hesabın var mı? giriş yap

  • hareket eden her esnek yapı, lise fizik derslerinde gördüğümüz hareketinin yanı sıra, harmonik hareket dediğimiz, kaynaklar da titreşim (vibration, ben ingilizce kaynak istiyorum diyene) olarak da geçen, sinüzoidal hareket yapmaktadır. sinuzoidal hareket, yapıya kuvvet uygulandığı takdirde ortaya çıkar ve kuvvet etki etmediği zaman cismin dinamik yapısına göre hızlı veya yavaş bir şekilde kaybolur (gözle görülemeyecek seviyeyededir). buna en güzel örneklerden birisi gitar telidir. gitar telini parmağınızla çekip bıraktığınız takdirde bir kuvvet uygulamış olursunuz ve tel sinüzoidal hareket etmeye başlar.(gitar telinin sesini de bu sinuzoidal hareketin frekansı belirler, bilal'in anlaması için: frekans = saniyede telin kac kere aşağı yukarı hareketini tamamlama sayısı) bir süre sonra gitar teli sinuzoidal hareketi kaybolur ve gitardan ses gelmez. ok atışında da aynı mantık geçerlidir. ok yaydan çıkdığı zaman kuvvet yeni uygulandığı için ok sinuzoidal hareket etmektedir. zaman geçtikçe bu sinüzoidal hareket kaybolacaktır ve sonuçta ok videodaki kadar, yazarın deyimiyle, sağa sola yalpalamayacaktır. bu yüzden okun ucunu hedefe nişan alıp (yerçekimi ve rüzgarı hesaba katarak) bıraktığın takdirde hedefin çok yakınını vurmak mümkündür. okçuluk hedefleri hakkında bilgim olmasada, hedef yuvarlakların büyük çizilmesinin nedenlerinden biri bu hareket olabilir.

    yazara: okçunun hedefi vurması sadece bilal'in aklının almayacağı bir hadise olup, kalan herkes biraz araştırma yaptığı takdirde anlayabilir.

    ilgilisine: metal plakanın titreşimlerini kuskus ile gösteren bilim sever arkadaşımız, özellikle dakika 2.05 . https://www.youtube.com/watch?v=cr_xl192wxw

  • işe kabul edilebilmek için farklı bir yöntem deneyen adam. miktar konusunda sıkıntısı var ama. evet.

  • alternatif çeviri:

    sira sira evler hepsi de uzerime egiliyor
    mavi elleriyle bana dokunduklarini hissedebiliyorum
    butun bu seylerin bir konumu var
    butun bu seyler bir gun kontrolu ele gecirecek
    ve silinip gidecekler yeniden ve silinip gidecekler

    bu makine iletmeyecek
    iletmeyecek bu dusunceleri
    ve altinda bulundugum stresi
    bir cember olustur
    hepimiz yere dusmeden
    ve silinip gitmeden yeniden ve silinip gitmeden

    catlak yumurtalar ve olu kuslar
    haykiriyorlar yasamlari icin savasirken
    olumu hissedebiliyorum boncuk gibi gozlerini gorebiliyorum
    butun bu seyler nail oluyor
    butun bu seyleri bir gun bir lokmada yutacagiz
    ve silinecegiz yeniden ve silecegiz

    ruhunu aska daldir

  • kurtarıcılara duyulan özlem ya da kurtarıcı arayışı çocukluk çağına özgü sanrılardan biri olsa gerek, bir tanrı arayışı. oysa yetişkinlikle birlikte her deneyimde başka bir boyutunu algıladığımız, algılamamızın yararımıza olacağı şeyse şudur: bu arayış yalnızca bir sanrıdır. dertlerimizle, insani çaresizliğimizle başbaşa kalmaktan duyduğumuz endişeler yüzünden meselenin odak noktasını kaydırarak gerçekliğin üzerine bir perde örter ve çocuksu yanılsamamıza geri döneriz, yani tanrı arayışımıza.

    her şey bitti denilen anda beliren birinin bireyselliğimizde yol açabileceği tahribatı, özgürlük yoksunluğuna yol açabileceğini, bizi bir kukla misali parmağında oynatabileceğini vb vb olasılıkları göz önüne aldığımız anda beklenen birisi son derece tekinsiz bir karaktere bürünecektir. dertlerimizle birlikte özgürlüğümüzü de vermeye bu denli gönüllü olmak..gönüllü kulluktur bunun adı. bir kurtarıcı aramak aynı zamanda egemen bir gücün boyunduruğu altına girme arzusunun da, yani olgunlaşamamışlığın da, çocuksuluğun da göstergelerinden biridir.

    her şeyin bittiğinin düşünüldüğü anda biri çıka geliyorsa bu hiç de hayra alamet bir beliriş değildir. böyle bir fanteziye inanan yetişkinin bireyselliği tehlikelere karşı apaçıktır. bir başkasına diriltici güçler atfetmeye başladığımız anda onun tarafından yokedilme ihtimali de söz konusu olmaya başlar. o kadar büyük bir sorundur ki bireysellikten vazgeçiş, her şeyin bittiği düşünülen ana geri dönmek için çabalamayla sonuçlanabilir.

    her şey biter çünkü yaşamlarımız sınırlıdır. ölüm sadece yaşamın sonunu işaret etmez, yaşamın içinde de istediklerimizden pek çoğuna sahip olamayız ve bu da bir tür ölümdür. sadece yaşamın süresi değil, yaşam içi zamandaki istekler de sınırlanmıştır. mutsuzluğumuzdaen büyük paya sahip olan da varlığımızın dört bir yandan çizilmiş sınırları, sonluluğudur. başarılması yararımıza olacak şey de sonluluğun kabuludür. bir gün her şeyin biteceğinin, o ana kadarsa bazı şeylerin bitip başka bazılarının yeniden başlayacağının kabulü.

    insani mutsuzluğun bu döngülerinin içinden geçe geçe algılamak, farkındalık kazanmak ve kabullenmek, alçak gönüllülük kazanmak yerine mutsuzluk verici bitişlerden, irili ufaklı bu yaşam içi ölümlerden bir başkasının varlığına sığınarak kaçınmaya çalışmak...bu son derece basit bir ölüm inkarıdır. mutluluğu bana ver, mutsuzluk sana kalsın tavrıdır, zarları hileli atmak, açık gözlülük yaptığını zannetmektir. böyle bir dünya sadece çocuğun zihninde var.

    fantezi dünyamızın yaratımlarından biri olmak dışında öyle biri yok ve eğer olsaydı bile...ondan yaşam dilenirken ölümle yüzleşmeyeceğimizden nasıl emin olacaktık? bu kadar trajik riskler almak yerine neyin bitip neyin kaldığını düşünmek daha akıllıca olabilir.

  • kazanırken iyiydi geleceğin para birimiydi ... kaybedince de, kriz savaş haa öyle mi ?

    buyurun sokaklar sizin, kimse size garanti mi verdi?

    kendinizi zora sokacak miktarları, ne olduğu bilinmeyen bir şeye yatıran net kumarbazdır.

    zorunlu edit: bitcoin'in batacağını ima etmedim, sadece belli sayıda (5-10 kişi) sermayederin kontrolünde olan, istedikleri zaman çıkartan istediklerinde düşen bir para birimi, bütün coinler de ona endeksli, ne bekliyorsunuz ki ne olacağı tamamen muamma

  • duman'ın değil tgb'nin halt yemesidir. adamlar fiyatlarını söylemiş senin işine gelmezse cagirmazsin. sanki zorla aldilar parayi. yine tgb'nin bok edip suçu başkasına attigi bir başka olay. bir işiniz düzgün olsun arkadaş ya.

    edit:olay hiç tgb'nin anlattigi gibi degilmis. adamlar soma kazasindan önce planlayip anlasmis dumanla. zaten tgb'den de bu beklenirdi. bu adamlara inanip gaza gelmeyin amk işleri güçleri dezenformasyon.
    (bkz: #44945415)

  • "18 yaşında özgür, istediğine karar verebilir cinsiyetini bile değiştirilebilir saygı duyarsınız ama 2 buçuk yaşında doğuştan vegan olmasına siz karar verirsiniz." çok modernsiniz yahu*

  • gezi olayları akabinde, o hınçla yayalaştırma projesini yarım bırakıp, meydanı betonla kaplayıp, yeni traş edilmiş genital bölge gibi bırakan kendileri değil mi, bu nasıl laf ulen? sanki geziciler yaptı tüm onları 2013 sonrasında. taksim meydanındaki çirkinlik eylemcilerin kurtardığı gezi parkı mı sayın pırofesör?