• nasıl öldüğü mevzusunu deşersek,

    öncelikle ölümüne sebep olan silah bir kere smith wesson 29 marka, .44 magnum mermi kullanan bir toplu tabancadır. kendisini öldüren silahı ve ölümünden az önce çektiği sahneleri de the crow filminde halen görebiliyoruz.

    şimdi şu videonun 2.14 saniyesine gidersek orada ölüme sebep olan halkanın ilk ayağını bulacağız. set ekibi bu crowla funboy karakteri arasındaki hesaplaşmayı çekerken tabancaya bir sahnede yakın plan zoom yapılacağını farkederler. yakın plan çekimde yönetmen silaha hangi açıdan yaklaşacak bilemediklerinden, silah da revolver olduğundan ikileme düşerler. kamera namlu tarafından atıcıyı gösterse silaha da blank/kuru sıkı olan şu mermileri koysalar silindirin açık ucundan bu kuru sıkı mermilerin büzülmüş ağızları görünecek ve silahın kuru sıkı olduğu ayan beyan belli olacaktır. hiç bir şey doldurmasalar arka plan çekiminde silindirin boş olduğu belli olacaktır. gerçek dolu mermi de öyle bir sahnede kullanılamayacağından set ekibi bu mermilerden 6 tanesini prop yapmak üzere ayırır.

    sahnenin arkasında mermilerin ucundaki çekirdekleri çıkarıp, kovandaki barutları boşaltıp çekirdekleri penseyle geri takarlar. amaçlarına da öyle ulaşırlar, silahın artık içinde gerçek ama barut olmadığı için zararsız mermiler vardır. öyle midir?

    hayır, set ekibi bunları yaparken fişek diplerindeki kapsülleri sökmeyi akıl edemezler. bu kapsüller işte tetiği çektiğinizde horozun vurup baruta kıvılcımın gönderildiği cıva fülminat dolu primer ateşleyicilerdir. güçsüz patlayıcılardır, sadece kapsül ateşleyerek bir çekirdeği namludan gönderip birini vuramazsınız. 2.14'teki sahnede de bu olur, funboy karakterini oynayan aktör içinde boş kapsüllü mermiler bulunan tabancanın tetiğini çeker. silahtan güçsüz bir ses çıkar, bir tür tıslama çıkar ama görünürde hiç bir şey olmaz. sahne biter.

    set ekibi bir sonraki çekim plana hazırlanırken orada geniş açıdan silahla brandon lee'ye ateş edileceğini okurlar. burada namludan ve silindirden çıkan alev topları, gerçek bir patlama gerekmektedir. o boş kapsüllü mermiler o şekilde patlamayacağı için bu mermileri çıkartıp çok gürültülü patlayan ama çekirdekleri olmayan kuru sıkı mermileri silaha koyup funboy'a teslim ederler.

    ama işin arka planında çok büyük bir ihmal vardır. resmen ölüm geliyorum demektedir. boş kapsül patlaması çekirdeği namludan gönderemez demiştik ama olayda çekirdeği kovandan ayırıp namlunun yarısına kadar getirmeyi başarır. yani bir tıkalı namlu / squib load hadisesine sebebiyet verir. set ekibi silahı boşaltıp kuru sıkı mermilerle tekrar doldurduğunda aslında silahın namlusunda ilk çekimden kalan bir adet .44 kalibre çekirdek vardır. bunun arkasına kuru sıkı mermi koyup ateş ederseniz o artık resmen dolu bir silahtır. çekirdekle tıkalı namlunun arkasına konulmuş bir kuru sıkının oluşturacağı güç o tıkanmış çekirdeği namludan büyük bir güçle hedefine doğru yollar. set ekibi de namlu açık mı tıkalı mı diye kontrol etmeyerek brandon lee'yi öldürmeye artık müktedir olan bu silahı funboy'a al kullan diye verirler. o da silah hakkında hiç bir şey bilmediği için sahnesini oynarken brandon lee'ye silahı doğrultup tetiği çeker. silah patlar, brandon lee vurulup devrilir.

    ama vurulunca öne doğru devrilmesi planlanan brandon arkaya doğru devrilir ve yerde kalır. önce bunu metod oyunculuk diye yapıyor sanırlar ama sonra nefes alıp verişi yükselmeye başlar. nabzı yavaşlar ve sonra da tamamen durur. hastaneye yetiştirildiğinde 44 magnum toplu tabancayla vurulduğundan çoktan ölmüş gitmiştir.

    yapımcının da şansına o sahne filmde çekilecek artık son sahnedir, sahnede kalan bütün planlar çekildikten sonra brandon lee gidip sondan ikinci ya da üçüncü çekimde ölmüştür. filmin kalanı da üstüne eski çekimlerden kesitler + dublör yardımıyla tamamlanıp gösterime girer.

    büyük vicdan azabı yaşayan funboy'u oynayan michael massee olay yüzünden the crow filmini asla izleyememiştir.

    --

    son olarak bunlar hakiki silahta squib load üstüne kurusıkı atılması gibi çok ekstrem bir olay örgüsü için geçerli. yoksa kuru sıkı yerine tıkalı namluya gerçek mermi koyup atsalar brandon lee mesela ölmeyebilirdi. o vakit silah funboy'un suratına patlardı. talihsizliğin de o kadarı.

    işte elinizde silah varken o yüzden ateş ettiğinizde öyle güçsüz sesler, tıslamalar, çatapat gibi gürültüler geliyorsa asla ve asla sürgüyü (revolverde horozu) falan çekip ikinci mermiyi sürüp atmamak gerekir. tıkalı namluya ikinci mermiyi sürüp atarsanız da suratınıza patlar. tam emin olunmayan her atıştan sonra namlunun ucunu ışığa tutup geriden bakıp namlu yolu açık mı diye kontrol esas kuraldır.
  • crow da oynamasi onu ölümsüz yaptı.
    bedelini ise hayatıyla ödedi.
  • the crow film setinde tamda eric draven’ın öldüğü sahnede aslında kurusıkı olması gereken tabancayla vurulup ölen oyuncu. canlandırdığı karakterle aynı anda göçüp gitti. eric de brandon da nişanlıyken öldüler. aynı yerde, aynı anda, aynı tabancadan çıkan kurşunla… rolüyle bütünleşmek bu olsa gerek.
    brandon’ın ölümü ile heath ledger’ınki arasındaki benzerliğe değinmeden edemeyeceğim. ikisinde kariyerlerinin en başarılı rölünden sonra öldüler. iki karakterinde yüzleri tamamen boyanmıştı, palyaçoya benzetiliyorlardı. (bkz: joker) ikisininde omuzlarına kadar dalgalı saçları vardı. üstelik ikisinde yirmi sekiz yaşındaydı.
    aslında benzer bir ölüm için fazla uzağa bakmaya da gerek yok. brandon’ın babası bruce lee de bir filmin çekimleri sırasında şaibeli bir biçimde ölmüştü. yine genç yaşta. ikisinde oyuncuydu ikisinde göçüp gitti.
    babasıyla aynı mesleği icra eden jeff buckley’de yine babası gibi genç yaşta ölmüştü. tim buckley öldüğünde jeff sekiz yaşındaydı. tesadüfe bakınki brandon’da babasını kaybettiğinde aynı yaştaydı.
  • tanrıya sorulacak hesaplar listesinin önemli maddelerinden.
  • ölüp de efsane olan, ölmese de efsane olacak, zaman zaman "karganın ruhu"yla ölümlülere karıştığı ve gerekli kişilerden intikam aldığı rivayeti kulaktan kulağa dolaşan, adam öldürmenin yüzündeki makyaj kadar kendisine yakıştığı, sol koluma malum makyajlı karikatürvari bir profilini dövmeleteceğim, ulu kişi bruce lee'nin tek oğlu.

    "binalar yanar, insanlar ölür, yalnızca gerçek aşk ölümsüzdür..."
  • ölümünden sadece on iki gün önce yapılan son röportajından..

    "because we do not know when we are going to die; we get to think of life as an inexhaustible well and yet everything happens only a certain number of times -and a very small number really. how many more times will you remember a certain afternoon of your childhood -an afternoon that is so deeply a part of your being that you cannot conceive of your life without it? perhaps four..five times more. perhaps not even that. how many times will you watch the full moon rise? perhaps twenty and yet it all seems limitless."
  • the crow (1994) öncesi, legacy of rage (1986), kung fu the movie (1986), lazer mission (1990), showdown in little tokyo (1991), rapid fire (1992) gibi üçüncü sınıf aksyon filmlerinde oynamış olmasına rağmen kalbimde ayrı bir yere sahip olan aktör...
    the crow'da tam evlilik hazırlıkları sırasında nişanlısıyla beraber öldürülen eric draven'ı canlandıran brandon lee'nin, film setinde yaşanan bir kaza sonucu öldüğü sırada nişanlısıyla evlilik hazırlığı içinde olması da son derece ironiktir. huzur içinde yatsın...
  • bruce lee nin yakisikli oglu. inanilmaz bir melez guzeli. aktor. basrolunde oynadigi the crow da masa uzerine cikip kursunlari yedigi sahnede can vermistir. film sonucu inanilmaz sukse elde etmis ama bu sukse onu geri getirmeye yetmemistir.
  • bu gün ölümünün on sekizinci yılıdır.

    ne güzel abimizdin sen brandon abi.
hesabın var mı? giriş yap