• ks. basic input output system.. gunumuzde alet achilmadan once i$letim sistemini yukleyecek kadar erzak ve muhimmat saglayan chip uzerinde duran program parchasina verilen isim..
  • evimize bilgisayarın girdiği ilk zamanlarda ismine lord voldemort muamelesi yaparak, ismini ağzıma bile almaya korktuğum bir birimdi bu. o dönem bilgisayarda müzik dinlemek ve film izlemek dışında birşey yapmadığımız (yapamadığımız) için bilgimiz de o düzeyde. bilgisayar en ufak bir hata verdiğinde "aha gitti bilgisayar" diyoruz, hemen, daha önce bize bilgisayarında oyun bile oynatmış olan, gözümüzde bir bilgisayar duayeni olan abimizi arıyoruz. "iki gün sonra gelebilirim" filan diyor abi; başımdan aşağı kaynar sular dökülüyor. stres içinde, çaresiz bekliyoruz. abi sonunda geliyor, dakikalarca birşeyler deniyor, deniyor, olmuyor. "aha sıçtık" diyoruz. sonra abi biraz durup gözlerini yere diktikten sonra diyor ki: "bios'a girmek lazım." abinin tonlamasına bakınca, bios'u elektro şok gibi, son çare uygulaması türünden birşey zannediyoruz. "durumu o kadar kötü mü doktor bey... şey, aman hüseyin abi?" diye soruyoruz. "bilmiyorum, bakacağız" diyor. sonra bios'a girip bakıyor abi, karşımıza çıkan mavi ekran ürkütücü. abi girip bakıyor, birşeyi değiştirmeye o da korkuyor. oradan da bir nane olmuyor. "do you read me hal?" haykırışlarım arasında bilgisayarım elden gidiyor.

    sonra bir ara, aşağıdaki komşunun bilgisayarla haşır neşir çakal oğluna yolda denk gelip soruluyor. "bugün bir ara gelip hallederim abi" diyor. "vay lan, bebedeki güvene bak" derken içimde yine bir umut ışığı doluyor, müteselli halimle eve dönüyorum. çocuk geliyor, o da bir iki birşey deniyor ve yine diyor ki: bios'a girip bir bakacağım abi, sanırım tahmin ettiğim şey. deja vu'nun yarattığı anksiyete vücudumu sararken, eleman girip bakıyor ve iki dakikada olayı hallediyor, bilgisayar kendine geliyor. giderken de "abi sende film var mı?" diye yaptığı hizmet sonrası çerezlenmeye çalışıyor (soruya bak, var tabii mına koyum). filmin yanında bonus olarak bir de oyun veriyorum ve oyunu da - oynadığım ikinci üçüncü bilgisayar oyunu olmasına rağmen - oyun tarihinin gelmiş geçmiş en iyi oyunuymuşçasına övüyorum. çocuk gidiyor, oyunu ve filmi bir daha geri getirmiyor. daha sonra bir problem olduğu zaman onu çağırıyorum ve yine kısa sürelerde problemleri hallediyor. bu süre içerisinde ben de bilgimi bilgisayarı bozma korkusu olmadan bilgimi bir hayli ilerletiyorum, ama bios'a yaklaşık bir sene filan giremiyorum.

    cutscene (after a few years): bios'a girip overclock denemeleri yapıyorum. her türlü ayarıyla oynuyorum. beğenmiyorum, yeri geliyor güncelliyorum. kanırttıkça kanırtıyorum; resetten resete, kilitlenmeden kilitlenmeye koşuyorum. umrumda değil, sonunda bios'u önümde diz çöktürüyorum.
  • cumartesi günleri aydok moralıoğlu'nun güzel performanslar sergilediği, giriş ücretinin 15 lira olduğu,alsancak gazi kadınlar sokağında yer alan bardır. içeride bir bira 10 liradır, diğer içkiler de pek ucuz değildir. mekan hakkında dikkat edilmesi gereken şey, vestiyere eşyalarınızı asla ama asla vermeyin. zira geçen gün yakın bir arkadaşımın montu "yanlışlıkla" kayboldu o vestiyerde. montu kaybeden görevliler özür dileyip mahçup olması gereken yerde gittikçe çirkinleşip, montun değerinin yarısı etmeyecek paralar teklif ettiler. neticesinde bir fiyatta anlaşıldı ama o gün akşam edilen tehditler, barla alakasız mafya kılıklı insanların arkadaşımı kenara çekip konuşmaları ve yaklaşık bu olaydan 1 hafta sonra dahi telefonla aranıp tehdit edilmesi olayın tamamen başka tarafı. siz siz olun dikkat edin eşyalarınıza, pek güvenli bir yer değil.
  • iki yuz elli lira'ya masa kapatip ceset getiren nekrofillerin mekani olabilir. evet, biz bu gece pilli bebek konserinde bunu gorduk. en sevdigin pilli bebek sarkisi nedir diye sordugumuz hatun yerin yedi kat dibinden ya da belki stratosferden * ' evet, evet deep purple cok guzel ooouuv yeeaa' diye bagirirken yanindaki kodaman da 'pilli bebek ne amk?' diye boguruyordu. izleyici kutle* sarkilardan bihaber olunca yeni turku coverina giren grup icin 'behzat c. nin hangi bolumunde caldi ki bu?' diye soranlari da gorduk. konser izlemeyi tuvalet ve kapi onu sigara molasi arasinda gidip gelmek sanan izmir gece kuslari icin belki de sahane bir mekandir da, bizim midemiz hassastir. bundan mutevellittir belki bios deyince kusmamiz. bilemedim.
  • bilgisayar boot ettikten* sonra yuvasindan gonul rahatligiyla sokulebilecek, nice alakasiz boardlarin bios'lari takilarak flash edilebilecek eprom icindeki 256kblik mini software. gece vakti bana mcgyver tandansi yakalatan, tatmin eden sey.
  • latince yasam demek.
  • güncellenmesi en tehlikeli şey. özellikle elektrik kesilmesi çok sık rastlanan yurdumda. gigabyte'ın çok kolay bir güncelleme programı yapmış olması ve çok sorunsuz çalışması durumunda bile tehlike içerebiliyor. özellikle nete bağlıyken güncelleme denememek gerekir. bios'u elinize aldığınız durumlarda ise normalde sadece bios çipi değiştirilerek bu sorun giderilmekle birlikte yurdumda bu olanak söz konusu değildir. bios'unun içine ettiğiniz garanti kapsamı içindeki anakartların neden bozulduğunu satıcılar ve teknik servis asla anlayamadığı için hemen yenisiyle değiştirdikleri de bir gerçektir.
  • herseyi denetleyen ve genelde elektronik devrelerde bu denetleme isini ustune yuklenmis
    zavalli islemciye verilen ad.
  • bilgisayar biosuna virüs bulaşabilmektedir. benim bilgisayarda olan klavye ve fare kullanımını engelleyen usb portları kullanılmaz hale getiren bir şeydi. bios a girmeye kalkınca da hiç bir parametreyi değiştiremiyordum. çözümü oldukça basit. bios silme jumper ına bilgisayar kapalıyken kısa devre yaptırıyorsunuz. bundan sonra bios eskisi gibi açılıyor. bir tek boot priority düzeltmek gerekiyor. windows açılınca da combo fix ile bilimum virüslere anabella yapıyorsunuz.
  • 3 erkek 2 kız olan grubumuzla giremediğimiz bar. "bay bayan" alıyolarmış içeri. orgy mi çeviriyolar artık içerde napıyolarsa??!
hesabın var mı? giriş yap