• önce, en baştan anlaşalım: burası kebapçı değil, bir et lokantasıdır. güneydoğu usulü kebaplar burada yoktur.

    chaine des rotisseurs namıyla maruf, dünyanın en önemli ızgara et lokantalarının oluşturduğu uluslararası zincirin değerli bir üyesidir burası ve kurucusu, sahibi, her şeyi beyti güler bey.. belli dönemlerde bütün marmara bölgesini karış karış gezerek, ülkenin en lezzetli kuzu etlerini kendisine angaje eder. istanbul'da, çoğu bakırköy yakasında olmak üzere dokuz değişik kasaptan alışveriş yapar. her sabah, etin işlenmesine bizzat katkıda bulunur. seksen yaşın üzerindedir ve et yemediği bir tek günü hatırlamadığını bizzat tarafıma kendisi ifade etmiştir. her öğlen ve akşam servisinde, dev köşkün bütün salonlarını gezerek, tek tek bütün müşterilerine afiyetler diler. bazen de bir kadeh konyakla ve purosuyla keyfederken görürüm onu bir köşede. çok saygıdeğer bir zattır.

    bu, on salonlu florya köşkünde, yaklaşık bin kişilik kuvere sahip bu dev ''et sarayı''nda, kalite hep aynıdır. hiçbir şeyin tadı, milim değişmez. çok, çok zor bir iştir bu kaliteyi sürekli muhafaza edebilmek, ama başarırlar. pazartesileri kapalıdır. diğer bütün günler, istanbul'da en kaliteli etin sunulduğu beyti et lokantası hizmetinizdedir. pahalıdır, ama her kuruşu helal ettiren bir mekandır.

    birer michelin kıstası olan, kendi ekmeğini yapması ve yemek öncesi çok kaliteli tereyağı sunması ile başlayayım, taam kısmını anlatmaya. çeşitli sıcacık somun ekmeklere ve galetalara tereyağı sürüp, yanında gelen, gözünü sevdiğim ankara'mın çubuk turşusu dilimlerini de bunların üzerine koyup başlanır ziyafete. sonra bir dilim su böreği isteyin. emin olun, bundan daha lezzetlisini hiçbir yerde, ama hiçbir yerde bulamazsınız. cennet taamı derler ya, işte bu börek odur. sonra güzel mönüyü elinize alın, kendinize taptaze bir karışık salata söyleyin ve ızgaraların arasından bir veya kapasitenize göre iki tercih yapın. ben burada olağanüstü döneri (bir ankara döneri fanatiği olduğum halde bundan daha iyisini yemedim) ve nefis kuzu pirzolayı tek geçerim. döner; kuzu-dana karışıktır, çok iyi terbiye edilmiştir, kıyması azdır ve çok iyi çevrilmiştir. yanına patlıcan beğendisi ve pilav yakışır. kuzu pirzola, hiç dövülmemiş, çok az terbiye edilmiştir ve tek kelimeyle ağızda erir. bunun yanına da patates püresi yakışır. unutmayın, yarım yarım da isteyebilirsiniz her çeşitten, karışık ızgara da tercih edebilirsiniz, dört değişik et gelir teker teker..

    lokantaya adını veren beyti kebabı (sarma beyti ile karıştırılmasın, binlerce kebapçıda veriliyor) ki, kuzunun küşnemesine pirzola yağı sarılarak hazırlanır, harikuladedir. eğer kuzu değil de, dana eti seviyorsanız, burada mutlaka dana pirzolasını tatmalısınız. (ortadan daha fazla pişirtmeyin ama, yazık olmasın) kuzu şiş ve köfte de iyi alternatifler ama hele bir de gittiğiniz gün kuzu kol varsa, yaşadınız demektir. yurt dışında ne lezzetli kuzular yemiş olan üstat vedat milor, bu kuzu kol tandırını yiyince, yüzünde öyle bir ifade olmuştu ki, sanki bir anlığına başka bir hayat dilimine ve mekanına geçmişti. üşenmeyip videosunu bulursanız, anlarsınız ne demek istediğimi..

    şarap mönüleri çok sağlamdır hem de fiyatları uçuk değildir. bu istisnai etleri, güzel bir kırmızı şarapla onurlandırmak farzdır. lokantanın bence tek zayıf tarafı tatlılarıdır. ama bu çok önemli bir defo değil, bu kadar yemeğin üstüne tatlı yemek tam bir çılgınlık olur :)

    henüz hiç michelin yıldızlı bir lokantası olmayan güzel ve yalnız ülkemizde bir lokanta, günün birinde buna layık görülecekse, bu lokanta kesinlikle beyti olmalıdır..
  • kisi basi 52 milyonluk iftar menusu ile kendinizi bir konuktan ziyade isletmeye ortak olarak hissedebileceginiz lokanta. ancak yemekler ve calisanlar iyidir.
  • gece gece kendisinin sol framede canlanması çok iyi de oldu çok da güzel iyi oldu. teşekkürler.
  • 1945'lerde beyti guler tarafından kucukcekmece'de kurulmuştur ve ''etin en iyi piştiği yer'' diye namı da vardır..
    ayrıntılı birçok bilgi için aşağıdaki resmi sitelerine bakılabilir..

    http://www.beyti.com.tr/
  • köftesi, pirzolası, yemekten önce getirilen salatası, ekmeği, turşusu, herşeyiyle mükemmel olan, buram buram türk kokan, içinde vakko'nun falan ürünlerinin de satıldığı, turistlerin götürülmesi gereken yerlerden biridir kanımca.
  • florya'daki güzel bir lokanta.şahane et yemeklerinin envai çeşidinin büyük porsiyonlarla bulunduğu bu lokanta yine yeşilköy ve çevresindeki diğer lokantalar gibi kazık kategorisine girmekte maalesef.
    lokantanın çok büyük bir alanı ve fazla müşterisi olmasına rağmen kaliteden taviz vermeden işleri yürütmesi tam takdirliktir.altta giriş katındaki devlet başkanlarının, siyasilerin vs. fotografları, imza ve yazıları olmasa da olurdu dedirtmesine rağmen amaç yemek yemek olduğundan kolayca unutuluverir bunlar.ete ek lezzet getiren hardalı kendileri yapmaktadırlar ve tabiri caizse burna vuran cinstendir, şahanedir.
  • iftar menüsü bambaşkadır beytide. lokantalarda iftar dediğimiz olay kebapların önceden hazırlanması ve iftar saatinde sadece ısıtılarak müşterilere servis edilmesidir. fakat beyti kebaplarını iftar sırasında yapar. yediğiniz kebaplar içi geçmemiş bir vaziyette sıcacık gelir önünüze. bir de çoğu lokantanın aksine beytide etler kesinlikle yakılırcasına pişirilmez. lezzet konusunda çok üstün olduğunu söyleyemem. çok daha lezzetli etler yenilebilecek yerler vardır fakat servis kalitesinde üzerlerine tanımam. birde son olarak en son gittiğimde dikkatimi çekti, giriş kısmındaki o imzalı ıvır zıvırın bulunduğu kısımda nasadan bir kaç astronotun imzaladığı (yada imzaladığı idda edilen) bir mektup var. ingilizce bir metin. kısaca kurucusu beyti güler e teşekkürlerini iletmiş astronot beyler. aya giderken beytinin kendi hazırladığı sucuktan götürmüşler.

    edit: büyük bir bok yemişim ve "lezzet konusunda çok üstün olduğunu söyleyemem" gibi bir beyanda bulunmuşum. hassiktireyim. beyti istanbulun en iyi restoranlarından biridir. ankara çubuk turşusu, su böreği, kuzu şiş, beyti, ekmek kadayıfı, kabak tatlısı.. bunlar masaya geldiğinde saygı duruşuna geçmek lazım.
  • yıllardır kalitesinden hiçbir şey kaybetmemiş, son derece klas restaurant. kırmızı et, lezzet ve kalitede zirve yapar. benim favorim döneridir. florya'dadır, genelde atatürk havalimanı'na gitmeden beyti'ye uğramak taktiğimdir. bu arada belirmekte fayda var, pazartesileri kapalıdır.
  • florya'da bulunan belkide istanbul'un en iyi et lokantasi. girisinde agirladiklari envai cesit kral, kralice, devlet baskani fotografini gorebilirsiniz. buyuk bir villaya benzeyen binada hizmet verir. ozel odalarinda yemekli toplantilar yapilabilir, zira galatasaray'in bir cok transferi bu odalarda biter.
    menusu zengin degildir, fakat menudeki her kalem en iyisidir ayrica istanbul'da daha kusursuz bir hizmet yoktur. hemen yanindaki otoparkinin bulundugu arsaya cok buyuk talipler olmasina ragmen, musterilerim araclarini cok beklemesinler diyerek arsayi satmamistir. musteri memnuniyetini on planda tutan beyti guler'i (sahibi) ansizin yaninizda size memnuniyetinizi sorarken gorebilirsiniz. evet biraz tuzludur fakat en iyisidir.
  • bu sene ramazan menüsü 270 lira olan ve pahasının hakkını veren restoran. menü son derece doyurucu ve kahvaltılığından etine her şey a kalite. servisi hızlı -benim gibi ağır yiyen biri için aşırı hızlı-, özenli. ana yemekler bir yana, incir tatlısı ve su böreği efsane. ben açıkcası su böreği ve incir tatlısı yeme hevesiyle gittim oraya. sitelerinde yemek boyunca çay servisi demişler, hakkaten de masaya oturduğunuz andan itibaren çay ister misiniz diye dolaşmaya başlıyorlar. misafir neyim ağırlayacaksanız, yüzünüzü ağartacak mekanlardan velhasılı.
hesabın var mı? giriş yap