu" türü tepkiler vermiş. neyse ki sadece fikir aşamasında kalmış.

    (bkz: http://blog.nuclearsecrecy.com/…h-of-a-bigger-boom/)

    (bkz: https://www.rbth.com/…or-the-10-gigaton-bomb_556351)
  • bildiğiniz tüm kötüleri unutun. en korkuncu bile bu bilim adamının yanında ancak muhallebi satar.
    soğuk savaş döneminde sovyetler birliği ile amerika arasındaki nükleer silahlanma yarışında, hidrojen bombasına olan saplantısı nedeniyle bu gezegenin bir siyasal istikrarsızlık çağında yok olmasına sebebiyet verebilecek olan yegane kişisidir.

    (bkz: this is real evil bitch)
  • atom bombasının kullanımından sonra ne bok yediklerini anlayan robert oppenheimer'ın vicdan azabının binde birini yaşamayan david robert jones. öyle ki, los alamos'ta 1943 ve 1945 arası yöneticiliğini yapan oppenheimer aleyhinde ifade vererek oppenheimer'ın tüm güvenlik izinlerinin elinden alınmasına neden olmuşluğu vardır.
  • 1993 yılında science'de yayınlanan bir yazıda mealen şunları söylemiş. "halen zaman zaman hidrojen bombasini ürettiğim için pişman olup olmadığım soruluyor. buna cevabim değilim". bilimin sonuçlari ile ahlaki meseler arasında çelişki fikrine inanmıyorum diyormuş.
  • puştun afillisi, orospu çocuğunun önde gideni, yukarıda da belirtilmiş dr. stangelove'ın prototip ve esin kaynağı. ama belirtmek de zorunlu, zeki değil, çok zeki de değil, üstün zekadır (deha dediğiniz, daha da yüksektir ve gerçekten çok ender bulunur).

    boşuna dememişler el, elden üstündür diye. manhattan projesinin kaymak tabakası olan, en üst düzey teorik (oppenheimer da dahil olmak üzere, hepsi nükleer değil) fizikçi arasında, gerilerde yer alır. ezici çoğunluğu solcu olan en üst ve üst düzey bilim adamları, nazilerin nükleer silah yapamayacağını anladıklarında ve/veya sonunda işin suyunun çıkacağını kavradıklarında; konuya mümkünse son verme ya da hiç olmazsa denetim altında tutma fikrini öne sürdüler. neredeyse tamamı ya kendi isteğiyle ayrıldı veya programla ilişiği kesildi. ilk kuşaktan geriye kalanlar arasında en iyilerinden birisi olması teller'in önünü yol açtı. güce karşı olan zaafı nedeniyle de, bekçi murtaza rolünü havada kaptı.

    başlıca zaafları:

    - zekası fazla esnek değil
    - pratikten çok uzak, neredeyse hiç yok desek yeridir (bkz: aşağısı)
    - güçlü olana yardaklık etmeye feci meraklı
    - bir de fazla aceleci imiş (bu yüzden sık yaptığı hataları çalışma arkadaşları düzeltirmiş).

    termonükleer (hidrojen) bombasının babası diye lanse edilmiştir. hiç diyemeyiz, ancak pek doğru değil, oldukça aşırı bir abartmadır. ilk tasarımı hatalıydı. ilk termonükleer patlama testine konu olan bir sonraki elli sekiz tonluk, (o sıralardaki) en büyük nakliye uçağının, o da taş çatlasa iki üç bin kilometreye zor taşıyacağı bir düzenekti. buna da oppenheimer filminde, senaryoda araya sokulan bir cümleyle dokunulmuş. işin gerçeği, abd'nin ilk kullanılabilir hidrojen silahı onunla, daha çok işi asıl kotaran (ayrıca en baştaki tasarımın işe yaramayacağını da göstermiş olan) stanislav ulam'ın eseridir. (not: ilk taşınabilir iki kademeli nükleer silahı patlatan sovyetlerdir, ancak bu yeterli <megaton düzeyine çıkabilecek diye anlayın> bir termonükleer silah sayılmazdı) ama gel gör ki hidrojen bombası, oldukça yakın zamana dek, bir tek teller'in adıyla anılırdı.ne diyelim? propagandanın gücü, politikanın cilveleri.
hesabın var mı? giriş yap