• the moon is a balloon adında bir otobiyografi kitabı vardır. girişinde de şöyle bir alıntı yer alır: “insanın yapacak başka bir işi kalmadığında otobiyografi yazmasının zamanı gelmiş demektir.” beyefendinin eton college’dan şutlandığını, hayli avare bir delikanlı olduğunu, ilk aşkının bir fahişe olduğunu oradan öğrenmiştim. daha sonra gönülçelen i okurken sıkça bu otobiyografiyi hatırlamıştım.

    edit: sayın moramada, sağolsun haber etti; meğerim bu otobiyografinin büyük bölümü david bey'in kurgusuymuş. yani uydurmuş amcam bunları. klas adamdı rametli; demek bir de böyle kelekçi yönü varmış. şahsen, davin bey’in bir pseudo-otobiyografi olayına girmesini incelikli bir muziplik olarak değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum.
  • oğlu bir zamanlar türkiye'yi çok seven oyuncudur.

    1990'larda beş yıldızlı bir otelin ön bürosunda çalışıyordum. o sıralar otelimize sık sık orta yaşa merdiven dayamış ama oldukça klas iki adam gelirdi. yanlarında da her zaman çok güzel sarışınlar olurdu. boğazda bir de kiralık yatları vardı, onunla gezer, sonra arada oteldeki odalarına da dönerlerdi. bir de kumarhanede uzun geceler geçirirlerdi. fakat bu klas adamlar aynı zamanda çok mütevazı ve eğlenceli tiplerdi, başka müşteriler gibi bize böcek muamelesi yapmayıp keyifle sohbet eder, lüks çikolatalar filan hediye ederlerdi. otelde sevilen misafirlerdi kısacası.

    bir gün yine bu iki sosyetik adam otele giriş yaparken otelin müşteri ilişkileri sorumlusu david geldi ve bir elini adamlardan birinin omzuna koyarak bana "bu kim biliyor musun? david niven'ın oğlu" dedi. işin tuhafı adamın kendi adı da david niven'dı ama ben isim benzerliği deyip geçmiştim. adam david'e dönüp beni gösterdi ve "o daha çok genç, nereden tanısın babamı?" diye gülümsedi. eski filmleri çok seven bir annenin çocuğu olarak tabii ben david niven'ı tanıyordum ve birkaç filminden örnekler verdim. adamcağız samimi bir ilgi gösterdi ve teşekkür filan etti. daha sonra da ben işten ayrılıncaya kadar sık sık geldiler, hep de çok alçakgönüllü davrandı, asla kibirlenmedi. şimdi baktım, hala hayattaymış, sevindim.
  • 1910'da londra'da doğmuş, 1983'de vefat etmis, 1958'de separate tables filmindeki rolü ile en iyi erkek oyuncu oscar ını kazanmis aktör.
    diğer popüler filmlerinin arasında "the bishop's wife", "please don't eat the daisies" sayılabilir.
  • david niven, bir dönemin en önemli oyuncularından birisi olsa da, günümüz de pek bilinmez. bunda en önemli unsur oynadığı niteliksiz filmlerdir. niven, oynamak için pek film seçmezdi. kariyerin boyunca bir çok film de rol alsa da en akılda kalıcı filmleri wuthering heights, separate tables ve the guns of navarone'dır.

    david niven, eskilerin tabiri ile hovarda bir insandı. özellikle ingiltere'den amerika'ya geldikten sonra bir çok kadınla ili$ki ya$adı. bunların haddi hesapı yoktu. ikinci dünya sava$ı sırasında ingiltere döndü ve orduya katıldı, sava$ın bitmesi ile tekrar amerika'ya döndü. ingiltere'de bir ingiliz ile evledi ve hovarda dönemi sona verdi.

    niven, 1958 yılında separate tables filminde ki rolu ile en iyi erkek oyuncu oscarını kazandı.
  • özenle geriye taranarak yapıştırılmış saçları ile her daim elit, elegan, salon beyefendisini oynadığı rollerle akla kazınmış, örnek olarak gösterilebilecek ideal "sir" imajına sahip kişi.

    bunun bir örneği konusuna dirty rotten scoundrels adlı remake i ile aişna olduğumuz bedtime story filminde görülebilir mesela, hangi rolle karşımıza çıktığı malum.
  • agatha christie uyarlamalarinda, mesela death on the nile'da, bir dolu las vegas filminde, vampira gibi spaghetti thriller'larda rolleri vardir. onceleri bickin asker, sonralari teferruatli suclar islemeye meyilli asker emeklisi rollerinde hollywood'un gozdesi olmustur.
  • baska bir david niven de felsefe doktoruymus. floridada atlantic universitesinde ogretim gorevlisiymis. arastirmalari ile ohio devlet universitesi ve harvard universitesinden oduller kazanmis.
  • 1 mart 1909'da londra'da dünya'ya gelmiştir. sandhurst askeri okulundan mezun olmuştur ve ikinci dünya savaşında piyade olarak 2 yıl askerlik yapmıştır. 29 temmuz 1983'te isviçre'de hayata gözlerini yummuştur. ingiliz sinemasının en saygıdeğer aktörlerindendir.
  • bende her zaman, geriye özenle taranmış biryantinli saçları, ince bıyıkları, centilmen ve beyefendi tavırlarından olsa gerek; babamın arkadaşı, milli eğitimden emekli çerkes amca izlenimi uyandıran aktör. çocukken elinde kadehle bizim eski salonda karşıma çıksaydı, hoşgeldin amca derdim vallaha.
hesabın var mı? giriş yap