• vizite ücreti 3300 tl olan psikiyatr.
  • doktor deniz şimşek hakkında yazıyorum. 2020 yılında bir dönem kendisinin danışanıydım. o zamanlar bir nebze maddiyat iyiydi muayene olabiliyordum. kontrol randevusu için ikinci görüşmeye (iki ay içinde) uçuk fiyat artışından dolayı gidememiştim. asistanı da randevum yok diyerek kontrol hastasına öncelik tanımadı verilen onca emek ve para boşa gitmiş oldu. geçenlerde merak edip iletişime geçtim yine randevu olmadığını ücret hakkında da bilgiyi -randevu olmadığı için- veremeyeceğini söyledi.
    açıkçası kendisinden danışmanlık almayı çok isterdim. bilgisine deneyimlerine güvendiğim bir doktordur kendisi yakından da takip ederim. ama bu kadar fahiş fiyat verilmesini doğru bulmuyorum. bilgisini sadece üst sınıflara verebilen bir hizmeti samimi bulamıyorum. bu kadar kolay gözükmemeli insan sağlığı. şuan bir x bir doktora gittiğinde ilaç verilip gönderiliyor insanlar. bizler deniz şimşek gibi doktorların çoğalmasını isterken kendisine bile ulaşamıyoruz. bütüncül tıbbın yayılmasını hem biz hem de kendileri istiyor. ama onlara ulaşmamıza izin verilmiyor.
  • turkiye doktor ortalamasinin cok ustunde doktor. tedavi surecinin ana dayanagi olan metilasyonu, van depreminden sonra, cocugu otistik olan bir hastasindan duydugunu ve bunun uzerine o konuda ilerledigini saklamayacak kadar da acik sozlu. dediklerini sabirla yapanlarin saglik sorunlari onemli olcude cozuluyor.

    histamin dengesizligimi, izledigim videolar sayesinde farkedip dzueltme yapmaya basladim. ve de hic onemsemedigim melatonin'i hayatima soktum. sagolsun, varolsun boyle doktorlar.
  • doktor olanı antalya'da çalışmaktadır. reklam olmasın diye çalıştığı hastanenin ismini vermiyorum ancak dalının psikiyatri olduğunu gayet rahat söyleyebilirim.
    hastalarına yaklaşımı kesinlikle klasik psikiyatrlardan farklıdır. hastanın rahatsızlığını dinledikten sonra çözüm bulma yöntemini, problemin köküne inerek gerçekleştirir. tabii ki klasik psikiyatrlar da bunu yapar ancak, özgünlüğü, öncelikle hastanın fizyolojisini düzeltmektir. yani, öncelikle vücut doğru çalışacak ki aldığımız tedavi işe yarasıncıdır. unutmadan davranışçı bilişsel terapi yöntemlerini, fizyolojisini düzelttiği, ilaçla desteklediği hastalarına inatla tavsiye eder. böylece ilaç desteği vücutla desteklenirken, psikolojik rahatsızlıklara sebebiyet veren travmalar gibi olay ve durumlar da bertaraf edilmiş olur. henüz bir kaç aylık tanışıklığımız olsa da söyledikleri benim için kuraldır, ne derse odur.
  • kendisinden randevu almanın -3 sene öncesinin parası ile 400 tl- hiç de iyi hissettirmediği doktordur. sekreterine anca ulaşır, cb ile skype yapacakmış gibi strese girersiniz. ayırdığı vakit toplamda 18 dakika idi, sonrasında topu fitoterapiste atmıştı. gelsin lahana turşusu, gap diyeti, hatta o kadın da özelden randevu için yönlendirmeler yapsın, vb.
    doktorla aramızda geçen diyalog geçen gün aklıma geldi. yaşım ve pcos'tan dolayı, oo yaşın da varmış daha çocuk yapmak isteyeceksin, bu semptomlarla zor, gibi iğnelemelerde bulunmuştu. halbuki ne çocuk düşünüyordum, ne de ona nasıl olur diye sormuştum. ruhsal olarak aşırı farkındalıklı olduğum zamanda yaşadığım yüzeysel bir depresyondu sadece.

    burdaki birçok insan gibi izlediğim tv programlarındaki tavırlarından ve instagramdaki insancıl yaklaşımından kendisinin yararlı olacağını düşünmüştüm. programlarda ben kişiye depresyondasın demem, diyen doktor, ilk ve tek skype görüşmemizde, mis gibi organik depresyonun var, demişti. konuşmanın sonuna doğru bulunduğum şehirde psikoterapi aldığımı söylememe rağmen, ısrarla bir bayan terapistin adını söyledi ve skype mesaj kutusuna telefonunu yazdı. çok saftım ki, anlamamıştım ama birkaç instagram hikayesi sonrası, kız arkadaşı olduğunu anladığımda, yok artık, hiç etik değil bu yaptığı, diye içimden geçirmiştim. 1400 tl lik takviye listesi (belli marka zorunluluğu var gibi(!) doz değil de, marka net veriyor) ile bir ay devam ettirdiğim diyette ishalden ölmediğime şükrettim. aşırı pahalı olduğu için almadığım melatonin gibi takviyeler de olmuştu. o kadar magnezyum ve takviye ile iyileşmeyi beklemem de komikmiş. kendisini sağlıklı yaşıyoruz aracılığı ile keşfetmiştim. hatta yollarını ayırdıklarında, benim gibileri herhalde iletişime geçti diye düşünmüştüm. paylaşımlarında aşırı bilge bir imaj çizdiği için, bu görüşme benim açımdan çok kırıcı ve hayalkırıklığı idi. herhangi bir biyokimyacıya gidin, o da aynı metilasyon döngüsünü ezberleyip benzer şeyler anlatabilir. birkaç sunumu sonrası, bahsettiği şeylerin hep aynı olduğunu fark etmem benim açımdan uyarıcı olmamış, maalesef. randevu tarihini de aylar öncesinden veriyorlar ve ekstrem durumunuz olsa dahi, birkaç ay sonrası harici yer değiştirilmiyor. bu sebeple kontrolden de kurtulmuş oldum. iyi ki, iki ay sonrasına atadılar da, ben de bu deneyimimin ne kadar yanlış olduğunu anladım. yani öyle her görünene inanmamak lazım. yazdığı kitabı, o nedenle merak dahi edemiyorum. ayinesi iştir kişinin yani…
    kendimi daha sonra nasıl iyi hissettim kısmını merak edenler için, medikal medyum kitabı ile eliminasyon diyeti yaptım ve dört ay glutensiz, süt ürünsüz ve şekersiz beslendim. sonuç, çok temiz bir zihin, harika bir enerji ve bana iyi gelmeyen besinleri tanıyıp, aslında depresyon, kronik rahatsızlıklar vb şeylere sebep olan ağır metalleri, ebv gibi patojenleri adım adım tanıyıp, iyileştim. acıdır ki, bu postu yazarken bile hala sinirleniyorum. dilerim, başka kadınlara bu şekilde davranmak bir daha aklından geçmez ve her ağzı laf yapanın bilge ve nezaketli olduğuna ben de bir daha inanmam.
  • 30 mayıs- 6 haziran- 30 haziran- 30 temmuz 1980 bursa doğumlu deniz şimşek, 4. sınınftayken sinema eğitimini yarıda bırakarak, tarih okumaya karar verdi. o gün bugündür de boğaziçinde tarih okuyor, hikayeler yazıyor. bir dönem okuldaki sinefil dergisinin yazılarını büyük keyifle okuduğumuz editörüydü.

    doğum tarihindeki şaibe nüfus kağıdında yazan tarihin gerçek doğum tarihi olmadığını söyleyen annesinin sözleri yüzündendir.

    kendini hemencecik şöyle tanımlayıverdi: "açıksözlülüğü alnında bir leke gibi taşıyan, konuşkan ama geveze değil, sevgi dolu ama aşık değil, sert ama zalim değil, kendisi ama tam değil"
  • kitabında, yazılarında, beyanlarında beni rahatsız eden bir sığlık var hocamın. sürekli vurguladığı modern tıptan farklı yaklaşımlarıyla, anaakım tıbbın uyguladığı teşhis/tedavi yöntemlerinden "farklı" uygulamalarıyla kendi akımını/piyasasını yaratmaya çalışıyor gibi. merak ediyorum psikiyatri uzmanı olmadan önce kendi iç dünyasına dair bir öngörüsü var mıydı? çünkü "birim" kitabında anlattıkları geçmiş yaşamında kendine çok yabancı bir adam oluşturdu zihnimde. böyle doktorlara her zaman "iyileşiyorum, iyileşmekteyim, tedavin işe yarıyor" izlenimi vermek zorundaymışım gibi hissediyorum. insanın kendine olan yolculuğu çok derin, çok uzun, çok sancılı, çok karmaşık olabiliyor. bir süre sonra binbir emekle inşa ettiğini tek hamlede yıkmak zorunda kalabiliyorsun. deniz hoca bu süreci mutlak surette iyileştirmiş, bütün bağlantıları çözmüş tutumda. halbuki kitabı okurken kendime yabancılaşmama sebep oldu. bir uzman doktor için söylediklerimi hadsiz bulanlar olacaktır-belki hocamın kendisi bile- fakat kitabına ve kendisine dair hissiyatlarım bunlar oldu.
  • “sevilmek, kabul görmek, onay almak, değer görmek uğruna çaba harcadın durdun. sonunda ortaya çıkan yabancıyı ‘ben’ olarak adlandırdın. şikayetlerin, kızgınlığın, hastalıkların, mutsuzluğun, aceleciliğin, bırakıp gitme hayallerin de olmasa senden geriye hiçbir şey kalmayacak !“ demiş.
  • “hakkın olan yakınlığı, şefkati, sevgiyi alamıyor oluşun, şiddete maruz kaldığını gösterir…” demiş bugün.
  • yazdıkları ve söylediklerini çok doğru ve mantıklı bulduğum psikiyatr. ızlemediğim videosu okumadıgım postu kalmadı diyebilirim. takipteyim ve çok faydalanıyorum
hesabın var mı? giriş yap