• üç kuruş için onurunu ayaklar altına almakla, insanların gözünde bir kuruş etmemek.
  • alfred adler'e gore asagilik psikolojisinin bir yansimasidir.
    (bkz: insani tanima sanati)
  • bir akrabamız var:
    misafir gelecek diye yazlıklarına gitmiyorlar. zaten gelebilecek olan da 3-5 kişi sadece. masraf oluyormuş.
    bayramda gittik biz bunlara (tabii ki kışlık evlerine): anne oğluna (üniversite 2. sınıfta) şekerliği getir dedi.
    oğlan da içinde şeker olanı mı, çikolata olanı mı getireyim diye sordu.
    pek çoğumuz yapıyoruz evde iki ayrı şekerlik hazırlama işini. bir tanesi misafirlere, diğeri de bol bol verilebilsin diye kapıya gelen çocuklara.
    ancak oğlanın sorusundan sonra anladım ki, bu iki şekerlik işini muhtemelen eve gelen misafire de uyguluyorlar, çikolata yemeye layık olanlar ve olmayanlar olarak. böylece çikolata masraflarını iyice kısıyorlar.
    oğlanın sorusundan sonra anladığım diğer bir şey de oğlanın bildiğin sığır olduğu. bari yanımızda sorma.
    annesi bizi çikolata dolu olan şekerliğe layık gördü. yedik ama boğazımıza dizildi.
    işte cimrilik budur.
  • "araç yüzünden amacın unutulması durumu."

    (bkz: arthur schopenhauer)
  • her yiyenin bayıldığı, orgazm olduğu, kendinden geçtiği bir havuçlu tarçınlı kek tarifim var. tarifte de hiç yağ yok ama 2.5 su bardağı orta büyüklükte çekilmiş ceviz içi var. yaklaşık 700-800 gram ceviz içi ediyor.
    seneler önce biri istemişti tarifimi, ben de vermiştim. yapmış getirmiş ama getirdiği şey benim kekim değil. bildiğiniz kupkuru, tatsız, kabarmamış, üstü kararmış yanmış bir şey getirdi. ben de kalabalık bir ortamda otururken herkesin içinde yanıma gelip bana ilk olarak dedi ki, sen bana bu tarifi bilerek eksik verdin. direkt itham yani. ben neyi yanlış yaptım falan demiyor, sen bilerek bana eksik tarif verdin, diyor. o keke benzeyen şeyi de iş yerine getirmiş ya, millet bir onun yaptığını görmüş bir benim yaptığımı görmüş ya, o sebeple böyle millete duyurarak beni itham ediyor ki; bakın ben yeteneksiz değilim, "daha bitirmedim" kıskançlıktan bana tarifi tam vermedi, demeye getiriyor. bir afalladım ama hemen topladım kendimi hızlıca. dedim, nasıl yaptın? dedi ki, 1 su bardağı ceviz içi koydum gerisi aynı. dedim, siktir git allahın cimrisi. orada 2.5 su bardağı ceviz içi yazıyor. tarifte hiç yağ yok çünkü kek cevizin kendi yağıyla pişiyor. cevizi %60 azaltmış, 2.5 su bardağını yapmış bir su bardağı, keki yanmış yağsızlıktan kavrulmuş ama suçlusu benim. kendisi herkesin içinde konuşmayı seçtiği için hiç bozmadan ben de, bu tarif cimriliği hiç affetmez, dedim.
    o günden beridir kekimin tarifini kimselere vermem. cimrilere ikram bile etmem.
  • en güzel tarafı hiç para harcamadan sosyal statü kazandırmasıdır.

    - ahmet nasıl biri
    + cimrinin tekidir

    bak negzel değil mi?
  • cok kotu bir hastalik turu..
  • "cimrilerin hâli ne ne gariptir; dünyâda fakirler gibi yaşarlar, âhirette ise zenginler gibi hesap verirler."

    ali -radıallahu anh-
  • kalıtsal fakirlik.
hesabın var mı? giriş yap