• rakı bardağında, genelde yolluk olarak servis edilen biranın ismidir.
  • küçük bir çocukken, okuma konusunda kendimi geliştirmeme çok yardımcı olmuş bir dizidir. hatta ben okumayı bu dizi sayesinde kolay belledim diyebilirim.

    yine birgün ailecek oturmuş evde dallas seyrediyoruz. yaz günü dışardan gelen ekodan belli ki bütün izmir de aynı diziyi izliyor. neyse dizide adam kadını öpecek şimdi diyelim, niyeti belli ki hamle yaptı, öpme ihtimali belirdi ya, babannemizden kırbaçla aldığımız zarif sülün - narin ceylan terbiyesi gereği biri öbürünün dudaklarına doğru yöneldi mi, biz çocuklar da automatic olarak aynı anda yerdeki halıların motiflerini incelemeye ya da divandaki örtünün kenarlarındaki yazıyı içimizden okumaya başlardık.

    okuyalım: izmir sümerbank basma sanayi tesisleri - bornova izmir. her dallas dizisinden sonra bu basma sanayi tesisleri rüyalarıma giriyordu len benim. biz bakmadığımız için artık öpüşüyorlar mı, yiyişiyorlar mı artık ne oluyorsa, babannem hemen;
    - tuh terbiyesiz adam, herkesin içinde, tüh rezil!
    babam;
    + ya anne helali değil mi, ister öper, ister yanında yatar, bize ne ya?

    kültür mü öyleydi, biz mi salaktık, ne bileyim işte artık ben yazayım da çocukluk psikolojimiz de bilinsin, fazla üstümüze gelinmesin.
  • dallas dizisinin ilk kez gösterildiği yıllarda bütün türkiye'yi kapsayan bir yarışma yapılmıştı:
    jr ewing'e en çok benzeyen kişi yarışması; o derece popüler bir diziydi. yüzlerce insanın katıldığı bu yarışmayı kazanan ankaralı bir elektrikçi olmuştu. ödül olarak ne verildiğiniyse ne yazık ki anımsayamıyorum. bu yarışmayı kazanan kişiyi görmek isteyenler sakarya caddesi'nde, otlangaç'ın mithatpaşa yönündeki elektrikçiye girmesi yeterlidir. artık yaşlanmış olsa da gözlerinde jr'ın bakışlarını görebilirsiniz.

    bu arada bütün dallas bölümlerinde değilse bile jr'ın vurulduğu bölümle, onu kimin vurduğunun açıklandığı bölümün gösterildiği akşamlar sokaklarda gerçekten kimseler kalmamıştı.
    kedi köpek de şaşmış olsa gerek bu işe.
  • alien'daki otorite fakiri kaptandır.koskoca bilim kurgu dünyasında görülebilecek en ezik kaptan kendisidir.olur olur da bir karakter ancak bu kadar aciz olur.senaristler özellikle yavşak olsun diye kasmışlar olsa gerek.film boyunca hiç bir karaktere söz geçirememesi itibariyle imkansızı başarır, alien'ı her izleyişte hayret ettirir.şöyle sıralayayım:

    --- spoiler ---
    1-)ripley'e, yüzüne facehugger yapışmış kane, lambert ve kendisini nostromo'ya almasını emreder.ripley siktiri çeker.
    2-)ash'e facehugger'ın nostromo'da tutulup tutulmaması konusunda emir vermeye yetkisi yoktur.
    3-)herhangi bir karizmaya sahip değildir.odunoğlu odundur.
    4-)emir vermekten acizdir.rica eder.(kaptansın ulan sen ne diye rica ediyorsun?koca geminin başına mürettebata rica edesin diye mi getirdiler seni?hayvan!)
    5-)eline flamethrower alıp havalandırmada xenomorph avına çıkar.(ki kaptansın kardeşim sen havalandırmada ne işin var?mürettebattan birini göndersene.)

    zaten ceza olarakta xenomorph bu hıyarı tablo niyetine duvara yapıştırır.nitekim iyi de yapar.öyle şerefsizdir ki, her şeyi hak eder bu adam.yerinde olmuştur.
    --- spoiler ---

    ek olarak bu hıyarı, tom skerritt oynamaktadır.

    (bkz: entry ye kusmak)
  • yaklasik 1,5 aydir yasadigim, en az bir kac yil da yasayacagim sehir. simdiye kadar bulundugum sehirler arasinda, ozellikle amerika'da baslangic yapmasi en kolay yerlerden biri diyebilirim. giris seviyesi pozisyonlarin saatlik ucretleri amerika'nin hemen her yerinde benzer miktarlar oldugu icin, kiranin, yiyecegin, benzinin ucuz olmasi, kazanilan para uzerinden state tax adi altinda soguslenmemek cezbedici ozellikler. bir sure gecirdikten sonra kariyer anlaminda atilim yapmak icin de cok cesitli olanaklar sunuyor, zira pek cok buyuk sirket merkezini bu sehre tasimis / tasimayi planliyor.

    guneyli aksani ve yani basinda deniz olmamasi cok ic acmiyor fakat sehir olabildigine duzenli ve ulasimi kolay, eglence hayati isteyene eglence hayati, evinin dibinde bakkal misali koca alisveris merkezleri, saygida kusur etmeyen kavgaya bile excuse me diyerek giren insani burada yasamayi sevdiriyor. daha once gittigim yerlerde ilk 1 haftada en az 10 turk ile tanismis olmama ragmen burada henuz pek cok turkle tanisamadim, herkes isinde gucunde sanirsam. ayda 4 kez araba tamiri icin ziyaret ettigim turk usta'nin (meshur ziya abi) orada iki muhabbet ettigimiz turk sayisi da bir elin parmaklarini gecmedi. tanisip bir cay icelim diyen eksi sozluk yazarlari kutuyu yesillendirsin bir zahmet.
  • texas eyaletinin houston dan sonra ikinci büyük, nüfus olarak ise san antonio dan sonra 3. kalabalık şehri olan dallas a ulaşmak için houston da ya da avrupa da aktarma yapabilirsiniz. şehirde 2 adet havaalanı bulunuyor. görece daha büyük olan fort worth ve diğeri love field. abd ye ilk girişiniz dallas üzerinden olacaksa mümkün ise love field i tercih edin derim. fort worth da zaman zaman 3 - 4 saati bulan pasaport kontrolünde bekleyebilirsiniz.

    abd nin önemli isimlerinin yolu bir şekilde burdan geçmiş. mesela john f kennedy burada suikaste uğramış. suikast tarihi olan 1963 de otel olarak kullanılan dallas plaza 1991 den sonra etrafındaki yapılarla beraber müzeye dönüştürülmüş. burdan yolu geçen bir diğer ünlü isim ise george w bush. henüz geçen hafta kendisinin ismini taşıyan kütüphane ve yaşam merkezi halkın ziyaretine açılmış durumda http://www.bushcenter.org/

    şehrin en yüksek yapısı 72 katlı bir plaza. toplam gökdelen sayısı 19, diğer abd şehirleriyle kıyaslandığında oldukça kısa kalıyor dallas. fakat dallasın en büyük sloganlarından biri "big things happen here" şehrin hemen her yerinde görebileceğiniz b ve g harflerinin arasına girip big i oluşturmak önemli http://www.google.com.tr/…i&ei=sputuer2bm2konlogogl

    dallaslılar oldukça büyük araçları tercih ediyorlar. benzin fiyatlarının da bu duruma etkisi büyük. hemen heryerde suburban araçları, uzun limuzinleri görmeniz mümkün.

    eğer çocuklarla gidiyorsanız zero gravity thrill amusement park, dallas world aquarium gezilmesi gereken yerler arasında. arkadaş çevrenizle gidiyorsanız da dallas arboretum & botanical gardens ı ziyaret etmenizi tavsiye ederim.

    konaklama konusunda hyatt ve omni otelleri şehrin en tutulan konaklama yerleri arasındalar. adolphus otel ise mimarisi ve tasarımıyla farklı olduğunu ortaya koyuyor.

    dallas'ta milli yiyecek kırmızı et. fine dining için bob's steak house ı tavsiye edebilirim. şarap seçenekleri de oldukça fazla. www.bobs-steakandchop.com

    şehrin downtown ve uptown bölgeleri her türlü gece hayatını bünyesinde barındırıyor. hemen hiç bir yükselti olmadığından yürüyerek bile şehrin belirli merkezlerini gezebilirsiniz. mckinney bölgesi bu merkezlerden biri, dünyanın farklı lezzetlerini bir araya getiriyor. yine yerel bişeyler denemek isterseniz yelp.com burada da yardımınıza koşuyor. texas tarzı bir eğlence için ise http://gilleysdallas.com/ sanırım ilk akla gelen yer.

    dallas a kadar gitmişken texas a bağlı diğer şehirleri görmek belki de bir nba maçı izlemek için şehrin merkezinden geçen interstate45 otobanını kullanabilirsiniz. bu yolda araç kullanmak size texasta olduğunuzu unutturmuyor. hız sınırı 75 mil. hızınızı sabitledikten sonra dikkat etmeniz gereken tek şey saatler boyunca dümdüz bir yolda ilerlemenin getirdiği konsantrasyon bozukluğu. http://youtu.be/s_uwiqsywdc

    dallas; beklentileri karşılayan, diğer metropollere göre daha az pahalı, yorucu olmayan, yeteri kadar eğlence barındıran bir şehir.
  • 20 yıllık aradan sonra çekimlerine tekrardan başlanan zamanının bomba dizisi.
    haberi için;
    http://www.hurriyet.com.tr/planet/17809226.asp
  • annemin genç kızlık dönemlerinde* oynamış bir diziymiş. güzel kadınlar felan varmış içinde. erkekler izlemek için kahveye traş olup da giderlermiş*, iç güdüsel olsa gerek. veya
    (bkz: peki zeki muren de bizi gorecek mi)
  • teksas eyaletinde bir şehir
  • kucuklugumde mutlak kotu olarak gordugum jr ewing karsisinda, hep bobby ewing'i tuttugum, ama bobby'nin her zaman sadece jr'in planlarini suya dusurup kendisine ders vermekle yetinecegini, asla kotuluk etmeyecegini bildigim icin, cok zaman da daha az kotu (belki "basiretsiz kotu" demek daha dogru olurdu) cliff barnes'a taraf oldugum bir guzel diziydi.

    bir donem isleri pek yolunda gitmezken jr, bu durumdan kurtulabilmesi icin petrol fiyatlarinin yukselmesi gerektigine ve bunun icin de ortadogu'da savas cikmasi gerektigine kanaat getirmis ve bunu uygulamaya koymustu. sonrasinda cuvallasa da, o yasinda kendisini herkesten zeki goren ben, bir kisinin tek basina ortadogu'da savas cikartabilmesi ihtimalini sacma bulmus, o bolumleri ilgiyle izleyip "vay anasini" diyenleri aptal gormustum; bu kadar gercekustu bir senaryoya inanilir miydi?! buyudum, gordum: meger kazin ayagi hakikaten de oyleymis; aptal olan benmisim. meger dunyada gercekten de bir, olmadi bir kac kisi istedi diye savas cikabiliyormus. meger benim gercekustu dallas'im, gercegin ta kendisiymis.

    bu gercegi kavradiktan yillar sonra, kendisini ortalama bir zekaya sahip goren ben, hem jr'a, hem teksasli petrol babalarina, hem de keyfen icine sokulduklari cirkin savasa benden daha asina olduklarini tahmin ettigim amerikalilarin, secim sanslarini, benim gibi, jr'a karsit kullanacaklari kanaatine vardim bu kez; bir bobby bulamamislarsa da bir cliff mevcuttu en azindan ellerinde. heyhat; hadi zeka zamanla degismeyen bir sey diyelim, ben hic akillanmamisim da! hic kavrayamamisim jr'in salt kotulukten ibaret olmadigini ve cocuk benin algiladigi gibi salt kotuluk olarak algilanmayacagini; jr o kotulugun uzerine kotulugunden guclu bir korku imparatorlugu kurmus da, amerikalilarin bugune kadar ki en buyuk cogunlugunu tabi yapmis bile imparatorluguna.

    bu gercegi de kavradim ama, ortalamanin altinda bir zekaya sahip olan ben, hala anlayamiyorum bazi seyleri: gercek jr'in en azindan bir karizmasi vardi ya!? sonra, bu maymun jr geliyor tekrar aklima, cliff vardi ya!!!
hesabın var mı? giriş yap