• dost kitabevi'ne bir şey olursa... olur da günün birinde kapanırsa, günün birinde kağıt zamları yüzünden artan kitap fiyatları insanların o dükkandan ayağını keserse, olur da şehrin merkezi yeri burası, ben buraya bir kafe açayım diyen biri çıkarsa o zaman ankara, başkent olma özelliğini yitirir. ankara, kimsenin uğramadığı ücra bir köyden farksız olur.

    ankara'yı başkent yapan (başkent kelimesinin hakkını veren) ve ikonik niteliğe sahip olan mekanlardan biri bu.
    dost kitabevi'nin işletmecisi günümüz şartlarında delice bir iş yapıyor ve o ikonik dükkanı korumaya çalışıyor. kirası yüz bin liranın üzerindedir. personel çalıştırıyor ki orada çalışan insanlar çoğu okur için aileden biri sayılır.

    siyasal'dan ya da dtcf'den çıkıp yürüdüğünüz kızılay'da varış noktası, buluşma mekanı olmanın ötesinde gündemi okumak için - kitap satın almadığınız günlerde bile- şöyle bir girip çıktığınız yerdir dost kitabevi.

    fransa'da internetten kitap satışına kota getirmişlerdi. butik kitabevleri ölmesin diye yapmışlardı bunu. bizde nasıl bir düzenleme yapılır bilmiyorum ama kitapçılar bir bir eksiliyor.
    eskiden dost kitabevi'nin karşısındaki şu an kozmetikçi olan dükkanın da aynı kitapçının müzik cdleri ve hediyelik eşya (puzzle, oyunlar vs) satan bir dükkanı vardı. konur sokak'ta mimarlar odası'nın yerinin altında da dost kitabevi dükkanı vardı. tunalı'da da kuğulu park'ın yanında vardı hatırlarsanız. çember daralıyor diye işletmeci diğer şubeleri kapatıp merkezdeki yatırımını korumaya çalışmış.

    dost kapanırsa ankara'dan meclisin taşınmasına benzer bu.

    diyeceksiniz ki bu telaş niye. kapanma ihtimali mi var? diğer şubelerin kapanması ve hayatın bu yönde değişmesi beni endişelendirmişti bu sebeple buraya not düşmek istedim.

    çok yaşa dost.

    debe editi: ankara
  • kapısında lise formasıyla ilk sevgili beklenmişse, ilk kitap oradan alınmışsa, dost kart ile taksitlere bulaşılmış, borç nedir öğrenilmişse, soğukta içeri dalıp o güzel kokusu içe çekilmişse, karanfildeki müzik market dost açılınca temkinli yaklaşıp oraya pek yüz verilmemişse, ama dayanamayıp yine de ilk cd oradan alınmışsa, konur'daki dostta ankara yeraltı edebiyatı ile tanışılmış, oradan anarşik yayınlar gizlice alınmışsa, yıllar geçse de dost larla hala dost un önünde buluşuluyorsa, burası kitapevinden çok insanın ankara'daki evidir.
  • tehlikeli bir "dost". kızılayda işim bitmiş veya arkadaşlardan ayrılmışım yeni, metroya binip evime gideceğim... önünden geçerken "gel... gel..." diye çağırıyor sanki beni. davetini çoğu zaman kıramıyorum, dalıyorum içeri. daha kapıdan girmiş içeriye ilk adımımı atmışken o güzel kitap kokusu karşılıyor beni.

    öncelikle dergi kısmıyla başlıyorum, kişisel gelişim kısmından nefret ettiğim için orayı pas geçiyorum, çok satanlar kısmındaki kitaplar hakkında zaten fikir sahibi olduğumdan, devam edip yeni çıkanlar kısmına geliyorum. bir iki değişik kitap bulursam arkasını okuyorum, özenle yerine koyuyorum. bazı insanların aksine atmıyorum kitapları sağı solu kıvrışmasın, zarar görmesin diye. o kitabı rafta en son kaldığında almak zorunda kalacak kişiyi düşünmek lazım!

    oradan içerlere geçiyorum, siyaset kısmı var, oralarda bayağı bir vakit geçiriyorum. kitabevinin zaten en sevdiğim özelliklerinden biri de kategorizasyonu çok iyi yapmaları. kategoriler iyi olunca ilgilenmediğiniz veya ilgili olduğunuz kısımlarda çokça vakit geçirebilme, belki bir iki şey öğrenebilme fırsatı buluyorsunuz.

    sonra edebiyat kısmı... türk klasiklerinden başlayıp, ülke ülke bütün edebiyat dünyasını tavaf ediyorum. küçük çaptaki gezim bittikten sonra felsefe, sosyoloji, hukuk kısımlarına göz gezdirip; şiir kısmından da güzel bir şiir okuyup gezimi noktalıyorum. tabi bu arada elde bir veya birkaç kitap birikmiş olabiliyor. (tehlikeli durumlar) kendimi tutabilirsem, yani en iyi ihtimalle, dergi kısmına geri dönüp mizah dergilerinden birini alıp, kasanın önüne geliyorum. akşamları kasalar azaldığından biraz sıra bekliyorum ama dost'ta sıra beklemek bile güzel. beklerken kim ne almış bakıyorum. sıra geliyor, fişimi alıp bir dahaki sefere kadar kitap kokusunu son kez içime çekip ayrılıyorum dost'tan.
  • bir kez yakılan, bir kez bombalanan 12 eylül şiddetini buram buram yaşayan 1977 mart ayında zafer çarşısı içinde faaliyetlerine 35 metre kareyle başlayan kitabevi. sahibi erdal akalın bu dönemde 7 kez gözaltına alındı ve 3 kez tutuklandı.

    kitapların yasaklı olduğu adeta bir bomba olarak düşünüldüğü yıllarda insanlar kendilerine "yakmaya kıyamadık siz bir hal çaresine bakarsınız" diyerek kitaplarını o zamanki mağazalarına bıraktıkları bilinir.

    hani şu solcuları yıldırmak için başa getirilen bir hasan tan vardır ülkücü rektör. odtü derneği de devrimci geleneği gereği onu protesto eden afişler bastırmıştı. dost kitabevi de daha açıldığı ilk günlerde bu afişi dükkânlarına asınca polisle daha siftah yapmadan tanışmıştılar belki de.

    1981 yılı sınbaharında ikinci yerini tmmob binasının alt iki katına taşınarak açtı. karanfil sokaktaki yerini tam olarak ne zaman açtı bu konuda malumatım yok ama müzik bölümünü 2004 yılında hizmete soktu. eski yerinde bir halıcı vardı. ayrıca bir ara (bkz: toplum kitabevi)

    günümüze geldiğimizde dost kitabevi yerli yerinde duruyor, "çok şükür". henüz cafe'ye veya bar'a dönüşmedi. bu bile önemli bir gelişme. içimde bir korku var çünkü bütün kitabevleri kapanır gider oldu. bilim ve sanat, tan kitabevi, dipnot daha eskilerde ada v.s bunlar yitirilen değerler. avmlere sıkışmış kitabevleri de bir başka sorun. neyseki bu yollara gitmeden dost varlığını halen sürdürmekte.

    mağazaya girdiğinizde sol tarafta bir yerde 80'lere ait vüsat o bener, yaşar kemal, tezer özlü gibilerinin dost kitabevi'nde imza günlerinin düzenlendiğine ilişkin küçük bir gazete kupürü göze çarpar eğer görmüşseniz. şimdilerde öylesi günler artık olmasa da severiz salt kitaplarıyla da dost'u. en basiti yağmur yağdığında size kucak açar kitaplarıyla daha ne olsun? battaniye niyetine sarılırsınız ısınırsınız onlarla o soğukta.

    yeri geldiğinde düzenlemesine ortak olduğumuz festivallerin, dergilerin tanıtımını da yapar sergileme anlamında dost kitabevi. bundan ötürü de sanaldan da olsa kendilerine teşekkür ederim.
  • dost bir kitapevi olmanın ötesine geçmiştir.
    efsaneleşmiştir.
    iyidir kötüdür daha iyisi vardır.
    dost bir semboldür.
    ankara'nın garip sembollerinden biri.
    adını duyunca yada yıllar sonra tv de görünce insana derin bir nefes çektirir sigarasından...
  • biz aramizda kisaca "dost" deriz. samimiyet iste..
  • dost kitabevi 1992 yılında, henüz çömez bir üniversiteliyken dost taksit kartı vermişti bana. yani bana; iki ayda bir ev değiştiren, evden gelen harçlığın yüzde doksanını bira ve sigarayla ezen, sorumsuz, aklı bir karış havada öğrenciye. şimdi anlıyorum ki, aslında tam da bu yüzden vermişler o kartı bana; sen öğrencisindir, aklın fikrin içmekte güzelleşmektedir, kitaba paran yetmez, al güzel kardeşim şu kartı, taksitlerini de dert etme, 5 ay sonra da ödesen canın sağ olsun, sen yeter ki kitap oku.
    o kartı hala kullanıyorum. 23 yıldır manyetiği bozulmadı. bir gün cüzdan müzdan gitse kaybettim diye üzüleceğim tek şey o mavi dost kartı. ince mince ama hatırası bol...
  • ankara karanfil sokak ve eskişehir kanatlı avm haricindeki tüm şubeleri kapandı. eskişehir'dekini yıllardır görmedim ama ankara'dakinin kapanmasından çok korkuyorum. almak istediğim bir kitap için önce mutlaka dost'a bakıyorum, varsa buradan alıyorum. bu mekanın bir şeyler ifade ettiği tüm okur dostlara da aynısını tavsiye ederim.

    çocukluğumdan beri kızılay'daki şubesine girip, para hesabı yapmadan ne istiyorsam alıp çıkmanın hayalini kurardım. ulan dedim çalışıyoruz kazanıyoruz, yap artık şunu. geçenlerde gerçekleştirdim hayalimi. fantastik, bilimkurgu, çizgi roman, tarih, edebiyat, ne eksiğim varsa yüklendim. yetmedi biraz da mesleki takılayım dedim, grafik tasarım ve sanat rafını neredeyse boşalttım. kutularla çıktım. hayatımdaki nirvana anlarından biridir.
    normalde internetten alırım kitapları ama bu ukte dolmalıydı, doldu :)
  • ankara konur sokaktaki ilk dost kitap evi önünde 1990lı yıllarda 15-20 yaş arası kız erkek oturur gitar çalar; bira, şarap içerdik, yüksel cad, konur sok, karanfil sokak tüccarları satırla bizi kovalarken dost k. e. bize kapılarını açardı.
    yıl 2019 oldu şimdi o tayfa yok tabi ki. ancak çevre tüccarların tutumu hiç değişmedi, o çevre dükkanları bina çevresini saran bahçe duvarlarına kimse oturmasın, ayağı takılıp düşen olursa diye yada vampirleri öldürmek amacı ile ucu sivri kazıklar çakarken dost kitap evi bahçe duvarına herkes otursun diye boydan boya sırt yaslamalı banklar yaptırmış. üzerlerinede ne güzel dost kitap evi yazmış. bu, bu çağda bu emperyalist düzende yıllardır görmediğim bir güzellik ve humanist bir yaklaşım.
    dost kitap evi seni buradan sevgiyle selamlıyorum, iyi ki varsın.
  • benim için ülkedeki en güzel kitabevi olan tunalı şubesi bugün kapanmıştır. arkadaşım olan çalışanları, yerdeki minder ve tabureleri ile kişisel tarihimin çok önemli bir parçası da kolektif hafızanın kollarında artık. bundan sonra kıtır'a onun önünden değil arkadan dolaşıp gitmek zorunda kalacağım.
hesabın var mı? giriş yap