• " eğer hala başımız dik yaşayabiliyorsak, bu boğazımıza kadar boka battığımız içindir..."
  • "sanatı siyasetten, felsefeden, ideolojiden ayırmak çok tehlikeli... sanat diğerlerinden arındırılmış, saf ve temiz kalabilir mi? sanat kirlidir, bozuktur. saf ve temiz sanat olamaz, çünkü sanat yaşama kuvvetli bağlarla bağlıdır." diyen bu zat kapitalizm (getirileri ve götürüleriyle), italya'daki yolsuzluklar, haksızlıklar, düzendeki aksaklıklar, kadınlar ve toplumdaki konumlanışları gibi birçok konuda oyunlar yazan, yöneten bir modern zaman meddahıdır (bastonsuz ama).
    türkiyemize* benzerliğiyle* * * dikkat çeken italya* gibi bir memlekette doğup büyümesi sebebiyle trajikomik hadiselerle içiçe yaşayan dario fo yaşadıklarını kendine has bir üslupla (ki bana çoğu zaman komik gelmez) oyunlaştırırken desteğinden mahrum kalmadığı eşi franca rame ile komünist parti üyeliğinden, tiyatro oyunlarına ve kumpanyalara kadar neredeyse hayatın her köşesinde birliktedir.
  • basyapitlarindan bir anarsistin kaza sonucu ölümü halen istanbul devlet tiyatrolarinda sahnelenmekte olan italyan yazar

    'bogazimiza kadar bok içindeyiz,bu dogru ve iste bu nedenle basimiz dimdik yürüyoruz!'
  • al işte, madem hırsızlar ülkesindeyiz, o halde biz de çalalım: "yihuuu! en çok götüren en kurnazdır! götürmeyen hıyarın tekidir!"

    o halde sana bir şey söyleyeyim: hırsız ve kurnaz olacağıma, hıyar olarak anılmaktan gurur duyarım!

    (bkz: ödenmeyecek! ödemiyoruz)
  • a$mi$ bir italyan tiyatro yazari ve oyuncusu...nick babam...muhte$em bir ara$tirmaci ayni zamanda...ben ugur mumcu ile cok ili$kilendiriyorum dario fo'yu...
  • -"başımız dimdik yürüyoruz; çünkü boğazımıza kadar bok içindeyiz."
  • nobel edebiyat ödülü'nün bob dylan'a verildiği gün, "sikerim yapacağınız işi, ben gidiyorum" demiştir.

    umarım gittiği yerlerde gülüyordur, buralarda çoklarını güldürdü...
  • 2013 dünya tiyatrolar günü bildirisini yazan usta.

    --- spoiler ---

    uzun zaman önce, varlıklarına katlanılamayan commedia dell’arte oyuncuları konusunu iktidar karara bağladı; kovalayıp ülkeden çıkardı onları.

    bugün oyuncular ve tiyatro toplulukları sahne, salon ve izleyici bulmakta güçlük çekiyorlar. bütün neden kriz. o nedenle, iktidar sahipleri inceden inceye alay ederek seslerini duyuranların nasıl denetleneceği gibi sorunlarla uğraşmıyorlar artık. zira oyuncuların ne yeri yurdu var, ne de seslenecekleri halk kitlesi. rönesans italya’sında, tam tersine, iktidardakiler commedianti’yi köşeye kıstırmak için hayli çaba harcamak zorundaydılar; çünkü yığınla izleyicisi vardı onların.

    commedia dell’arte oyuncularının ülkeden büyük çıkışının karşı-reformasyon yüzyılında gerçekleştiği biliniyor. o dönemde bütün tiyatro mekânlarının boşaltılması emredildi. özellikle roma’da oldu bu. tiyatrolar o kentin kutsallığına zarar vermekle suçlanıyordu. papa 12nci innocent 1697 yılında burjuvazinin daha tutucu kanadının ve ruhban sınıfı çoğunluğunun ısrarlı baskısına boyun ederek tordinona tiyatrosu’nun yıkılmasını buyurdu. ahlak bekçileri en çok müstehcen gösterinin orada sahnelendiğini iddia ediyorlardı.

    karşı-reformasyon döneminde çabalarını kuzey italya’da yoğunlaştırmış olan kardinal carlo borromeo “milano çocukları” dediği halkın günahkârlıktan kurtarılmasını hedef bellemişti kendine. onun gözünde sanat ile tiyatro arasında açık bir ayırım vardı: birincisi ruhsal eğitimin en yüksek kademesi, ikincisi ise ulviyete sırt çevirip ego kabartma uğruna boş işlerle uğraşmanın dışa vurumuydu. işbirlikçilerine yazdığı bir mektupta görüşlerini mealen şöyle dile getiriyordu: “bu meşum zararlı otun kökünü kazımayı dert edindik. rezil konuşmalar içeren tekstleri yakmak için elimizden geleni ardımıza koymadık. hepsini insanların belleğinden silmeye çalıştık. aynı zamanda öyle yazıları baskıya dökerek yaymaya kalkanların peşine düştük. ancak görünüşe bakılırsa anlaşılıyor ki biz uyanmamışken şeytan yepyeni bir kurnazlıkla çaba harcamış. gözle görülen şey kitapta okunana kıyasla ruhun ne kadar derinliklerine nüfuz edebiliyor! ağızdan çıkan sözle ve ona uyan hareketle ergenlerin ve gencecik kızların zihinlerinde yapılan tahribatın yanında kitaplardaki ölü sözcükler nedir ki. bu nedenle, kentlerimizi istenmeyen ruhlardan temizlediğimiz gibi tiyatro icracılarından da kurtarmalıyız.”

    böylece görülüyor ki günümüzün krizini aşmak için de tek umut bizlere karşı büyük bir dışlama kampanyasının düzenlenmesidir. o seferberlik tiyatro sanatını öğrenmek isteyen genç insanlara yönelik olmalıdır özellikle. sonuçta kovulan tiyatro icracılarından doğacak çağdaş commedianti diasporasının böyle bir baskıdan akla hayale gelmedik yararlar sağlayarak yepyeni temsiller yaratacakları kuşkusuzdur.

    --- spoiler ---
  • " türkiye'de yasaklanan dört yazardan hayatta olan tek kişi benim. bu benim için ikinci bir nobel ödülü kazanmak gibi " deşim dünyaca ünlü yazar.

    en güzel kadın oyunları yazan yazar.

    bu dünyadan göçmüş. hoşcakal.
  • italyan tiyatro adamı. geleneksel halk tiyatrosu motiflerinden yararlanmış, oyunlarını ideolojik bir eksene oturtmuş ama en çok kadın oyunları ilgi uyandırmıştır. kukla tiyatrosuyla da alakadar olmuştur. “toplumsal ajitatör" olmakla itham edenler de olmuştur kendisini. meşhur “burjuvazinin sözcüsü olmaktansa, proletaryanın köpeği olurum” sözünün sahibidir.
hesabın var mı? giriş yap