• gün gelecek robotlar bize bu robotu dürten arkadaşın videosunu izletecekler, sonra da organize işler'deki meşhur dayağın bir benzerini üzerimizde deneyecekler.

    hayvan gibi dürtmesene amın evladı, benim için acıdı eleman düştüğünde. neyse ki efendi robotmuş da vurdu kapıyı çıktı.
  • adamlar en gelişmiş robotları yapıyor, az daha kassalar terminator yapacaklar ama firmanın youtube kanalının 981.000 abonesi var.

    enes batur'un ise 8,5 milyon abonesi var. peki ama neden?
  • 2018 yılında yaptığım yorum üzerine çok fazla ekleyeceğim bir şey yok aslında.

    (bkz: #82241065)

    boston dynamics'in satışı yapıldığında, şirketin fiyatının 1.1 milyar dolara satıldığını gördüğümde içim cız etti çünkü, sahip oldukları mühendislik bilgisi şahsen çok ama çok daha fazla eder ki, türkiye cumhuriyeti olarak, bu şirketi devlet nezdinde ya da özel şirket aracılığı ile alabilsek, muhtemelen ve abartmadan söyleyebilirim ki 50 en az 50 yıllık bilgi birikimini satın almış olurduk.

    hem üniversiteler için, hem elektronik sanayi için, hem de yazılım sektörü için ülkeye gerçekten çağ atlatırdı. ancak, gördüğünüz gibi bizim seçtiğimiz yol, hasta garantili hastane yapmak ( ki şanslarına pandemi sebebiyle pek laf söylenemiyor ), yolcu garantili havalimanı yapmak, yolcu garantili köprü yapmak. var olan bu garantili ödemeleri yıllara vurduğunuzda, mesela tek bir havalimanından muhtemelen doğacak zarar 120 milyon euro oluyor. halbuki havalimanının kendisi 50 milyon euroya mal edilmiş.

    mesela kaba hesapla 10 köprü, 10 havalimanının yapımını devlet üstlense, üzerine boston dynamics'i satın alabilirdik. elektronik - yazılım sektöründe ülkeye girecek olan bilginin değeri de paha biçilemezdi. bu şirketin, ürünlerini de ülkenin her yanına açılan mahalle bakkalından hallice üniversitelere dağıtarak, hem üniversite öğrencilerin ilgisini bu alana yönlendirirdik, hem akademisyenler bu alanda çalışmaya başlardı hem de lise çağındaki genç beyinleri ülkeden göçe zorlamamış olurduk.

    bakınız tek bir şirket ile bu ülkenin gençlerine, akademisyenlerine verebileceğiniz motivasyonun, imkanın haddi hesabı yok.

    ancak bugün gelinen noktada vizyon olarak, kullanılmayan köprü, havalimanlarına yandaş zengin olsun diye vatandaş olarak vergilerimizden alınan ücrete ses çıkarmamayı tercih ediyoruz. ettik. aslında hala ses çıkartılabilir ama kime ne anlatıyorsam.

    edit: konuyla, kısmen alakalı bir bonus video.
  • insan gücü ile daha hızlı taşınır da robotu 24 saat maaş vermeden çalıştırabilirsin küçük einstein.
  • yaptıkları şeyin amacı kesinlikle çimenlerde yuvarlanıp sizinle piknik yapan dost canlısı şeyler üretmek değil. tamamen asker olsun diye yapıyorlar.

    yakında self drive tesla arazi aracı içinde tam teçhizat sağa sola barış götüreceklerinden nerdeyse eminim.
  • turkiyede bi robot yapilinca hemen erik dalı ya da zeybek oynatirlar.

    bunlar da bruno mars eşliginde koca robota twerk yaptirtmis.

    tamam adamlar bizden 1 milyon yıl ileride teknoloji olarak ama demek ki insan ne kadar gelisse de aklinin bi ucunda robota göt sallattirmak kalıyor mutlaka.
  • 10-20 yıl sonra götümüzden kan alırken cesetlerin üzerinde yapacağı dans videosunu paylaşmış olan firma.
  • https://www.youtube.com/watch?v=frj34o4hn4i

    skynet ebemize atlayacak matmazel.
  • bu firma ile uzun süre çalıştım. boston'daki merkezlerini gezip kurucusu marc raibert'le tanıştım.* diyebilirim ki, oldukça tipik* bir başarı hikayesine sahip bir firmadır.

    hikayesi aslında kısaca şöyle: raibert, tüm akademik kariyerini yürümenin ve daha doğrusu insan hareketinin matematik modellemesi üzerine kurmuş bir bilimadamı. son derece zeki, bilgili ve donanımlı biri. kendi anlattığı üzere bir gün bilim yapmaktan sıkıldığını farkediyor ve "madem bu kadar ilerledim, neden bundan para kazanmıyorum ki" diyor ve şirketi kuruyor. sürekli hawaii gömlek giyen, son derece mütevazi ve eğlenceli bir amca.

    şirket, massachusetts institute of technology ekosistemine dahil küçük bir tekno-girişim şirketi olarak yola çıkıyor. aslında ellerindeki sermaye çok değerli: hem raibert hem de şirketin çekirdek ekibindeki bilim adamları, insan yürüyüşü üzerine çok derin araştırmalar yapmış, yürümenin kinematiği üzerine çalışmış kişiler. dolayısıyla iki ayaklı* olsun, dört ayaklı* olsun, robot tasarımı konusunda teorik olarak zaten çok ileri noktadalar.

    sonrasında ise abd hükümeti, daha doğrusu darpa devreye giriyor.

    darpa, bu firmaya çok ciddi fonlar aktarıyor. devamlı yeni geliştirme projeleri. meşhur big dog, little dog vb hep bunların ürünü. çok fazla afişe olmayan pek çok iki, dört ve hatta sekiz bacaklı robot projeleri de var. nükleer reaktör çekirdeğinde bakım yapabilecek bir robot, gökdelenlerin dış yüzeyine tırmanıp temizlik yapcak robot vs. hepsi devletin finansman desteği ile yapılıyor. çoğunun nihai amacı askeri: big dog mesela, deniz piyadelerinin yüklerini taşımak için öngörülmüş, özellikle çatışma bölgelerinde.

    ama bu firma, çok akıllıca bir şey daha yapıyor, aslında zaten yapılması gereken bir şey: tüm bu projelerle elde ettiği bilgi birikimini ticari ürünlere dönüştürüyor.

    mesela, insan anatomisi ve hareketlerini bu kadar detaylı modelleme kabiliyetine erişince, bunu bir analiz yazılımına dönüştürüyorlar. bir piyadenin takacağı, kullanacağı ekipmanın vücuduna nasıl yük bindirdiğini, hangi hareketleri yaparken nasıl etkiler doğurduğunu, farklı vücut yapısına sahip bireylerde nasıl sonuçları olduğunu vb analiz eden bir yazılım. (bkz: digital biomechanics) bu yazılımı ticari olarak satıyorlar.

    bir diğeri de 3 boyutlu görsel simülasyon uygulamalarına yönelik, gerçekçi insan modelleri hazırlamada kullanılan, di guy isimli bir program. bu program sadece vücut hareketleri değil, mimiklerin de simülasyonunu yapıyor. söz gelimi abd ordusu, ırak'a asker göndermeden önce bu programla ortadoğu kentlerindeki gündelik hayatı simüle eden uygulamalarla askerleri eğitiyordu. hangi hareket ya da sözün karşıdaki insanda nasıl bir tepki (vücut dili, mimik, vb) uyandıracağını çalışmak için. bu yazılım da alanında neredeyse tek olduğu için büyük ticari başarı kazandı.

    firmanın boston'daki merkezi oldukça mütevazi, tek katlı orta büyüklükte bir binaydı. ben ziyaret ettiğimde çekirdek geliştirme ekibi, neredeyse hepsi doktoralı 25-30 kadar mühendisten oluşuyordu. hangardan bozma bir test laboratuarları vardı. firma, ayakta kalma gibi bir derde sahip değildi: darpa'dan muazzam teşvikler alıyorlardı zaten ama hem ekipleri çok iyiydi hem de ürettikleri bilgiyi ticarileştirme konusunda çok mahirdiler.

    ve tabi, her biri en az iki üç kişiye yetecek cv'ye sahip o ekibin tüm üyeleri sıfır egoluydu.
hesabın var mı? giriş yap