• sözde yunan askeri mahkemesinde, mahkeme başkanı ile kartal tibet'in canlandırdığı yüzbaşı davut karakteri arasında geçen diyalog aşağıdaki gibidir;

    "- siz yüzbaşı konuşacak mısınız?

    - konuşucam, önce bilin ki eşkiya biz değil sizsiniz. eşkiya kanunsuz iş yapan, haksız yere adam öldüren, can yakandır. bunu bugün mübarek türk vatanında sizin ordunuz yapıyor.

    - askeri bir mahkemede olduğunuzu unutuyorsunuz yüzbaşı, size bir şey sorucam

    - ben size bir şey sorucam. vatanımıza ne hakla girdiniz? türk milletini esir etme cüretini kendinizde nasıl buldunuz? bugün hakim durumdasınız ama düşünmüyorsunuz ki bunun bir de yarını var. türk milleti susmuş görünüyor fakat pek yakında ayağa kalkacak, silkinecek ve istiklaline kavuşacaktır.

    - nasıl?

    - ordularımız dağılmış olabilir, payitahtımız istila edilebilir, padişah korkmuş, sindirilmiş olabilir ama başsız kalmayız.

    türk milleti tarih boyunca büyük başbuğlar yetiştirmiştir. bekleyin... biri daha geliyor, bekleyin... mustafa kemal geliyor...

    bu milletin ümidi ondadır, şu anda o bir şahikanın üstünden milletine haykırmakta ve şu parolayı vermektedir. ya istiklal ya ölüm..."
  • tiyatrocular döneminin tipik muhsin ertuğrul filmlerinden olan 1932 yapımı bir millet uyanıyor'un deli lakaplı senaristi nizamettin nazif tepedelenlioğlu, bir mustafa kemal güzellemesi olan bu filmde yer alması için atatürk'ü ikna etmesinin ardından gelişen olayları anlatıyor:

    “atatürk çankaya’da bizi kabul etti. biraz izahat istedikten sonra fon olarak getirdiğimiz kara örtünün önüne geçti ve nutkunu irada başladı. makine rahat rahat işliyor, şefin sesi çok rahat değiştirebiliniyordu. bu arada sol taraftaki bir kapının önünde bayan afet, bir milletvekili ve general kazım beliriverdi. üçü de yüksek sesle konuşuyorlardı. atatürk’ün yüzünde ani bir değişiklik oldu, onlara dönüp seslendi: ‘susunuz! film çeviriyoruz. salona gidiniz.’ atatürk’ün siniri bozulmuştu bir kere… ‘bırakalım’ dedi. filmcilerin ısrarıyla devam etti. o sırada bahçıvanla birkaç kişi kapının yanında gülüşmeye başlamasın mı? atatürk bu kez gürledi: ‘ne o? biz burada komedya mı oynuyoruz, yoksa bir devlet şefi gibi halka mütelaamızı mı bildiriyoruz. bu ne terbiyesizliktir? gülmeyiniz, çekiliniz, yıkılınız, gidiniz?’ sonra nutkunu tamamladı. filmcileri uğurladı.”

    filmcileri uğurlamış ama hayli sinirlendiğinden bu sahneyi filmin nihai halinden çıkartmış ve filmin sonunda kameraya 2-3 saniyelik bir bakış atmakla yetinmiş.

    @kudret, yukarıdaki "gülmeyiniz, çekiliniz, yıkılınız, gidiniz" fırçasının nazım hikmet ile muhsin ertuğrul'a da uzandığını gösteren bir versiyondan bahsetti ki bunu da ekleyeyim buraya:

    "film çekimleri bittikten sonra banyo için istanbul’a gönderilen makaraların işlemleri tamamlanınca sıra izlemeye gelir. banyodan sonra filmin izlenme zamanı gelir. filmi makineye takarak izlemeye başlayan ekibin arasında şair nazım hikmet ile tiyatro sanatçısı muhsin ertuğrul da bulunmaktadır. filmi izlerken, mustafa kemal atatürk’ün çekimi olan sahneler başlar. mustafa kemal atatürk, nutku okumaktadır. muhsin ertuğrul görüntü, nazım hikmet de ses konularında filmi eleştirmeye başlarlar. eleştirilerin ardı arkası kesilmez. o sırada m. kemal atatürk okumayı bırakır ve “ne o, biz burada komedya mı oynuyoruz? gülmeyiniz, çekiliniz, yıkılınız, gidiniz!” diye seslenir.

    tam konuşurken gazi’nin nutuk’u okumayı bırakarak bu şekilde konuşması, odada bir anda şok etkisi yaratır. sanki filmin içinden onları dinliyormuş da onlar konuşmaya devam edince susup sitem etmiş gibi gelir. nazım hikmet ve muhsin ertuğrul bir anda kendilerini odanın dışına atarlar. şaşkınlıkları geçince de olayı dinleyerek, tesadüfe kahkahalarla gülerler"
    (dr. orhan yeniaras, tarihin sırlar odası, iyi bir insan yayınları, 2009)
  • ertem eğilmez'in yönettiği 1966 yapımı filmin çekimlerinde hayli ilginç şeyler olmuş. ihsan yüce biyografisinde * görüntü yönetmeni asistanı aytekin çakmakçı anlatıyor:

    "(...) bir millet uyanıyor'u aşağı bilecik'te çektik. kriton ilyadis'in asistanıydım. ihsan yüce, kartal tibet, hayati hamzaoğlu, danyal topatan gibi önemli oyuncuların oynadığı askerleri direğe bağlamış yunan askeri. ertem eğilmez türk köylü kıyafeti giydirilmiş kalabalığa dedi ki: 'karşınızdaki yirmi yunan askerine doğru hücum edeceksiniz!' yirmi türk askerine de yunan askeri kostümü giydirmiştik. ertem abi 'hücum!' deyince bizimkiler galeyana gelip yunan askeri kostümlü çocuklara saldırmaya başladılar. çocukları bayağı bir dövdüler ve direğe bağlı oyuncuların ellerini çözüp sırtlarına aldılar. 'kahramanları kurtardık!' diye naralar atarak coşkuyla kameranın yanına doğru yürümeye başladılar. ihsan yüce ve kartal tibet insanlara 'sakin olun,' deseler de dinletemediler. kriton abi ertem eğilmez'in yanına geldi. 'çıldırmış bu insanlar! benim rum olduğumu anlarlarsa vururlar!' dedi ve korkudan yere yattı. biz de etrafını sardık kriton abi'yi görmesinler diye.

    sonra gerçek askerler geldi. tüm yunan askeri kostümlü arkadaşlarını bir otele götürdüler, tedavi ettiler. biz de otele döndük tabii. kalabalık bununla da yetinmedi, otelin önüne geldiler. madımak olayında olduğu gibi otelde rehin kaldık. çok geçmeden bir gürültü patırtı koptu. lobideki salonlardan birinin kapısı açıldı, münir özkul'u kollarından tutup içeri attılar. 'bu adama sahip çıkın!' diye de uyardılar. tabii ne olduğunu anlayamadık. ihsan yüce ile münir özkul yakın arkadaştı. ihsan abi hemen yanına koştu, baktı ki münir özkul'un kafası yerinde değil. esrar içmiş ve kapının girişindeki lobide masalardan birinin üzerine çıkıp öfkeli kalabalığa 'ben son mehdiyim! beni dinleyin! sakin olun! sizi kurtarmaya geldim!' gibi laflar etmiş. öyle olunca halk iyice çılgına dönmüş. tam münir özkul'u linç edeceklerken askerler kurtarıp bizim yanımıza getirmişler. o olaydan sonra münir abi birkaç ay bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde tedavi gördü. gariptir ki kendi isteğiyle gitti ve bir süre dinlendi tabiri caizse.

    bu olaydan sonra üç ay ara verildi çekimlere. yirmi günlük çekim kalmıştı. yaklaşık üç aydır da oradaydık. ertem eğilmez tekrar sıkıntı yaşanır diye görüntü yönetmenini değiştirmek zorunda kaldı. kriton ilyadis gitti, orhan kapkı geldi yerine. münir özkul'un sahnelerini de azalttılar. hızlıca çektiler..."
  • bugün kocaeli'de bir sürü yerde gördüğüm, kimin yaptırdığı belirsiz bir reklam.

    http://tabudeviren.googlepages.com/birmiluyan.jpg

    acaba bu da demokrasinin yıldızları, milletin adamlari, hizmet askiniza tesekkurler sayin basbakanimiz, yolun acik olsun basbakanim gibi bir şey mi diye düşünmeden edemedim.
  • attila ilhan'ın sanırım 15 kitaptan oluşan, ilk baskısı mart 2005'te bilgi yayınevi'nden çıkan serisinin adı ve aynı zamanda serinin ilk kitabı.

    gerçi kitabı attila ilhan yazmamış. içinde cüneyt akalın, sina aksin, necla arat, ataol behramoğlu, vural savaş, erol manisalı gibi daha pek çok ismin yazıları var. bu yazılar biraraya getirilmiş. zaten kitapta da attila ilhan yazar değil yöneten olarak belirtilmiş. (bir kitabı yöneten nasıl oluyorsa)

    kitapta bir de ''parola:vatan, işareti:namus'' yazıyor.

    sanırsın iki gün sonra savaşa gideceğiz. bin atlı akınlarda çocuklar gibi şen olacağız.

    bu tarz kitaplarda bilerek mi yazmıyorlar, gerek mi görmüyorlar anlamıyorum, ama tarih yazılmalı. yukarıda isimlerini saydığım ve saymadığım pek çok insanın makalesi var kitapta. vatan millet sakarya konulu. ama hangi tarihte yazıldı, belli değil. sonra başbakan, cumhurbaşkanı gibi ünvanlar geçiyor ama hangi başbakan, hangi
    cumhurbaşkanından bahsedildiğinden söz edilmiyor. sorsak, gelecek nesillere yönelik bir kitap derler ama o gelecek nesil isim vermeden bahsettiğiniz ünvanların kime ait olduğunu nereden bilsin.

    kitap gerçekten bir milleti uyandırır mı bilemem, ama içindekiler iç karartmaya, iktidardan tiksindirtmeye epey yarıyor.
  • 1966 yılında çekilen ertem eğilmez filmi.
    kendisinden önce çekilenin (1932) yeniden yapımıdır. çoğunlukla tv de gösterilen kartal tibet ve münir özkul'lu versiyonu budur.
  • 1932 yapımı muhsin ertuğrul filmi. ayrıca her an karşımıza çıkabilecek "yolsuzluk" konulu klişe yazı başlığı.
  • tansas'in yaptirmis oldugu reklam. isim vermeden her yere kirmizi fon ve beyaz yazi yazmislar. yakinda aciklanacak, buyuk ihtimal fiyatlari minimuma cekecekler. pahaliya almak yerine ucuza konun dusuncesiyle uretilen slogan.

    yıllar sonra gelen edit: olmadı ,tutmadı bittiler .
  • kadorsu mükemmel, konusu mükemmel, türkçesi mükemmel bir yeşilçam filmi...

    filmden bir kesit
hesabın var mı? giriş yap