• thomas hardy'in kimilerince kasvetli bulunan romani... buna kasvetli diyen, başka romanini hic acip okumasin; kasvetli olmayan bi romani yok... içinizi oymak, burkmak thomas abinin derdidir zaten... ayrica bunu salya sümük degil, çok da güzel, ince ince isleyerek yapar... bu yönü, ayrica çok iyi karakter çözümlemelerini bu romaninda da görüyoruz, evet... ama bir tess'e oranla daha az karamsardir sanki, hafiften de olsa bi umut verir insana... oysa tess'in sonunda, noldu simdi, böyle bitmesi iyi mi oldu, her sey güzel olcak mi, ölmek istiyorum diyebilirsiniz, öyle garip bir bosluk birakir içinizde... jude'da ise tünelin ucundan isik görünür, mum isigi da olsa... bi de filmi cekilmisti, kate winslet falan...
  • (bkz: thomas hardy)
  • michael winterbottom'in christopher eccleston ve kate winslet'li jude filminin uyarlama kaynagi roman.
  • sinemaya da uyarlanmistir (jude) ama filmdeki sonun romanla alakasi yoktur.jude fawley'i christopher eccleston, sue bridehead'i kate winslet canlandirir.
    (bkz: nazan aksoy)
  • jude'un çocukluğundan itibaren yaşamını anlatan, bir çok dini temalar içeren, bir çok yerinde incil, bir çok dini eser ve dönemin büyüklerinden alıntılar yapan okurken beni çoğu yerde kasan thomas hardy'nin kitabı.
  • az önce bitirdiğim thomas hardy'nin deist anlayışının bariz belli olduğunu cinsdaşım olmasına rağmen sue'ya son 100 sayfada devamlı küfür bastığım bi roman. thomas amca derste öğrendiğimize göre şööle inanırmış: tanrı evreni yarattı sonra onu kendi haline bıraktı. ama keşke bırakmasaydı.

    bir de bir alıntı:

    benim ısrar ettiğim nokta şu: incil'de geçen "ey bütün kadınların en güzeli, sevgilin nereye gitti?" dizesini aşağıya dipnotu düşerek, "kadının sevgilisi kilise'dir" diye açıklarsa gülünç olur
  • thomas hardynin roman yazmayı bıraktıracak derecede eleştirilere maruz kalmasına neden olan romanı.

    hardy bu romanında aşkı, evliliği, toplumu anlatır. victoria dönemi'ni çok keskin bir şekilde eleştirir her zamanki gibi. diğer romanlarındaki karamsarlık (bkz: a pair of blue eyes) (bkz: the return of the native) (bkz: tess of the d'urbervilles) bunda had safhadadır.

    özetle roman jude adında bahtsız bir insanın toplumun katı kuralları yüzünden sevdiği kadınla birlikte olamayışı ve hep hayalini kurduğu eğitimi alamayaşını anlatır. jude hep çabalar, christminster *e girebilmek için çok çabalar fakat ironik bir şekilde ancak duvarlarına dokunabilir *. hiç bir zaman o duvarları aşıp içeriye alınmaz çünkü o okula girebilmek için zengin ve asil olmak gerekmektedir.

    hardy öyle güzel anlatır ki yaşadığı dönemi, ve öyle güzel öngörülerde bulunur ki gelecekle ilgili hayran kalırsınız. kanımca hardy'nin en güzel romanıdır. karamsarlıkta sınırları zorlamasına ve bunun için çok eleştirilmesine rağmen çağının çok çok ilerisinde bir yazardır hardy. bu romanıyla kalbimize taht kurmuştur. romanı en güzel özetleyen alıntı hiç akıllardan çıkmaz:

    "you are joseph the dreamer of dreams, dear jude, and a tragic don quixote. and sometimes you are st stephen, who while they were stoning him, could see heaven opened. o my poor friend and comrade, you'll suffer yet!"
  • thomas hardynin oxforda kabul edilmeyen bir gencin intiharına tanık olduktan sonra 1895 yılında yazdıgı ve uzun donem tartısma ve elestiri konusu olmus roman. *
  • taciser belge'nin çok güzel çevirisiyle "adsız sansız bir jude" adıyla türkçeye kazandırılmış harika roman.
  • bildungs idealini bitiren kitaptır.
hesabın var mı? giriş yap