*

  • doktora tezini "alikan aşireti" üzerine hazırlamış sosyolog.kürtçülükten hakkında pek çok defa dava açılmış içeri atılmış kişi.musa anter rivayet eder ki duruşmalarda davalı kürtlerden çok beşikçi hocanın dosyası kabarıkmış ve 1972 yılındaki davada savcı "ulan haydi bunlar kürt,sana ne oluyor?" demiştir hocaya.
  • kürtlerin çoğunluğu kendisini "mamoste" diye çağırır..öğretmen manasındadır..

    nasıl ki türk milliyetçilerinin gözbebeği olan ziya gökalp diyarbakırlı bir kürt ise aynı oksimoron kürt milliyetçiliğinin teorisyeni sayılabilecek çorumlu bir türk olan ismail beşikçi'nin kürt milliyetçisi olması için de geçerlidir.. aralarındaki fark ziya gökalp'ın düşüncelerinden dolayı işkenceye ve zinadana mahkum edilmemiş olmasına ragmen ismail beşikçi'nin malum uygulamalara maruz bırakılmış olmasıdır..

    yemyeşil ve uzun bir kazağı, ayna gibi kafası, gözlükleri ve her daim açık gözleri ile naif bir hafifliği bünyesinde birleştirebilmiştir..

    dönem dönem pkk'nin kürdistan'ın emperyalist güçler tarafından paylaşılmasının önünde duracak ve sömürgeleştirilmiş olan kürdistan'ı özgürleştirecek olan yapılanma olduğunu savunmuştur.. öcalan yakalandıktan sonra izlemiş olduğut eslimiyetçi politika yüzünden, isamil beşikçi verdiği roportajlarda pkk'ye olan inancını kaybettiğini de dile getirmiştir..pkk'nin inatla kürtçe yerine türkçe kullanıyor olmasını ve kürt aydınlarının aralarında ısrarla türkçe kullanıyor olmalarını "kültürel olarak geri kalmış olma yanılgısı" ve "modern olmama aşağıllık kompleksi" ile açıklamış ve frantz fanon'a görünmez bir selam çakmıştır..
  • martin van bruinessen'e göre ''kürtlerin frantz fanon'u''. doğru mu demiş, abartmış mı, haksızlık mı etmiş bilmiyorum; ancak yapıtlarında fanon etkisi (ne yazık ki mi yoksa ne mutlu mu?) bariz... ben de kafamda fanon-arendt arasında bocalarım ama belli etmem...
  • hapisten ciktimis yazar. aleviler ile alakali dillendirilen alisiz alevilik kavraminin taraflarindan.
    makamlari, postlari alevilerin uzerine titredigi kavramlari yoksayanlardan.
  • esmer dergisinde yazmış olduğu yazı esnasında 'kürt çocuklarının andımız okumasını' eleştirdiği için hakkında dava açılan ve hapis cezası istemiyle 216. madde üzerinden yargılanmasına bugun başlanandır. buna ek olarak, esmer dergisinin yazı işleri müdürlerine de 301. madde kapsamında dava açılmıştır.

    ha, ömrünü hapisanelerin tüketmiş olduğu beşikçi'ye koyar mı derseniz elbette hayır. lakin sırf ismi beşikçi olduğu için, sayısız kişi tarafından dile getirilen bir gerçekliğin sadece beşikçi üzerinden cezalandırılmaya çalışılmasını iyi anlamak lazım. hukuk sistemimizin bize vermek istedigi sinyali beşikçi örneği üzerinden alalım ki kürtlerin andımız okumasının saçmalığından asla dem vurmayalım. andımızı okuyalım, okutalım ve ezberletelim.

    ha, beni soruyorsanız çoktan aldım sinyalimi, bülbül oldum: türküm..pürküm..sürküm..kürküm..fürküm.

    işte bu bilinç sayesinde hep sınıf birincisiydim. oss derecemin sırrı ne sanıyorsunuz..?
  • (bkz: çayan demirel)
    (bkz: dersim)
  • uğur mumcu'nun "bir aydın: beşikçi..." başlıklı bir köşe yazısında beşikçi'yi eleştirmesinin ardından "kürt aydını üzerine düşünceler" isimli kitabına uğur mumcuya 22 sayfalık bir cevap yazısı koyan, kürtlerin türkler tarafından asimile edildiğini söyleyen, türkiyedeki sağ ve sol partilerin, sağcı - muhafazakar ve marksist - leninist insanların aslında aynı olduğu; ikisinin de kürtlere karşı ırkçı, şovenist olduğunu söyleyen, türkiyedeki politikacıları polis-politikacı, profesörleri polis-profesör olarak nitelendiren sosyolog.
    bu cümleye nokta koymak için çok uğraştım ama nedense cümle de bana direndi.
  • yaptıgı bilimsel arastırmalarıyla sosyoloji literaturunde yer almıs sosyologtur.
    sosyolojik arastırma teknikleri acısından, asiret arastırmasında kullandıgı gozlem teknigi cok ilgi cekmistir.
    sosyal antropoloji arastırma tekniklerini, sosyolojik arastırmalara ustalıkla uyarlamıs ve cok basarılı sonuclar elde etmistir.

    siyasi gorusleri/saptamaları nedeniyle bilimsel basarıları gozardı edilmeye calısılmıstır.
    ancak uluslararası sosyoloji cevrelerince taninan ve begenilen bir bilimadamidir.
    baskı altına alınmayip, arastirmalarina ozgurce devam edebilseydi, ozgur universiteler tarafindan desteklenseydi/kosteklenmeseydi
    daha pek cok basarılı arastırma yapabilir ve turkiye nin ismini uluslarası bilimsel kongrelerde/cevrelerde yukarilara tasiyabilirdi.

    ama...
    iste ama... nın basladıgı yerde aydınlatıcılık ve bilim susar...
  • hayatının 17 yılını cezaevlerinde gecirmesine ragmen; toplam 36 kitap yazmıs bir sosyologdur.
    kitaplarının cogunu cezaevlerinde yazmıstır.

    milliyet gazetesinden derya sazak ile roportajı;
    http://www.milliyet.com/…06/03/14/siyaset/asiy.html
  • fikret başkaya başta olmak üzere çeşitli aydınlarca, hpg-online sitesinde yer alan tehditvari duruma karşı bildiri ile desteklenen bilim insanı.

    "dr. ismail beşikçi’ye yönelik tehditle ilgili sosyalist kamuoyuna duyuru

    entellektüelin misyonu her koşulda doğruyu söylemektir...

    www.hpg-online.com’da adil kurtay ve kasım engin imzasıyla yayınlanan iki yazıda, dr. ismail beşikçi’ye ağır hakaretler yapılmakta, utanç verici, aşağılayıcı ifadeler kullanılmakta, imalarda bulunulmakta, daha da ötede, “ancak hoca’nın yaklaşımları giderek çizmeyi aşıyor” denilerek dr. beşikçi açıkça tehdit edilmektedir.

    hiçbir etik ve entellektüel kaygı kırıntısı taşımayan ve eleştiri uslûbuyla da asla bağdaşmayan bu yazıları yazanlar ve gerisindekiler kimden bahsettiklerini biliyorlar mı? birincisi, eleştiriyle uzaktan-yakından ilgisi olmayan söz konusu metinleri yazanlar, tehditleri savuranlar belki daha bu dünya’da yokken, dr. ismail beşikçi bu coğrafyada eşine pek rastlanmayan bir cesaret, basiret, kararlılık ve inatla, kürt halkını yok sayan, inkâr eden, aşağılayan resmi ideolojinin, resmi tarihin, resmi doğruların ve onun gerisindeki tc’nin karşısına yiğitçe dikilmiş saygıdeğer bir entellektüeldir. dr. beşikçi erdemli yaşamayı ilke edinmiş, fikir namusunun, entellektüel dürüstlüğün timsâli bir şahsiyettir. ikincisi, beşikçi’nin kürt sorununa ilgilisi pkk ile başlamış da değildir. onun kürt sorununa ilgisi, entellektüel dürüstlüğün ve bilim namusunun, adalet, eşitlik ve özgürlük bilincinin bir gereği ve tezahürüdür. zira entellektüel genel kabul görmüş ‘doğruları’ sorguluyorsa, yalanı ve ikiyüzlülüğü teşhir ediyorsa, konuşmayan/konuşamayan adına konuşabiliyorsa, söylenmeyeni/söylenemeyeni söyleyebiliyorsa, velhasıl herkesin sustuğu yerde ve zamanda konuşabiliyorsa entellektüeldir. bu yüzden julien benda: “entellektüelin misyonu, dünyanın efendisi haline gelmiş haksız ve yanlış karşısında cümle âlem diz çökerken bile, ayakta kalıp, ona insanlık bilinciyle karşı çıkmaktır.” derken, ismail beşikçi ve onun gibileri kastediyor... entellektüeli türkiye’de “aydın” denilen diplomalılar taifesinden ayıran, egemenliğin her türlüsüne, hertürlü resmi ve egemen ideolojiye, resmi doğrulara, yalana, tahrifata, yok saymaya, tabuya, puta, hurafeye, vb. kararlılık ve inatla karşı çıkışıdır. ismail beşikçi devletin kürt halkına yönelik baskıcı, yok sayıcı, inkârcı yaklaşımlarını ve uygulamalarını eleştirdiği için hayatının 15 yıldan fazlasını hapishanelerde geçirdi, sayısız baskı ve zulme maruz kaldı. neden? zira tc’nin onun karşısında söyleyecek sözü yoktu. eleştiriye cevap veremediği için onu cezalandırma yoluna gitti. üniversiteden kovdu, hapse attı... şimdilerde kürt halkı adına beşikçi’yi tehdit edenlerin de karşı eleştiri yapacak güçleri yok ki, onu tehdit etme yoluna gidiyorlar... unutulmasın ki, eleştiriye tahammülsüzlüğün başladığı yerde, özgürlük, eşitlik, demokrasi gibi kavramların artık bir kıymet-i harbiyesi ve inandırıcılığı kalmamıştır...

    buradaki amacımız, eleştiri adabı ve uslûbuyla bağdaşmayan söz konusu yazılara cevap vermek değil. biz, aşağıda imzası bulunanlar bu toprakların, bu coğrafyanın, tüm ezilen halkların, sömürülen sınıfların onuru, entellektüel olmanın, entellektüel dürüstlüğün, bilim namusunun, özgür düşüncenin, eleştirinin timsali değerli hocamız/dostumuz sosyolog dr. ismail beşikçi’nin yalnız olmadığını, ona yönelik çirkin saldırıyı şiddetle kınadığımızı ilân etmektir.
    saygılarımızla...

    fikret başkaya, suavi aydin, sibel özbudun, yüksel akkaya, yücel demirer, tolga ersoy, ismet erdoğan, aydın ördek, sait çetinoğlu, temel demirer, levent kanat, babür pinar, fatime akalin, haydar çetinbaş, serpil köksal, engin bayramoğlu, ibrahim akyol, merdan özüdoğru,
    eren kirmizialtin, mustafa karabudak, fettah karagöz, ayhan çinar, mahmut konuk, metin ayhan, ahmet önal, özgür başkaya, mehmet horuş
hesabın var mı? giriş yap