• william faulkner ile aynı kan grubundandır. amerika'nın "güney"inde gizli kalmış mizahı, sıkıntıyı, sıcağı ve siyahları müthiş bir edebi lezzetle sunar. sıkı edebiyatçıdır, gerçek anlamda..
  • carson mccullers bugün doğmuş,
    ne güzel bir günmüş meğer bugün
    (uzun zaman önce doğmuş, sene 1917).

    ne güzel kitaplar yazmış, iyi ki yazmış
    ben de küskün kahvenin türküsü'nü
    okumak istiyorum şimdi, okumalıyım
    iyi edebiyatı su gibi içmek istiyorum.
  • rutinin içinde bile eriyip yitmemiş sıradışı karakterler yaratıp, akılda kalıcı, zihni meşgul eden hikâyeler zinciriyle insanı merakta bırakan ve bu merakı da boşa çıkarmayan, sessiz sakin iddiasiz gibi görünen fakat kendine özgü olanı yansıtabilmeyi başaran yazar şahıs...
  • tom waits'in de sevdiği yazarlardan bir tanesidir mccullers...23 yaşındayken ilk romanını * yazarak "harika çocuk" olarak nitelenmiş, düğünün bir üyesi adlı romanında ise "roman dehası" olarak adlandırılarak bir nevi terfi etmiştir...türkiye'de yayınlanmış romanları için:

    (bkz: dügünün bir üyesi)
    (bkz: yalnız bir avcıdır yürek)
    (bkz: altın gözde yansımalar)
    (bkz: küskün kahvenin türküsü)
  • bilmeyi istemediği şeyleri öğrendiğinde hep hasta olurmuş kendisi.
  • graham greenein hakkında ' miss mccullersand perhaps mr faulknerare the only writers since the death of d.h. lawrencewith an original poetic sensibility. i prefer miss mccullers to mr faulkner because she writes more clearly; i prefer her to d.h. lawrence because she has no message.' demiştir.
  • kan dilli kadın.
  • perihan mağden de pek sever bu yazarı.

    bir de bukowski nin aynı adlı şiiri vardır, şöyle:

    she died of alcoholism
    wrapped in a blanket
    on a deck chair
    on an ocean
    steamer.

    all her books of
    terrified loneliness

    all her books about
    the cruelty
    of loveless love

    were all that was left
    of her

    as the strolling vacationer
    discovered her body

    notified the captain

    and she was quickly dispatched
    to somewhere else
    on the ship

    as everything
    continued just
    as
    she had written it

    en bir elzem, mutlaka okunsun öyküsü ise: a tree. a rock. a cloud.
  • kitaplarını mümkün değil unutamadığım en ufak detayını dahi zihnimden def edemediğim melankolinin tanımı kıvamında amerikalı yazardır. sıfır imkanla piyanoya merak salması ve beklenmedik düzeyde başarılı olması müzisyen olma hayallerinin felçlerle yıkılması, edebiyatta teselli bulması... hepsi onu son sığınağına yani yazmaya iten olaylar zincirinin bir parçası. yirmili yaşlarında yazıyor the heart is a lonely hunter gibi sadece bir yüzyıla yakın bir hayat tecrübesine sahip birinin kaleminden çıkmış olması mantıklı bulunabilecek bir yapıtı . wonder kid diyorlarmış hatta dönemin edebiyat çevresine carson mccullers'a, birden bire yazılıp okuyanı aleve verdiği eserin sahibine inanamamışlar.

    ben artık bir kitabın benim üzerimde derin bir sarsıntı yaratamayacağını sandığım bir dönemde keşfettim hüzün kokan eserlerini. kitapçıda gezinirken arka kapaktaki fotoğrafı merakımı celbetmişti zira anlayamamıştım birinin aynı bu kadar yaşlı gözlere ve bu kadar çocuksu bir gülüşe sahip olmasını. beklentisiz başladım okumaya ancak ilk cümleden çarpılmışa döndüm. nefesim daraldı yeri geldi yeri geldi tavana diktim gözümü okumaya devam edemedim. mevzu nasıl bu kadar net ve dolambaçsız anlatılır ve nasıl ortaya çıkan sonuç bir okyanus kadar derin ve yeni bilenmiş bir bıçak gibi keskin olur? yazmaya niyet eden (benim gibi) her edebiyatçı bozuntusunun bu kadının tırnağı olmak için yiyeceği bir fırın kitap var benden söylemesi.
  • amerikalı kadın yazar. yalnız bir avcıdır yürek ilk romanı ve en meşhurudur. en son kadransız saat kitabını okumuştum ve çok beğenmiştim. iç savaşın ardından güney ve kuzey bölgelerinde yaşayan insanların hem kültürel hem de sosyal kopukluğunu gözler önüne sermiş; ırkçılığın varlığını somut olaylarla dile getirmiştir. iş bankası yayınları tarafından basılmaktadır ve kitabın kapağı hayran kalınası.

    "... farkettin mi hiç, insanın bir zayıflığı olduğunda başka birine atfettiği ilk ve en önemli kusur tam da o zayıflık olur."

    ayrıca tom waits ve charles bukowski’nin de sevdiği yazarlardan biridir. hatta buk’un carson mccullers başlığıyla şiiri de vardır.

    she died of alcoholism
    wrapped in a blanket
    on a deck chair
    on an ocean
    steamer.

    all her books of
    terrified loneliness

    all her books about
    the cruelty
    of loveless love

    were all that was left
    of her

    as the strolling vacationer
    discovered her body

    notified the captain

    and she was quickly dispatched
    to somewhere else
    on the ship

    as everything
    continued just
    as
    she had written it
hesabın var mı? giriş yap