• türkiye'nin ilk modern şehircilik örneği olan ilçe. konya'nın güney tarafındadır.

    tanımda da geçtiği üzere, planlı ve programlı olarak inşa edilmiş ilk türkiye cumhuriyeti yerleşimidir çumra. hikayesi de şöyle:

    1920'li yılların sonlarında, cumhurbaşkanı atatürk ve devlet ricali, trenle güneye doğru yol almaktadır. tren, tam bugünkü çumra dolayına geldiğinde arızalanır ve zorunlu bir bekleyiş başlar. atatürk de trenden iner.

    o dönem burası bir köy bile değildir; iki-üç hanenin bulunduğu küçücük bir yerdir ve bölgenin önemli kısmı da bataklıktır. ancak atatürk, her zamanki ilerigörüşlülüğünü yine ortaya koyar ve buranın fevkalade imar edilebileceğini söyleyerek, yanındakilerden buraya bir ilçe kurulmasını ister. arazi, böyle bir proje için çok elverişli ve bakirdir zira.

    bunun üzerine işbilir mühendis ve mimarlardan oluşan bir alman heyeti çağrılır ve çalışmalar başlar. kısa süre sonra da çumra ilçesi oluşmuş olur. ilçe, gerçekten oldukça planlı bir şekilde inşa edilmiştir. bütün sokaklar, bir dar bir geniş mantığındadır. birbirine paralel on sokaktan beşi dar, beşi geniştir yani. sebebi de, dönem evlerinin iki kapılı olması diye ayarlanmıştır. buna göre; ön kapılar geniş sokağa, arka kapılar ise dar sokağa açılacaktır çumra'da.

    pazar yeri, üstü kapalı olarak inşa edilir. iki büyük caddesi, gerçekten oldukça geniş ve dümdüzdür. pazar yerinde, başka hiç bir yerde benzerini görmediğim bir uygulama olarak, at arabaları için özel bir park alanı vardır. pazarda alışveriş yapan halkı, yükleriyle birlikte ücret mukabilinde evlerine götürür bu at arabaları. bir yol boyunca uzanan bu özel parkın girişinde de "at arabaları harici park edemez" yazar.

    çumra, bugün 30 bine varan nüfusuyla, pek çok anadolu şehrinden daha modern ve kanımca büyük çoğunluğundan daha planlı çehresiyle, türkiye'nin ilk modern ilçesi olmanın gururunu yaşamaktadır.
  • konya'nın bir ilçesi. türkiye'nin sebze ihtiyacının %5'i bu ilçeden sağlanır. halkı diğer ilçelere göre oldukça zengindir.
  • 10 km kala aracımın krank mili kestiği konya ilçesi. bir de tamirci bulduk ki dillere destan. hayır bilmiyorsun, niye kurcalıyorsun?

    terhis oldum, artık hürgeneralim, heyyooo. mersin'de iki üç günlük konaklama, cennet cehennem, deniz, kum güneş... hesapta akdeniz turu yapacağız. 1971 model vosvos ile ne çekilir o yollar. mut üzerinden konya'ya, oradan da tekrar aşağıya, antalya'ya gitme hesapları yapıyoruz. zorlu toros dağlarını aştık nihayet ve konya'nın uçsuz bucaksız, dümdüz ovasına vardık. dördüncü vites 90 km sabit hızla gidiyoruz tıngır mıngır. çumra'ya 10 km kala "trannnkkkk, küt küt küt küt küt küt" sesleri ile çektim sağa.

    aşağı inip orasına burasına baktık, v kayışının bağlı olduğu kasnağı ileri geri hareket ettirdik, baktık ki durum vahim. o zamanlarda cep telefonu falan hak getire, hem olsa bile orada baz istasyonunu nerden bulacaksın? neyse ki araçta telsiz var ve sesimizi duyup yardıma geldiler. aracı bağlayıp çektik tamirciye. her usta anlamaz vosvos motorundan, boxer motor pistir, söküp caraskal ile üstten alamazsın, alttan çıkarmak zorundasın.

    tamirciye sorduk, "pek anlamam ama sökerim, konya'da toplatırsınız, burada tekrar takarım" dedi. söktük motoru el birliği ile ve tahmin ettiğimiz üzere krank kestiğini gördük. konya'ya götürdük bir otobüsün bagajında ve oradan bulduğumuz çıkma bir krank ile topladık bilen birisiyle. geri getirip taktık aracın üzerine, toplayan kişi ile birlikte. hesabı ödeyip yola koyulduk ki o da ne, aracı üçüncü vitese atamıyorum. acaip bir kasma, gaz yememe durumu.

    bir yandan pedere diyorum, yaa baba bakalım şuna, belki ateşleme sırasında sorun vardır. peder tekrar yolda kalmayı gözüne kestiremiyor. ya bir daha çalışmazsa diye tırsıyor kendince haklı olarak. velhasıl kelam vardık konyaya bir depo yakıtı bitirip. ustaya telefon ettik bir kulübeden ve geldi bir saat sonra. ateşleme kablolarının yerlerini değiştirdi ve araç düzeldi. ahh be baba be, bir kere de benim lafımı dinlesen ne olurdu?

    araç düzelmesine düzeldi ama macera bununla bitmedi. akdeniz turu maddi yetersizliklerden dolayı iptal olunca istanbul'a dönmeye karar verdik ama ancak afyon'a kadar gidebildik. krank milinin uç kısmındaki flanşta bulunan pimler yerinden oynadığı için volan yerinden çıkacak gibi sesler çıkarıyordu. daha fazla riske girmenin bir anlamı olmadığı için arabayı bindirdik bir kamyonun tepesine, eve öyle döndük. ne tatil ama?

    bu arada, bahsi geçen motorlarda ateşleme sistemi sıralı silindirlerdekinden farklıdır. dört silindir sıralı motorlarda 1-3-4-2 diye giden ateşleme sırası, vw motorunda 1-4-3-2 diye gider. bu da bize kapak, çumra'yı da ilelebet hatırlamamız için vesile olur.
  • efes pilsen malt tesisleri nin bulundugu, buyuk bir kagıt fabrikasinin faaliyet gösterdigi, kavunu ile ünlü ve catalhöyük ören yerinin sinirlarina dahil oldugu bir ilcedir. ögretmen evi vardir*
  • artık kavununun yanında, yakın zamanda açılan türkiyenin en büyük ve avrupa'nın en ileri teknolojisi ile faaliyet gösteren şeker fabrikası ile de anılacak ilçedir. bu fabrikada üretilen şekerin maliyeti şu an mevcut olan ve eski teknolojiyle çalışan şeker fabrikalarında üretilen şekerin neredeyse yarısıdır.
  • en modern şeker fabrikalarından çumra şeker fabrikasına sahip olan ilçe.
  • enteresan bir ilçedir. halkı çok zengindir. bu zenginliğin kaynağı tarımdır. hayvancılık merkezde pek görülmez, ama tarım anlamında; 50 dönümden aşağı arazisi olana çiftçi gözüyle bakılmaz. şehir merkezinde çok sık lüks otomobil görürsünüz. doğalgaz çoğu evde vardır, falan filan.

    ama sosyal hayat sıfırdır bu ilçede. akşam 7 dedin mi bir tane açık dükkan bulamazsın. sadece tekel bayii vb, dükkanlar. gençler üniversite geldiği gibi bu sıkıcı ilçeden kaçıp kafalarını dağıtmanın peşindedir. bu yüzden memur olarak gelinecek bir yer değildir, dönülecek bir yerdir çumra.
  • yüzdedoksanbeşi sarışın mavi gözlü insanlardan oluşan ilçe. kavunu şekerolur.
  • konyanın bir ilçesi. karaman, konya tren yolculuğu sırasında ne zaman oradan geçsem içimi bir ürperti alıyor. bu şehirden çok korkuyorum nedensiz.
  • doğup büyüdüğüm, ekmeğini aşını yediğim memleketimdir. hiç bir şeyi olmamasına rağmen hep özlenendir. m. kemal atatürk trenle adana´ya giderken çumra´da verdiği mola esnasında çumra istasyonundan etrafı seyredip sulama tesis ve lojmanlarını gördükten sonra ; "bu şirin beldeyi geliştirmek, buraya önem vermek lazımdır. çumra ilçe olmaya layıktır". demiş atatürk´ün emri üzerine 26 haziran 1926 tarihinde 877 sayılı kanunla çumra ilçe merkezi haline getirilmiştir.ilk tapu kadastro da burada yapılmıştır.
    ilk zamanlar bir çok kişinin sıtmadan dolayı öldüğü söylenmekte.
hesabın var mı? giriş yap