• dhl express servisi ile bir paketi, istanbul'dan barselona'ya 23 saatte götürdüler. mesela örnek olarak, ptt kargo ise bir paketi esenler'den kadıköy'e 3 günde getiremiyor. ama ptt kargo kıta değiştiriyor. adamlar da haklı. askjdghjk
  • randevulu teslimatlar konusunda harikalar yaratan bir sirket olan bu yer, gunlerden bir cumartesi gununu heba etmek yetmemis gibi, insani gulme krizine sokma (sinirden) konusunda hakikatten cok acaip bir caba sarfetmekteymis gordugum kadariyla. en azindan bir zaman once yasadigimiz deneyim bunu gosteriyor.

    bir cumartesi gunune sabitlenen teslimat gununde, ev halkindan biri evde agac olmasina karsin teslimat yapilmamis, ertesi gunku telefonda soyle konusmalar gecmistir.

    k. merhaba, dun bir teslimatiniz vardi ama yapmadiniz. randevulu teslimatti.
    d. hmm bi bakalim. aaa, biz onu unutmusuz.
    k. ne demek unutmusuz?
    d. unutmusuz iste yani.
    k. iyi o zaman bi zahmet getirin unuttuysaniz. ben bekliyorum, hemen gelirsiniz heralde hatanizi telafi etmek icin
    d. yok, biz bugun gelemeyiz. pazar gunleri teslimat yapmiyoruz (hasmetmaab gelemiyor tahtindan kalkip).
    k. cumartesi de yapamadiniz zaten. ee, peki ne zaman gelirsiniz?
    d. carsamba gunu gelelim biz.
    k. iyi gelin. ama aksam saat 9'dan sonra gelin.
    d. yok aksam gelemeyiz, biz altidan sonra calismiyoruz
    k. cok guzel cok sevindim, biz de dokuzdan once calisiyoruz.
    d. o zaman baska bir gun gelelim
    k. tabii, nasil isterseniz. hangi gun?
    d. pazartesi?
    k. neden olmasin? aksam dokuzdan sonra bekliyoruz.
    d. biz o saatte gelemeyiz. gunduz gelsek?(burada olay kopuyor zaten)
    k. anlamadiniz galiba. ben o saatte calisiyorum. gelin isterseniz ama evde kimse yok.
    d. hmmm. o zaman cumartesi gelelim?
    k. hıhı evet tabi buyrun. cumartesi sabah sekizde bekliyorum. gelin tabi.
    d. yok, o kadar da erken gelemeyiz. gun icinde gelsek?
    k. pisiiik! bi gunumu daha sizin icin heba edemem. o yuzden siz benim istedigim saatte geleceksiniz,
    ben sizi beklemiycem.
    d. hmm tamam o zaman. biz carsamba gelelim.
    k. buyrun gelin, dokuzdan sonra dedigim gibi.
    d. dokuzdan sonra olmaz ama.
    k. once de olmaz?
    d. hmm en iyisi ben bi soriyim.
    k. buyrun sorun tabi.
    ....
    d. tamam, biz carsamba gunu dokuzdan sonra geliyormusuz.
    k. pek sevindim, gorusuruz o zaman.

    evlere senlik bu konusmadan sonra bir de carsamba diyaloglari var oglen saatinde.

    d. meraba, biz geldik ama siz yoksunuz?
    k. hos gelmissiniz. sizce neden yokuz?
    d. iste misiniz?
    k. bingo!
    d. ee, peki biz?
    k. aksam dokuzdan sonra geliyosunuz o kargoyu getirmeye..
    d. ama biz o saatte teslimat yapamayız.
    k. siz bilirsiniz. biz o saatte musaitiz.
    d. ama ama biz gelemeyiz.
    k. buyrun gelmeyin.

    az sonra dhl genel mudurlugune edilen bir sikayet telefonu sonrasi telefon tekrar calar:

    d. meraba, biz dokuzdan sonra geliyoruz aksam.
    k. aferin

    ne diyim. arada sirf sinirimi cikarmak icin kendileriyle bir seyler gonderesim var. terapi gibi resmen.
  • cumartesi* sabah 10 suları. dhl müşteri temsilcisi arar:
    dmt: merhabalar, ikea'dan alınmış bir gönderiniz var. saat 11 ile 13 arası gelecek. lütfen teslim adresinde olunuz.
    biz: peki.

    cumartesi öğlen 13.15 suları. dhl müşteri temsilcisi aranır:
    biz: merhaba saat 11 ile 13 arası gönderimiz gelecekti ama hala gelmedi.
    dmt: bi saniye bakıyorum... aracımız sizden bir önceki müşterimizde. yarım saat içinde gelir. isterseniz size şoförün cep numarasını vereyim, beşyüzbıdbı...

    cumartesi öğlen 14.15 suları. dhl şoförü aranır:
    biz: usta bize kargo getirecektin bekliyoruz. kozyatağı'ndayız biz.
    şoför: ben şimdi göztepe'deyim geliyorum birazdan.
    biz: peki

    cumartesi öğlen 15.15 suları. dhl şoförü aranır:
    biz: usta bize kargo getirecektin ama bekliyoruz hala. saat 11 dediniz kaç oldu!!
    şoför: nerdeydi sizin ev?
    biz: kozyatağı inönü caddesinin biliyor musun?
    şoför: yok.
    biz: atatürk caddesi?
    şoför: yok.
    biz: (oha) tamam sen kozyatağına doğru gel.
    şoför: bir müşteri daha var, önce kadıköye gitsem?
    biz: !!??!! adamı hasta etme kardeşim, bekliyoruz çabuk gel.
    şoför: tamam geliyorum

    cumartesi öğlen 16.15 suları. dhl şoförü aranır, ama telefonunu açmaz

    cumartesi öğlen 16.20 suları. dhl müşteri temsilcisi aranır, ama bize yine şoförün cep telefonu verilir.

    cumartesi öğlen 16.30 suları. ikea aranır. bizi bekletmeye alan müşteri temsilcisi hiçbir şey söylemeden direkt olarak "dhl müşteri temsilcisine" aktarır. (ikea müşteri hizetlerinin duvarlarını süslemesi gereken bir not: neden şikayetimi kendim yapıyorum?**)
    biz: arkadaşım yarım saat içinde kargomuz gelmezse çıkıyoruz biz evden. bu ne biçim utanmazlık!!??
    dmt: bugün çok yoğunuz, bıdbıdbıdı
    biz: o zaman 11 de getireceğiz diye aramayın arkadaşım. ankara'dan geldim, işim var gücüm var, rezil ettiniz günümüzü.

    cumartesi öğlen 16.45 suları. dhl şoförü aranır:
    biz: birader, niye açmıyorsun telefonunu. 15 dakikaya geliyorsan gel yoksa gelme, işimiz var gücümüz var, rezil ettiniz zaten günümüzü.
    şoför: şimdi göztepe'deyim geliyorum.
    biz: (kadıköye gitmiş utanmaz) gel hadi.

    saat 17.00 suları. adresi hala bulamayan şoförle temasa geçilir, minibüs caddesinden e-5'e kadar biz önde kamyon arkada eve gidilir. yüklemeyi yapan "tuzluğu nasıl vermedim ama ineğe" bakışlı şoförden sonunda kurtulmanın sevinci ile dinlenmeye geçilir.
  • " “dhl kontrolü dışında gümrükte yaşanan gecikme”.
    bu cümle ne anlama geliyor bilemedim. cümleyi kopyaladım ve ünlü arama motoru google’a yapıştırıp, ara dedim.
    işte dhl ile tanışmam bir vatandaş olarak mağduriyetim, kaygılarım ve üzüntülerin bundan sonra başladı.
    hong hong’dan 8 dolara aldığım basit bir kulaklığı satıcı, bir süre önce yüzde 51’ini alman posta idaresi deutschepost’un aldığı dhl kargo şirketi ile yolladı. müthiş bir hız. 1 gün sonra paket türkiye’ye girdi. üstelik paketin her adımını internetten izleyebiliyorsun.
    gümrük kanununa göre, satın aldığım ürün 70 euronun altında olduğu için rahat rahat kulaklığın gelmesini bekledim. ancak ‘dhl kontrolü dışında gümrükte yaşanan gecikme’yazınca anlam veremedim. meğerse paket gümrüğe takılmış.
    işin ilginç yanı da zaten burada. 8 usd değerinde bir kulaklık nasıl olur da gümrüğe takılır?
    google’daki o aramada yüzlerce şikayet var. hepsi benim başıma gelen türden. hepsinde kargo şirketi dhl’ye yönelik suçlama var. hepsi “dhl kasıtlı olarak gümrüğe sokuyor” iddiasında bulunuyor iddialara göre, gümrüğe takılmasında dhl’nin etkisi var. zira siparişinizin gümrüğe takılması halinde paketi almak için ya bir gümrük müşaviri aracılığı ile başvuracaksınız ya da dhl’nin müşavirlerini kullanacaksınız.
    ‘dhl kontrolü dışında gümrükte yaşanan gecikme’ uyarısını gördükten sonra aradığınız müşteri temsilcisi hemen o sihirli formülü size fısıldıyor. 150 tl gümrük terminal hizmet bedeli ödeyeceksiniz. ayrıca paketinizin depoda kaldığı her gün için de ayrıca para ödeyeceksiniz. 50-60 tl de o tutuyor. ufacık bir paket için gidip gümrük müşavirlik şirketi bulamayacağınıza göre mecburen dhl ile sorunu çözmek zorundasınız.
    işte her gün yüzlerce paketin gümrüğe takılmasına yönelik bu iddialar internet dünyasında yer alıyor.
    hemen dhl’yi aradım. paketin gümrüğe takıldığını, bir gümrük şirketi aracılığı ile gümrük vergisini ödeyerek alabileceğimi bana da söylediler.
    iyi de 8 usd değerindeki bir paket nasıl olur da gümrüğe takılır? gümrük memuru bunu muayene ederken değerini anlamaktan aciz mi?
    dhl’nin savunması net:
    ‘biz bilmeyiz gümrük memuru bilir.’
    2 gümrük memuru dhl binasında görev yapıyor. dhl’nin dahili numaralarıyla devletin memuruna ulaşmaya çalışıyorsun. bu iki memura ulaşmak cumhurbaşkanına ulaşmaktan daha zor ve imkansız.
    yani derdini anlatacağın tek kişi dhl’nin call center olarak tabir edilen telefondaki müşteri temsilcisi.
    adı müşteri temsilcisi!
    dhl’nin müşteri temsilcileriyle ve orada görev yapan gümrük memurlarıyla görüşmek ve derdimi anlatmak için toplam 73 telefon görüşmesi yaptım.
    gümrüğe takılan ürünün değerinin 8 usd olduğunu belgeleriyle kredi kart harcamamla ispat ettim. zaten ürünün de üzerinde fatura kopyası var. gümrük memurları itirazımı haklı görmüş ve gümrüksüz olarak almama izin verdiler.
    hong hong’dan 1 günde türkiye’ye gelen paketimi 5 günde zor aldım.
    tabii ki 73 görüşmeden sonra. bu kadar itiraz ve ısrar olmasaydı dhl’yle 200, lira gümrüğe ise 10 lira ödeyip kulaklığı alacaktım.
    alman’ın şirketine 200 tl, devlete 10 tl.
    şimdi buradan önce dhl yetkililerine soruyorum:
    hakkınızda bu kadar ciddi iddialar var iken, neden hiç bir açıklama yapma gereği duymuyorsunuz. gerçekten daha fazla kazanç için ürünlerin gümrüğe takılmasında etkiniz var mı yok mu? şeffaf bir şekilde bu süreci neden açıklamıyorsunuz?
    ikinci sözüm dhl binasında devlet adına görev yapan gümrük memurlarına:
    yurtdışından gelen ürünlere 70 euro kadar değerde olanlara gümrük muafiyeti var. 8 usd değerinde bir kulaklığın değerinin 70 eurodan daha az olduğunu anlayamayacak kadar az bilgi ve tecrübeye mi sahipsiniz? adınız gümrük muayene memuru. gerçekten sağlıklı bir muayene yapıyorsanız, neden dhl’ye yönelik internette vatandaşların yüzlerce şikayeti var?
    ve buradan son sözüm gümrük bakanı hayati yazıcı’ya:
    özellikle tüketici haklarına yönelik hassasiyeti ile bilinen sayın bakan bu iddiaları neden araştırmıyor?
    burada söz konusu olan türkiye cumhuriyeti vatandaşlarının hakları mı yoksa alman dhl’nin daha fazla kazancı mı?
    konuya nokta koymuyorum ve bu konunun takipçisi olacağım..."

    remzi özdemir
    yeniçağ gazetesi
    http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/…p?haber=24280
  • aksam postayı teslim ettim, sabah uyandığımda hollandaya varmıştı bile. nerde kaldı bunun eğlencesi?
    internetten heyecanla postam nerde diye takip etmedikten sonra ne anlamı kaldı bu işin?

    ayrıca, tabakhaneye bok mu yetiştiriyorsunuz kardeşim!
  • yaklaşık 20 seneden beri tanıdığım firmadır. bu 20 senede dünya değişti, berlin duvarı yıkıldı, sovyetler patladı, nazım'a itibarı geri verildi, isviçre birleşmiş milletler'e üye oldu.. ama dhl hala cumartesi dağıtım yapmamaya devam ediyor. şapka çıkartıyorum arkadaş, saygı duyuyorum falan..
  • 31 mayısa almanya'daki üniversiteye yüksek lisans için ulaşması gereken belgelerimin yol hikayesi:

    mayis 29, 2002 19:24 istanbul - turkey gonderi, dhl tarafindan teslim alindi
    mayis 29, 2002 19:49 istanbul - turkey orijinden yola cikti
    mayis 29, 2002 20:21 istanbul - turkey istanbul - turkey'daki dhl merkezinden ayrildi
    mayis 29, 2002 20:54 istanbul - turkey gonderi, istanbul - turkey'daki dhl merkezine ulasti
    mayis 29, 2002 22:45 istanbul - turkey istanbul - turkey'daki dhl merkezinden ayrildi
    mayis 29, 2002 22:50 istanbul - turkey istanbul - turkey'daki dhl merkezinden ayrildi
    mayis 30, 2002 08:09 dortmund - germany dhl merkezine ulasti, dagitim bilgisi bekleniyor
    mayis 31, 2002 08:19 dortmund - germany gonderi, dagitici kuryede
    mayis 31, 2002 09:30 dortmund - germany gonderi teslim edildi

    (bkz: aglamak istiyorum)
  • telefon numarası 0212 478 10 00 olan
    süper sesli insanların çalıştığı .
    şubat ayında taiwan dan ist. e gönderilen bi malı
    nisan ayında hala ulaşması gereken yere ulaştıramayan ve kusura bakmayın biz beceremiyoruz bu işi kaybettik bu malı diyemeyen sorduğunuzda biz bulucaz o malı ulaştırcaz size diyip mayıs ayında olmamıza rağmen hala bi hareket göremediğim artık başarısız olduğunu düşündüğüm kargo şirketi ...müşteri ilişkileri süper olan ama bi türlü sonuca ulaşılamayan firma ..
  • ups'e gore bilkent ogrencilerine yari yariya indirim yapan firma... simdi ne guzel diyeceksiniz. bence de guzel. mesela kanada'ya 3 gun icinde paket gonderiyorlar... ama bugun ne gorduk? isvec'e bir gunde gider dedikleri paket 3 gun sonra karayipler'de ortaya cikti. universite basvuru formuydu hem de...

    -olm nasil gider oraya ya? ben gitmedim oraya...
    -ara bagir cagir...
    -yaa bana kalsa ben karayipler'de de master yaparim...
  • yurtdışından ufak tefek şeyler alıyorsanız ve gümrük işlemleriyle ilgili sorun yaşamak istemiyorsanız bunlarla sakın ama sakın çalışmayın. asla 3 dolara 10 günde gelir diyerek dhl ile sipariş vermeyin.
    gelen her gönderiyi tutarına bakmaksızın gümrükleyip sizden fiyatı gösterir belge isteyerek ya süreci uzatıyorlar, ya da normalde gümrükten geçecek ürün için gümrük vergisi ödetiyorlar.

    yani özetle, gümrük işleriyle uğraşmak istemiyorsanız ve aceleniz yoksa kullanmayın.
hesabın var mı? giriş yap