• 1637-1707 yılları arasında yaşamış bazıları tarafından protestan barok müziğinin kurucusu ve en büyüğü olarak nitelendirilen alman besteci. birçok bestelediği kaybolmakla beraber 120'ye yakın kilise için bestelediği vokal müzik eseri bugüne kalmıştır. belki birçoklarından farklı olarak sadece org çalması için hayatı boyunca atandığından, bu bestelediği dini müzikleri birkaç istisnası dışında zevk icabı bestelemiştir, görev icabı değil... kayınpederi franz tunder'den de etkilenmiş olan bu zatı dinlemek için johann sebastian bach 1705 yılında arnstadt' daki kilise yöneticilerinden bir aylık bir izin istemişti. arnstadt'dan 350 kilometre uzakta olan lübeck'e doğru yürüyerek gittiği rivayet edilen bach, bu kente varınca hayran olduğu ustanın org çalışını doyasıya dinlemiş bu da yetmemiş, bu gezi öyle hoşuna gitmişti ki, bir aylık izin alabildiğini unutmuş ve lübeck'te üç ay kalmıştı...
    (bkz: membra jesu nostri)
  • bach'ın dinlemek ve engin bilgisinden yararlanmak için aylarını verdiği, zamanının en büyük org ustası.

    bach, arnstadt-lübeck arası mesafeyi (öyle böyle değil, 450 kilometre) tabanvay ile katetmiştir (oğlu philip emmanuel'in nekrolog'una göre). bu durumda da lübeck'e gidiş-dönüş süresinin dört haftayı geçeceği, daha ilk adımını attığı anda bellidir. lübeck'e asıl gidiş amacının, buxtehude'nin eşsiz parçalarını çoğaltarak birer kopyasını arnstadt'a getirmek olduğu düşünülecek olursa, bach'ın bu işe kafasında ayırdığı zamanın bir aydan kısa olmayacağını düşünebiliriz. hele de lübeck'e gitmek için seçtiği zaman (1705 kasımı) bize gösteriyor ki, kışı lübeck'te geçirmeyi zaten kafasına koymuştur bach. yoksa ocak ayında yürüyüş yapmak durumunda kalacaktı ki, bu kadar büyük bir tehlikeye atılacağını kim düşünebilir? kısacası, bach müziğini geliştirmek uğruna kilisesinden kaçıp lübeck'e gitmiş, üç ay sonra da geri dönmüştür; hiçbir zaman da aldığı izinle sınırlı kalma gibi bir niyeti olmamıştır. peki bu durum hiç mi karışıklık yaratmamıştır arnstadt'ta? onu da, bach'ın dönüşünden sonra durumun aydınlatılması için arnstadt kilisesinde yapılan oturumun 21 şubat 1706 tarihli tutanaklarından takip edebiliyoruz:

    "yeni kiliselerin organisti bach'ın, bu kadar uzun süre nerede bulunduğuna ve iznini kimden aldığına ilişkin ifadesidir:

    ille (kendisi): sanatında usta bir başkasından öğrenmek için lübeck'e gitmiş ve fakat öncesinde sayın superintend'den (yönetici) izin almıştır.

    superintend: yalnız 4 hafta izin istemiş, fakat neredeyse bunun 4 katı fazla dışarıda kalmıştır.

    ille: orada öğrendikleri ile de gelişen org çalışının, şikayete mahal vermeyecek ölçüde maruzat kabul edilmesini ummaktadır.

    nos (biz): şimdiye kadar choral'de pek çok harika variationes yapmış olmasına, birçok yabancı tonu araya karıştırmasına ve cemaatin bundan confundi (hayranlık) duymasına neden olduğunu belirtiriz."

    işte bach, bu gerekçe ile "affedilerek" arnstadt'ta işinin başına dönmüştür. buxtehude'den kopyaladığı eserlerin pek çoğu, sonradan oğulları tarafından çoğaltılmış, ancak bu sayede günümüze kadar ulaşmıştır.

    bir de şunu düşünelim: bu zincir bir noktada kopsaydı, mesela buxtehude bach'ı o kadar iyi karşılamasaydı ve eserlerinin çoğaltılmasına izin vermeseydi; ya da bach döndüğünde kilise ona katı davransaydı ve yeniden işinin başına dönmesine izin vermeseydi, bugün bach ve buxtehude hakkında ne bilebilirdik?

    (bkz: what goes around comes around)
  • en bilindik görüntüsü ressam johannes voorhout'un elinden çıkan an allegory of friendship tablosunda yer alır.1 sağdan ikinci, başını eline yaslamış şekilde resmedilmiştir. 2 hemen solunda ise harpsikordist johann adam reincken yer alır. 3

    müzikal ustalığını helsinborg yıllarında orgcu babasından * edinmiştir. 1668 yılında ise lübeck'teki st. mary kilisesinin orgcusu olarak prestijli bir görevi üstlenmiştir. ayrıca geleneğe göre yeni orgcunun kendisinden önce görevi üstlenen kişinin kızıyla evlenmesi gerekiyormuş. anna margarethe ile de bu görevi sayesinde evlenmiştir.

    belirgin özelliklerinden biri zıtlıkları çok iyi kullanmasıdır. misalen koral melodiyi en basit hale getirip varyasyonları süslü bırakması gibi... herr wenn ich nur dich hab

    ya da ein feste burg ist unser gott örneğinde olduğu gibi koral melodiyi en süslü hale getirip varyasyonları basit bırakmasıdır: sağ el, koral ezginin çizgisini takip eden spontane sesli bir solo melodiyi sunar. notaların her biri onları bağlayan doğaçlama notalardan daha uzun tutulduğu ya da dört notalık grupların ilk notası olarak sunulduğu için koral daha net hale gelir. sol el ve pedallarla yapılan eşlik genellikle iki veya üç sesli armoni şeklindedir.

    bu arada yapmış olduğu bu beste tarzı ileriki dönemlerde johann sebastian bach'ı da etkilemiştir.

    çıkart ruhunu vur duvarlara. valla...

    edit: linkler yenilendi.
  • bizim memlekette adi pek anilmasa da, almanya ve iskandinavya civarlarinda hala siklikla calindigini belirtmek gerekir. buxtehude, bach'i onculleyen kuzey bestecileri icerisinde muzigi hala (bach'a ragmen) gunumuz konser/kilise pratiginde kendi yerini koruyabilen ender isimlerden. bu acidan bakildiginda bach müziginin, onlarca besteciye yaptigi gibi, buxtehude'nin dahiyane muzigini ogutememis olmasi buyuk bir tarihsel sanstir.

    http://www.youtube.com/watch?v=x41finc9roc
  • johann sebastian bach'in generic beste formlarinda verdigi yapitlar** buxtehude'ninkilerle karsilastirildiginda, bach'in, acikca kimin takipcisi oldugu, kimin devami oldugu gorulebilir. bach, bir cok kisi ve turu incelemis olmakla birlikte aslinda ilk olarak buxtehude'nin takipcisi olmus, onun uygulamalarini ve teknigini gelistirerek kendine geleneksel temelli ama yenilikci; hatta progresif bir yol cizmistir.
  • bach re minör toccata ve fügle ilgisinin olabileceği konuşulmakta.
    (bkz: #18605164)
  • buxwv 34: ı. sonata isimli eserini dinleyin dinletin. hüzünü gururlu ve mağrur haliyle nasılda seslendirmiş...

    toplamışsın bavulunu gidiyorsun; geriye ne akacak bir damla göz yaşı, ne de söylenmemiş tek bir kelime kalmış...

    dinlemek için
  • 1668'de lübeck'teki marienkirche'nin başorgcusu olmuştur. org müziğinin yanı sıra, vokal ve diğer çalgı müzikleri ile düğün ve cenazelerde çalınmak üzere çeşitli parçalar besteledi. kantatlarının bir bölümünün noel'den önceki akşamüstü verilen konserler için yazılmış olduğu düşünülüyor. 1673'te başlayan bu konserler gelenekselleşmiş ve lübeck'in övünç kaynağı olmuştur.
hesabın var mı? giriş yap