56344 entry daha
  • aboubakar beşiktaş'ta da, porto'da da şampiyonlar ligi seviyesine çıktı ve sıradışı performanslar gösterdi. rakiplerde dzeko var, icardi var. bu üçlünün üstüne çıkman lazım. bu da schick'le haller'le falan olamaz. boşuna hayal kurulmasın.

    bence bir takımın atanı ve tutanı iyi olmalı ifadesi çok doğru değil. ancak psikolojik üstünlüğü ele almak lazım.

    bunun oluru da lukaku bile değildir, lewandowski'dir. semih'in üstüne muci'yi ve gedson'u koyup da satarsınız bilmem. kaç paraysa tutup getireceksiniz, yoksa fener ve galatasaray'ın golcüleri futbolu bırakana kadar ilk ikiyi unutun.

    o kadar net!
  • hakkında 15 yaşında bir genç kızın yorumu (notkası virgülüne dokunuyorum, mevzu gereksiz uzamıştı) şu şekildedir:
    büyük takımı rakipleri konuşur, taraftarı destekler.
    kendini dev aynasında görenler sadece kendini konuşur, ama konuşurken rakiplerini anlatır.

    beşiktaş böyle bir kulüp işte.
    bunu söyleyen kardeş de çılgın bir trabzon taraftarı.
  • aslinda bazi galatasaraylilar'in anlamadigi mevzu su...

    o sene besiktas averajla sampiyon olmasa, tarih cok farkli isleyecekti. muhtemelen fatih terim "makas acildi" diyerek kulubu iyice borca sokacak (sampiyonlar liginde oynayacagimiz icin) ve takim ffp kiskacina girecekti.

    peki ne oldu? besiktas sampiyon oldu. galatasaray'da yonetim degisti. gelen yonetim iyice sicip sivadi ama kulubu de borc yukunun altina sokmadi. once terim, ardindan burak elmas yonetimi istifa etti ve iki sene ustuste sampiyonlugun kapisini aralayan bir galatasaray meydana geldi.

    kelebek etkisi iste...
  • bugün ankaragücü maçına gidemiyecek ekşici arkadaşlar bilet transferini bana yapabilir
  • pompaya hazır mısın eşektaş.
  • umarım ziraatten elenirler.
  • bir galatasaraylı olarak naçizane düşüncelerimi söyleyeceğim.

    ilk yapmaları gereken galatasaray-fenerbahçe üçgeninden çıkıp özgün bir şekilde kendi çizgilerini çizmek.

    bunu başarabilen leverkusen, atletico madrid, arsenal benzeri takımların geldikleri nokta ortada.

    gs-fb arasındaki vahşi rekabetten, anlamsız transfer çalımlarından, kim daha mağdur yarışından çıksalar ferahlayıp başarıya ulaşacaklar.

    ama sergen yalçın’ın yarattığı mucize sezondaki gibi kerameti kendilerinden bilip ‘’en büyük biziz’’ safına geçtikleri anda darmadağın olup demoralize oluyor.

    biz de taraftar olarak lige kalite katan iyi bir rakipten oluyoruz.
  • şampiyon takımın atanı ve tutanı iyidir diye bir dünya yok. o işin aslı, merkez orta sahası ligin en iyisi olan takım şampiyon olur şeklinde. merkez orta sahan en iyiyse, atanın da tutanın da iyi olur zaten.

    buradan hareketle yapılacak ilk iş, beşiktaş merkez orta sahasını revize etmek.

    şu anda ne kadar eleştirilerse eleştirilsin al musrati tıkır tıkır işleyen sistemli beşiktaş onbirinin beyni olacak. musrati başta olmak üzere iki sezondur ligin tartışmasız en iyisi konumundaki beşiktaş kepaze eden gedson. josef'in ve atiba'nın beşiktaş'taki son performanslarına bakınca bu dediğim daha iyi anlaşılır.

    gedson'un yaptığı tek iş var. bizim yarı saha civarlarında topu alıp peşine rakip oyuncuları takarak buldozer gibi rakip yarı sahanın ortalarına kadar topu taşımak. o yirmi-otuz metrelik dilimde topu rakip yarı sahaya en iyi gedson taşıyor. ancak bunun peşine topu inanılmaz kötü kullanıyor.

    bazen iyi kullandığı da oluyor ve böyle maçlarda gedson kendisinden maçın oyuncusu falan diye bahsettiriyor. ancak bunlar tek tük maçlar. bize burada gedson gibi ligin çok çok üzerinde bir savaşcı orta saha değil, bir alt segmentte de olsa istikrarlı bir oyun kurucu lazım, pas istasyonu lazım, yeri geldiğinde bitirici lazım. salih uçan gibi klasik bir merkez orta sahanın son maçta ne denli fark yarattığını iyi gözlemleyelim.

    merkez orta sahası en iyi olan takım şampiyon olur demiştik.

    şimdi sen iki veya üç kontenjanlı kritik beşiktaş orta sahasında formalardan tekini bal yapmayan gedson'a verdiğinde, gedson da üst düzey mücadeleci oyununa rağmen oyun kurulumundaki etkisizliğiyle etrafındaki oyuncuları da bozduğunda, isterse bir yanında de bruyne, diğer yanında rodri olsun, bir noktadan başka bir noktaya ilerlemiyor beşiktaş oyunu işte.

    gedson'u tam olarak sağ bek onur bulut'un merkez orta sahadaki şubesi olarak tanımlayabiliriz.

    bizim öncelikli hamlemiz ne forvet, ne de stoper transferi, öncelikle gedson'u satmak, yerine de teki yerli teki yabancı iki adet üst düzey orta saha almak olmalı.

    bu noktada salih özcan'dan çok emin değilim. hangi maç olduğunu hatırlamıyorum, bir milli maçta spikerin bütün ikinci topları alan oyuncuya salih dediğini hatırlıyorum. hatta bizim salih uçan'ın da ikinci topları alma becerisi var diye maçın büyük kısmını gurur içinde, "ulan salih ne oynadı bee," diye seyretmiştim. maçın ilerleyen dakikalarında bu oyuncunun salih özcan olduğunu anladım nihayet. dönen toplarla ilgili ligin üzerinde olduğu kesin ancak pas oyununda olup olmadığını bilemiyorum, çünkü o kadar izlemedim oyuncuyu. beşiktaş transfer komitesi bu yönüyle ilgili şüphedeyse hiç bu oyuncuya bakmasın, çünkü çöpe atılacak bir başka transfer olur bizim için. bize oyun kurulumuna katkı verecek merkez lazım.

    başta da dediğim gibi sistemin oturması için musrati olmazsa olmaz. salih uçan ve oxlade yedek, musrati'nin iki yanına da oğuzhan özyakup ve jose sosa'yı koyabilirsek gerisi akar gider.

    her bölgeye çeşit çeşit transferler yapılabilir elbette. ancak orta saha için özenli tercih şart. burası riske atılamaz.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap