hesabın var mı? giriş yap

  • hayatinda hic tendon sakatligi yasamamis olanlarin oynar bir sey olmaz yorumu yaptiklarini gormek uzucu. icardininki darbeye bagli oldu ama oncesinde zaten oradan sikintiliymis ve bjk macina bandajla cikmis (yani ayagi-tendonlari desteklenmis). darbeye bagli olmasi ve sakat olan tendonun bulundugu yer yapisi vs bakildiginda normal bir tendinite gore daha kolay iyilesir. normalde tendinitin iyilesme suresi ilk baslangicta (uzerine gidilmezse zamaninda dogru tedavi dinlenme vs ile) 4-6haftadir. tabi bu sporcunun yasina ve tendonun yerine-gorevine-tipine-gore degisir ve ayrica ileri tedavi yontemleriyle daha da kisa surebilir. eger dejeneratif olursa ve kroniklesirse 6aya hatta 1 seneye kadar uzayan iyilesme surecleri olur. ornegin bakiniz falcao (asil tendonu-kritik). simdi bu adamin igneyle oynamasi yani en basitinden kortizon ile oynamasi demek hem oradaki agriya sebep olan iltihabin azalmasi dolayisiyla agrinin azalmasi demek ama ayni zamanda o ayagi kullandikca oradaki hasarli tendonun uzerine yuk binerek hasarin artmasi, kortizon sebebiyle tendon dokusunun da zarar gormesi ve dogal olarak da iyilesme surecinin uzamasi demektir. ileri tedavi yontemleri vs ile yine belki 1 aya dusse dahi alinan riskin sonunda daha uzun sure icardiden mahrum kalmak ve sakatliginin da tam tedavi edilmediginde kroniklesme riski vardir. genelde kendine bakan kendi vucudunu bilen sporcular oynayip oynayamayacaklarini anlarlar, okan buruk un bugunku aciklamasina bakilirsa once icardiye soracak, duruma gore doktorla dusunup tasinip (icardinin kesin oynamak istedigini de cok muhtemel tahmin ettigimizden dusuncesizce karar vermesi cok olasi) riske edecek gibi duruyor. oradaki kanama-odem igne yapilmadan maca kadar azaltilabilirse bir ihtimal ki bu hem oyuncunun bunyesine ve terapistlere bagli daha az riskle oynayabilir de. yazilanlara gore oynamamasi en sagliklisidir hem onun icin hem galatasaray icin.

  • başlık: halifeliği kaldıramıyorum beyler acil

    1. uninstall'ı silinmiş, ekle kaldırda görünmüyor nasıl yapıcaz acil bi el atın la
    (bozbaykurt ?, 18.11.2012 05:35

    5. atatürk modunda çalıştır panpa
    (mikaraguaying ?, 18.11.2012 05:39)

    6. saltanat dosyasından önce sildiysen kalkmaz o. meclisi yeniden toplayacan mecbur. üff işin yoksa uğraş dur. ya da cumhuriyet kur kesin çözüm. tasarımı da güzel
    (vay babanin genzine ?, 18.11.2012 05:39)

    10. @6 panpa cumhuriyeti kurmuştum crack bulamadım amk 30 gün sonra uyarı verdi otomatikman halifelik yüklendi kafayı yicem beyler yardım!
    (bozbaykurt ?, 18.11.2012 05:44)

    12. @10 nutuk atmayı denedin mi? çünkü sistemde sorun olabilir. nutuk at bi öyle kur. bakalım nolcak.
    (vay babanin genzine ?, 18.11.2012 05:46)

    16. olm daha dili değiştirceksin bi ton iş lan seninki de
    (kanatsizmarti ?, 18.11.2012 06:14)

    19. görev yöneticisini aç abdülmecit.exe çalışıyosa durdur de
    (sivilceli liseli ?, 19.11.2012 09:17)

    21. yeniceri_32 yi sil
    (syrmana ?, 19.11.2012 09:21)

    22. laiklik.dll bulunamadi hatasi aldin dimi? o dll silindiyse normaldir.
    (jorgen knutsen ?, 19.11.2012 09:22)

  • normal olan tabeladır.

    şimdi durum şöyle ki: doktorlar bildiğiniz gibi hastaları olan insanlardır. ameliyat vb. gibi acil durumlar olduğunda acilen hastaneye yetişmesi gereklidir. ossuruktan nem kapmaya gerek yok aslında.

  • oksitosin salınımın en yüksek olduğu hayvan fındık faresidir. bilim adamları ilişkinin süresi ve yoğunluğuyla oksitoksin arasındaki doğru orantıyı fındık faresi araştırmasıyla kanıtlamışlar. bu hayvancıklar bir eş seçtikten sonra yüksek oksitosin salınımı nedeniyle başka bir eş ihtiyacı duymuyorlarmış. hayat boyu tek eşli yaşayan farelerin oksitosin seviyesini düşüren zalim bilimadamları amaçlarına ulaşmış. oksitosin salınımı azalan fareler sevdiceklerinden başka farelere meyleder olmuş, hayvanlar aleminde bir reina ortamı hasıl olmuştur.

  • buraları okuyorsa çoktan facebook statusunu "herkesin derdi ben olmuşum, demek ki zamanında iyi koymuşum" olarak değiştirmiştir.

  • cok konusanin yanindaki "bak ne guzel sessiz sakin sen de biraz ona benzesene" diye ornek gosterilen konu mankeni olmaktır.
    okula gitmedigi gunun sonrasi kendine verdigi gazla "ee naptiniz dun ben yokken?" sorusuna "sen gelmedin mi dun hic farketmemisim" cevabi verilmesiyle yıkılan ruhunun temelinde demir kullanilmamis fazla cimento kullanılmıs orta hasarli bina olmaktır.
    oturdugu yerde surekli etrafi gozleyen ve yandaki de kendisi gibi bacak bacak ustune atmissa duzelten, yandaki ellerini gogsunde kavusturmussa ellerini cebine sokan dedigimi yap yaptigimi yapma insanı olmaktır. onceki cumleye "yuh be" demektir (bkz: gulmeye utanan smiley)
    sacini kurutma makinesiyle kurutmayi taramayi jolelemeyi, giyinmeyi, alisverisi, gazete almayi, adres sormayi, hakkini aramayi herkesten sonra ogrenen bazılarını ogrenemeyen insandan bozma android olmaktır.
    gun gelip de digerleriyle konusmaya baslayinca digerlerini sasirtacak olan sen neymissin be dedirtecek insandir sosyal fobili cunku anlatacak o kadar seyi vardir ki

  • sürrealin, reali makaraya alışının en güzel örneklerinden biri. bunuel'in zenginler ve fakirler arasındaki simbiyotik ilişkinin burjuvazinin tüm insanlık dışı kusurlarını nasıl örttüğünü gösterdiği şahane filmi. "insanlık dışı" koşullarda yaşayan proletarya esasen burjuvazinin "insan" olmasına, "insan" kalmasına yardımcı olur. proletaryanın manasız bir şekilde ortadan kalktığı herhangi bir anda, burjuvazi beceriksiz ve korkak bir halde en basit adımı bile atamadığı bir dünyada bulur kendini. sadece büyük bir alay yok bu filmde, aynı zamanda insanın yüzüne tokat gibi çarpan bir ifşa da var. bunuel'in yaramaz yaratıcılığı (muhtemelen sinematik dehası da, işin tekniğinden anlayanlar daha iyi açıklayabilir) da cabası. filmdekilerin kapıyı açıp çıkamama hali, sözümona özgürlük kavramsallaştırması üzerine de çok şeyler düşündürüyor. temel ihtiyaçların proletarya tarafından karşılanmadığı bir dünyada kimin ne kadar insan kalabileceğini, ne şekil bir özgürlükten bahsedebileceğimizi her gün kendinize sormuyorsunuz hemen başlayın derim. ya da bu filmi izleyin, (düz kafayla, kalas gibi değil yalnız, biraz metaforik düşünmeye çalışarak) ondan sonra bir daha konuşalım.