• --- spoiler ---

    zac´in uyusturucudan ölen abisinin mezarina cicek yerine marihuana dali birakmasi ; bir insani oldugu gibi tüm yaptiklariyla kabul edip sevdigini simgelemenin simdiye dek gördügüm en güzel örnegiydi.

    --- spoiler ---
  • 2005 kanada yapımı, tam yazılımı c.r.a.z.y şeklinde olan film. bir ailenin 5 erkek çocuğuyla bebekliklerinden orta yaşlılıklarına kadar uzanan süreci çok gerçekçi ve samimi bir dille anlatan başarılı bir yapım.

    --- spoiler ---
    filmin ismi hem patsy cline'ın filmde sürekli çalan şarkısından hem de 5 erkeğin isimlerinin baş harflerinin yaşlısından gencine doğru sıralanışından (christian, raymond, antoine, zachary, yvan) gelmekte.

    baş kahraman zac'in gözünden anlatılan hikayede bir erkek çocuğunun bebekliğinden başlayarak ailesiyle nasıl sıkı ilişkiler, nasıl gel-gitler ve anlaşmazlıklar yaşadığı çok yalın bir dille anlatılmış. izledikten sonra insanın ailesiyle yaptığı saçma sapan tartışmalar, gereksiz gurur tabloları ve ailenin yanlış anlamaları insanın gözünde canlanıyor ve gidip "baba zamanında ben sana şöyle şöyle bir şey yüzünden kızmıştım ya kusura bakmayıver" diyesi geliyor.
    --- spoiler ---
  • ama nasıl da şahane bir filmmiş bu. telepatiden, ergenlikten, gençlik aşkından, eşcinsellikten, astımdan, inanmaktan, gece altını ıslatmaktan, sihirli güçlerden, gençlikten ve ölümden bahsedermiş.

    tenenbaum'lara* taş çıkaran bir ailenin filmidir. fonda aznavour dinlenip mest olunur. akademi'nin hesapçı tilkileri ise iki sene önce les invasions barbares'a ödül bahşettikten sonra burunlarını fezaya çıkarmışlardır ki bu filme bir oscar adaylığını dahi çok görmüşlerdir - yazıklar olsun diyelim buradan.

    --- spoiler ---
    filmdeki en sahane replik ise:

    "neden sürekli cüppe giyip yanında erkeklerle dolaşan uzun saçlı bir adama dua ediyoruz anlamadım gitti. bence biraz sakat."
    --- spoiler ---
  • film şukela biçimde, günümüz seyircisini sıkmamak ve hoş bir vakit geçirsin deyi çekilmiş olup, yönetmenine itibar kazandırmıştır. gelgelim gecenin bri yarısı yarı zom bir şekilde arkadaşla izlenirse oluca şudur. filmin dili yüzde 80 frenc kalanıda ingilizce olunca bu film fransada geçiyor hissine kapılınır. ailenin ve muhitin durumları "lan fransaya bak 70s de ve 80s de amma kalkınmış be" diye düşündürür. yer yer abisinin tripleri motoru falan yönetmende amma abartmış fransa bölemiymiş yaw dedirtir. hatta zac jaruselam a gtitiğinde atlantiği geçtim alt yazısı üzere nasıl ya modunda "atlantiği u yaparak mı geçmiş" denir. ve o konu hep müphem kalır. film bittiğinde dallama fransızların nihayet iyi bir film yaptığına kanat getirilir. zabah sözlük açılır ve kanada yapımı olduğu öğrenilince sevinilir fransızlar yine dallamadır.
  • hayatimda izledigim en keyifli "aile oykusu/drami/komedisi" filmlerinden (http://us.imdb.com/title/tt0401085/combined)

    hikayenin ve anlatimin yanina bonus olarak, basroldeki iki erkek oyuncunun (kucuk kardes rolunde marc-andré grondin ve sorunlu abi rolunde pierre-luc brillant) yakisikliligi eklenmis.. filmin muzikleri, 60'lardan 80'lere uzanan bir film olmasindan mutevellit, cok sahane, jefferson airplane, david bowie ve pink floyd, verebilecegim ornekler.
  • filmin mukemmel olmasi yaninda shine on you crazy diamond gibi bir guzellige ve pink floyd'a duvar deseniyle bile yer vermesi, space odditynin fon muzigi oldugu siirsel guzellikteki sahnesiyle pozitif onyargiyla dolu oldugum film.
  • "sevilmek için insan kendi olmaktan vazgeçebilir mi" meselesi üzerine, buruk bir aile filmi(!).
    evet, ailece seyredilmeli bence.
  • 2005 yapimi quebec filmidir.

    yalnizligin tarihinde cinselligin ya da karsi cinsle o karisik iliski tarihinde dürüstlügün ya da insan olmakta cocuklugun etkisinde izleri sürer. kendi cinsinden hoslanmanin, hoslanmaktan korkmanin gölgesinde , ibne olmamak icin geceleri dua edip aglayan bir cocugun gözünden anne, baba ve aileye bir bakis.

    sonra büyümenin sancisi. babanin karin agrisi.

    müzikleri büyüleyen, abartidan uzak oyunculuklari ve güzel islenisiyle bir an bile sikmayan büyülü, kücük ama cok büyük bir film olmus.

    sahile bir mum yakip birakmak, cocukluktan cikarken aglamamak gerek. büyümek hem sonsuz hem hic baslamamis gibi.

    mor nihayetinde hep mordur.
  • eşcinsellik kavramının sıradan huzurlu bi aile içinde nasıl içselleştirilebileceğini anlatan hoş film.

    hoş bir aile filmi, hoş bir öteki filmi...
    müzikleri ile de tarzı sevenlere kulak ziyafeti çektirmesi de bonusu.

    `
    --- spoiler ---
    rexx`teki gece seansında gebzeden son anda yetişip yanımda oturan genç iş adamı tiplemesinin (ki bu zat, muhtemelen arkadaşlarının bilet aldığı bir seansa gelmiş, festival kitapçığına göz atmak aklından geçmemiştir; çocuğun annesinin entarisini giydiği sahneyi gördüğünde "hayırr, hayırr" şeklinde ünlemiştir ki bu "hayır"ların alt metni kuşkusuz: "yine mi i.ne filmine denk geldim"dir) kaçırıdıklarını söyleyelim:

    1-jenerik akmaya başladığında apar topar kaçmaya meraklı yurdum insanından olmayaydı babanın en sevdiği plağın* yüzündeki c r a z y harflerinin açılımının eşcinsel oğulun adlarının ilk harfleri olduğunu görecek, aslında babanın en sevdiği oğulun o olduğunu anlayacaktı.

    2-biraz daha seçici bir müzik dinleyicisi olsaydı bi yandan cep telefonu ile oynarken bi yandan yan taraftaki ekürisine dönüp "bu müzik çok kötü abi yaa" dediği parçanın white rabbit olduğunu ve filmde döneme ve duruma dair sağlam ipucu verdiğini anlayacaktı.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap