• çeşitlilik taahhüdü. parti varlığının rekabeti (politik pluralizm), etnik değerlerin çeşitliliği (ahlaki pluralizm), kültürel değerlerin çeşitliliği (kültürel pluralizm) gibi çeşitleri olabilir. çeşitliliğin iyi olduğunu çünkü bireylerin özgürlüğünü koruyup, tartışmaya ve anlamaya yardımcı oluğunu savunan görüş.
    çoğulculuk çoğunluğu meşru kılar*.çoğulculuk olmadan çoğunluk meşru sayılamaz çünkü çoğunluğun kararı geçerli sayılırken o çoğunluğun seçim yaparken birçok farklı görüşü değerlendirdiği varsayılır. bu da ancak çoğulculuk*ile mümkün olabilir.
    ayrıca pluralizm sayesinde azınlıklara da değer verilir onların da görüşlerinin çoğunluğun yanında meşruiyeti sağlaması için gerekli olduğu anlaşılır.
  • uluslararası ilişkiler disiplininde yer alan temel teorik yaklaşımlardan biri plüralizm, ulusl. sistemde rol oynayan temel birimlerin yalnızca devletler değil, örgütler, bireyler, şirketler olduğunu söyler. devletlerin dış politika yapımına ilişkin olarak iç yapısı da sorgulanmakta, dış politikaların üretilme süreçlerinde devletin içinde de (çeşitliliği seslendirmek adına) bazı uzlaşmazlıkların ve pazarlıkların mevzu bahis olduğunu öne sürer. bu teorinin bir özelliği de devletlerin yalnızca ulusal çıkara yönelik olarak davrandığı tezine karşı çıkmasıdır. yani sadece askeri ve güvenlikle ilgili konularda değil, çevre sorunlarından eğitime doğru giden bir konu silsilesinde politika üretmeyi hedeflerler.
  • monizmin karşıt kavramı.!
  • siyaset biliminde robert a. dahl'ın poliarşi kavramı ile karşılığını bulan düşünce.
  • toplumsal hayatin her aninda farkli fikirlerin, ideolojilerin, dini inanislarin var oldugunu ve hepsinin esit derecede mesru oldugunu ve yine bu farkli fikirlere sahip bireylerin örgütlenerek bu fikirlerini esit ve özgür bir biçimde siyasal alana tasinabilmelerini gerekliligini ifade eder
    çagdas demokrasi içerisindeki siyasal partiler ve sivil toplum kuruluslari çogulcu doktrinin önemli enstrumanlaridir.
    (bkz: isaiah berlin)

    (bkz: robert dahl)
  • (bkz: plüralizm)
  • evrenin, birbirine indirgenemeyen birçok varlıktan meydana geldiğini ileri süren öğretilerin genel adı.
  • pluralizm azınlıkların (tek bir azınlığın yönetimine karşıt olarak) yönetimi demektir.
    pluralizm yani kelime anlamıyla çoğulculuk toplumun, siyasal yaşamın, devletin ve demokrasinin yapılanmasına ve işleyişine ilişkin bir görüştür.
    pluralist anlayış şöyle özetlenebilir;

    i-) pluralist bir toplum modelinde siyasal ve soysal iktidar birçok gruba (çıkar grupları) dağılmıştır.

    ii-) siyaset, toplumdaki örgütlenmiş (organize olmuş) çıkar grupları arasında iktidar için yapılan bir mücadele ve pazarlık sürecidir.

    iii-) pluralizme göre toplum, kişilerin kendi iradeleriyle katıldıkları, onları temsil etmeye yetkili olan birçok birlikten oluşur. toplumun öğeleri kişisel değil gruplardır. bunun anlamı, devletin toplumda ancak asli olmayan (türev) bir rolünün bulunmasıdır. teknik olarak prularizm antitezi monizmdir. monizm devletin en yüksek (egemen) gü. olarak bileşenlerinden üstün olduğunu, hukuki ve etik açıdan savunan görüştür. ne var ki, bugün pluralizmin karşıtı olarak elitizm görülmektedir.

    iv-) pluralist bir toplum modeli, demokratik bir yönetimin ve demokratik bir karar alma sürecinin de ön şartıdır.

    v-) yurttaşlar, siyasal kararların alınmasında direkt olarak katılmamakla birlikte kamusal siyasalar, izole olmuş elitlerce kararlaştırılmamaktadır.

    vi-) toplumdaki iktidar mücadelesinde/pazarlığında hiçbir grup sistemli ve sürekli bir biçimde avantaja sahip değildir. organize olmuş bu gruplar arasında göreceli olarak eşit bir güç dağılımı bulunmaktadır.

    vii-) böylece, kamusal siyasalar, demokrasinin çoğunluk ilkesine (%50+1'in toplumu baplayıcı kararlar alabilmesi kuralı) göre belirlenmek zorunluluğu olmaksızın, birbirleriyle rekabet içinde olan çeşitli gruplar arasındaki pazarlığın sonucunu gösteren bir dengeyi yansıtmaktadır. pluralizm hem farklı toplumsal sektörler (eğitim, ekonomi, siyaset) arasında hem de yanı toplumsal sektörlerdeki elitleri ve gruplar arasında bir yarışma ve pazarlığı öngörmektedir.

    viii-)elitlerin bir organize grubun koruması altında olmayıp, siyasal olarak da aktif bulunmayan azınlıkları ya da toplumsal kesimleri tamamen gözardı etmeleri de söz konusu değildir. zira bunlar potansiyel olarak güçlüdürler. bu kesimler siyasete aktif olarak katılmayı istediklerinde güçlü gruplar durumuna geleceklerdir. aslında bazı kişilerin ya da kesimlerin siyasete karşı duyarsızlıkları, siyasal sisteme verilen desteğin, pasiflikleri de hoşnutluğun ifadesi olabilir. kaldı ki, pasiflik ve duyarsızlık,siyasal yaşamla en ilgili ve en ehliyetli kişilerin yönetici olmalarına olanak sağladığı için kötü birşey olarak değerlendirilmemelidir.

    yard. doç doktor murat önderman'ın yazısıyla bu şekilde anlatılmış.
  • siyasette demokrasinin aksıyan tarafı olan çoğunluk hakimiyeti ve sonunda eşitlik maskeli aynılaşma için tavsiye edilen ilaç. ancak semptomatik bir tedavidir, bireyciliğin yerini tutamaz ama bireycilik de demokrasi ve onun eşitlik kabulü için hazmedilmesi biraz zor bir şeydir zaten.
  • sıkça postmodernizmle karıştırılır.

    (bkz: #16932572)
hesabın var mı? giriş yap