• "anne mervelerdeyim" olayını bitirecek dizi.
  • ercüment çözer gibi bir kötü,
    harun sinanoğlu gibi bir aşık,
    akbaba gibi bir kardeş,
    hayalet gibi bir deli,
    savcı esra gibi bir kadın
    amirim gibi bir vicdandan ve cinayetçiden sonra,

    ve
    emrah serbes gibi bir beyinden, erdal beşikçioğlu bir oyuncunun performansından sonra

    kısacası;

    behzat ç. gibi bir efsaneden sonra

    bu ülkede cinayet dizisi çekmeye çalışan şaşkınların olabileceğini gösteren dizidir.

    özledim be amirim...
  • "bir cinayetçi, cesedin gözlerine bakar. cesedin son bir isteği vardır. cansız gözleriyle yalvarır. bi şey ister, yalnızca tek şey: katilini! bedeni susmaz öyle, nasıl öldürüldüğünü anlatır ve bir tek cinayetçi duyar bu sesi..."

    diye zırvalıyor tanıtım filmi. kardeşim burası iskandinavya mı? türkiye'nin ilk ve tek kadın cinâyetçisiymiş de, ceset ona sorarmış da, hani benim katilim nerde dermiş de, kimse duymazmış ama bi cinayetçi duyarmış da...

    âbilerim, ablalarım;
    böyle sofistike polis hikâyeleri, estetize cinâyetler falan bizim güzel ülkemizde olmaz, olmadığı için de izlenmez. aslında bu ikisi birbirine bağlıdır. şöyle ki; nasıl ki güzel ülkemizde afilli bir banka soygunu ya da efsânevi bir hapishaneden kaçış hikâyesi ya da öyle ecnebî filimlerindeki gibi cezaevleri falan yoksa, işte aynı sebeple bizden "seri katil" de çıkmaz. "toplu katil" çıkar ama dizi hâlinde cinâyet işleyen manyaklar çıkmaz bu ülkede. çıkmadı da, çıkmayacak da.

    gidin bi olay yeri ya da savcılık tutanaklarını okuyun bakiim, biz ne kadar âşikar, ne kadar kör gözüm parmağına ve ne kadar câhilâne suçlar işliyoruz görün. ulan güzel ülkemin gelmiş geçmiş en büyük rüşvet sıkandalında fotoğrafları gördük. bizim adamımız evinde irili ufaklı kasalarda milyonlarca lira değerinde mangır saklayacak kadar gâfil ve ahmaktır. eee, cinâyetçisi ise feylesof anasını satiim! harvard mezunu mübârek...

    sen kalk müslüman mahallesinde salyangoz satmaya kalk, kışkışlanınca da otur otur kara kara düşün düşün!
  • bir insanı öldürdüğünde, onun olacağı her şeyi de yok edersin. mesela öldürdüğünde 19 yaşında bir delikanlıyı, onun bir gün olacağı sevgiliyi, aşığı, dostu, arkadaşı, kocayı, babayı, dedeyi, vatanseveri de yok edersin. tek bir kişi değildir canına kıydığın, koca bir insanlığı yok etsen de fark etmez. sonsuz sonsuzdur. sen katilsindir, durdurduğun kalpten daha fazlasını alırsın. sen yaşamaya devam edersin, hatta 19 yaşında gencecik bir delikanlıysa öldürdüğün, belki elini kolunu sallaya sallaya bile gezersin...
  • ulen misafirlikteyim, millet izliyor pür dikkat kacamiyorum. bari eyyorlayayım.

    kızı kayıp abi, concon bir elemanin adresine gidiyor. havuzlu filan ev kapiyi caliyor acmiyor concon. bunun uzerine arkadan dolasip cami kirarak iceri giriyor. bagirip cagiriyor elemani dovuyor filan ama yukaridaki kendi kizi zannettigi hatun uyanmiyor arkadas. lan evi mi yikaydi adam?

    sokucam yapacaginiz diziye ben mutfaga gidiyorum mandalin yemeye.
  • ilk bölümde ahmet mümtaz taylan ve goncagül sunar performansı çok çok iyidi özellikle kızının öldüğünü öğrendiğinde yerlerde ağlayan bir anne... dizi tutar mı bilmiyorum...
  • az önce prompter üzerinden tayyip'e giydirmişlerdir.

    -sağa sola koyarız oradan okursun. herkes iyi hatip olduğunu düşünür.
  • facebooktaki iddialara göre bir köpeği dili morarıncaya kadar anesteziyle uyutup toprağa gömen bir ekibe sahip dizi.

    https://www.facebook.com/…389208860.&type=3&theater

    dayanılamayan edit: olayın doğruluğu yanlışlığı toprağın efekt olup olmaması bir kenara böyle bir sahne için neden canlı bir hayvan kullanılır ki? bunun maketi kuklası olmuyor mu?? hatta abicim ne gerek var böyle bir sahneye?zaten sokak hayvanlarını korkutmaktan zevk alan organizmalarımız var.belli ki dizinin bütünlüğü içinde önemli bir yeri yok köpeğin gömülmesinin. çekmesen bu sahneyi n'olur yani. ayrıca kızın öldürüldüğü orman için "buraya gündüzleri öğrenciler akşamları fahişeler ve sarhoşlar gelir" repliğinin birebir forbrydelsenden alınıp orijinalinde olmayan böyle bir sahneye yer verilmesi ilginç olmuş.
  • kanal d'ye küfretmeme sebep olan dizi (idi). daha birkaç saat önce kpss'den olağanüstü yüksek bir puan (95+) almam gerektiğini şak diye gördüm, moralim bozuldu, canım sıkıldı (sen bilemezsin, daha neler). dedim neyse ki cünayetçi var. kafamı dağıtırım oooh uzaklaşırım biraz dünyevi işlerden. kanal d'nin sitesine giriyorum, görünürde yok benimki. diziler kısmına geliyorum, yok. en altta kalmış videoları didikliyorum, yok ulan yok! hay ben sıçayım sizin yapacağınız işe. küçük osmanlar kovalasın sizi e mi! reytinglerde gün yüzü göremeyin inşallah.
  • o "seçim bürosu" nedir allasen!

    biz başka bir türkiye'de yaşıyoruz, heralde bu aslan kocatepe başka bir türkiye'de yaşıyor. o beylik "slogan"larla konuşan bir adam. yok hede hödö analizleri, yok şunu öne çıkar, bunun altını çiz, şöyle sağ üst köşeye koy...

    o nasıl sekreter, o kel kafalı nasıl bir danışman, "akşam işadamlarıyla bağış yemeği" mi dedin? komik olma joshua!
hesabın var mı? giriş yap