hesabın var mı? giriş yap

  • gerçektir...

    bir türk interrailci trende tuvalete girmek için kalkar. tam o sırada bir kızla bir oğlan, bir takım amaçlar için birlikte tuvalete girerler. kapıya da 2 zenci çocuk gelir ve kimse girmesin diye kapının önünde beklemeye başlarlar. türk olan içeri girmek için hamle yapar ama zenciler "no" diyerek onu engellerler. ardından türk olan çok sıkıştığı için bir kez daha, bu sefer daha kararlı bir şekilde tuvalete girmek ister. zenciler bu kez çocuğu iterler ve çocuk yere düşer. son derece inatçı ve kavgacı bir insan olan türk delikanlısı, çok sinirlernir ve tuvalet kapısına doğru 3. kez atılır. bu sefer sabrı taşan zenciler çocuğu bir güzel döverler. yediği dayak sonrası deliye dönen türk genci "allah mısınız ulaaaaan!!" diye bağırır ve tam bu sırada "allah" lafını duyan zencilerden biri "ooo muslim brother!" deyip, az önce dövdüğü çocuğa sarılır ve sonra da kola ısmarlar.

  • sistemin dışına çıkmadan bundan emin olmamız mümkün müdür? bunu test etmek için evren simülasyonuyla yapay zekalı insanlar yaratıp onların simülasyon olup olmadıklarını anlayıp anlayamadıklarına bakmak isterdim *

  • çalıştığım yerde mutfak işlerine bakan bir ablamız var. yaklaşık 14 yıldan beri site içerisinde bir dairede kirada oturuyor. kirası geçtiğimiz eylülde 4.500 tl'den 7.500'e çıkmış. kendi söylemine göre mevcut sitede 20 binden aşağıya kira yokmuş.

    ev sahibi yaşlı bir çiftmiş. adam pandemi döneminde eşinin işsiz kalmasından dolayı 1 yıl zam yapmamış.

    gelelim meseleye...

    adam evini satmak istiyormuş. durumu anlatmış bunlara. bunlar da yokuş yapıyorlar çıkmamak için. evi almaya gelenler evi bu haliyle değil, uğraşmamak için kiracısız almak istiyorlar. dahası 16 yıllık kiracılık döneminde evi bırak boyatmayı, çivi bile çakmıyorlar. eve gelen alıcılar yaklaşık 300 binlik tadilat ücretini fiyattan düşmek istiyorlar.

    bu sabah ev sahibi adam arayıp rica minnet etti bu arsız köpeklere lütfen çıkın çok zor durumlar yaşıyorum diye. kadının girdiği halleri görmeniz lazım. burnundan kıl aldırmıyor! sonra kocasını aradı. kocası da dur sen bak ben napıyorum onlara dedi. kocası olacak ahlaksız da adamı arayıp çıkmak için 200 bin lira istemiş. adam da mecbur kabul etmiş. büyük sevinçle anlattı olayı ofistekilere. "nasıl ablacım iyi yaptık değil mi?" dedi bana. yaptığınız ahlaksızlık abla dedim. sapına kadar haksız olduğunuz bir davadan cebinize 200 bin lira koyacaksınız diye de ekledim.

    başladı işte ben şimdi taşınsam 20 bin taşınma, bilmem ne kadar depozito, bilmem kaç para kira falan...

    adamın sorunu değil ki bu sizin sorununuz ablacım. adam sadece sahip olduğu bir malı satmak istiyor ve başına gelenlere bak.

  • suikastı yapacak katilin istanbul'a geldiğini, spor gazetesi jargonuyla veren haberin başlığı.

    "katil istanbul'a geldi." bu ne lan?
    havaalanında taraftarın yoğun ilgisiyle karşılaşan katil, istanbul'u çok sevdiğini söyledi. kötü bir sezon geçirdiğini belirten katil, buradaki performansıyla tekrar adından söz ettirmek istediğini de ekledi. sakatlığı konusundaki spekülasyonlara ise sahada yanıt vereceğini söyleyen katil; sözlerini, en buyuk paralelspor, diyerek noktaladı.

    debe edit: bu debe editi daha önceki debelenmelerde aklıma gelmemişti. ben de modaya uydum. son bi espri daha yapayım, gidiyorum. katil kiralıkmış, sezon sonu satın alma opsiyonuyla kiralanmış.

  • tarihte gerçekleşen ilk online alışveriş olarak anılabilecek birkaç alışveriş vardır. bunlardan hangisinin ilk online alışveriş olduğuna karar vermek online alışverişi nasıl tanımladığınıza bağlıdır.

    shopify'ın iddiasına göre ilk internet alışverişi 1971-1972 yıllarında stanford university ve mit öğrencileri arasında arpanet üzerinden gerçekleşen hint keneviri satışıdır.

    ancak bu işlem e-ticaretin tüm gereklilerini karşılamamaktadır. her şeyden önce illegaldir ve para çevrimiçi olarak aktarılmamıştır. internetten yapılan ilk alışveriş olmak yerine ilk alım anlaşması olarak adlandırmak daha uygundur.

    şirket ayrıca 72 yaşındaki jane snowball'un 1984 yılında, mahalle bakkalından margarin, yumurta ve mısır gevreği sipariş etmek için televizyonu üzerinden sipariş vermesini sağlayan videotex adlı cihaz ile yaptığı alışverişi ilk online alışveriş örneği olarak vermektedir.

    snowball, ürünlerin ödemesini yine nakit olarak yaptığı için maalesef bu satış da tam anlamıyla ilk online alışveriş olma koşullarını sağlayamamıştır.

    benzer nedenlerle 1974 yılında donald sherman'ın sipariş vermek için bir pizzacıyı aramasına yardımcı olan konuşan bilgisayar aracılığı ile gerçekleştirdiği alışveriş de bu koşulları sağlamamaktadır. bilgisayar aracılığı ile verilmiş ilk sipariş olabilir mi? belki.

    bugünkü anlamı ile online alışverişin ilk örneğini gerçekleştirme şerefi 1994 yılında netmarket adlı web sitesini oluşturan dan kohn'a gitmiştir. new york times'daki habere göre, dan kohn, 11 ağustos 1994'de philadelphia'daki bir arkadaşına sting'in "ten summoner's tales" cd'sini satışını gerçekleştirmiştir. arkadaşı 12.48 dolarlık ücrete ek olarak nakliye ücreti ödemesini gerçekleştirmek için kredi kartı numarasını veri şifreleme yazılımı kullanarak kendisine iletmiştir. cd'yi ise abd posta servisi* aracılığı ile göndermiştir.
    görsel

    the new york times'daki rapora rağmen, cnet'deki haberde "the internet shopping network" adlı başka bir web sitesinin bu cd'nin satışından yaklaşık bir ay önce online olarak bilgisayar parçaları satmaya başladığı iddia edilmiştir.

    bugün bu ürünlerin tamamına internet üzerinden erişebildiğiniz gibi kapıda ödeme, online ödeme, mağazada teslimat gibi opsiyonlar da online alışveriş olarak kabul edilmektedir. hangisinin ilk alışveriş olduğuna karar vermek tamamen size kalmış.

    kaynak: smithsonian maggazine - history daily

  • reklamın çapsızlığı ya da yorumları yazanın mizah anlayışındaki bayatlık bi yana...

    --- spoiler ---

    müşteri yorumu: hadi fuse tea kalmadı dediniz eyvallah başka bi içecek niye koymuyorsunuz. pipet koyup dalga geçer gibi içecek koymamışsınız.
    salağın cevabı: o değil de bir ilhan irem vardı, noldu ona ya?

    --- spoiler ---

    ben bu yorumu okuyan müşterinin yerinde olsam o restorana gider ve ilhan irem'le yedi ceddinin soy kütüğünü tersten okuturum o dallamaya.