• yakın zamanda kendisine minibüs girmesini tüm kalbimle istediğim tuhaf kişi.

    dün akşam bir toplu taşıma aracında, pek çok takside de olduğu gibi bu adamı dinliyoruz.
    haber: ingiltere'de yapılan bir araştırmaya göre erkekler 42 beden kadınlardan hoşlanıyormuş
    bu adamın yorumu: "daha neler, bir erkek 42 beden kadından neden hoşlanır ki" diye başlayan ve en az 10 dakika bu konuyu sündürdükçe sündüren rezalet bir kelimeler silsilesi...

    hayır bana giren çıkan bişey yok. ben 34.5 beden, zaten esmer ama yaz vesilesiyle rengini iyice bir güzelleştirmiş, her zaman bakımlı, vitrinsel giyimli mankensel bir insanım hamd-ü senalar olsun. kırmızı rujsuz bakkala bile gitmem, mini etek dışında bir şey... pek giymem galiba, bilemiyorum. belki yandan derin yırtmaçlı uzun etek olabilir. dalgalı saçlarımın su gibi akmadığı gün balkona bile çıkmam mesela. tüm kadınlar böyle değil mi zaten kuzum? her neyse, konuya dönelim.

    bahsettiğim sinir bozucu adamın, eti form adına filan çalıştığını düşünüyorum. "aç ama mutlu" gibi kepaze bir kampanya oluşturmuş bir firma kendisi, eğer hatırlarsak. çok yakışırlar bu ikisi. eti form reklamında cem arslan oynasın, evet. hürriyet reklamı da olabilir gerçi. kilolu bir lise öğrencisinin hüznüne ortak olduğumuz hürriyet reklamı var ya, kilolu ergenleri hiç utandırmayan, onların derdine ortak olmak suretiyle yardımlarına koşan hümanizm timsali hürriyet reklamı. yeni çekilecek olanda bu cem bey hazretleri de oynayabilir. ama aslında ben de olmalıyım o ekranda. cem bey hazretleri'nin kafasından kelle paça yapıp, "hürriyet, saygısızları etkisizleştirmektir" filan diyeyim.

    kadın olmak sosyal estetik tabular nedeniyle zordur arkadaşım. saçını taramadan sokağa çıkamazsın! budur.
    bir plazaya makyajsız giremezsin.
    kaşını bıyığını ihmal edemezsin.
    hasssstası olduğun köfteden kurabiyeden, bir porsiyonu ağız tadıyla bitiremezsin, aç kalkılacak sofradan!
    denize girmeden en az 1 ay önce hayatını sadece su içerek geçirmelisin ki selülitler "belki" azalır. ama etrafındaki adamlar sarkmış göbeklerinden tek bir an bile utanmazlar.
    ha sonra da, eşin/sevgilin kapının önünde bağırsın, "hadi hanım bi saat oldu hazırlanamadın mııııı" diye. hazırlanamadım mna koduğum, kılık kıyafet tamam da sen uzun sevdiğin için kestiremediğim saçlarım şekle girmiyor bir türlü. var ya böyle adamları alıp henüz dibine ulaşılamamış kuyulara atsam dünya ne kadar güzel bir yer olur aslında...

    bi de cem arslan diye bir muhterem çıksın ortaya, erkekler 42 beden kadınlardan neden hoşlansın, erkek napsın o kadınla... (bir de bunu uzattıkça uzatsın, tekrar ediyorum -saymadım ama- rahat bir 10 dk. sadece bundan bahsetsin.) daha ağzını doğru düzgün açıp anlaşılır, ağzını yaymadan konuşmaya bile tenezzül etmeyen adam, kalksın apır sapır konuşup asap bozsun. hey allam... (bkz: apır sapır konuşmak)

    ne sinirliymişim be! of!
  • takside dinlerken beni şoka sokmuştur. mahallesindeki uyuşturucu çetesine karşı geldiği için ölen bi adamın haberini aradan ıptıs çıstus müzik alarak sunmuştur. arada sisteme soktuğu laflar için alkış efektini kullanmaktan da çekinmemiştir. nur içinde yatsın kop kop kop! bu ne zevzeklik amk?!
  • zırt pırt kullandığı efekt (kahkaha olsun, alkış olsun) tuşlarına basan parmakları kırılası...
  • itici insan. sesi itici, muhabbeti itici. bir de birlikte futbol yorumu yaptıkları bir adam var emre mi ne adı bilmiyom, ikisi bir oldu mu dünyanın en itici insanları haline geliyorlar.
  • sabahlari klas fm'de o gunku gazeteleri okuyup yorumlayan, bana ilk dinleyiste cok ezik gelen ve fakat zamanla programinin muptelasi oldugum insan
  • türkiye'nin belki de en kötü futbol yorumcusu.
    ne dünya futbolundan haberi var, ne futbol tarihinden, ne de futbolun teknik konularından...
    üslup veya nezaket derseniz: olmayan bir şeyi tartışmak mümkün değil.
    kahvehaneden de rahatlıkla on binlerce benzerini bulabileceğiniz bir "yorumcu".

    yorumcu demişken, can bartu , rıdvan dilmen , uğur meleke, mehmet demirkol gibi isimlerle cem arslan'ı aynı kategoride değerlendirdiğim düşünülmesin. cem arslandır ki adnan aybaba 'dan bile ayar üzerine ayar yemektedir. ve sanırım kendisi hakkındaki en doğru yorumu da yine aybaba, "sen amigosun" diyerek yapmıştır.

    gerçekten ilk kez bir futbol programında adnan aybaba 'dan daha mantıksız ve holiganca konuşabilen bir kişi ile karşılaştım.
  • an itibarıyla gazoz ağacı isimli radyo programında, fransa'da yapılan charlie hebdo katliamını "onlar da dine hakaret etmeseydi" argümanlariyla eleştiren adam. bunu da papa'nın açıklamaları ile destekleyip " bakın ne kadar hakliyim" diye de kendine fondan alkış çaldıriyor.

    sınırlı olunca insan zekası, islam ve hristiyanligin aynı dogmatik kafanın ürünü olduğunu anlayamıyor tabi. charlie hebdo'nun hristiyanliga yönelik çizdikleri muhtemelen bilgisi dahilinde değildir, bakarsa anlar zaten papa'nın açıklamasindan bir destek mesajı beklenemeyecegini.
  • yıllardır aynı sığlıktaki radyocudur.

    zaten reklam ve müzik arasında radyo programı yapmaktadır.
  • ceyhun yılmaz' ın kendisine '' vücudunu beğeniyor musun? mesela ayna karşısında kendini nasıl görüyorsun?'' sorusuna, '' bana emanet edilmesi açısından kutsal, ama görünüş itibariyle damacana buluyorum. '' cevabına koptuğum radyocu.
  • çok sevdiğim bir radyocu. az önce emniyet teşkilatıyla ilgili çok yerinde saptamalar yaptı. 12 eylül referandumunda alınan güvenlik önlemlerinde bizzat görev yapan 102 bin polise ikişer maaş ikramiye verilmiş. duyuldu mu bu haber, duyulmadı, duyulmaz da. iktidara yalakalanan polis teşkilatı semirdikçe semirsin, askeriyeyi ise ergenekon balyoz zart zurt yıpratabildiğiniz kadar yıpratın. o da benim bu düşündüklerimi ifade etti işte. çoğu radyocunun olmadığı kadar yürekli.
hesabın var mı? giriş yap