• hem bir hayvan, hem de new york'taki bir kent adıdır. aynı zamanda da "zorbalık yapmak" anlamına gelir ingilizce'de.
    bu yüzden gramatik olarak doğru şöyle ilginç bir cümle vardır:

    "buffalo buffalo buffalo buffalo buffalo buffalo buffalo buffalo."

    yani;
    "buffalo (ny) buffalolarının zorbalık tasladığı buffalo (ny) buffaloları de buffalo (ny) buffalolarına zorbalık taslarlar."

    bir nevi müdür müdür müdür gibi birşey yani...
  • 261.310 nüfusuyla new york eyaletinin ikinci büyük şehri olan, niagara şelale'sinin yanında olmasıyla turist toplayan, kışı bitmek bilmeyen, mayıs ayında bile kar yağan soğuk şehir.

    gençler genelde bütün kulüplerin olduğu chippewa sokağında takılır. genelde dans ediyor gibi gözükürler ama anlamazsınız dans mı o, yoksa sevişiyorlar mı barda diye. sevişiyorlardır ama beyin dans ediyor olarak algılar anlam veremediğinden. * kulüplerin dışında bir de elmwood sokağı vardır ki burası daha entel bir kesimdir. amerikan filmlerinde gördüğümüz barda amcalar içki içer, bir grup bilardo oynar, bir grup dart oynar vs. bu tarzda barlar mevcuttur. salaş bir ortamdır yani, gruplar çıkar bazı barlarda, konser dinlersiniz. iyidir elmwood. spot cafesi vardır kahveleriyle ünlü. gündüz de güzeldir, orjinal istediğiniz kıyafetler elmwoodda yoksa başka da bir yerde yoktur buffaloda.

    university at buffalo öğrencileri nüfusun %10'unu oluşturur. genelde okul yurtları ya da chesnut, sweethome gibi özel yurtlarda kalır insanlar. servis vardır buralardan okula beleş ama sadece hafta içi. hafta sonları arabanız yoksa ulaşımınız da yoktur kısacası. hafta içi şehre inmek için yapılacak şey de, servisle kuzey kampüse gitmek, kuzey kampüsten güney kampüs otobüsüne binmek, güney kampüsten de metroya binmektir. ulaşım yoktur yani şehir içinde yaşamıyorsanız. her öğrencide araba vardır hemen hemen. bu da okula giderken en az yarım saat önce evden çıkmanıza sebep olur, derse kadar otopark yeri bulabilmeniz için. arabayla okula gitmenin bir anlamı kalmaz kısacası.

    yazları güzeldir ama. hava bunaltacak derecede ısınmaz hiçbir zaman. festivaller başlar her yerde olduğu gibi, şehir içinde açık hava konserleri olur. daha bir sevilesi gelir şehir. en azından kışın olduğu gibi arabaya bağlı kalmazsınız hayatta kalmak için. yürüyerek de gidebilirsiniz bir yerlere.

    sevebilmek için anca kış insanı olmak lazım dedirten şehirdir.
  • sanayisi ile vaktiyle epey büyük ve önemli bir amerikan kenti olarak tarih sahnesinde yerini almış, zaman içinde sanayideki önemini yitirmemesine rağmen iklim şu bu gibi koşullarla popülaritesini yitirmiş bir diyar. niagara'nın dibinde olması turistik anlamda cazibe merkezi olmasına neden olabilecekmiş gibi dursa da downtown'ına pek kimse uğramaz. yani hafta sonları cıvcıvlı oluyor filan diye kandırdı beni arkadaş ama sokaklarda in cin top oynuyordu genelde. tabi civar muhteşem. gidiniz niagara şelalelerini görünüz filan, nefis tabi.

    kanada sınırına 5-10 kilometre uzaklıktadır. praxair diye dev bir sanayi kuruluşu var bunlar şehrin can damarı bir nevi. adamlar havadan argon gazı filan üretiyor, e tabi bunun için elektrik lazım, yani havayı soğutup içindeki maddeleri ayrıştırmak için. o da niagara'nın şelalelerinden sağlanan elektrik ile elde ediliyor yıllar yılı... neyse bunlar mühendislerin konusu, ben sadece gezginim.

    öyle aman aman kalkıp gidilecek bir yer değil; ya okumaya filan gidersiniz ya çalışmaya ya da eş dost ziyaretine.
  • kanadalilarin genelde alisveris icin haftasonu doldurdugu kent. aslinda niagara falls'in amerika kismini buffalo'ya gore daha fazla tercih edilir, zira yakinlik bakimindan niagara biraz daha uygundur. belirli 3-5 alisveris merkezi bulunur. kanadalilarin ugrak gitmesinin nedeni 100km otede ayni urunu yari fiyata bulabilmeleridir. zaten bir kere buraya gidip fiyatlari gorunce kanada'da hicbirsey almak istemiyorsunuz. benim bildigim fashion mall ve walden galeria adinda iki tanesi var. toronto'ya 1.5 saat mesafede, abercrombie, calvin clein, ralph laurent gibi markalari ucuz bulmak mumkun. gecen sene hugo boss magazinda buldugum kadife ceketin icinde made in turkey yazmasi ayri bir dumurdu fakat soyle bir magazanin geneline baktigimizda neredeyse hersey turk maliydi.

    haftaici gitmek biraz daha mantiklidir, zira ontario plakali arabalar sinirda kuyruk olusturmustur. hala turk pasaportu tasiyorsaniz arabanin icindeki diger kanada pasaportlu aile bireyleri tarafindan uzun sure sovulmeye terk edileceksiniz, zira baska ulke pasaportu oldumu gir len iceri diye bosu bosuna bekletiliyorsunuz. hatta size beyaz kart verip ne kadar kalacaginiz soruluyor, ama cikarken o karti geri verin basiniza sacma is gelmesin zira o karti unutursaniz sanki hala amerika'da kalmissiniz izlenimi verebiliyor. dikkat derim.
  • new york eyaletine icinde yer alan erie golu kiyisindaki amerikan sehri.

    cok sicak bir yaz gunu ziyaret imkani buldum ki sokaklarin gunduz vakti bombos olmasi cok sasirtti. koca koca hukumet binalari yaninda main street ve cevresi de hemen hemen bombostu. sanirsin insanlar terk etmis. herhalde ogrenci sehri diye dusundum ve buna yordum. ote yandan plani ve gayet duzenli bir sehir.

    merkezde en canli bolge chippewa street. bu sokak uzerinde ve cevresinde bircok cafe pub bar bulunuyor. sehir merkezinde main street uzerinde rayli sistem bir ulasim agi mevcut ama cok uzun degil sanirim.

    diger taraftan baska canli bir bolge sahil tarafi. canalside dedikleri bu alanda acik fuar alani gibi bir yer, 6. filoya ait iki savas zirhlisi ve bir denizaltinin sergilendigi bir deniz muzesi bulunuyor. ayni alandaki park boyunca yurudugunuzda erie golunu yaklasik iki saatte gezdiren 18 dolarlik bir bot turu bulunuyor. bunu da zamanim olmadigi icin gerceklestiremedim.

    en son anchor bara gidip buffalo wingsi cikis yerinde yiyeyim dedim, hemen hemen her yer gibi o da kapaliydi.

    en son vasilis downtown isminde bir yunan restoraninda bol kahveli bir kahvalti yaptim. hic bir yer acik olmadiginda yunan acik demek ki, tavsiye ederim...
  • şu anda tarihi bir kasım ayı kar fırtınası etkisinde bulunan new york eyaleti şehri.

    burası pek çok karseverin adını duyduğu bir yerdir. her kış ünlü göl etkili kar yağışlarıyla deyim yerindeyse yıkılır. istanbul'daki deniz etkili kar yağışları gibi düşünebilirsiniz, ancak çok daha fazla miktarda yağanından. örneğin şu anda devam etmekte olan kar yağışı sonunda bölgede 178 cm civarı kar birikimi bekleniyor, neredeyse iki metre! hem de kasım ayında. burası bir kayak merkezi vs değil, bir şehir. dolayısıyla oldukça ilginç bir durum.

    devam etmekte olan sistemden gökgürültülü kar yağışı videoları düşmeye başladı ve tek kelimeyle muazzam bir atmosfer var.. bu tarz bir sistemi deneyimlemek sanırım her karseverin hayalidir.
  • alt-j'nin harika şarkısı. silver linings playbook filminde kullanılmıştır. sözleri;

    breathe on me my buffalo
    your eye warms to a warning
    of a death without words

    i am here
    laughter swallowing cups of pride
    inside it paints me
    with a bitterness i loathe
    for the future tributes
    a tome sunny green

    breathe on me my buffalo
    your eye warms to a warning
    of a death without words

    i am here
    laughter swallowing cups of pride
    ınside it paints me
    with a bitterness i loathe
    for the future tributes
    a tome sunny green

    the buffalo from buffalo
    who are buffaloed by the buffalo
    from buffalo
    buffalo are the buffalo from buffalo

    and all's above lay
    pay tribute to the future death
    of our tome sunny green.
  • baktım yaşlanıyorum, sırf önüne geçmek adına bunun converse versiyonlarından 2 tane aldım.

    cesaret edebilirsem, sırada iron maiden t-shirt'ü var.
  • linkstation isimli nas serisi ta$ gibi olan, japonya temelli teknoloji firmasi. onca senedir kullaniyorum, japonya tabanli oldugundan ise linkstation icindeki pdf manual linkinin .jp domain'ine yonlendirmesiyle haberdar oldum.

    wd my book world edition da kullanmakta olan bir bunye olarak soyleyebilirim ki buffalo'nun nas'lari daha bir "enterprise"tir, factory firmware'i daha fonksiyoneldir. hatta bununla da kalmaz, linux tabanli oldugu icin kaynagini acik tutma zorunlulugu tasidigindan mutevellit uzerine cesitli custom firmware'lar da cikmistir openlink(bu buffalo'nun firmware'i uzerine) ve freelink(bu debian tabanli) gibi.

    melco holding'e bagliymis buffalo inc. linkstation serisi japonya'da kurobox olarak aniliyor sanirsam.
  • 1985'te, david bitton tarafindan montreal'de kurulmus olan kanadali bir giyim markasidir.

    http://www.buffalojeans.com/
hesabın var mı? giriş yap