• cinsel organlar belirgin şekilde resmedilseydi, eminim, sol paneldeki resimde, küçük âdem'in erekte halini kolayca görebilirdik* evet, âdem'in havva karşısında dibi düşmüşçesine bir bakışı var, ama aslında tanrı, havva'yı âdem'e sunduğu esnada âdem'in bakışı tam olarak nereyi işaret ediyor belli değil -bu resmi hareketlendirebilseydik, âdem'in gözlerinin bir tanrıya, bir havva'ya aynı şaşkınlıkla dönüp dönüp bakması gerekirdi. çünkü burada çok boyutlu bir tanışma söz konusu. âdem'in kendi benzeriyle (öte yandan cinsî anlamda farklısıyla) ve tanrıyla tanışması- gözlerindeki ifade, "yeni" ile tanışmanın korkusu ve şaşkınlığının yanında, bir "baştan çıkarılma"nın heyecanına da sahip... bu karmaşık duygular ve düşünceler içerisinde, kendisine sunulanlarla belki en çok rahat ettirilmek istenen varlıktır âdem, ama üzerinde taşımaya mahkûm olduğu tedirginlik sayesinde, aslında en çaresiz olan da yine kendisi... çünkü tanrı, ne yaptığını zaten çok iyi bilen bir duruşa sahip. havva da kapatmış gözlerini, yaşamın armonisinin kollarına erkenden bırakmış kendisini. çevrenin diğer ögelerinde de bu armoniyi yakalayabiliyoruz: birlikte hareket eden kuş cinsleri, doğayla etkileşim hâlinde veya kendi hâlinde telaşsızca dolaşan diğer hayvanlar... tüm bunlar, başlangıcın yalınlığını taşıyor. bununla birlikte, aşağı kısımlara doğru o saflığın, zorunlu, durdurulamaz bir mutasyona yatkınlığı da göze çarpıyor. gölün sağındaki ağaca dolanmış yılan ve ağaçta bulunan - merkezdeki panelde daha da belirginleşecek ve çeşitlenecek meyvelerin - neyi çağrıştırdığını zaten klasik hikâye sayesinde iyi biliyoruz. en alt kısımlardaysa, perspektifin de katkısıyla daha da görünür bir hâl alıyor bu mutasyon meyili: sağ altta, elinde bir kitap tutan balık/ördek benzeri bir yaratık, onun üst tarafında ağzında kurbağaya benzer bir şeyi kıstırmış bir kuş veya âdem'in alt solundaki kedi-fare gibi...

    merkez panelde ise yasağın ne meyvesi kalıyor, ne vücudu... buradaki vücutlarda da ilk paneldeki, âdem ve havva'nın çıplaklığına benzer bir çıplaklığa biçimsel olarak tanık olsak da artık hiç kimsede yaklaşma ve dokunma korkusundan eser kalmıyor (bu bölüm bana stanley kubrick'in "2001: a space odyssey"indeki taş bloka yaklaşan ilk insanın ve ondan yüzyıllar sonraki insanın cesaret farklılığını hatırlatır bir yandan, pek anlamlı bir benzetme olmasa da). bu panelde gördüğümüz insanlar adeta birer sefa pezevengine dönüşüyorlar. meyveler, bitkiler, hayvanlar, kısacası doğadaki her şey, sanki sadece insanın hazzına hizmet etmek için varmış gibi bize aksettiriliyor. meyve sadece yenmiyor, bir eğlence aksesuarı oluyor; hayvanlar sadece avlanıp beslenmede kullanılmıyor, insanların oyunlarının canlı araçları durumundalar. cinsellik, olağan (ne demekse) bir çiftleşmenin çok ötesinde, gerçeğe dönüşen fantezilerde yaşanıyor. utangaçlık yok oluyor; cinsiyetlerin birbirleriyle münasebeti, rahatlığın, doğallığın ötesine çoktan geçip üstüne bir de yaratıcılık arıyor (sol alt taraftaki kürenin içinde yer alanlar ise, refahtan ve özgürlükten vazgeçmiyorlar, ama yine de sanki biraz daha mahremiyet arıyorlar). yaşanılan her şey, şaşkınlıktan uzakta, kendi bağlamının doğallığında yaşanıyor. insan dışındaki nesneler, tabii vaziyetlerinden çok farklı boyutlarda ve bütünleşmelerde mevcut ve hepsi insanın emrinde... insan, doğanın çeşitli unsurlarını kendi tatmini için dönüştürüyor, eğiyor, büküyor, birleştiriyor.

    ve buradan cehenneme geçiyoruz. bu noktada ressam, insanoğlunun korkularına değinme cesaretini mi gösteriyor, yoksa sadece dinlerin, "kutsal" kitapların kestiği cezaları bir şekilde tasdikleme amacı mı güdüyor, bilemiyorum. yani orta panelde gördüğümüz hedonizmin cezası mı kesiliyor? aslında, cezanın ötesinde, bir tür lanetlenme diyebiliriz buna. çünkü, cehennemde de bazı hazcı görüntülere tanık oluyoruz, ama artık bu davranışlar öyle bir vaziyette ki orta panelde gördüklerimiz çok mülayim bir manzarayı oluşturuyor bunların yanında ve sanki insanlar cehenneme yalnızca pasifçe düşmüyor, aynı zamanda onun mevcudiyetinin sebebi hâline geliyorlar. tabii, acınası şekilde, orta panelde olayların öznesi konumunda olan insan, burada olayların nesnesi durumuna düşüyor. orta panelde erotik çağrışımlar yapan "çıplaklık", bu bölümde "zayıflığı, savunmasızlığı" temsil ediyor. kendisi dışındakileri zevk objesi olarak kullanmış insan, gün geliyor, o pozisyona tüm acısıyla kendisi düşüyor. bunun en bariz örneğini, tahtta oturan yaratığın ("şeytan" veya "cehennemin kralı", her neyse) bir insanı kraker gibi bir güzel götürmesinde görüyoruz. diğer yaratıkların da insanlar üzerinde farklı farklı ürkütücü hâkimiyetine tanık oluyoruz.

    âdem-havva'dan yola çıkıp cehenneme varılmasıyla, bosch'un, yaşama aslında bir günah-ceza güzergâhından geçerek yaklaştığını söyleyebiliriz. bu günahların asıl dokusunu ise cinsellik oluşturuyor. yani sanki, insanları yoldan çıkaran şeylerin başında cinsel iştahları geliyor. bu bakımdan bosch'un; döneminin, o dinsel atmosferden soyutlanamayacak etkisinde zoraki kaldığını düşünebiliriz, ancak bunların hiçbiri bosch'un özgünlüğüne halel getirebilecek şeyler değil. benim gibi, resimle pek ilgisi bulunmayan birine bile bunları yazma ihtiyacı yüklemiş bir resim... dakikalarca, tıpkı bir filmi izlercesine bakılabilecek bir resim...

    ekleme/düzeltme: ressam değilim, nadiren bir şeyi çiziktirmek veya bazı resimler ile ilgili ufak tefek bir şeyler okumak dışında resimle ilgili bile değilim, ama bu resmin ve -kendim de biraz detaycı biri olduğum için belki- hieronymus bosch'un yeri başkadır. bu yazıyı yazarak aslında resmin kendi hafızamdaki yerini daha da belirginleştirmek istemiştim. gösterdiğiniz ilgi sonrasında, yazım yanlışlarını ve anlatım pürüzlerini düzelterek metni güncelledim. mesajlarınız, beğeni bildirimleriniz için çok teşekkür ederim.
  • hieronymus bosch'un urkunc dunya-obur dunya tasvirlerine ev sahipligi yapan, asagi yukari besyuz yillik boyali atlasi.. sagli sollu bir uclu panelden mutesekkil.. artistik tarihin en muamma bahcesi; bir nevi asit trip'in oil on panel karsiligi.. su an madrid-museo del prado'da..
  • cehennem kanadındaki figürlerden biriyle ilgili eğlendirici ayrıntı için: http://chaoscontrolled123.tumblr.com/…onymus-boschs
  • müzede* önünde siftinenler* yüzünden tabloyu aşırı detaylı inceleyecek kadar vakit bulunamasa da boyutları ve içindeki sayısız kombinasyonları ile insanın ağzını açık bırakan bir hieronymus bosch tablosu.

    tablo aslında bildiğimiz insanın "düşüş"ünü anlatırken, dünyevi zevkler yani orta panele gelindiğinde bana "nerde çokluk orda bokluk" deyimini hatırlatmıştır. nerede o ilk tablodaki iki kişinin huzuru, nerede mitoz bölünme...

    ayrıca resmedilenler feci şekilde dali'yi çağrıştırmakta; sanki bosch olmasaydı dali olmazdı gibi enteresan bir fikre götürmektedir insanı. inanmayanlar buyursun.
  • jerome bosch'un bu deliliğinin kılcal damarlarına kadar götüren mükemmel bir animasyon için bkz.
  • hieronymus bosch’un sembolizmle dolu gizemli şaheserinin heyecan verici hikayesini yüksek çözünürlükteki görüntüleri eşliğinde öğrenmeye ne dersiniz? her bir detayı sesli ve yazılı anlatımla desteklenmiş sitede dilerseniz eser üzerindeki metin kutucuklarını rastgele seçebilir veya tura katılıp kendinizi akışa bırakabilirsiniz. ekstra hikayeleri ve her üç panelde de kullanılan ses efektleri oldukça başarılı.

    the garden of earthly delights

    sitenin uyarısı: en iyi sonuç için masaüstü veya dizüstü bilgisayarınızla google chrome’da sesi açık bir şekilde kullanmanız.

    iyi eğlenceler.
  • bu güzide tablonun cehennem panelindeki bir günahkarın poposunda yazan notaları düzenleyince ortaya şöyle bir şey çıkıvermiş, ama göz gezdirirken jim spalink adlı birinin bunu daha da güzelleştirerek ortaya şöyle bir şey daha çıkardığını gördüm, daha da beğendim. bu parçayı dinlerken bir yandan da tablonun ayrıntıları arasında kaybolmak büyüleyici oluyor.
  • en beğendiğim eserler arasında yer alıyor...
    araştırırken bulduğum ve eser hakkında iyi bilgiler veren bir siteden. kaynak en altta.

    erken hollanda dönemi ressamlarından hieronymus bosch tarafından yapılmış olan dünyevi zevkler bahçesi ressamın 40-50 yaşları civarında tamamladığı ve en popüler ve en incelikli eseri olarak kabul edilir. başka hiçbir eserinde bu derece canlı görüntüler ve karmaşık anlamlar üzerine çalışmamış olan bosch'un eseri yeteneğinin zirvesinde iken ürettiğine inanılır.

    dış kapaklar:
    bir orta panel ve üzerine kapanan iki yan panelden oluşan kare şeklindeki eser kapandığında dış kapaklarında başka bir görünüm elde edilir. dış kapaklarda görünen dünya şekli içeride yer alan görünümlerden çok öncesini, dünyanın yaratılış esnasındaki halini yansıtmaktadır. kristal bir küre şeklinde betimlenmiş dünya halen oluşmakta ve yeşillikler dünyanın üzerinde yer almaya başlamaktadır. resmin sol üst köşesinde görünen figür dünyayı yaratmakta olan tanrı'dır. üst kısımdaki yazıda incil'den bir alıntı olan "o konuştu ve oldu; o emretti ve durdu" yazmaktadır.
    bu dış kapak görüntüsü ve yazılar ile bosch eserine dini bir içerik katmış olur.

    iç kısım:
    iç kısım incelendiğinde ise birbirini kronolojik olarak takip ettiğine inanılan üç ayrı sahne görünmektedir. soldaki sahne cennet, ortadaki dünya ve sağdaki ise cehennem olarak yorumlanır.

    sanat tarihçiler ve eleştirmenler genel olarak eserin "hayatın cazibeleri"nin tehlikeli yönlerini gösterip onlara karşı koymak adına yaratılmış bir didaktik eser olduğuna inanmışlardır. fakat, özellikle orta panelde yer alan yoğun sembolizm birçok uzmanı aslında orta panel'in bir uyarı niteliğinden çok "kaybedilmiş cennet"in bir görünümü olarak da yorumlanmasına sevk etmiştir. dış kapaklar ve iç kısımdaki 'öteki dünya'ya dair göndermeler sebebi ile bir kilise sunak panosu olarak tasarlanmış olduğu düşünülebilecek eser, özellikle orta ve sağ panellerdeki sıradışı absürdlükte görünümler sebebiyle aslında bir özel müşteri tarafından da sipariş edilmiş olabileceği kanısını destekler.

    sol panel:
    sol panel iç kısmın ilk aşaması olarak kabul edilir ve cennet'le özdeşleştirilir. cennet bahçesi'nde "garden of eden" görülen üç ana figür tanrı, adem ve havva'yı betimler. ortada duran tanrı, bir elinden tuttuğu havva'yı diğer tarafında uykusundan yeni uyanmış olan adem'e takdim etmekte; bir eliyle de birlikteliklerini kutsadığını işaret etmektedir. tanrı genel betimlere göre oldukça genç, daha çok isa gibi görünmektedir. adem bir yandan uzanırken, aynı zamanda da tanrı'nın ayağına ayakları ile dokunmaktadır. bu şekilde tanrı, adem ve havva figürleri kapalı bir devre oluşturmakta ve ilahi güç figürler arasında birbirine akmaktadır.

    gözleri yere dönük, erdemli bir şekilde kendini adem'e sunan havva'nın masum duruşu ile birlikte adem'in son derece şaşkın ve ilginç bir bakışa sahip olduğu görülür. bunun, hem uyandığında tanrı'yı karşısında görmesi, hem de kendi bedeninden yaratılmış havva ile ilk kez birlikte olmak için duyduğu ilkel dürtüden kaynaklandığı düşünülebilir. havva'nın hemen ardında görünen tavşan doğurganlığı, adem'in arkasındaki ejderha ağacı (dracaena) ise sonsuz yaşamı temsil etmektedir.

    cennet görünümünün geri planını kulübe gibi görünen çeşitli taş ve organik malzemeden yapılmış bir manzara doldurur. geri plan dönem avrupalılarına oldukça yabancı görünecek çeşitli egzotik hayvanlar - bir zürafa, bir fil ve avını öldürmüş olan bir aslan - ile doludur. önplandaki çukurdan kuşlar ve çeşitli başka hayalürünü hayvanlar çıkmaktadır. kuş kanatlarına sahip balık ve insan ellerine sahip kitap okuyan ördek ilginç yaratıklardan bazılarıdır. bu hayalürünü yaratıklarla birlikte fil ve zürafa gibi gerçekçi egzotik hayvanların görüntüleri de bosch'un karşılaştığı çeşitli gezi kitaplarındaki el çizimlerinden gelmektedir.

    bazı eleştirmenlere göre eserdeki cennet bahçesi ilk günahın işlenmesi ve kovuluştan önceki masum görünmesi gereken cennetten uzaktır. adem'in bakışları şaşkınlıktan öte bir beklenti içinde ve hatta şehvetlidir. bu da insanların ta yaratılışın başından itibaren ilk günahı işlemek için lanetlenmiş olduğuna dair inanışı destekler. bazı ortaçağ inanışlarına göre adem ve havva aslında ilk günahı işlemeden de cinsel birliktelik yaşıyorlardı; fakat ilk günah yasak meyvenin yenmesinden sonra üreme amacının dışında cinselliği tatmaları sonucu işlenmişti. bu ilk günaha dair göndermelerden biri olan ağaca dolanmış yılan da resmin orta kısmında sağda görünmektedir.

    orta panel:
    bu panel üçlü resme ismini de veren geniş bahçe manzarasını gözler önüne serer. sol kanat ile aynı ufuk çizgisini ve benzer şekilde konumlanmış iki merkezi havuz görüntüsü sol panel ile zaman ve mekan bazından bağlantı sağlar. buradaki manzara soldaki cennet görünümü değildir, fakat tam olarak maddesel bir 'dünya' görünümü sunduğu da söylenemez. bahçe çok sayıda erkek ve kadın figürleri ile birlikte çeşitli büyüklüklerde hayvan türleri ve meyveler ile doludur. gerçek ve hayalürünü bu yaratıkların arasında insanlar çiftler ve gruplar halinde çeşitli ilginç ve hatta şehvetli hareketleri hiç çekinmeden - sanki bir ergenin cinsel meraklılığını yansıtır gibi - sergilemektedirler.

    orta paneldeki çok sayıda insan figürü yer yer cinsel hazlar aldıkları, kendi kendilerine eğlendikleri, hayvanlarla oynadıkları ve doğayla bütünleştikleri türlü aktivitelerde aslında masumane ve bencilce eğlenmektedir. geri planın ortasındaki büyük mavi kürenin içinde görünen bir adam partnerinin cinsel organını okşarken hemen yanlarında bir çıplak kalça görünür. kürenin bulunduğu nehirde kocaman bir kırık yumurtaya girmeye çalışan çok sayıda figür görünürken, farklı renkte (beyaz ve zenci görünümlü) aşıklar, denizkızı görünümlü yaratıklar, bir çileğin etrafında toplanmış oturan bir grup gibi incelendikçe seyirciyi daha da hayrete bırakan çok sayıda şaşırtıcı figür gözlemlenebilir.

    panelin birçok kısmında gruplar halinde beyaz ve siyah derili insanlar ile vücutları kahverengi tüylerle kaplı insanlar bir arada yer alırlar. bu ilginç betimlemenin sembolik anlamının ilkel insanlığa mı işaret ettiği, yoksa modern uygarlığa bir alternatifi mi gösterdiği kesinleştirilememiştir.

    sağ alt köşede resimdeki tek giysili figür olan adam görünür. diğer figürlerden farklı olarak boğazına kadar kapalı giyinmiş olan bu adam figürü, diğer figürler gibi açık renkli saçlı değil, koyu kahverengi saçlıdır ve idealize edilerek çizilmiş bir yüzü yoktur. hemen önünde yere dirseğini koymuş, elinde bir elma tutan yine tüylerle kaplı bir kadını işaret etmektedir. ağzı kapatılmış bu kadın figürü sanki bir sır söyleyecekmiş de susturulmuş gibi görünürken bu iki figürün yine adem ve havva olması olasılığı üzerine yorumlar yapılmıştır.

    panelin geri ve ön plandaki havuzlarında çiftler karmaşık halde yer alırken ortadaki yuvarlak havuzda kadınlar ve onların çevresinde hayvan grupları üzerine oturmuş dönen erkekler görünmektedir. bu dönen erkek grubunun içinde sol üstte kahverengi atının üzerinde takla atan adam havuzdaki kadınların dikkatini çekmek ister gibidir. bu şekilde erkekler ve kadınlar arasındaki doğal etkileşim ve çekim gücü de vurgulanmaktadır.

    bazı sanat tarihçilerine göre bu orta panel yıkım ve çöküşten önceki geçici ve eğlendirici yozlaşmayı gösteren bir alegoridir. bu tuhaf eğlenceler ve cinsellik içinde kaybolmuş figürler aslında kendilerini bekleyen cehennem azabından habersiz şekilde yozlaşmakta ve günah işlemektedirler.

    öte yandan çocuklar ve yaşlılardan arınmış bu insanlar topluluğu sonu ve amacı olmayan bir yaşama dair de bir yansıma sunar. adem ve havva'nın cennet'ten kovulduktan sonra dünya üzerinde çocukları olduğu düşünülürse, bu orta panelin adem ve havva'nın (dolayısıyla insanlığın) cennette kovulmadan devam ettikleri bir yaşama gönderme yaptığı da düşünülebilir.

    sağ panel:
    sağdaki panel cehennem panelidir ve diğer iki panele göre çok daha sıradışı ve absürd görünümlere ev sahipliği yapar. bosch'un hayalgücünün doruğa çıktığı bu panel karanlık bir geri planla birlikte kurak topraklar, karanlık sular ve yer yer görülen alevler ile seyirciye bir cehennem panoraması çizer. bu panelde bosch, dünyanın cezbediciliklerine kanan ve sonsuz lanete maruz kalacak olan günahkarların dünyasını resmeder. diğer iki paneldeki doğal güzelliklerden eksik kalmış olan bu panelde bir gece görünümü betimlenir ve yanan şehirler, işkence odaları, savaş, cehennem zebanileri, mutasyona uğramış insan yiyen yaratıklar gibi çeşitli nahoş görüntülerle doldurulmuştur. diğer panellerde çıplaklarını özgürce sergileyen insanlar bu panelde artık çıplaklığın erotizmini yitirmiş ve göğüslerini ve cinsel bölgelerini kapatmaya ve utanmaya girişmişlerdir.

    geri plandaki yanan ve patlayan dağ görünümleri ile birlikte büyük bir savaş görünümü yansıtılmıştır. kalabalık ordular gibi görünen işkenceciler bir köprüyü geçmekte ve çeşitli yerlere ve insanlara saldırıp yakıp yıkmaktadırlar. alevlerin etkisi ile geriplandaki nehir kan rengine bürünmüştür. orta kısımlarda alev çukuruna itilen ve yanan bir fenerin içine tıkıştırılan insanlar görülebilir.

    ön planda daha ilginç görünümlü figürler çeşitli işkencelere ön ayak olmaktadırlar. "müzisyenlerin cehennemi" olarak adlandırabilecek bir kısımda lavta ve arpa çarmıha gerilmiş gibi asılmış figürler, bir insanın kalçasına yazılmış notalara bakarak şarkı söyleyen bir koro grubu müzik ve eğlencenin günahkarlığını vurgular niteliktedir. hemen ön plandaki kalabalık arasında seçilen tavla, zar ve iskambil kağıtları gibi nesneler kumar ve çeşitli oyunlara dair günahların cezalarının verilişini yansıtır
    eserin odak noktasında kırılmış bir yumurta kabuğunu andıran gövdesini yaşlı ağaçlardan oluşan bacaklar üzerinde taşıyan "ağaç-adam"dır. adamın kafasının üstünde taşıdığı disk üzerinde iç organları çağrıştıran bir tulum görünümlü yaratık görünür. cellat görünümlü bir gri figürün merdiven dayayarak çıktığı gövdesinde ise bir taverna içinde oturan eğlenen insanlar yer almaktadır. ağaç-adamın yüzü efkar ve pişmanlık ile dolu gibi görünmektedir. bosch'un kendi portresi de olabileceği düşünülen bu yüz belki de ressamın kendi sıra dışı hayal dünyasına attığı imzasıdır

    ön planda sağda görülen kuş kafalı yaratık bir yandan insanlarla beslenirken oturduğu tahtın alt kısmında da onları şeffaf baloncuklar içinde aşağıdaki çukura boşaltmaktadır. kafasındaki ters dönmüş kazanı bir taç gibi taşıyan bu figür "cehennemin prensi" olarak adlandırılır.

    eserde çeşitli ölümcül günahlar ayrı ayrı cezalandırılmaktadır. gurur, prensin tahtı altında uzanan kadının bir zebaninin kalçasındaki aynada kendi aksini görmesi ile; öfke, ağaç-adam'ın hemen sağında kurtlar tarafından yenen şövalye ile; tembellik, prensin sağında yatağında yatarken şeytanlar tarafından ziyaret edilen adamla; sahtekarlık ise ön plandaki tavşan tarafından yönlendirilen işkenceci grupla gösterilmiştir
    orta çağda günahın özü ve erdemin kaybedilişinin yegane sebebi sayılan şehvet ve cinsellik eserin genelinde günaha teşvik edici ve sonunda cezalandırılmaya sebep yaratıcı olarak sunulmaktadır. ilk panelde adem'in havva'ya bakışı ile ima edilmiş şehvet, orta paneldeki çeşitli cinsel oyunlarla genişletilmiş, üçüncü panelde ise diğer günahlarla birleştirilip cezalandırılır halde gösterilmiştir

    bosch'un cehennemi alışılageldik ikonografik sembollerden oluşan bir ortam sunsa da aslında fantastik bir dünyayı yansıtmaz. aslında aksine birçok gerçekte var olan elementi bir araya getirerek başarılı bir karmaşa kompozisyonu oluşturmuştur. kuzey rönesansı'nın sahip olduğu yeniliklerin çok ötesinde bir öngörüye ve güce sahip olan bu eser, bosch'un yüzyıllar öncesinden modernizme ve sanatta özgürlüğe attığı büyük bir adımdır. döneminin çok ötesinde bir tarz ve üslup içeren bu yapıtla bosch sanat tarihinin unutulmaz ressamları arasında yer almayı başarmıştır.

    konum: prado müzesi "museo nacional del prado", madrid
    tarih: 1490-1510
    dönem: rönesans
    alt grup: kuzey rönesansı "northern renaissance"

    kaynak
  • bu triptych'in kanatları kapatıldığında ortaya şöyle bir resim çıkar;

    http://www.ibiblio.org/…/bosch/delight/delighto.jpg

    bu dünyadır ve içi dümdüz çizilmişse de aslında tam bir mükemmel çemberin yarattığı bir küredir. ve resmin hemen sağ üst köşesinde de küçücük biçimde görülen adam tanrı'nın kendisidir. bosch bu resmin dış tablasında çizdiği tanrı figürünün yüzündeki üzüntüyü ve kederi o zamanların din adamlarına bir türlü anlatamamıştır. neredeyse engizisyon yollarının açılmasına gidecek kadar kendisini zorda bırakmış olan bu tanrı figürü, o zamanlar bilinen ihtişamlı görkemli tanrı figürüne hiç benzememektedir.

    ancak kapaklar açıldığında, ortaya çıkan manzara bugün bile insanları fazlasıyla şaşırtmaktadır.

    http://www.quotesque.net/images/bosch-goed.gif

    binlerce figür, yüzlerce hayvan, aklın alamayacağı kadar çok sayıda ayrıntı. aslında son derece karmaşık görünüyor ancak nerdeyse içinde onlarca resim barındırabilecek kadar zengin bir kompozisyon. zamanın din adamları ve kilisi yine bosch'u çizdiği çıplak kadın ve erkek figürlerinin fazlasıyla cinsellik içeren durumları nedeniyle de yadırgamışlardır üstelik bosch, yaşadığı şehirdeki kilisenin duvarlarını vitraylarını boyuyordu ve dini bir tarikat olan brotherhood of our sister üyesiydi. bu tarikatla ilgili çok fazla bir şey bilinmiyor ancak bosch'un hayatıyla ilgili hemen hemen tüm bilgiler bu tarikatın kayıtlarından alınmış. resimde dikkat çeken kadın erkek zenci beyaz hemen herkesin bu bahçede yaşadığıdır. o zamanlar zencilerin varlığından bile haberdar olmayan avrupa insanı için bu resim fazlasıyla ileri görüşlü bir resimdir. bosch kimsenin aklına gelemeyecek şeyleri birleştirerek, balık kafalı yaratıklar, kuş kafalı insanlar, insan yinen kuşlar baykuşlar, pembe kıvrımlı şelale benzeri köşkler, rengarenk hayvanlar, zürafalar filler..bosch hayatı boyunca yaşadığı küçük şehirden çıkmamasına rağmen bu resminde nereden gördüğünü asla öğrenemeyeceğimiz figürleri gözleriyle görmüş gibi çizmiştir. asıl hayranlık uyandıran ise her bakışta bu resimde başka bir ayrıntının farkedilmesidir.

    bugün resim araştırmacıları bu resmin ilk sürreal eser olduğunu düşünüyorlar. ancak bazıları buna katılmıyor. çünkü sürreal resmin gerçeklikten beslenişiyle bu resmin temellendirildiği öğeler oldukça farklı. bosch belki de bugüne dek yaşamış hayal gücü en zengin insanlardan birisi. yaptığı tek bir eserle bile bunu anlamak gayet mümkün..
  • 1517 yılında brüksel'de süslü şatosunda, nassau-breda kontu iii. hendrik'e ekşi sözlük yazarlarından bir kaç şanslı misafir olsaydı, önce hazlarla, doğal ve insan yapımı görsel harikalarla dolu bir evde misafir olacaklar, sonra devasa bir yatakta 15 sarhoş'u görecekler, yataktan geçtikten sonra da 10 yıl kadar önce ev sahibimizin yaptırdığı bir tablo göreceklerdi.

    altar tablosunun açılmış halinde, ortadaki sonsuz sayıdaki zevkleri gösteren bölümde, iki ayağı sandalda, karnında meyhane olan bir adam görülür. adam başını çevirmiş bize bakmaktadır. adamın karnındaki meyhanede bir başka adam ise , dirseğini kenara dayamış dikkatle bize bakmaktadır. bu adamın, bu muhteşem resmi yapan, bosch olma ihtimali büyüktür.

    tanım: iii. hendrik'e ait tablo.
hesabın var mı? giriş yap