hesabın var mı? giriş yap

  • erkan can'la dandik bi pastanede sigara içtim.

    adamla sadece fotoğraf çekilelim istedim.

    "gel şurada bi yerde çay içelim" dedi.

    kral adam.

  • ürkünçlü olaydır. işin ilginç kısmı; haberdeki ailenin soyadının "toprak" ve bununla aynı olayları tecrübe eden diğer ailenin soyadının "taş" olması. "su" ve "hava" aileleri dikkatli olsun. "tahta" aileleri de espri yapmasın.

  • 3 lira maaş alıyor diye her türlü pisliğe katlamalı gerektiği düşünülen insan. amk paranın köpeği olmak böyle bir şey, gel veriyim maaşını akşama kadar taciz edeyim, ayağımı koklatayım.

  • dünyada hava alanında böyle bir ilkellik yapacak başka bir siyasi hareket yok.

    velev ki oldu, herhangi bir avrupa ülkesinin, kendi hava alanında böyle bir gösteri yapmasına izin vereceği başka bir siyasi hareket yok.

    sadık bir fino olmanın getirileri işte.

  • bakışların gittiğin yerden uzak,
    yoksa gelirdim;
    'sensiz anlamsızlığımı anladım, dön v.s.' demek için

  • eşi ann druyan'ın bir ateist olan carl sagan'ın ardından söylediklerinin, konuyu mükemmel aydınlattığını düşünüyorum:
    ingilizce kaynak
    * *

    “eşim inançsızlığıyla tanınmış bir insan olduğu için ölümünün ardından birçok insan bana gelip carl'ın ölmeden önce değişip değişmediğini, ahirete inanmaya başlayıp başlamadığını sordu, hala da soruyorlar. aynı zamanda bana carl'ı bir daha görebileceğime inanıp inanmadığımı da soruyorlar.

    carl, ölümüyle mutlak bir cesaret içinde yüzleşti ve asla illüzyonlara sığınmadı. trajedi, ikimizin de birbirimizi bir daha asla göremeyecek olmamızdaydı. bir daha carl ile görüşebileceğime asla inanmıyorum. ama güzel olan, birlikte olduğumuz neredeyse yirmi yıllık süreyi hayatın ne kadar kısa ve değerli olduğunu güçlü bir şekilde takdir ederek geçirmemizdi. asla ölümü son bir ayrılıştan başka bir şeymiş gibi görerek önemsizleştirmedik. hayatta ve beraber olduğumuz her an mucizeviydi - açıklanamaz veya doğaüstü anlamlarında değil. şansımızın yaver gittiğini biliyorduk. bu şansın ne kadar cömert, ne kadar ince olduğunu... carl'ın cosmos'ta harika bir şekilde yazdığı gibi; zamanın enginliğinde ve evrenin sonsuzluğunda birbirimizi bulabilmiştik. yirmi yıl boyunca beraber olabilmiştik. bu beni ayakta tutuyor ve bence çok daha anlamlı.

    onun bana davranış şekli & benim ona davranış şeklim; o hayattayken birbirimize ve ailemize bakmamız... bu, onu bir gün tekrar göreceğim fikrinden çok daha önemli. carl'ı bir daha asla görebileceğimi düşünmüyorum. ama onu gördüm. birbirimizi gördük. evrende birbirimizi bulduk, ve harikuladeydi."

  • hakkında "pazar sabahı olması büyük şans, daha işlek bir saatte de olabilirdi," gibisinden yorumlar yapılan saldırı.

    sizin kafanız mı güzel, yoksa ortada olanı dile getirmekten mi çekiniyorsunuz?

    bu bir gözdağıdır. olabilecek en tenha saatlerden birinde, planlı olarak yapılmıştır bu saldırı. felaket ya da kaza değildir, "şans eseri pazar sabahı patladı" gibi saçma saçma şeyler söylensin.

    açıktan açığa gözdağı veriyorlar. "bak, en işlek saatte de patlatabilirdik, ama yapmadık, akıllı olun," mesajı veriyorlar.

    millet de kalkmış, iyi ki bu zamanda oldu, yoksa zarar çok daha fazla olabilirdi, filan diyor.

    trafik kazası, sel baskını mı lan bu?

    her şeyiyle planlı programlı bir terörist saldırıdır. hem de taksim'de, istanbul'un göbeğinde. şans eseri pazar sabahı yapılmamıştır bu saldırı, kasıtlı olarak pazar sabahı yapılmıştır, korkutmak için, "ya başka bir saatte olsaydı," diye düşündürmek için yapılmıştır.

    ayık olun biraz.

  • türkiye'de dolar kuruna geçtikten sonra bazı işlemlerde lidio diye bir şirketle anlaştığı kart ekstrelerinde gözüken kurum.

    yaptığınız alışverişlerde para bazen direkt steam tarafından hesabınızdan çekilirken bazen "lidio /steam" tarafından çekiliyor. bu fark neye göre çözemedim. mesai saati içi/dışı, oyun firması, dönem vb açısından tutarlı bir ayrım yakalayacak kadar çok oyun almadım.

    ancak burada paranıza dikkat etmeniz açısından önemli bir fark var:
    - eğer alışverişinizde para direkt bizzat steam tarafından çekilirse steam dolar olarak çekiyor, bu durumda da sizin bankanız kendi belirlediği dolar kurundan hesabınızdan/kartınızdan tl düşüyor.
    - eğer parayı lidio çektiyse dolar değil tl olarak çekiyorlar. burada da dolar kurunun üzerine %10 gibi faiş ve bankalardan kat kat fazla bir makas koymuşlar. yani 60 dolarlık bir oyun alacaksanız 66 dolar karşılığı tl'yi hesabınızdan çekiyorlar. yani bildiğin gasp var.

    bu bakımdan önden de parayı kimin çekeceğini bilemediğinizden dolayı oyun fiyatlarına bakarken bu lidio haracını da dikkate almakta fayda var. burada harçlıklarını biriktirerek, dişinden tırnağından arttırarak oyun alan insanlar var sonuçta hala.

    söz konusu fark benim için maddi açıdan çok büyük bir olay değil. ama prensip olarak kazıklanma hissi rahatsız ediyor. ben steam'e şikayet kaydı oluşturdum, "ya şu şark kurnazlarıyla konuşun kulaklarını çekin düzgün fiyatlasınlar, ya da bize önden hangi oyunu kendiniz çekiyosunuz hangisini outsource ettiniz gösterin, dikkat et bu oyunu alırken lidio tarafından kazıklanacaksın diye uyarın" dedim.

    daha çok kişi tarafından şikayet edilse bir farkındalık yaratılabilir belki.