• ya valla genellemk istemiyorum ama çok pis genellicem, dayanamıyorum.

    bu nası bi insan çeşidi ya.. illallah dedirtti çinliler, yemin ediyorum, ırkçılık çok kötü, böyle genellıyamazsın taam mı, filan diyen bi insanken çılgıncasına nefret gelişti bende çinlilere karşı.

    çoğunlukla çinlilerin oturduğu bir apartman bloğunda oturuyorum. 19 katlı hayvan kadar yer. çoğunlukla çinliler dediğimde 5-10 çinli düşünmeyin yani. yüzlerce çinli. içeride sigara içilmiyor, o yüzden binaın önünde hep sigara içen insanlar oluyor, ben de sigara içmeye sıkça iniyorum oraya.

    arkadaşım öncelikle, o apartmanın önü hep tükürük gölü. ben ömrümde böyle birşey görmedim. türkler yere tükürüyomuş bilmem ne, türkler var ya milord, sör, dük bu çinlilerin yanında ya. yere tükürme konusunda gözlerime inanamıyorum bazen, gözümün içine baka baka iki arkadaş hem muhabbet edip hem iki kelime de bir karşılıklı yere tükürüyorlar. o kadar tükürük nerenizden çıkıyor kardeşim? ağzın dilin kurur yapışır o kadar tükürmeye. ben oraya sigara içmeye indiğimde basacak yer bulamıyorum tükürükten balgamdan. nalet gelsin ya..

    başka bir şey, apartman kat kat sarımsak ve yanık yağ kokuyor sürekli, bizim katta yok, ordan biliyorum hangi katta ne yemek pişiyor. geçen ben de sarımsaklı tavuk yaptım mesela, bi o kadar bütün katı kokutamadım. nasıl yemek yapıyolarsa artık.

    kaldığım yer varoş da değil bu arada. şehir merkezinde, öğrenci konutları. yani bu insanlar öğrenci. şehir merkezindeki bütün yerleşim yerleri pahalı olduğu için de aslında gayet pahalıcana bir yerde kalıyorum. şehir merkezinde yer kiralamaya parası yeten, yıllığı 30 000 dolardan başlayan okullarda okuyan öğrenciler bu çinliler yani. ama gel gör ki hepsi tuvalet terliğiyle geziyor. her yer ayak. yağmur çamur demeden.

    şimdi bu tuvalet terliği konusunda yalnız şöyle bir şey var, bu ülkede zaten çıplak ayakla dolaşmak diye bi kavram var. alışveriş merkezinde, sinemada, barda, sokakta filan normal insanları çıplak ayakla takılırken görebilirsiniz. burda çok olağan birşey. ona itirazım yok. jandals dedikleri şıpıdık terlik de çok yaygın, herkes heryere şıpıdıkla gidiyor. o da eyvallah. ama tuvalet terliğiyle gezmek tam bir çinli işi. bildiğin paçaları sıyırıyor, yırtık, lastik, kendine 2 boy büyük tuvalet terliğiyle yaşıyor adam.

    bu tuvalet terliğiyle yaşama olayını başka bir ülkede de yine ilk çinlilerde görmüştüm. orada fakirhanede kalıyordum, dediydim çinlinin fakiri işte bunlar da, normal. burada durum öyle değil ama. bildiğin çinli dediğin adam tuvalet terliğiyle yaşıyormuş zaten.

    kılık kıyafet desen, yemin ederim utanmasam sürekli fotoğraf çekicem, nasıl bir moda anlayışları var bilemiyorum. bir kere zaten dışarı çıkarken giyinmek diye birşey de pek yok çinlilerde. bornozla tuvalet terliğiyle alış veriş yapan adamlar kadınlar görüyorsun. yataktan çıkıp bornoza sarınıp gelmiş. ayıcıklı pijamalarıyla arkadaşlarıyla oturmaya çıkıyorlar apartman civarına. ayakta yine tuvalet terlikleri. ya ben mi tuhafım bilmiyorum ki, sigara almaya kapının önüne insem yine bi götüme bişi giyip iniyorum ya. bak şıpıdık terlikle iniyorum ama bi pantul filan giyiyorum yani. bantanniyesine sarılı gezen tipler var civarda, apartmana yakın diye cafeye öyle gelmiş. yataktan çıkıp tuvalete o kılıkla gitmezsin yani, bi bişi geçirirsin üstüne, hatun o kılıkta cafe de takılıyo, 'yakın yea gidicem şimdi' diyo büyük ihtimal. ben yadırgıyorum. zaten geçen arkadaş geldi ziyarete, 'oha o ne lan' diye gözleri fırladı çocuğun, ben yine az daha alışmışsam demek ki. dedim valla bilmem, bunlar hep böyle, belki biz manyağız. neyse.

    bir de çinlilerde bir erkek modası gelişmiş, çin televizyonu filan izlemediğim için bilmiyorum ama üç beş şaşırdıktan sonra anladım ki moda. şöyle bişi, tavuk götü öne doğru kalkık jölelenmiş saç, takım elbisenin sadece ceketi ama dar olacak bir de dirsekte bitecek kollar. pilili filan böyle havalı jilet gibi ütülü gömlek, ince kravat. altına kumaş pantolon diyeceğim ama şöyle, kumaş kadın kaprisi düşün, dar, diz altına filan biten. hah ondan. yine tabi jilet gibi ütülü. altına da makosen ayakkabı ama şimdi o ayakkabı ne kadar caf caflı olursa sükse o kadar büyük herhalde. siyah üstüne altın simli mi dersin, elmaslarla kaplı mı dersin, kırmızı rugan üstüne civilerle bezeli mi artık neyse, kıyafetin yıldızı o ayakkabılar yani. bak bunu abartmıyorum böyle bir çinli erkek modası var, yemin ediyorum. orda burda gördüklerim bi yana, iş görüşmesine filan adam böyle geliyor. koreli japon filan diyeceksiniz, hayır dostum çinli, biliyorum, çünkü sordum.

    yani tabi bunların hepsi aşırı şekilci şeyler, belki içlerinde pırlanta gibi insanlar..

    büyük yalan. burda bin bir milletten insanla muhatap oluyorum, hiç kimse çinliler kadar kaba, çinliler kadar bencil ve çıkarcı değil. buna türkler de dahil.

    çalıştığım işte buranın yerlisi gelince çok seviniyoduk, hintli, pakistanlı, filipino, japon, avrupalı, bunların da hepsi can, güler yüzler bilmemneler. abi çinli olunca herkes diyodu ki aha sıçtık. bi kere çok manyak bi rus çifte denk geldim, gerisinde çinliler kapışır. bak bela müşteri 100 tane gördüysem 99'u çinli, 1 tane o rus çift, allah inandırsın. ki 100'den çoktur yani.

    yine bütün çinliler kabaydı, manyaktı, belaydı demiyorum. ama öyle olanların %99'u çinliydi. sanırsın adam hayatının 1 günü çalışmamış da çalışan kişi kendisinden çok aşağılık. bok muamelesi yapmayı kendinde hak görüyor. bunu bu kadar rahat, alenen yapan çinililerdir efendim.

    başka birşey de çinlilerle iletişim kurma zorluğu. herkes yazmış ben de yazarım, evet ingilizce konuşamıyorlar. hiç bir söyledikleri anlaşılmıyor. ana dili ingilizce değilse, çinliyle ingilizce konuşulamıyor. çalıştığım firma da zaten bir süre önce çinlilerle iş yapmayı kesti. yasal olarak değil tabi, ama dediler ki bu çinlilerle konuşlamıyor, çinli müşteri almayın, sadece ana dili ingilizceyse alın. toplu bir oh çektik.

    sonuç olarak 'çinli' tanımını neredeyse küfür gibi kullanmaya başladığımı fark ettim son zamanlarda. ama 'çinli' kelimesine negatif anlamlar yükleyen inan ki ben değilim, çinlilerin kollektif davranışları.

    yani birşeyden bahsederken, "falan filan a gittik, çinliler vardı" dediğimde tepki, "hadi ya, e iyi" de olabilir, "deme ya, vah vah, çabuk kaçabildiniz mi bari oradan?" da olabilir. iş yerinde birine günün nası geçti dediğimde adam 'çinli çoktu' diye cevap veriyorsa burada çinlilerin bir suçu var yani demek ki.

    hala kasıyordum içimde gizli bir ırkçı filan yok benim, herkes farklıdır, genellememeliyim filan diye. ama dayanamadım içimi döktüm sözlük.

    nedir bu çinliler ya. bir de dünya da en çok bulunan insan çeşidi yani. hayret bişi.
  • bunların umumi tuvaletleri çok gariptir.

    bizim alaturka dediğimiz hela taşı çok yaygındır. aradaki paravan da çok yüksek olur. dolayısıyla yanında domalmış bir insan görebilme ihtimali yüksektir hafif eğilirseniz.

    bir de pisuvar sırasında arkadaki adam rahat işesin diye önündekinin sırtını sıvazlar. o çok acayiptir. sinir yapar adamda.

    yemeği de şapırdatarak yiyorlar zaten. ne yemeyi ne sıçmayı bilirler bunlar. sevmem pek.
  • ciltleri ve saçları sürekli yağlıdır; kullandıkları şampuanlardan mı yoksa duş alma alışkanlıklarından mı bilinmez.

    elleri ve ayakları etçik etçiktir. bunu açalım; el ve ayak kemikleri, diğer ırklara göre daha az belirgin olduğundan, 'etçik etçik' diye tabir edilen bir görünümdedir.

    erkeklerinin tırnakları genelde uzun olur. tırnakları kısa veya dipten kesmek gibi bir alışkanlıkları yok.

    küçük çocuklara giydirdikleri patolonların ön ve arka tarafları yırtıktır ki sokakta tuvaletleri gelince çömelip rahat rahat işlerini görebilsinler.

    sık sık sıcak su içerler. kaynar suyu kafasına dikerken gördüğüm çinli sayısı, azımsayamayacağım kadar çok.

    zengin-fakir, %90'ı, teşekkür etmesini bilir. ingilizce bilmiyorsa bile kendi dillerinde ya da vücut diliyle.

    'hayır, istemiyorum' anlamındaki vücut dilleri, japonlarınkiyle aynı. tek ellerini burun hizasına getirip, hızlıca sağa-sola sallamak suretiyle oluşan hareket. burnunun ucunda sinek varmış da onu kovalıyormuş gibi.

    temizlik alışkanlıkları çok ilginç. mesela bir yeri temizlemek, ordaki pisliği yaymakla bir. bir restoranda oturduğunuz sandalyeyi, yerin silindiği paspasla temizlemek, onlar için oldukça normal. gerçi buna amerika'da da şahit olmuştum. sanırım bu global bir sorun.

    okumazlar, bol bol konuşur ya da uyurlar.

    standart bir türk kızına victoria's secret mankeni muamelesi yaparlar. onlara göre çok güzeliz. boya-kiloya bakılmaksızın, hepimizin manken olma ihtimali var onlar için.
  • aslinda sayilari o kadar cok degildir; hepsi birbirine benzedigi icin karisiklik cikar, nufus sayimlarinda bir kisiyi bir cok defa sayarlar. ayni cinliyi ikinci kez gordugunuzde baska bir cinli sanirsiniz.*
  • bir gün hepsi kaşıkla yemek yemeğe başlayacaklar. işte biz o gün tükeneceğiz.
  • klonlaya klonlaya tavşan klonlamış millet. ulan zaten virüs gibi çoğalıyor tavşan dediğin hayvan, panda kopyala, ne bileyim orangutan kopyala... hayret bir şey.
  • cogunlukla deli gibi calisan ve duygularindan arindirilmis insanlar izlenimi olusturduklari dogru ama aralarinda gercekten cok saf, naif ve temiz insanlar olduguna da tanik oldum. hayatimin karisik bir doneminde benim icin gercekten kaygilanan, hicbir cikari olmadigi halde bana destek olmak icin cabalayacak, elinden geleni arkasina koymayacak cinliler tanidim len, artik hayata cok baska bir gozle bakiyorum.
    cogunlukla caresiz, amerikaya cikis yollari bulmaya gelen, cinde kapilari kapanmis, calismak disinda yollari kalmamis insanlar, cocuklarini seven ama vakit ayiramayan, ailesini ozleyen ama cin'e geri donemeyen, duygularini saklamak zorunda birakilmis, gizli gizli aglayan, asagilanan ama laf edemeyen, kulturleri sakin ve agirbasli olmayi gerektirdigi icin iclerine atan insanlar. kendilerini kimseye ifade edemedikleri icin kendi komuniteleri icinde yasayan, birbirlerine destek olmaya calisan insanlar. biraz yakinlastiginizda aralarinda ne kadar derin tipler oldugunu gorebiliyorsunuz, size guveniyorlarsa o kapali kapilarini aciyorlar ancak.
  • disi olanlarinin ofiste kimseye aldiris etmeden catir catir osurdugu gorulmustur. boy 1.55 ama sizinti sebebiyle maruz kaldigimiz gaz miktari kapadokya'daki gezi balonlarini bile ucurabilir.
  • su ana kadar epey bir adetiyle, tanesiyle, miktariyla ayni ofisi paylasmis biri olarak gonul rahatligiyla diyebilirim ki * ben bu kadar istekli, israrli ve sesli gegiren baska bir millet gormedim.

    lan normalde boyle antin kuntin genellemer yapmayi sevmiyorum ama yan kubikildaki eleman hakkaten ebemi sigti bugun. her turlu sesi cikartti aminoglu esteban.
  • 3 tanesi ile ayni evde bulundum. tespitlerimi, sayet bir sekilde bir cinliyle ayni evi paylasmak durumunda kalirsaniz diye paylasiyorum. ozet : varsa diger seceneklerinizi gozden gecirin.

    yemek agiz kokusu, sogukluk vs. gibi tespitler ele alinmis. ben temizlikten dem vuracagim.

    asla pinpirikli degilimdir lakin : abi iki kiz + bir adam... ucu de mi dusa girer ve etrafi kil icinde birakmadan cikmaz?

    kiz no. 1 : yeni tasindi. ayni katta odalarimiz vardi. tuvaleti ortak kullaniyoruz. dus alacagim tuttu. tuvalete girdim. dusun kabinini actim. boyle bir manzara yok ! kuvet siyah kalin uzun saclarla dolu. ama oyle 5 10 degil belki 100 kusur ! ev sahibine soyledim dedim 'kuvete giremiyorum, buyrun bakin' koca adam kendi toparladi kili tuyu.

    kiz no. 2 : ayni ev, baska bir kattayim artik. karsimdaki oda ile bu sefer o kattaki tuvaleti ortak kullaniyorum. kiz gorece sicak bir baslangic yapti. odama geldi, kendini tanitti, hem asil hem de latinize adi ile. merak etti, balkonuma cikti vs. gitti. buraya kadar guzel. bir sure sonra dus almak uzere tuvalete girdim kabini actim, gene ayni manzara. sadece sac rengi farkli. bunun bir farkliligi da saclarin kuvetle sinirli kalmayip tuvaletin sagina soluna da dagilmasi.

    ayni kisiye odamda yasadigim bir internet baglanti sorunu nedeniyle danismam icap etti. kapisini tikladim, icerde oldugunu duyuyorum. acmadi yahut 'girin' demedi. tekrar caldim. tik yok. daha sonra dikkatimi cekti, aynisini ev sahibine yapti. sonrasinda bir baska vesileyle bir kere daha kapisini caldim, gene ayni sonuc. bir daha da kapisini tiklamadim.

    erkek : su aralar bununla muhatabim. kiz no. 2 ile ayni odalar ve ayni tuvalet. sehir disinda oldugum 10 gunluk bir surecin sonunda eve geliyorum, yol yorgunuyum, dus almam gerekiyor. tuvalete giriyorum, kabini aciyorum ve kil dolu. ama sac degil vucut kili. 'ya havle' diyip su tutuyorum, yapismis kuvete killar, gitmiyor. herif kendini kuvette traslamis, oylecene birakip gitmis, artik kac gun kaldiysa orada onlar. gene ev sahibine dedim 'asagidaki dusu kullanacagim zira benim katimdaki kullanilmaz durumda'.

    dun gece lensimi cikarmak icin tuvalete girmem gerekti, lens kabini orada tutuyorum. adamin tuvaletten cikmasini bir saati askin bekledim. gecenin 1'inde ! bu sicakta sicak suyla dus almis, gene kendini tiraslamis, tuvaletten cikinca da bok varmis gibi kapiyi kapamis. sonra 'global warming neden oluyor?'. hamam mi isletecek nedir? isin bitti madem kapiyi acik birak ki buhar disari ciksin.

    iceri girdim, kuvetle isim yok ama gozum takildi. yarisina kadar su dolu ve tabii gene kendini trasladigi icin su gitmiyor, gider kismen tikanmis. sabaha su gitmisti, kuvet ise kil doluydu gene. allahtan temizlik gunuydu de temizlikci sildi supurdu adam etti. kadin gelene kadar gene asagidaki dusu kullanmak durumunda kaldim.

    ayrica : tuvaletten cikmasi cok vakit aliyor. her seferinde isigi acik birakiyor. su isiticisinin ayarini en ust seviyeye aliyor. toplam 5 seviye var ve ev sahibi 4'te tutmam konusunda benimle konusmustu. bununla ya konusmamis yahut cinli iplemiyor yahut denileni bile anlamadan 'yes' diyip gecmis. dil, ifade, anlama sorunlari malumunuzdur, tekrar anlatmiyorum.

    ----------------------------------

    ozet : siz siz olun, eger bunlardan birisi ile ev paylasmaniz icap ederse bir daha dusunun. daha once yazilanlarda bahsedilmis olan yemek kokusu, benim bahsettigim temizlik gibi hususlar insani muskul duruma dusurur. 'genelleme yapma' diyenlere sunu soylemek isterim : ukraynali bir arkadasim kendisi ile ayni evi paylasmis bir cinli icin aynilarini bana anlatti. simdi bak 4 cinli, 4uyle de ayni seyleri yasamisiz. demek ki var bir numara.

    yollamadan edit : bir baskasi ile evin alt katinda denk geldim, oturma odasinda masada oturuyor, onunde bilgisayar, ben ev sahibi ile masaya oturdum yahut ev sahibi zaten oradaydi, ben konusmak icin yanina comdum. cinli no. 4 tam karsimizda, ev sahibi tanistirdi 'otka bak bu tong'. adam ifadesiz bir suratla ekrana bakmaya devam etti kulaginda walkman kulakligiyla. bir sure suratina baktik, ev sahibi bu tepkisizlik karsisinda 'tong bugun yorgun herhalde' diyip bana dondu, biz isimize baktik.

    edit : bu tespitleri yapan bir ben degilmisim.

    (bkz: #2230239)
    (bkz: #6355161)
    (bkz: #10764067)
    (bkz: #24753660)
    (bkz: #2343836)

    (bkz: çinli oda arkadaşı)
hesabın var mı? giriş yap