• almanca bir terim olmasına rağmen genelde her dilde kullanılır, bir kişinin ya da bir ailenin geçmişten bu güne, mümkünse kişinin doğumundan veya ailenin başlangıcından itibaren gelişimini anlatan romandır.

    tabii bu değişim plu gelişim genelde maneviyatta şahlanma, olgunlaşma, hayatın tokadını yiyip kızaran yanağı elle tutma vs... gibi örneklerle olacak, dubervillerin tess masum bir çocuk kadından arzunun sillesini yemiş bir hayat kadınına, kitap kurdu minik yetim jane aklı başında, ciddi mürebbiyeye, oradan da kendi hayatını yöneten olgun kadına dönüşecektir. siyah inci'nin de annesinin yanında hoplaya zıplaya oynayan bir taydan ağır iş makinesine, sirk köpeği'nin sayı saymasını bilen minik bir kuçudan acıyla uluyarak şarkılar söyleyen hüzünlü bir şov gösterisine dönüşmesini de eklemek mümkün olmaz mı?

    anti bildungsromanlar arasında da ripley'in kusursuz bir suçluya dönüşümünü takip ettiğimiz maceralarını sayabiliriz belki.
    bu bağlamda, hepimiz bildungsroman'ımızın orta sayfalarındayız, hakikaten.
  • (bkz: martin eden)
  • içine doğduğu bütün olumsuz koşullara karşı kahramanın azimle çalışıp 'kendisini gerçekleştirme' sürecini konu alan romanlar bütünü. özellikle sanayi devrimi sonrası kendi gelişimini gerçekleştirmeyi başaran bireylerin romanları avrupa edebiyatında ön plana çıkmış ve desteklenmiştir.

    thomas hardy genelde kasvetli, karamsar yazım dili ve viktorya ingilteresine iğneleyici bakış açısından dolayı çok sert eleştirilere maruz kalmıştır. son romanı jude the obscure (türkçe’ye karanlık jude adıyla çevrilmiştir) dönemin ingiliz toplumunun bireyi sürüklediği çıkmazları, çaresizliği oldukça gerçekçi biçimde anlatmasıyla da bildungsroman türünün de sonunu getirmiştir.
  • örneğin star wars serisi, bir anakin skywalker bildungsromanı gibi bir şeydir. (örneğin sinemadan gelmesi hoşunuza gitmediyse ilgili kitap serisini düşünün.)
  • aydinlanma cagi almanya’sinda ortaya cikan bir roman türüdür;
    genelde genc
    roman kahramanin gelisme sürecini, o dönemin ideali
    aydin kisilige ulasmasini anlatir.

    bu kavrami ilk kez kullanan johann carl simon morgenstern’dir.
  • “biçim almak, bir biçime ulasmak, işlenmişliğe erişmek” anlamına gelen “bildung, bild” kelimeleriyle bağlantılı bir terimdir.

    edebiyat dünyamız için oldukça yeni bir kavram olan bu terim "kişinin akıl ve duygu gibi manevi yeteneklerinin işlenerek yaşadığı çağa uymasını ve toplumun istediği biçime girmesini; bu oluşuma katkısı olan maddi ve manevi etmenleri, geçirilen aşamaları, sonunda ulaştığı kişiliği" konu alan eserler için kullanılır.

    eski edebiyat ürünlerimizden hüsn ü aşk mesnevisi buna örnek gösterilebilir.
  • 18. yüzyılda almanya'da ortaya çıkan, mihail m. bahtin'ın söylem türleri'nde başkahraman imgesinin kuruluşuna göre alt kategorilere ayırarak sınıflandırdığı roman türlerinden en önemlisi.
    bu roman türü alman aydınlanmasının en karakteristik fenomenidir.
    bahtin, bidungsromanı alt kategorilere ayırırken bu roman türünü insanın belirişi olarak tanımlar ve tiplere ayırır.

    "insanın esas oluş veçhesini özellikle açık seçik belirtmek gerek. romanların büyük bir bölümü olmuş-bitmiş kahraman imgesinden başkasını bilmez. romandaki bütün hareketler, olaylar ve kaçamakların betimlenişi, kahramana mekânda yer değiştirtir, toplumsal hiyerarşi basamaklarında aşağı ve yukarı taşır: dilenciden zengine, evsiz avareden soyluya. kahraman bazen amacına yalnızca yaklaşır, bazen onu elde eder. olaylar yazgısını, yaşam ve toplumdaki konumunu değiştirir, ama kendisi sabit ve kendisine denk kalır. romanın denkleminde kahraman sabittir ve bu yüzden mekânsal çevre, toplumsal konum, talih, kısacası kahramanın yaşam ve yazgısının tüm veçheleriyle ilgili bütün nicelikleri değişken olabilir. kahraman, etrafında her türlü hareketin gerçekleştiği devinimsiz ve katı bir noktadadır.

    kahramanın imgesine statik bütünlüğün aksine dinamik bir bütünlük verilmiştir. bizzat kahraman ve karakteri bu tip romanın denkleminde bir değişkene dönüşür. kahramanın kendisindeki değişiklikler olay örgüsü bakımından önem kazanır, böylelikle olay örgüsünün bütünü yeniden değerlendirilip yapılandırılır. zaman insanın özüne katılır, yazgısının ve yaşamının tüm veçhelerinin anlamını esaslı bir biçimde değiştirerek imgesine dahil olur. bu tip romana, en basit tabirle insanın belirişi romanı denebilir. ne var ki insan çeşitli biçimlerle belirebilir.

    1. tip döngüsel beliriştir. tüm içsel değişimler çocukluktan gençliğe, oradan olgunluğa ve yaşlılığa bütünüyle betimlenebilir. insanın bu tür belirişinin her yaşamda kendisini yineleyen döngüsel bir doğası vardır. bu tür döngüsel bir beliriş romanı saf bir biçimde ortaya çıkmamıştır. burada bahtin yüzyıllar arasında zikzaklar çizer.

    2. tip beliriş, insanın gençlik idealizminden ve hayallerinden yetişkinliğin ölçülülük ve deneyimliliğine giden ve tipik olarak yinelenen yolu takip eder. bu yol, sonunda, farklı derecelerde kuşkuculuk ve teslimiyetle karmaşıklaştırılabilir. bu tür beliriş romanı dünyayı ve yaşamı tipik olarak herkesin geçmesi ve bir ve aynı sonucu çıkarması gereken bir deneyim ve okul olarak betimler.

    3. yaşamöyküsel tip: burada döngüsel nitelik bulunmaz. beliriş yaşamöyküsel zamanda gerçekleşir ve yinelenmeyen, münferit aşamalardan geçer. tipik olabilir, yalnız döngüsel bir tipiklik değildir bu. beliriş burada değişen tüm yaşam koşullarının ve olayların, etkinlik ve işin bütünlüğünün sonucudur. insanın yazgısı ve kendisi, karakteri bu yazgıyla birlikte yaratılır. yaşam-yazgısının belirişi kişinin belirişiyle kaynaşır. dickens'ın david copperfield bu tip bir romandır.

    4. dördüncü tip beliriş romanı didaktik-pedagojik romandır. az çok geniş anlamıyla özgül bir pedagojik ideal üzerine kuruludur ve sözcüğün tam anlamıyla pedagojik eğitim sürecini betimler.

    5. insanın belirişi ayrılmaz bir biçimde tarihsel belirişe bağlıdır. insanın belirişi gerçek tarihsel zamanda tüm zorunluluğuyla, bütünlüğüyle, geleceğiyle ve derinlemesine kronotopik doğasıyla gerçekleşir. daha önceki dört tipte insanın belirmesi dünyanın değişmez, olmuş-bitmiş ve esasen oldukça sabit arka planına göre ilerlemiştir. değişiklikler bu dünyada meydana geldiyse, çevreseldir, temelleri etkilememiştir. insan belirmiş, gelişmiş ve bir çağ içinde değişmiştir.
  • (bkz: boyhood)
    bir de roman olsaymış tam olacakmış.
  • kafamda bir tuhaflık çok güzel bir örneğidir.
  • bu türe hangi cins nehir roman demiş acaba? zihninden ne geçmiş? haydi önermek serbest de kim bunu benimsemiş, yayılması için çaba göstermiş acaba? bilmemek cidden benim ayıbım. böyle bir tuhaflığı fark etmemek ayıp. izninizle kendimi kınıyorum biraz.

    bildungsroman denen tür, bir karakterin çocukluktan yetişkinliğe geçişini anlatan romanlara denir. nehir roman ne yahu? gelişim romanı falan gibi sıkıcı ama en azından mevzuyla ilgili bir karşılığın acilen yerleştirilmesi lazım. james joyce'un sanatçının bir genç adam olarak portresi'ni (a portrait of the artist as a young man) düşünelim, şimdi de ona nehir orman diyelim. ne anladık? bir bok anlamanın imkanı yok. şimdi de ona gelişim romanı (ya da neyse işte uygun bir karşılık) diyelim. ne anladık? en azından ortada bir süreç olduğunu. o süreçte gelişenin karakter olduğunu düşünmek de pek uzak ihtimal değil. great expectations dedik, pip dedik, bu işin piri charles dickens dedik. nehir roman? siktiriniz. bu arada great expectations film olarak bok gibi, kitap olarak güzeldir. şimdi başlığına baktım, herkes filmini izlemiş galiba. kalın falan biraz ama kitabını okuyun, güzeldir.
hesabın var mı? giriş yap