• iş yerlerinde vardır eleman alırken, firma uygun bulmazsa sebepsiz sualsiz elemanı çıkarabilir; elektronik cihazlarda vardır, beğenmezseniz fişiyle beraber geri götürür parasını geri alabilirsiniz.. programlarda vardır, deneme sürümü olarak kullanırsınız, işinize yararsa satın alabilirsiniz. araba alırken deneme sürüşüne çıkabilirsiniz. ilk onbirde başlattığınız oyuncuyu değiştirebilirsiniz.. evlenirsiniz, anlaşamadınız ayrılırsınız... hapse girersininiz; politikacının birinin düşüncesiz-plansız, haktan hukuktan bihaber, kimleri af kapsamına sokması gerektiğini analiz edemeyen egosantrik eşi af çıkartır.

    hayatın deneme süresi ise yoktur. size verilenler ile yaşamak zorundasınız, iyisiyle de kötüsüyle de. ekstrem örnekler dışında, doğduğunuz ülkenin vatandaşı olursunuz. aileniz ne ise odur, değişmez, gelecek kaygısı olmayan huzurlu bir aile ortamı da olabilir bu, alkolik bir baba ve her gün kavga gürültü de.. genetik olarak uzun boylu yakışıklı biri de olabilirsiniz, fiziksel engelli de.. o hayat sizindir, ben bunu beğenmedim değiştir şu özellikleri, yeni başlangıç değerleri ile başlamak istiyorum diyemezsiniz. ne kadar akıl denen bir şey olsa da, bu başlangıç değerleri oluşturur sizin karakterinizi, seçimlerinizi. dininiz, politik seçiminiz, hatta tuttuğunuz takım bile bu başlangıç değerlerinde saklıdır. kimisi gider starbucks'da işletme müdürü olur, kimisi baklava çalar hırsız olur, kimisi tecavüzcü sapık olur vs.. kim çocukken geçinmek için çöplerden teneke toplayan kişi olmayı hayal eder ki, ya da 3 kişiyi kurşun yağmuruna tutan bir katil.. bu işin içinde çözemediğim bir gizem var.. bazıları bu kadar şanslı doğarken bazılarının da bu kadar şanssız doğması, yaşaması.. ortadakilere zaten lafım yok, onlar süspansiyon misali, düzenin devam etmesini sağlayan tabaka..

    en sert konular bile telafilidir. ticaret, hukuk, sağlık... deneme süresi vardır, tazminat, yargıtay vardır vs.. ama hayatın kendisinin telafisi yok. elindekiler bunlar kardeşim, ne yapabiliyorsan yap. demek ki böyle olmalıymış, evrim yanılmış olamaz, bardaktan akan bir su gibi kendiliğinden, hesapsız kitapsız doğru yolu bulur. sana bu hayatı uygun gördük, bulutsuzluğun dediği gibi, ne olursa olsun yaşamaya mecbursun..
  • işverenlerin sigorta yapmamak için uydurduğu bahane. kimisi deneme süresini 2 ay belirler ve bu süre içinde sigorta yapmayacağını belirtir, bir başkası 1 ay olarak belirler, bir başkası 15 gün olarak belirler. gördüğünüz gibi standardı yoktur ama herbirinin ortak noktası bu süre içinde sigorta yapmamalarıdır. insanların işe ihtiyacı olmasından faydalanma hakkını kendi lehlerine çevirip, ihtiyacı olan insanın boynu bükük bunu kabul etmesini sağlarlar.

    böyle bir hakları olduğu için değil tabi tamamen insan sömürmek için. tavsiyem, ne olursa olsun deneme süresinde sigorta yapmıyoruz diyen iş yerine bulaşılmaması yönündedir. sonuçta, bugün yapmak zorunda olduğu sigortadan kaçan işveren yarın ücretinizi ödememek için çamur üstüne çamur yapar.

    devlet tabiki bunun farkındadır her şeyin farkında olduğu gibi ama bakarlar işte.
  • işverene, çalışanının sigortasını yapmama hakkını vermeyen süreç. işverenle çalışan, deneme süresi olarak anlaşmış bile olsalar, işveren çalışanının sigortasını ilk günden başlatmak zorundadır.
  • almanya'da öğrenciyken bunu sistematik olarak kötüye kullanan orta doğulu mağaza müdürü yüzünden ilk iş tecrübemin travma ile sonuçlanmasına sebep olan, bu yönüyle suistimale oldukça açık olan hede.

    almancayı henüz yeni öğrendiğim dönemde camında sürekli "çalışan aranıyor." yazan uyduruk kıyafet mağazasına teyzemin verdiği gazla daldım. teyzem beni "gir kızım, hem dilini geliştirirsin hem de harçlığın çıkar." diyerek hızlıca içeriye iteledi. yetkiliyle ayaküstü yaptığım konuşmadan sonra 1 günlük deneme süreleri olduğunu, cumartesi günü gelip birkaç saat çalıştıktan sonra işe alınıp alınmayacağımın belirleneceği söylendi. cumartesi günü erkenden mağazaya gittim, birkaç saatlik bir deneme olacağını düşündüğümden ayakkabılarımın rahatlığından ziyade şıklığına özen göstermiştim. aralıksız tam 15 saat at gibi çalıştırdılar beni o gün orada. iş bitimine az bir süre kala orada birlikte koşturduğumuz stajer kız halime acıyıp "fazla özen göstermene gerek yok, zaten işe alınmayacaksın." dedi. meğer satışların en yoğun olduğu gün deneme süresi ayağına insanları bedavadan çalıştırıp işe almıyorlarmış.

    kapanış yaptıktan sonra yüzüme bakıp "bizimle çalışmaya uygun değilsin." dediklerinde ayakta durmakta çok zorlanıyordum. mağazadan çıkar çıkmaz ağlamaya başladım ve teyzemi arayıp işe alınmadığımı, beni arabayla yurda bırakıp bırakamayacağını, ayaklarımın parçalandığını, yürüyemediğimi söyledim. "iş hayatı böyle bir şey spozhmai! işte böyle para kazanılıyor! sana bunu 19 yaşına kadar öğretememişler herhalde!" diye bağırarak telefonu yüzüme kapattı. o yağmurun altında elimde telefonla donakaldım, yaşadığım üzüntü ve öfkeyi asla unutamam. topallaya topallaya bir şekilde kendimi öğrenci yurduna attım, ayaklarımı ellerimin arasına alıp sabaha kadar ağladım.

    öyle boktan bir durum ki henüz dili yeni öğrenmeye başlayan biri olarak bu süreyi suistimal eden afgan piçi hiçbir yere şikayet edemedim. sesimi de duyuramadım. teyzem olacak kaşar zaten ilgilenmedi. ilk iş tecrübemin kabus gibi geçtiğiyle öylece piç gibi kaldım ortada. bir sonraki hafta aynı mağazanın önünden geçerken şöyle bir dönüp baktım, camda yine çalışan aranıyor yazıyordu...
  • eğer karşı tarafa bunun sizin için de onu deneme süresi olduğu imajını verebilirseniz çok daha başarılı sonuçlar elde edeceğiniz süreçtir.
    (bkz: tok satıcı)
  • 4857 sayılı iş kanununun 15. maddesinde belirtildiği üzere deneme süresi işçinin girişi sgk'ya bildirildiği gün başlar ve 60 gün sürer. bu süre zarfında bazı kişilerin dediği gibi sigorta yapmamazlık ya da farklı ücret verilmesi söz konusu olamaz. işe girerken anlaştığınız ücreti alırsınız, sigortanız yatar. iş kanunundan gelen tüm haklarınız geçerlidir.

    buradaki tek husus, 60 gün içinde işveren de işçi de sebep göstermeksizin iş akdini feshedebilmesidir.

    eğer bir işveren size yukarıda anlatıldığı gibi ''2 ay sigortanı yapmayız, düşük ücret veririz bir deneriz bakalım, olursa sigortan yapılır, ücretin artar.'' der ve uygularsa hiç durmadan şikayet edin. sigortasız işçi çalıştırmaktan tutun, eşitlik ilkesine uymamaya kadar sağlam bir ceza yer.
  • genelevde ücretsiz çalışmakla aynıdır.
  • 4857 sayılı iş kanunu 15. maddeye göre deneme süresi en fazla iki aydır, toplu sözleşmelerle 2 ayı geçebilir. onun dışında patronlar (sinek yağı kullanan patronlar) kendileri milyonlarla oynarken çalışana vereceği 3 kuruşun hesabını yapan cimriler, bu deneme süresini kendi keyiflerine göre uzatırlar: karşısında tecrübesiz ve bu işleri bilmeyen birinin olmasından cesaret alarak deneme süresini istedikleri gibi uzatırlar, deneme süreci içerisinde işe girişi bildirmezler, sigorta yatırmazlar. dolayısıyla çalışana verdikleri maaşı azaltırlar. halbuki sgk mevzuatına göre deneme süreci de olsa işe giriş bildirgesinin yapılması gerekli. işe giriş bildirgesi yapıldıktan sonra zaten 2 aydan fazla deneme vermeyeceği için sistem, en fazla 2 ay pirim ödenmeyebilir.

    diyelim ki tecrübesiz bir çalışan var. buna 5.500 lira asgari diyerek işe alırlar. daha sonra bu çalışana deneme süresi olacağı söylenir, bir şeyden haberi olmayan tecrübesiz er veya hatun kişi sesini çıkarmaz. sonra bu çalışana maaşını elden verirler. (bankadan yatırmak sakıncalı onlara göre çünkü şikayet durumunda bakanlık çok kolay tespit eder ve işverene ceza keser). ilk aylarda sorun yok, 1 ay geçer. çalışan, yani milyonlarca işsizin olduğu bir ülkede iş bulan genç tecrübesiz eleman işine dört kolla sarılır. 2 ay olur, bakar, sigorta yapılmadığına göre deneme devam ediyor. ancak maaşını aldığı için ses çıkarmaz. sonra 3 ay olur, 4 ay olur, deneme nasıl devam edebilir diye meraklanır çalışan ancak sesini çıkaramaz. milyonlarca işsiz güruhunun bir parçası olmaktan korkar çünkü. 5 ay olur, 6-7 ay olur ses yok. 8. ayda işe giriş bildirilir. peki bu 8 ayda ne olmuştur? 5500 lira net çalışana verip 2.000 küsür lira da sgk'ya çalışan maliyeti ödemesi gerekli işveren 8 ay boyunca 2.000 lira ödemeyerek 16.000 küsür lira kar etmiştir. çalışanla anlaştığı neredeyse 3 maaş yani. (keşke ilk 3 ay maaş almadan çalışacaksın deselerdi başta) 2022 öncesi yıllık enflasyon bazını ve dolayısıyla senede 1 kere ülke genelinde maaşlara zam yapıldığını hesaplarsak 16.000 lira iyi paradır. ancak aybaşı alacağı maaşa talim edip 7200'ü doldurmanın zorunluluğuna inanan biri için iyi para, her ay milyonlarla oynayıp senede birkaç milyon işletme vergisi ödeyen biri için yere düşse alınmayacak bir para.

    bu tarz patronlar isterler ki benim milyonlarla oynamamı sağlasın çalışan, ama ona 3 kuruşu vermeyeyim.

    bunun bir de maaşı asgariden yatırıp kalanını elden veren sinek yağı bükücü versiyonları var ki onlar artık bu işin geldiği son noktalardan. daha ne kadar ahlaksızlaşacağız bilmem artık
  • bizim ülke özelinde, devlet atamalarında neden olmadığını merak ettiğimdir.

    mesela bakan atandı, bir kaç gün havayı koklamasına izin verilinip sonra kararı alınabilir. bu sayede hem çevrelerin tepkisi ve fikri alınmış olur hem de görev için uygunluğu denenmiş olur.

    mantıklı bence. rekabetçiliği ve dolayısıyla liyakatı da pekiştirebilir.
  • deneme süresi, ikinci ayın sonunda işçiye ihbar süresini beklemeden çıkma, işverene de ihbar ücreti vermeden çıkarma hakkı verir. bu deneme süresi boyunca işçinin maaşı da sgk'sı da yatar. yanlış anlamaya mahal vermeyelim. ha ilk iki ay karar veremedi işveren, 3. ay çıkarmak istedi, yine çıkarır. bu durumda ihbar ücreti öder, o da 6 aya kadar olan işçide 2 haftalık ücrettir.
hesabın var mı? giriş yap