• dışarıdan bakıldığında adam gibi adam sanılan ama aslında fare boku kadar karakter sahibi olmayan bir insancık... muhtemelen bir koç burcu erkeği. "sadece başlangıçları seven biri" başka kim olabilir ki?

    faye'in de dediği gibi, olmak istediği kişi ve kendinden beklenilenler arasında sıkışmış kalmış biri. bu yüzden, anna dışında sevdiği kimse yok. çünkü anna onun kim olduğunu biliyor, olmak istediği kişi olması için kayıtsız şartsız destekliyor ve ondan hiç bir beklentisi yok... ideal anne figürü (zavallı kadın, yeğenini emanet ettiği don'un yarı yaşındaki kıza sarktığını bilseydi bu kadar sever miydi onu hala acaba).

    betty ile evlenmiş olmasının sebebi buydu; "bana olan bakışlarını seviyorum" diye anlatmıştı betty'i don, onun gözünde olmak istediği adam gibiydi çünkü... saf, genç, dünyadan habersiz betty'e idealindeki don draper imajını kabul ettirebilecekti. daha da iyisi, muhteşem güzelliği ve zerafetiyle betty, don'un dünyaya sunmak istediği ideal imajı mükemmel bir biçimde tamamlayacaktı. adeta ken ve barbie. seneler boyunca don, karısı ya da çocukları mutlu olsun diye değil bu imaj/evlilik bozulmasın diye uğraştı. ne zaman ki betty'nin henry francis ile adı çıktı, don dünyaya vermek istediği ideal evlilik imajının yok olduğunu anladı ve 11 yıllık karısı, 3 çocuğunun annesi betty'den vazgeçiverdi. anında... ne bir pişmanlık, ne bir gözyaşı. karısı dick whitman olduğunu öğrenince yok olan imajının arkasından hüngür hüngür ağlayan adam, karısı ya da çocukları için bir damla gözyaşını ziyan etmedi.

    bir virüs gibi don adeta, geliyor, ele geçiriyor, tüketiyor ve ilerliyor... betty ile hayattan elde edeceği bir fayda kalmayınca da arkasına bakmadan ilerledi.

    ve tabii ki yeni bir konak bulmakta gecikmedi: megan.

    don yanlız kalamaz. çünkü kendisiyle başbaşa kalmaya dayanamıyor. o yüzden kendini sürekli içki, seks ve işle oyalamaya çalışıyor.

    imajını bozan (allison) ya da kendisinden farklı beklentileri olan (faye) kadınlardan sonra megan'ı bulunca (ya da farkedince demeliyiz) hemen "aşık" oluverdi. olmak istediği kişi ve kendinden beklenilenler arasında tekrar uyum yakalamıştı çünkü evlilik teklifinden de anladığımız üzere: "seninleyken kendim gibi hissediyorum, ama hep hissetmek istediğim şekilde".

    megan don'un iyi biri olduğunu düşünüyor, onu tam olarak tanımamasına rağmen; çünkü genç, aşık ve hayran. don'un bildiği kusurlarına da bahaneler buluyor ya da don'un bahanelerine inanıyor, inanmış görünüyor. ama bir gün bahaneler tükenecek, don tekrarlamamak için defalarca söz verdiği hatalarını yapmaya devam edecek ve betty'de olduğu gibi megan'ın da ruhu kararacak. ancak megan betty'den daha şanslı: banliyöye hapsolmuş değil, çocuğu yok, kendi ilgi alanları ve arkadaşları var. yani don'a o kadar bağımlı değil. don'un bahanesi de bu olacak. betty'i "fazla" ele geçiren don, megan'ı da "yeteri kadar" ele geçiremediği için uzaklaşacak.

    "birine yardım ediyorsun, o da başarılı oluyor ve uzaklaşıyor" demesinin hemen ardından megan'a reklamda rol veriyor... adeta kendini gerçekleştiren kehanet. böylece don eski don olmaya devam edecek ve bunun bahanesi de megan olacak. aynen peggy ile olduğu gibi. kızı aşağılayıp, zam veya title vermeden, gecelere kadar, haftasonları dahi çalıştırıp, üstüne üstlük sürekli azarlamasına, hatta en sonunda suratına para atıp dilenci muamelesi yapmasına rağmen, peggy'yi uzaklaştıran don olmuyor da, peggy ondan uzaklaşmış oluyor, don'un bencil algısına göre.

    don'un iki silahı var: kadınlara karşı seks, erkeklere karşı işi / yeteneği. iş arkadaşları ve yattığı kadınlar dışında arkadaşı yok, çünkü başka türlü iletişim kurmayı bilmiyor. bu iki silahı olmadan kimsenin kendisine tahammül edemeyeceğini düşünüyor. don kendini sevmiyor, başkalarının da kendisini sevebileceğini düşünemiyor bilinçaltında. bilinç seviyesinde ise herkesin kendisine tapması, hayran olması, o olmadan yaşayamamasını istiyor. "beni isteyecekler, ama bana sahip olamayacaklar" prensibiyle ilerliyor.

    don'un inanılmaz bir bencilliği, benmerkezciliği var ve empati yapamıyor. empati yapamadığı için de gerçekten iyi bir insan olması mümkün değil. insanların "iyi" olarak yorumladığı davranışlarının aslında hep farklı motivasyonları var. joan'ın jaguar için fahişelik yapmasını istemeyen don ile sal'i lucky strike için fahişelik yapmadı diye kovan aynı don... ama biri hırslanmış, işini mükemmel yaparak tekrar kral olduğunu hissetmek isteyen don, diğeri ise kızının öğretmeni ile yatan, conrad hilton tarafından pohpohlanan don...

    don'un empati yapabildiği yegane anlar "evet sanırım sıçtık, çok kızdı" durumuna düştüğü zamanlar... o zamanlar özür diliyor, karşısındakinin duymak istediği sözleri söylüyor. aynen işini beğenmeyen müşterilerine yaptığı gibi. ama gerçekten ders alması, düzelmesi, davranışlarını değiştirmesi mümkün değil. betty, peggy, megan defalarca kendilerine saygılı davranmasını istediler don'dan. don özür diledi ama aynı şeyleri yapmaya devam etti. betty onu terkedince, sebep dick whitman'ı beğenmemesi oldu. peggy gidince para yüzünden ve nankör olduğu için oldu. megan'ı o mola yerinde bırakıp gittiğinde de gene suç megan'ındı tabii ki. niye beklemedi ki, niye telefonu açmadı ki... ne kadar merak etti don onu halbuki :(

    don draper her zaman haklı kendine göre. her zaman başarılı olacak. ama her zaman da mutsuz ve tatminsiz olmaya mahkum...
  • ayar kralı.

    don: i give you money, you give me ideas.
    peggy: and you never say thank you.
    don: that's what the money is for!
  • karizması, gizemi, yeteneği, zekası ile kendisine hayran olunması için her türlü ortamın ayarlandığı bir karakterdir donald draper. ilginçtir, türlü jönler gibi yalnızca kadın hayranları yoktur, erkekler de en az kadınlar kadar hayrandır, aşıktır bu karaktere. çünkü hepsi aslında bir don draper olmak ister, çünkü aynı zamanda bu adam son derece sıradan ve tipik zaaflarıyla diğer jönlerin aksine aynılık kurabildikleri bir karakterdir.* son derece güzel bir eşe sahip, fakat yine de istediği kadınla birlikte olabilecek, işyerinde güçlü ve vazgeçilmez bir erkek tipi. işte tam bu özellikleriyle aslında çok da zayıf bir adamdır mr. draper, eşinin en ufak bir başarısı, ev dışında bir hayatı olması ihtimali karşısında acze düşer, kıskanır ve ayak oyunlarına girişecek kadar bencilleşir. ama bunu içtiği sigarasının dumanından kimler görür bilemeyiz. senaristler bu açıdan iyi bir karakter çizmişler diye düşünüyorum, herkes karizmasını, efendim gizemli geçmişini konuşadursun, don draper aslında çok da korkak ve bencil bir adamdır. bu yönüyle de boyut kazanmış, nispeten gerçekliğe bürünmüştür.

    edit: yanlış anlaşılmasın, aynı zamanda (bkz: hastasıyım)
  • bu adamı 10 yıl önce tanısaydım şu anda reklamcıydım.
  • insani zinaya tesvik eden karakter, ihtiras kumkumasi...
  • s01e6'da midge'in arkadaşı roy hazelitt'in kendisinin reklamcı olduğunu öğrendikten sonra sorduğu soruya verdiği cevap gördüğüm en iyi kapaklardan birisidir.

    rh : how do you sleep at night? *
    dd : on a bed made of money *
  • inek yalamis gibi saclara sahip olan mad men'in basrolu. demin e2'de 1. sezonun tekrarini gorunce aklima geldi. dizinin ilk bolumunde zengin bir kadin musterisiyle yemek yerken, su edebiyati parcalar. ve bizlere hatun kaldirma araci olarak felsefenin ne oldugunu gosterir.

    orijinal dilinde;

    oh, you mean love!
    you mean the big lightning bolt to the heart where you can't eat and you can't work and you just run off and get married and make babies. the reason you haven't felt it is because it doesn't exist. what you call love was invented by guys like me to sell nylons. i'm pretty sure about it.
    you're born alone, and you die alone, and this world just drops a bunch of rules on you to make you forget those facts, but i never forget. i'm living like there's no tomorrow. because there isn't one...

    turkcesi;

    oo yeah, sen asktan bahsediyorsun. yemek yiyemedigin, calisamadigin durumu, yani yureginde cakan yildirimi kastediyorsun. yalnizca kacip evlenirsin ve bebeklerin olur. bunu hissetmemis olmanin nedeni, boyle bir seyin aslinda var olmamasi. senin ask dedigin sey, benim gibi adamlarin corap satabilmek icin icat ettigi bir sey. bundan kesinlikle eminim.
    yalniz dogdun ve yalniz oleceksin! ve bu dunya uzerinize yalnizca bir kurallar demeti serper, bu gercekleri unutman icin. ama ben asla unutmam. ben yarin hic yokmus gibi yasarim. cunku gercekten yok...
  • bir youtube videosu altındaki yorum bu adamı mükemmel tanımlıyor efendiler. daha iyisi olamazdı.

    "don draper could talk klu klux klan into donating to africa."

    yani diyor ki, don draper klu klux klan'ı afrika'ya bağış yapmaya ikna edebilir. (aşağı yukarı)
  • izleyen türk kadınlarında, maslak'a gidip rastgele bir plaza insanı çevirip quickie yapma hevesi doğurduğuna adım gibi emin olduğum testosteron adam. evet en yakın ihtimalle hedef arasında epey fark var, ama yokluk da var. piyasa böyle.
hesabın var mı? giriş yap