• divina cogito ergo sum ile saatlerce konuştuğumuz ve "birbirimizi birbirimizle paylaştığımız" muhabbet esnasında divina tarafından dile getirilen ve benim ilk kez o an duyduğum ve zamanında bir miktar kuantum fiziği almış olduğumdan aklıma hemen schrödingerin kedisini getiren hatta o güzel kafayla schrödinger'i de hatırlayamayıp belirsizlik ilkesine cok guzel bir örnektir, arkanda bir kedi vardır yaşayıp yaşamadığını bilmediğin dönüp baktığında kedi kesin ölecektir. sonrasında da curiosity killed the cat olacaktır şeklinde açıkladığım vecize.
    (bkz: schrödingerin kedisi)
  • 80'lerin ikinci yarısında listeleri sallamış sophisti-pop gruplarındandı. grubun vokalisti her daim kafasında kahverengi bere olan 'ben volpeliere-pierrot'tu. 1987'deki 'keep your distance' albümünden misfit, 'ordinary day' ve 'down to earth' ile ingiltere listelerinde üst sıraları parsellediler, sonra 89'da what's you number ile bir kez daha çıkış yapıp inzivaya çekildiler...
  • aslan burcu kadınları için söylenmiş özlü söz gibi bir şey.
  • ... "satisfaction brought it back" diye devam eden deyis.
  • "curiosity kills the cat, the dog, the mouse, burns down the house and nukes the damn city". diye uzatılıp her haltın fazlası zarar anlamına getirebilecek söz öbeği.
  • pop-jazz dolaylarında müzik yapan, taş çatlasa 21-22 yaşlarındaki dört kişiden mürekkep bir gruptu... o yaşta olmalarına rağmen şaşırtıcı derecede olgun bir sound yaratmışlardır. dönemin biritanya gençliğine hakim olan ve margeret thatcher'ın eseri ruh halini pozitif bir şekilde dışavurmuşlar, kulak pasımızı silmişlerdir. bu kadar olmuşken piyasadan niye silindikleri de ayrı bir muammadır tabii... akla olayın bir prodüktör harikası olabileceği gelmektedir. olsundur. "down to earth" ve "misfit" güzel şarkılardır. ayrıca (bkz: wet wet wet)
  • "curiosity kills the cat, but not the physicist.." gibi bir enis oğuz versiyonu da bulunmakta.
  • sözün aslı care killed the catmiş. curiosity killed the cat atasözünü ilk duyduğumdan beri anlamının "aşırı özen kediyi öldürdü" gibi bir şey, yani "bir işin, ya da örneğin bir çocuğun üzerine aşırı düşülmesi, gereğinden fazla müdahale, onu bozar, yıkıma götürür, sağlıklı gelişimine zarar verir" şeklinde olduğunu düşünmüştüm, öyleymiş. araştırmak bu güneymiş. iyi ingilizce bilenlere de sormuştum zamanında, bilmiyorlardı.

    "care" söcüğünün "curiosity"e dönüşmesi ve "curiosity" söcüğünün düpedüz merak (bir şeyi anlamak veya öğrenmek için duyulan istek.) olarak anlaşılması, yakın ve kolay, somuta yakın anlamdan öteye geçememenin bir tezahürü; halbuki, ilgi, özen (interest, attention, concern, care) anlamına da geliyor.

    wikipedia: curiosity killed the cat
    wictionary: care killed the cat

    edit ek not: beğendiğiniz entrilere "şukela!" tıklayın lütfen; favın yazara faydası yok.
  • avrupa yakası dizisinde rahmetli müşfik kenter'in canlandırdığı tevfik kıral karakterinin 182. bölümün 50. dakikasında kullanmış olduğu söz öbeği. büyük ustanın ingilizce konuşabildiğini biliyordum ama aniden görünce epey şaşırdım.
hesabın var mı? giriş yap