hesabın var mı? giriş yap

  • bir gece sofrada atatürk misafirleriyle otururken, ekmeğe bir kuruş zam yapılacağı hakkında bir mevzuu açıldı.

    yapılacak zam hakkında herkes bir fikir beyan ediyordu. tartışmalar sürerken, atatürk “durun bakalım, bizim sofracıbaşımız ibrahim’in de fikrini alalım, o halk çocuğudur. bu hususta bakalım ne diyecek ?” dediler. sonra ibrahim’e dönüp “söyle bakalım ibrahim, bu ekmek zammına ne diyorsun ?” diyerek cevabını beklediler.

    ibrahim bey arkadaşımız “paşam, ekmek fakir fukara halkın başlıca gıda maddesidir. bu itibarla yapılacak 1 kuruşluk zam zengin tabakayı zaten ilgilendirmez. halk tabakası ise günde üç dört ekmek yer, bu da cebinden 3, 4 kuruş fazla çıkması demektir. zengin ve varlıklı olanlar esasında francala yer. onun için yapılacak zam, ekmeğe değil, francalaya ve buna mümasil diğer yiyecekler olan pasta, börek, çörek, bisküvi gibi varlıklı insanların yedikleri unlu mamullere yapılmalı” dedi.

    atatürk sofrada bulunanlara dönüp “ibrahim’in söylediklerini işittiniz mi?” diye sordu.

    -“evet, işittik”.
    -“o halde biz de ibrahim’in fikrine iştirak edelim ve ekmeğe yapılacak 1 kuruşluk zammı kabul etmeyelim”

    atatürk’ün yanıbaşında - çankaya köşkü kütüphanecisi nuri ulusu’nun hatıraları - derleyen mustafa kemal ulusu- doğan kitap

  • eğer olay doğru ise bu ekçiciler o kızı yıkar, ömrü billah sosyal medyaya tövbe ettirir.

    kendisine geçmiş olsun diliyor, ilerleyen yıllarda hayatını paylaşacağı 3310 ile mutluluklar diliyorum.

  • uğur bey mikrofonu bırakmadığı için teknik olarak röportaja devam etmiş sayılıyor. işte gazetecilik.

  • bir allah'ın kulu da zeytinyağlı fasülye dememiş. demek ki ekmek arası zeytinyağlı fasülye yememiş , yeseydi duramazdı gelir buraya yazardı o bakımdan.

  • --- spoiler ---

    eyvah necdet: ördekleri bilir misin züleyha? hiç soğuk bir kış gününde donmuş bir göldeki ördekleri izledin mi?

    züleyha: izlemez olur muyum? ben her kış donmuş göllere gider, ördeklere bakarım. kazım ya ben.

    eyvah necdet: hıh hıh hıh hıh. tabiat aleminde lüzumsuz mizah yoktur, dersler vardır züleyha. ördekler gölün belli bir noktasının donmasını kanat çırparak ve imece usülü bir yardımlaşma içinde engellerler. bir ördek kanat çırpmaktan yorulunca diğeri onun yerine geçer. böylece gölün donmayan noktasından beslenerek ölmekten kurtulurlar.

    züleyha: tamam necdet madem istiyorsun biraz da buz pateni yapan kurbağalardan bahset, ondan sonra da defol git hadi!

    eyvah necdet: bak züleyha… ben artık kanat çırpmaktan yoruldum. senin de yardım etmen lazım. yoksa aşkımız ölecek.
    --- spoiler ---

    ruhun şad olsun güzel insan...

  • bazı kelimeler vardır; gelişi güzel kullanamazsın. güven, özveri ve tecrübe ister. boğaza takılmış bir fular ister. misal; kümülatif, konjonktürel, angajman.

    geçen mahmutlarla batak oynuyoruz. "bu liste kümülatif mi artıyor?" dedim, kahvenin bana en uzak olan adamı geldi kafama imame ile vura vura dışarı çıkardı beni. tekrar içeri girdim. "bu davranışınız yüzünden sizi esefle kınıyorum. burada okey oynayacağınıza kitap okusanız, yeni uzmanlık alanlarında yoğunlaşsanız konjonktürel işsizliğe belki de çözüm olacaksınız" dedim. üzerime doğru gelen ıstakaları sayamadım.

    çok içerlemiştim, bir şekilde ağızlarının payını vermem gerekiyordu. gittim hemen bir fular aldım. taktım fuları, girdim içeri. "beni çeşitli angajmanlarla sarmalayıp özgürlüğümü barajlayamazsınız" dedim. bir bana baktılar bir fulara baktılar ve cevab veremediler.