• (bkz: cogulculuk)
  • oluşumu birçok sebebe bağlamak.
  • birbiriyle yarışan pek çok kurum ve grup arasındaki güç dağılımını vurgular,devletlerin geçirgenliğini savunur ve realist modelin devlet merkezciliğine alternatif sunar
  • zihniyetin bilgiyi göreceli akla göre filtrelediği temeline dayanan, doğrunun mutlak ve kimsenin tek elinde olmadığı varsayımına dayalı rejim
  • gerçekliğin açıklamasının ancak birden çok ilkeyle mümkün olabileceğini ileri süren görüşe verilen isim. evrenin yaratılması, varoluş sürecinin işlemesi ve varlıkla ilgili kategorilerin ortaya çıkışında tek bir belirleyicinin değil, ikiden fazla belirleyicinin olacağını ileri süren görüştür.

    örnek olarak empedokles; kendinden önceki doğa düşünürlerinin temel öge (arkhe) olarak belirlediği, su, ateş ve havaya, toprak ögesini de ekleyerek hepsini bir arada kullanan plüralist anlayışa sahip bir filozoftur.
  • türkçesi "çoğulculuk" olan siyaset bilimi kavramı. özellikle amerika birleşik devletlerinde ortaya çıkışı devlet iktidarını sınırlamak amacına dayanır. amerikalı plüralistler temelde büyük buhran'dan sonra yükselişe geçen keynesyen politikalara gıcıktır.
  • plüralizm, özellikle sistemin değişim geçirdiği 1960-70'li yıllarda uluslararası ilişkiler alanında uluslararası politika ve iç politika arasında ayrıma giden ve devlet merkezli bir analizi benimseyen düşünce okullarına bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. plüralizm, sistemdeki değişikliklerle beraber, artan karşılıklı bağımlılık ve etkileşim dolayısıyla devletin sınırlarının giderek önemini yitirmeye ve iç politikanın dış politikadaki ağırlığının arttığına dikkat çeken çalışmalarla başlamış ve uluslaraşırıcılık ve karşılıklı bağımlılık eksenindeki tartışmalarda ifadesini bulmuştur. bununla beraber geçmişten günümüze plüralizm değişik şekiller ve ifadelerle ortaya konduğu dikkati çekmektedir. zaman zaman liberalizm, transnas-yonalizm, dünya toplumu yaklaşımı, fonksiyonalizm ve kantiye-nalizm gibi adlarla da ifade edilmekte ya da incelenmektedir.

    temel varsayımları şöyledir;
    -uluslararası ilişkiler çok aktörlü bir yapıdadır.
    -devlet üniter yani yekpare bir yapıda değildir.
    -devletlerin karar alma süreçleri rasyonel bir süreç değildir.
    -uluslararası politikanın gündemi oldukça yoğundur, yani gündem yalnızca güvenlik konuları değildir.
  • evrenin, birbirlerine indirgenemeyen birçok varlıklardan meydana geldiğini ileri süren öğretilerin genel adı. metafizikte bircilik ve ikicilik karşıtı olarak, evrendeki varlıkların kökleri bakımından birbirlerinden ayrı olduklarını ve bir tek töze indirgenemeyeceklerini savunan öğretileri dile getirir.
    alman düşünürleri kant ve wolf, çokçuluk terimini, tekbencilik anlamındaki bencilik terimine karşılık olarak kullanmışlardır. almanya'da schelling ve hegel öğretilerine karşı olarak herbart ve fransa'da renouvier öğretileri çokçu öğretilerdir.
  • varlıkların ortaya koydukları ortak değerleri kapsayan ürünler bütünü. kültürcülük.
    insanların zaman içinde yaptıkları pek çok durum kültür kisvesi adı altında tasnif edilir. akımı da bu minvalde değerlendirmek mümkündür.
  • müzikte, kolajda olduğu gibi farklı stilleri bir tek bestede, bazen aynı anda birleştirmek.
hesabın var mı? giriş yap