hesabın var mı? giriş yap

  • bugünkü yazısında şu ifadeleri kullanmış

    --- spoiler ---

    üç bakanın sel felaketinin vurduğu
    giresun’un dereli ilçesinde bir mahallede mahsur kalan vatandaşlarla görüşmek için iş makinesinin kepçesinde gittikleri bir görüntü var.

    ilk gördüğümde bana “işte devletimiz bu” dedirten görüntüden söz ediyorum. hani nâzım hikmet, “sen mutluluğun resmini yapabilir misin abidin” diyor ya, o kepçedeki üç bakan bize özlediğimiz devletin resmini çizdiler. ayaklarında çizme, ne koruma var, ne protokol, operatörün kepçesine binip vatandaşın ayağına giden üç bakan. işte özlediğimiz devlet bu. bravo üç bakana. bize bunu yaşattıkları için içişleri bakanı süleyman soylu’ya, tarım ve orman bakanı bekir pakdemirli’ye, çevre ve şehircilik bakanı murat kurum’a yürekten teşekkür ediyorum. bana “özlenen devlet nerede?” diye sorarlarsa, “giresun dereli’de, o kepçenin içinde” diyeceğim.

    --- spoiler ---

  • adamın biri ekonomiyle hiç alakası olmayan damadına teslim etti. hey gidi günler denilesi trol sıçmığı...

  • çin'e sürekli gidip gelen biri olarak çok olağan bulduğum durum. çin hükumetinin elektrikli araç konusunda inanılmaz kesin bir yönelimi ve ciddi teşvikleri var. ülkedeki 30 yerli araba imalatçısı firmanın 10 tanesi elektrikli araç üretiyor. trafikteki otobüsler için de de dönüşüm yaşanıyor. trafikte çok sayıda elektrikli otobüs görmeniz mümkün. özellikle shenzhen bölgesinde, taksilerin neredeyse tamamı, çinli byd firmasının ürettiği elektrikli araçlar. tesla da çok yaygın olmamakla birlikte üldeke ilgi gören bir marka.
    çin, üretim yoğunluğu ve geniş nüfus dağılımı nedeniyle ciddi enerji açığı olan bir ülke. bu nedenle şi, son çkp kongresinde "şi'nin yolu" olarak tanımlanan stratejisinde alternatif enerji kaynaklarıyla ülke ihtiyacının en az %40'ını karşılamayı önerdi ve bu yolda ilerliyor. amaç enerji açığını kapatmak. bu nedenle ülkede şu an güneş enerjisi çok aktif kullanılıyor. şahsen konuştuğum çinlilerin tamamı, şi'yi öve öve bitiremiyorlar. dahası önceki yıllarda bu ülkeye gittiğimde, adamlar kendilerini afrika'daki herhangi bir ülkeden daha güçlü gördüklerini belirtir bir davranış sergilemiyorlardı. ancak son gidişimde artık çinlilerde, "biz büyük gücüz" algısının oluştuğuna tanık oldum. bu yüzden şi çok ciddi destek görüyor. ayrıca dışa açılım konusunda da kendisi eskilere nazaran hayli ılımlı biri. bununla birlikte çok dengeci bir adam ve herhangi bir ülkeye bağımlılığı ülke için en ciddi tehdit olarak görüyor. bugün tesla'ya bu şekilde bir izin verilmesinin ardından mutlaka know-how paylaşımı ve abd ambargosunu, yatırım ve üretimi doğrudan çin'e taşımak yoluyla verilen zekice bir yanıt vardır. ki zaten hali hazırda çin'de elektrikli oto bataryası üretiminde çok güçlü firmalar da mevcut.

    edit: bugün elon musk'ın da katılımıyla, fabrikanın temel atma tören yapılmış. *

  • nintendo entertainment system yani nintendo eğlence sistemi adı verilen 8 bitli nintendo platformu. kendine ait has konsolu vardır, gerçek, orijinal konsol. tıpkı ps konsolları gibi. gri konsoldur, maalesef o zamanlarda türkiye'ye gelmemiştir. hep çakma konsollarla oynamışızdır. halk ağzıyla ateri ya da atari denir. kaydetme özelliği yoktur, oyunlarda en az 3 hak verilir. öldüğünde yerinde devam edebilmesi için. müzikleri bağımlı yapar. hakiki konsolu 600 lira üstündedir. avrupa'da ise famicom konsolu üzerinde oynanmıştır. gamestar, kontorland ve micro genius çakma konsolları mevcuttur. bizdeki nes kasetleri gri konsolun değil, çakmaların ve famicom konsollarının kasetleridir. bilgisayarda ve telefonda emülatörleri mevcut. rahatlıkla oynanabilir. oyunları zevklidir. şimdikiler ise bilmez.

  • kuranın türkçe olarak okunmasından öyle çok korkuyor ki..

    fussilet suresi 44. ayet:
    "velev ce’alnâhu kur-ânen a’cemiyyen lekâlû levlâ fussilet âyâtuh(u)(s) e-a’cemiyyun ve ’arabiy(yun)(k) kul huve lillezîne âmenû huden ve şifâ/(un)(s) vellezîne lâ yu/minûne fî âzânihim vakrun ve huve ‘aleyhim ‘amâ(en)(c) ulâ-ike yunâdevne min mekânin ba’îd(in)"

    nasıl? anlamadınız değil mi.. muhtemelen arapça biliyor olsaydık hükmünü anlardık.
    şimdi aynı surenin türkçe mealine bakalım:
    "biz o kur’an’ı yabancı bir dilde indirseydik, onlar elbette: “onun âyetleri anlayacağımız bir dille iyice açıklanmalı değil miydi? arap olmayana yabancı dilde bir kitap olur mu?” diyeceklerdi. de ki: “o, iman edenlere doğru yolu gösteren bir rehber ve eşsiz bir şifa kaynağıdır.” inanmayanlara gelince onların kulaklarında bir ağırlık vardır; kur’an kendilerine kapalı ve karanlık gelir. onlara sanki çok uzak bir yerden sesleniliyor da söyleneni duymuyorlar!"

    bugün, cumhuriyetin ilanından neredeyse 100yıl sonra, laik ülkemize bir mikrop gibi çökmeye çalışan tekke ve zaviyedeki insanlara gidip "ben kuran okuyorum" derseniz karşınızda böbürlenerek ağızlarında sakız gibi uzatarak "siz anlamazsınııııızzzz" derler.

    neden biliyor musunuz? çünkü öyle istiyorlar. onlara göre sadece kendileri anlayabilir. onun hikmetini sadece kendileri çözmüştür.

    o kadar korkuyorlar ki,
    insanların kuranı türkçe okumasını ve öylece anlamasını istemiyorlar. böylece din konusunda kendilerine ihtiyaç duyulmayacağını biliyorlar.
    biz biliyoruz ki kuran türkçe okunduğunda diyanet denilen cemaatin kuklası olmuş kuruma da gerek kalmayacak.

    düşünün o kadar korkuyorlar ki,
    sizinle allah arasına girip kuranı türkçe okursanız "o kuran olmaz" diyorlar. bu sözlerine haşa derler. bu arapça kökenli kelimenin anlamını en iyi onlar bilir ama daha nerede kullanılacağını bilmiyorlar ki allah olup neyin kuran neyin kuran olmayacağına karar veriyorlar.

    düşünün o kadar korkuyorlar ki,
    bu cemaat zırvaları ülkenin kurumlarını, mevkilerini sözcü olarak kullanmaya başlamış, basına demeç verdiriyorlar.

    kuranda şifre mifre yok. sayılar kombinasyonlar da yok.
    sol elle yemek yeme diye söz de yok. kızına hallenen babalar da yok.
    eğer türkçe okursanız ilmini anlarsınız, kandırılmazsınız.
    ama ne var; kul hakkı yeme, öldürme, yalan söyleme, çalma, sapkınlık yapma gibi kuranı arapça okuma sevdalısı insanların alışkanlık haline getirdikleri günahlardan sakın var.

    artık o kadar korkuyorlar ki, kuranı değiştirseler işlerine geldiği gibi düzenleseler yüzleri kızarmayacak. haşa!!!

  • adam demiş ki konuşulması gerekenler varken konuşulmaması gerekenler konuşuluyor. ekonomi demiş, destek demiş aşı demiş maç neden var dememiş bunlar varken o anlamsız demiş. adam demiş. adam gibi adam demiş. bunlar her konu değil. hepimizi ilgilendiren konular. marketten çıkınca ulan ne aldık da bu kadar tuttu demiyor muyuz? aşı var mı aşı oşdun mu? iptal edilen kararın iptali çıktı çok iyi yürütülen süreçte. kapanın deyince oluyor mu? bunlar uzmanlık gerektiren konular mı? gökhan yapma böyle imamoğlu mu yavaş mı diye düşünürken bir de özoğuz mu diye düşüneceğiz. bir de şu meşhur z kuşağı hikayesi var. anne babasını mı dinler athena gökhan'ı mı? vur be. sen vur.

  • aldığı nefesten utanması gereken varlıklar tarafından hor görülmeye çalışılmış insandır.