• zamanında nu-metal dinlemenin bile affedersiniz ibnelik sayıldığı metalci çevremden gizlice dinlediğim, en iyi yerli albümlerden biridir.
    dikkat ederseniz en iyi türkçe rap albümlerinden biridir demedim, tüm türleri içeren bir sıralama yapılsa en iyi yerli albümlerden biridir. 15 sene olmuş çıkalı, hey gidi walkmanli günler.

    gözlemlediğim kadarıyla bunu dinleyen adam şimdiki yeniyetme tarzları pek benimseyemez.
  • gelmiş geçmiş en iyi, en orjinal, üzerine en çok düşünülmüş rap albümü.
    2003 yılında o albümü dinleyebilme şansı. tanrım çok lütufkarsın.. üzülüyorum sizin adınıza gençler(z), kaliteli hiçbir şey dinleyemediniz, izleyemediniz.
  • çocukluk, ergenlik. o zaman için arka arkaya gelen bir sürü sözün hızlı söylenişinden bir adım ötesine geçiş gibi gelen şarkılar. kim bilir nasıl bir kafayla bir araya getirilmiş sözler bunlar, şimdiki sagopa kajmer'le kıyaslamak değil amacım, ben bile bundan sıkıldım artık.

    ama bu albüm benim hayatımın çok büyük bir kısmı. defalarca ve defalarca dinlenip her seferinde yeni bir noktasının farkına varılan şarkılar. ezberlenen yüzlerce kelime, kazanılan ritim duygusu, beceriksizce taklitler... yalnızlığın bir numaralı dostu, her şeye ve herkese rağmen edinilen tek dost. bozulan mp3 çalarlar, kopan kulaklıklar. farkına varılmaya çalışılan backvokaller, çılgınlar gibi aranan sample'lar, küçük bir skit için koca film seyretmek, filmi umursamayıp sadece repliğin olduğu yer gelince deli gibi sevinmek...

    çocukluk, ve ardından gelen upuzun bir ergenlik gizli bu albümde benim için. aslında 56 değil 28 denklemli olan introsuyla, hayal ve karamsarlık aleminde yaşayan müzikleri ve sözleriyle; raks edemeyen, aksini göremeyen ve haksızın şakağına vuramayan 25'lik sagopa kajmer'in tek dostum olduğu zamanlarıyla koskoca bir hayat parçası bu albüm.

    hayatımın şimdilik 21 katlı binasının en sağlam katlarında duruyorsun bir pesimistin gözyaşları, biraz tozlandın ama halen kimi geceler eşlik ediyorsun bana, teşekkürler.
  • dünyanın en güzel/özel albümlerinden biri ve dünyanın en güzel rap albümü. türkçe rapi falan bırakın atın bir köşeye.

    içinde barındırdığı şarkıların baştan sona tamamı şaheserdir. bu özellikte kaç albüm vardır ki…

    tam 19 yıl olmuş albüm çıkalı ve neredeyse 19 yıldır açıp açıp dinliyorum. hem de öyle böyle değil. tüm albümü açıp baştan sona dinliyorum. destan gibi albüm.
  • cok eskiyim rap konusunda. oyle ki suan piyasadaki nerdeyse herkes eski arkadasim. bildigim bir sey eski undergroud - simdiki overground adamlar, ne kadar bu adamla kotu olsalar dahi bu albumu ezbere bilirler.

    en iyi turkce rap albumlerinden.
  • sagopa kajmer'in pesimist ep 2de "2004'te uyanacak pesimistin bu kara tohumu" sözleryile müjdelediği albümü... 2cd olacakmış... sanırım sagopa bu sefer çok sağlam geliyor...
  • (bkz: zannedersem tek eksiginiz sozleriydi)

    aldanislar orada kaldi, aldatildin ahin vardi, aldatildım ahim aldı,
    yalvarildim vahim oldu, aldanista masum oldun, yalvarista yuzum soldu.
    dikene batti yalanin agzi, yatsilarda mumlar oldu.
    dusumu boldu sevgi colunun olume ceken o kavuran nefesi,
    aksaminda lesime baktim, pesime takilan adini kazidim, umidi caldim,
    ahi yanima vardi, vahimi sarki yaptim, dinledikce agladim, gozyasim...
    insan umudu tasidi, kimisi kirdi umudu,
    lakin kiminin sahip oldugu tek sey oydu, hepsi buydu.
    yoksulluk korkusuyla omrunu servet pesinde harcayanda gordum fakirligin ozunu,
    cevirdim yuzumu, dostumundu teklif, dusmanindi israr,
    acaba nereye kadar surer bu tekrarlar.
    yalanlara radar olsan neye yarar, zararin donusu karin el mi sallar? batan gunes yine dogar.
    batan gemi yatan mezar, azar azar kazar mezar, kumar umar arar,
    yazar kader kime cikarsa bahti tahti kapar, tanri bunu hep yapar.
    salla gitsin arzular gemiler zaten batik, yolla gitsin mektuplar adresin mi kayip?
    zorla guldu amalar aglamak mi ayip? korla yandi umutlar gecen dunu sayip,
    yor ki aklini hakkini sorgula dune bakip

    kac tabut gomulecek yeraltina ve kac kisi gidecek habersiz uzaklara?
    kac yalan yikacak guvenleri? kac satir yazilacak kader kitabına
    ve kac dua edeceksin tanrina, kac damla gozyasi dokeceksin ugruna?
    kac yarin bekleyeceksin? sonralara kac damla gozyasi?

    tasanin etrafinda gezgin olmus insanlar kisacik molalarda tanidilar mutluluk denen kelimeyi
    ve tanri bahsetti, cile doğdu, hile koydu adini gunahin.
    sille vurdu, illeler inatci yordu, sinava tabi tabiat ananin evlatlari rabbi tanimadi,
    kimisi kufretti yaradana, zulmetti kendine, hukmetti paraya,
    coguna paralar sikti kursunu yaralar acti durumu batti.
    dunya mali ucan hali, kirilir dali her agacin,
    yikilir her bina afette, gofret (??!?), bedelindir o dokulen tuzlu yaslar,
    haslar gozunu yika yuzunu, huzunu her adem tanir,
    gecici bir dovmesin seklini cizdi tanri topraklara; vakti gelince kazma kurekle silineceksin.
    dayanacagin bir duvarin yoksa or hadi,
    kuvvete dayanamayan adalet aciz, adalete dayanamayan kuvvet zalimdir,
    hakkimi isterim, payima dusen herseyi alirim felsefesi, haksizlik oyunlarinda hakkı yendi,
    rengi kacti yasamin, derdi sardi, yaranin acisi taci attirdi krala dahi,
    bir omur fani, bir umut hani? tebessum vahi, kabusum cani
    yazdiklarim; yazacaklarımın guvencesi sago k.

    kac tabut gomulecek yeraltina ve kac kisi gidecek habersiz uzaklara?
    kac yalan yikacak guvenleri? kac satir yazilacak kader kitabına
    ve kac dua edeceksin tanrina, kac damla gozyasi dokeceksin ugruna?
    kac yarin bekleyeceksin? sonralara kac damla gozyasi?
  • son kısmı kadar beni duygulandıran çok az şeyin olduğu şarkı. her okuduğumda ve dinlediğimde gözlerim doluyor, ağlamak istiyorum.

    “neden ölüyorsun anne?
    vaktim doldu, sıram geldi
    ah hayır, sakın korkma bir tanem, ölüm de hayatın bir parçası”.

    titrek bir sesle sorulmuş “neden ölüyorsun anne?” sorusu dinleyende bir öncü deprem görevi görüyor. “yalvarırım ölme” demek yerine “neden ölüyorsun?” diye sormak ya bir şokun neticesi ya da ölümün ne olduğunu tam olarak bilmemenin. belki de soran, küçük bir çocuktur. bu soru, zihnime ölüm döşeğindeki annesinin yanında diz çökmüş ve o an hayatı başına yıkılıyormuş gibi annesine bakan bir insanın görüntüsünü işliyor.

    sonrasında annesinin cevabı müthiş bir teslimiyetin ve kabullenmişliğin ifadesidir. çok sakin ve sevecen bir ses tonuyla: “vaktim doldu, sıram geldi”. hepimiz öleceğiz, doğal olan bu, bu dünyada belli bir vaktim vardı, o vakit doldu, artık yolcu yolunda gerek.

    ama bu dizenin kalbimi paramparça eden kısmı en sondaki sözlerdir. “ah hayır, sakın korkma bir tanem, ölüm de hayatın bir parçası”.

    anne ölürken bile çocuğunu teselli etmeye çalışıyor. ona “korkma” diyor, ölümün kötü olmadığını anlatmaya çalışıyor. belki o an kendisi de ölümden korkuyor ama bunu belli etmiyor, en korkunç anlardan biri olan ölüm döşeğinde dahi güçlü ve korkusuz gözükmeye çalışıyor. ve adeta çocuğunun üzüntüsünü kendi ölümünden daha çok düşünüyor. bu, bir annenin çocuğuna karşı şefkatini ve merhametini en nahif bir şekilde gösteren, şu an bunları yazarken bile beni ağlatan bir söz.

    ama üzülmemek ve ağlamamak mümkün mü? vefat eden çocuğunun ardından ağlayan peygamber efendimiz’e (s.a.v) bir sahabe efendimiz sorar: “sen de mi ağlıyorsun ya resulullah?” bu sorusunun sebebi aslında feryat figan ve isyan ederek ağlamak ile normal ağlamayı karıştırmış, ikisini de yasak sanmış olmasıdır. peygamberimiz de şöyle cevap verir: “göz ağlar, kalp üzülür; biz yüce rabbimizin razı olacağı sözden başkasını söylemeyiz.” yani peygamberimiz o en acılı anında dahi ümmetine doğru yolu göstermeye çalışmıştır, bir kişinin allah’a isyan etmeden nasıl ağlayabileceğini ve üzülebileceğini göstermiştir. bu da onun ümmetine olan şefkatidir.

    allah, annesi vefat etmiş olanlara sabrı cemil ihsan eylesin ve annelerine de rahmetiyle muamelede bulunsun. annesi hayatta olanlara da en sağlıklı ve güzel bir anne-çocuk ilişkisi nasip etsin ve onlara annelerinin kıymetini çok geç olmadan bildirsin. amin.

    ekleme: birçok mesaj geldi. bu sözler forrest gump filminden alınmaymış. teşekkür ediyorum bu güzel bilgiden dolayı.

    sözlerin söylendiği sahnenin youtube linki: https://youtu.be/b1x1er8ib-c
  • parçanın sonundaki "neden ölüyorsun anne?" "vaktim doldu, sıram geldi" repliği tom hanks'in forrest gump filminde forrest gump ile annesi arasında geçen son diyalogdan alıntıdır.
  • çıktığı sene , taksim'de şuan yerinde yeller esen bir müzik marketten "limited edition" versiyonunu aldığım ve içinden çıkan sago'nun el yazısıyla yazılmış lyrics kitapçığını hala sakladığım, türk rap'inin en güzel albümüdür.
hesabın var mı? giriş yap