• 7.bölümü ile arşa çıkmış dizidir.

    --- spoiler ---

    an itibariyle bölümü bitirmiş bulunmaktayım ve boş boş duvarlara bakıyorum. bu bölümü izleyen herkes yaşamıştır bunu. ne izledim lan ben az önce?

    hikayenin temelleri daha sağlam bir zemine oturuyor bu bölümden sonra ancak ben o temellerden ziyade bir alzheimer hastasının gözünden olayları izleme olayına tutulmuş vaziyetteyim. bu sebeple son zamanlardaki en etkileyici şeylerden biri oldu benim için. kimin aklına gelmişse böyle bir fikir alnından öpüyorum.

    bölüm sonu müziğini de bırakarak gidiyorum ben. bir süre daha duvarlara bakacağım.

    --- spoiler ---
  • umarim su ispanyol merkez bankasinin soyuldugu b**tan dizi gibi populer olmaz. gerci o nu seven tayf bunu anlamaz diye dusunuyorum.
  • şimdi bu dizinin köpürmesi bir stephen king fan'ı için başkadır tabi ki. king'in evrenine girmediyseniz, korku edebiyatının belki de gelmiş geçmiş en büyük ismini okumadıysanız anlayamazsınız.

    ha anlamanız çok da önemli mi? tabi ki değil. söylemek istediğim eğer king okuyarak geçmiş bir hayatınız varsa, castle rock belki kusursuz değil ama çok daha fazla keyifler, gizemler, gerilimler barındıran bir dizi halini alıyor. onun dışında kalburüstü bir gerilim seviyesinde kalıyor olabilir.

    kitapları okumak çok uygun bir tavsiye olmayabilir ama eğer bahsettiğim ekstra hazzı almak istiyorsanız carrie ile başlayarak, cujo, the dead zone, stand by me* ve needful things'i izlemek epey faydalı olacaktır. benim farkettiğim kadarıyla bütün bu hikayelere atıflarda bulunuldu ilk 5 bölüm itibarı ile.

    the shining, the green mile ve the shawshank redemption saçmasapan meşhur olduğundan onları çoğu kişinin izlediğini sanıyorum zaten.

    bütün bunların ötesinde castle rock, abrams adını duymamla hafif tırstırmış olsa da ilk beş bölümüyle pek iyi kotarılmış, inanılmaz bir potansiyel barındıran, uzun yıllarca ve dolu dolu sürebilecek bağlı ama bağımsız hikayelere gebe heyecan verici bir iş olmuş.

    --- spoiler içinde spoiler ---

    leland gaunt isteriz. biliyorsunuz pangborn genç iken leland gaunt adlı iblis beyimizi castle rock'tan patlatmalı kütletmeli kovar. tabi bu gaunt dayımızın kasabanın anasını bellemesinden sonra olabilir ancak.

    ama alan'ın kovması yetmez. gaunt ikinci raunda dönsün. çatışmalar başlasın.

    --- spoiler içinde spoiler ---

    çocuklar gibi olmasa da epey şeniz. beklemedeyiz.

    ha bir de king evrenine yabancı izleyiciler için son bir hizmet.

    (bkz: randall flagg)
  • iki bölümde nasıl toparlayacaklar diye düşünmüştüm. 9. bölümle neredeyse her şey açıklandı. kaldı bir bölüm.

    --- 9. bölüm spoiler ---

    henry(beyaz)'e çok üzüldüm. adamın çekmediği kalmamış. tam eşinin hamile olması ihtimali sırasında sen yanlışlıkla git başka evrene, orada kafes içinde 27 yıl kal. hem de doktorsun, alzheimer hastalığına çözüm aşamasındasın. en iyi arkadaşın molly ölsün, annen ruth seni bıçaklasın. kendi evreninde üvey baba dediğin alan seni bu evrende lacy'nin arabasından kurtarmasın. ve sırf bunlar babanın kafese tıktığı çocuğu (siyah henry) kurtarmak istediğin için. henry (beyaz) ruth'a yardım edebiliriz derken çipten bahsediyormuş bu arada.

    molly bok yoluna gitti. evrenlerin birbirine geçtiği yerde hapishaneden kaçanları kovalayan gardiyanlar vurdu sanırım onu yanlışlıkla. ayrıca işi gücü olan, loser olmayan molly'e bayıldım. ablasının loser olması güzel bir detay olmuş. molly'nin matthew'i neden öldürdüğünü de anladım. siyah henry diğer evrende matthew tarafından kafese tıkıldı. bunu sezen molly matthew'i öldürdü ki henry serbest kalabilsin. tabii öyle olmadı orası ayrı. matthew kendini vurdu diğer evrende. beyaz henry kurtarmış oldu siyah henry'i.

    şimdi olay henry (beyaz)'i kendi evrenine geri göndermek. 'molly sen hazırsın henry değil' derken bunu kastediyor sanırım. geri dönmesi için gereken şartların sağlanmasından yani.

    insanların neden öldüklerini de öğrenmiş olduk. yanlış evrende olduğunuzda etrafınızda kaos meydana geliyor.

    bu bölümde bill skarsgard çok iyi bir iş çıkarmış ortaya. son bölümü merakla beklemekteyim. bakalım henry (beyaz) geri dönebilecek mi? bu arada wendell nerede?

    --- 9. bölüm spoiler ---
  • sekizinci bölümüyle olayların iyiden iyiye karıştığı dizi.

    --- spoiler ---

    kid gerçekte iyi mi kötü mü ya da tam olarak kimdir diye düşünürken olayı zaman yolculuğuna mı yoksa paralel evrene mi bağlayacaklar sorusunu akıllara getiren bölüm oldu aynı zamanda.
    son sahnelerde henry'i arayan rahip ruth'un sorusunu aktarıyor "alan bu zamanda hayatta mı?" geçen bölümün tamamı ruth'un anıları arasında gidip gelişini izlemiştik, yalnız hatırlamak yerine doğrudan o anının yaşandığı zamana mı gidip geliyor? bu kısımları biraz fringe'i çağrıştırıyor sanki. alan'ın yaşadığı evren bir de ölü olduğu evren gibi.
    henry'nin oğlu da bir şeyleri duymaya başladı, artık bu sesler her ne ise.
    hakkında pek bir şey öğrenemediğimiz ama dizinin önemli karakterlerinden eski müdür lacy. bodrumu kid'in tabloları ile doluydu. benim merak ettiğim bu tabloların kid'in yaydığı kötülüğü durdurmak ya da azaltmakla bir ilgisi var mıydı. ilk bölümlerde intihar eden gardiyan kid'e dokunmasıyla sanırım bir anlığına geleceği gördü, alarma bastığı sahnede. molly ve henry ise kid'den pek etkilenmiyor gibi. yine de molly hakkında o kadar şeyi nereden biliyordu, bu noktayı anlamadım. geçen bölüm matthew'un bildiği şeylerin neredeyse hepsini biliyordu, bu bölümde ise henry'nin bildiklerini. bir de gardiyanda olduğu gibi molly'nin de geleceğini mi gösterip duruyor kendisine o ormandaki ölü molly ile.
    lacy'nin evini kiralayan çifti cinayet işlemeye sürükleyen yine kid etkisidir diye düşünüyorum. her ne kadar adam daha kasabaya gelmeden sınıra yaklaşmış olsa da. yani kid doğrudan kötü olmasa bile bir şekilde insanların kötü yanını ortaya çıkarıyor galiba.
    ve son olarak meşhur torrance ailesinden jackie. o kızdan da bir şeyler çıkacaktır muhtemelen. dizi ağır ilerlese de son iki bölümdür izlemesi gerçekten daha zevkli hale geldi.
    --- spoiler ---
  • 1x07 * ile tüyleri diken diken eden dizi. zaman kavramının işleniş şekliyle efsane bir iş çıkarılmış ortaya. sahneler arasındaki geçişler kusursuzdu. film tadında geçen bir 60 dakika ve bölüm sonunda gelen duygusal zirve... ruth'un hatıraları arasındaki savruluşu ve bir yandan da içinde bulunduğu zamana acıyla tutunma çabası fırtınalı bir denizde alabora olmamak için tüm imkanlarını seferber eden bir geminin mücadelesinden farksızdı.

    bölümün j.j. abrams'ın ustalık eseri diyebileceğimiz the constant'tan ve hatta fringe'in en iyilerinden biri olan peter * adlı bölümden esintiler taşıdığını da belirtmek gerek. yapım yönetmeni olarak ağırlığını hissedilir şekilde koymuş bu bölümde kesinlikle.
  • her evrenin kendine has bir titreşim frekansı olduğuna dair teoriler vardır. bu teori fringe'de işlendiği gibi paralel evrenlerin işlendiği dc comics animasyonları da bu teori üzerinden yürürdü.

    --- spoiler ---

    ait olmadıkları evrene geçen kişiler, geçiş yaptıkları evrenin dengesini bozacak bir frekansta titreştiği için çevresine olumsuz etki edip felaketlerin ve katliamların yaşanmasına sebep oluyor olabilir.
    siyah ve beyaz henry geçiş yaptıkları farklı evrenlerde bu sebeple şeytan muamelesi görüyor olabilecekleri gibi yarattıkları bu dengesizlik bahsi geçen şeytanın yuvalanması için gerekli ortamı da hazırlıyor olabilir.

    --- spoiler ---

    stephen king ve j. j. abrams'ın elini attıkları yapımda her şey olabilir.
  • kafadaki birçok soruyu ikinci sezona bıraktığı için insanı sinir etti, ama karakterlerin ve senaryonun işlenişi konusunda izlediğim en iyi dizilerden birisi. örneğin;
    --- spoiler ---

    konu olarak bakarsak dizi ilk bölümlerinde şeytan, tanrı gibi kavramlar etrafında tam bir doğaüstü temalı dizi gibi duruyordu hatta ilk başlarda acaba çocuk hakikaten şeytan mı diye düşündürdü. ama sonlara doğru paralel evren gibi konular etrafında şekillenen tamamen bilimsel bir dizi olduğunu gördük. karakterler açısından ise başlarda rahip bize iyi bir insanmış gibi tanıtıldı hatta öldüğü sahnede üzülmüş ve sinirlenmiştim. ama sonlarda rahibe bakış açımızı biliyorsunuz. ya da başlarda siyah henry hepimizin sempatisini kazanan the kid (beyaz henry) ise hepimizin şüphe ile baktığı bir karakterken önce 9. bölümde beyaz henry'e inanılmaz bir sempati duydum, finalde ise siyah henry ona yardımcı olmadı diye baya sinirlendim. alan, molly, hatta birkaç bölümlük gelen tarih hocası gibi daha birçok karakterin başlardaki ve sondaki izlenimine uzun uzun değinmeyeceğim, siz de farketmişsinizdir. sonuç olarak dizi bu geçişleri çok güzel bir şekilde yaptı, keskin bir şekilde değil seyirciye güzelce yedirerek.
    --- spoiler ---

    kafalardaki soruları öğrenmek için 9 ay beklememiz gerekmesi çok sinir bozucu. acaba amerikan dizilerini komple bitmeden izlemesem mi diye düşünür oldum.
  • dizinin bölümlerinin imdb puanları herşeyi özetliyor aslında. ilk bölüm 9.3 puanken son bölüm 7.8. ortalama 8.4 fena puan değil ama yorumlara baktığınızda millet yerden yere vurmuş. asıl sıkıntı dizide 8 bölüm boyunca hiç bir şey olmuyor, siz de sürekli "abi sonunu öyle bir yere bağlayacaklar ki apışıp kalıcaz" diye izlerken 9. bölümde gazı verip finalde "ama 2.sezon onayım var beybisi" diyerek sizi mal gibi ortada bırakıyor.

    j. j. abrams buraları okuduğunu biliyoruz, insanlar artık losttaki gibi teori manyağı olmak istemiyor olm. adam gibi hikayeni anlat bitir, en azından ilk sezonda bazı şeyleri cevaplandır da ikinciye hevesimiz olsun. valla benim hanım akşam yatana kadar sülalene sövdü haberin olsun.
hesabın var mı? giriş yap