• girişi 1.5 milyon shu ise, çıkışı nedir düşünülmesi gerekendir.
  • scoville ölçeğine göre ortalama 1,569,300 shuluk acılık derecesi ile dünya üzerindeki en acı biberdir ve bu durumu guinness rekorlar kitabı tarafından tescillenmiştir.
  • kırmızı dolma biber gibi bir şey.

    ayrıca polisin sıktığı biber gazı kadar acı değildir efendim, gaz 5 milyon shu.
  • bir trinidad scorpion melezidir ve 2,2 milyonu geçmiş acılığıyla 2017 yılında da hala dünyanın en acı biberi rekorunu korumaktadır. acılığını örnek vermek için, bibere acılık veren saf capsaicin yaklaşık 15milyon acılık derecesindedir. bakın saf maddeden bahsediyorum. bu biber ona ne kadar yakın dikkat edin. ayrıca polisin sıktığı biber gazları 500-750bin scoville derecesinde olduğunu düşünürseniz ne kadar acı bir biber olduğunu hayal edebilirsiniz. bunu dalından taze olarak sıkıntı yaşamayacak insan gerçekten az çıkar. büyük ihtimal baygınlık geçirirsiniz, kusabilir, midenizde yaralar oluşabilir ve sindirim sisteminizi bozabilirsiniz. basurunuz varsa götünüzde kıyamet gününü de yaşabilirsiniz. kurusuyla, tazesiyle şakası yapılmaması derecede keskin acılıkta bir biberdir. ki zaten bu derece acı biberler soslara tanayle, yemeklere fındık kadar taneyle, baharatı da tabağa ufacık bir tutam olarak tüketilir. öyle alayım biberi elma gibi yerim ben acıyı severim derseniz 2 saat yerlerde salya sümük yuvarlanırsınız demedi demeyin.
  • (bkz: challenge accepted) diyenlerin hayatını s.ken acı biber. sanırım (bkz: dünya 2 numarası).

    internette gördükten sonra alıp denemek istediğim ve yedikten 1-2 dakika sonra bir daha hiç mutlu olamayacağım sandırtan biber de denilebilir. hani normalde acı yerim habanero falan arkadaşlarla rahat rahat yiyoruz ama bu biber dünyaya ait değil.
  • tam bir eşek şakası biberi. herkesin bir arkadaşı vardır çevresinde ruhu adanalı, yediği acı buna koymaz falan. alıcan bunun tohumunu, evde yetiştirecen, sonra buna bir yemek yapıp basıcan bu biberi içine. bakalım acı koyuyor muymuş koymuyor muymuş. 2.200.000 shu'dan bahsediyoruz.
  • biber tadımcılığı diye bir şey varsa kendini bu gruba dahil edebilecek, acı eşiği son derece yüksek bir insan olarak sonunda yurt dışında yalnızca carolina reaper ürünleri satan bir dükkandan edindiğim, dünyanın en acısı unvanını sonuna dek hak eden biber.

    yıllardır gittiğim her yerden acı biber toplayan, arnavut biberinin en acılarını severek yiyen, kısacası çok acı denen yerli yabancı tüm türleri çeşitli formlarda tüketen biriyim, bu dükkana da onun gazıyla girdim. tahta bir çubuğun ucuyla denettikleri sosunun yakıcılığını hissedince tamam, buymuş dedim. gelirken scovi ölçeklendirilmesi yapılmış iki şişe sosuyla bir kavanoz bütün halde kurutulmuşunu yanımda getirdim.

    sosları çay kaşığının ucuyla koca bir tencere çorbaya eklediğinizde kapağı açmanızla gözleriniz yanarken keyif alabilmeniz hala mümkün, fakat kurutulmuş orijinalinden yarım santimetrekarelik bir kısmını herhangi bir şeye koymanızla cehennem acısı neymiş anlıyorsunuz. ufacık, tırnak ucu kadar bir parçasını bir kase yoğurt içinde yuttuktan 2 dakika sonra midemden gelen seslerle neye uğradığımı şaşırdım. deneylerime devam ediyorum, tuhaf bir keyif de alıyorum bundan ama tüm kavanozların üzerinde yazdığı üzere, bu biberle şaka yapmayınız zira bünyesi alışık olmayan birini rahatlıkla hasta edebilecek kadar yüksek bir kapsaisin oranına sahip.
  • dunyadaki en aci biber unvanini dragon's breath'e kaptirmistir.

    edit:
    (bkz: #70617725)
  • dün gece hayat sinemamı karartan acıdır.

    kardeşimin hep döner aldığı bir yer var, içine koyduğu da acı bir sos var. döneri acılı yiyor bizimki. neyse acı sos kalmamış adam da buna demiş ki “elimde başka bi sos var ama kendime aldım, diğerinin 10 katı acı, istersen atıyım” bizimki de he he kesin öyledir demiş bastırmış acıyı

    eve geldi yemeye başladı. kardeşim de ben de sağlam acı severiz. baktım bu yandı gözünden yaş falan geliyor, dedim bir deniyim şunu…

    önce ağzımda garip pis bir tat hissettim, sonra hafif yanma ve koku geldi. anladım bişey olacak burda. sonrası zaten kaos. biraz su üstüne yoğurt. üstüne tekrar su. kereviz salatası falan derken göz yaşını dindirmeyi başardım ama acısı ağzımdan 15-20 dk geçmedi.

    midemdeki ağrı gece uyuyana kadar devam etti. en kötüsü de sabah çıkışı oldu. ayıptır söylemesi sıçtığım bok bile yanmış simsiyahtı.

    sonra araştırınca ne olduğunu öğrendik. aynı sostan sipariş ettim arkadaşlarıma 200-500 liralık iddialar teklif edip yolmayı düşünüyorum :d
hesabın var mı? giriş yap