hesabın var mı? giriş yap

  • tokat değil muşta ile vuruyor oevladı.

    3-5 kekonun bir genci sıkıştırıp öldürmesi olayı. arkadan kızlar da geliyor büyük ihtimalle kız mevzusu. uzak durun diyeceğim ama şansa yaşıyoruz memlekette, her yerden ölüm fırlıyor.

    edit: sinirimi alamadım amk vitaminsiz piçleri.

  • arkadaşlar ödül yönetmeliğimize göre olimpiyatlarda 1500 metrede birinci olan aslı çakır alptekin'in 2000, ikinci olan gamze bulut'un 1500 cumhuriyet altını alacağını duyduğumdan beri gözüme uyku girmiyor. 1 miyon 300 bin lira civarı bir paraya denk gelen 2000 cumhuriyet altını aklımdan çıkmıyor. 1500 metre, 4 dakika koşuyorsun hop 2000 altın cepte. tamam o kadar mal değiliz, bunun önü arkası var biliyoruz. işte bunun için sizlerden bana yardımcı olmanızı ve madalya kazanmalık kolay olimpiyat sporu önermenizi rica ediyorum.

    daha önce hiç spor yapmadım, bir hayli geç kalmış sayılırım, onun için bana yıllarımı vermemi gerektirecek sporlar söylemeyin. şöyle 2016 rio olimpiyatlarına kadar öğrenip madalyayı kucaklayacağım bir spor söyleyin. rakibim de olmasın pek. yani 100 metrede yarış demeyin mesela, usain var orada ayıp olur.

    yani özetlersek, 2016'ya kadar öğrenebileceğim, kolay, rakiplerimin güçlü olmadığı, madalya kazanmalık, 120 kiloya uygun bir spor istiyorum sizden. alternatif sadece güreşmiş gibi görünüyorsa da zor o, bana daha kolay bir spor lazım ki tatlı paranın keyfine varacağım.

    not: 2016'da madalya aldıktan sonra sporu bırakacağım için, bıraktıktan sonra sarkmaya falan sebep olmayan bir şey söyleyin.

  • "dance now!!!!
    move onto the dance floor!!! right now!!!!!!"

    çeşit çeşit, tür tür şarkının içindeler. bazen hiphop oluyor bu, bazen rnb, bazen elektronik. müzik farklı, tarz farklı, hatta bazen dil bile farklı, ama dans edilmesini emreden zenci aşağı yukarı aynı. böyle hafif kaba, küstah, hoyratça bir ifade tarzı var. "dükkanın önünü kapamayın hadi hadi hadi!!!" diye kışkışlayan esnaf havasında.

    apartmanının park girişinin önüne park etmişim sanki adamın, emrediyor direkt:

    "şimdi dans etçeksin!!!" diyor, "şimdi gidip oynayacaksın, sallayacaksın, kıvırtacaksın!!!! hemen şimdi!!!! şimdi diyorum!!!" (ne acelen var pezevenk???)

    hayır bir de bu sesi öyle bir seçiyorlar ki, insan aldığı komutu uygulamak zorunda hissediyor. karşımda sanki mr eko var, sanki simon adebisi var... hafif bir ürkme geliyor içimden, "peki abi dans edelim artik ne yapalim" gibi düşünüyorum. o adamın minyon olma ihtimali yok yani, tut ki zaten zenci.

    bu şarkılara ancak gündüz arabadayken radyoda filan rastlıyorum, o anda bile etkisi oluyor. demek ki bu adam karşıma barda filan çıksa, arka planda hotel california filan çalıyor bile olsa, "dans et! şimdi hemennnn!!! right nowww!!!" tarzı bir diretmeyle karşılaşsam tın tın tın başımı önüme eğip gideceğim, hoplayıp zıplayacağım.

    ...eşi dostu ne yapar bu sesin sahibinin, bir de onun merakı içindeyim. "yemek saati gelmeden evde olacaksın demedim mi eşşek herif? right nooow!!! hava karardı!!! yeaaah!!!" diye kızsa evladına, o çocuğun itiraz edebilme olasılığını aklımdan dahi geçiremiyorum.

  • yeni bir çalışma, egzersiz yapmadan 30 dakika önce kahve içmenin, egzersiz sırasında vücudunuzun yaktığı yağ miktarını önemli ölçüde artırabileceğini gösteriyor.

    ispanya'daki granada üniversitesi'ndeki araştırmacılar, 3 mg/kg kafeinin (kabaca bir espressoya eşdeğer) egzersiz sırasında yağın oksidasyonunu veya yanmasını artırdığını buldular.

    araştırmanın baş yazarı francisco josé amaro-gahete, “yağ oksidasyonunu artırmak için sabahları aç karnına egzersiz yapılması tavsiyesi yaygındır. ancak bu önerinin bilimsel bir temeli olmayabilir, çünkü bu artışın sabahları egzersiz yapmaktan mı yoksa daha uzun süre aç kalmaktan mı kaynaklandığı bilinmez” diyor.

    çalışmada katılımcılar dört hafta boyunca haftada bir egzersiz testine alındılar. egzersiz öncesi son yemekten ve son egzersizden teste kadar geçen süreler standartlaştırıldıktan sonra kondisyon bisikletinde egzersiz yapmaları sağlandı. egzersiz öncesi bazı katılımcılara sabah 8 ve akşam 5'te olmak üzere 3mg/kg kafein ve placebo verildi ve yağ oksidasyonları ölçüldü.

    amaro-gahte araştırmasının sonuçlarını "egzersiz yapmadan 30 dakika önce kafein alımının, günün hangi saatinde olursa olsun egzersiz sırasında maksimum yağ oksidasyonunu sağladığını gösterdi" diye açıklıyor. bu artış etkisinin öğleden sonra sabaha göre daha güçlü olduğunu gördüklerini de ekliyor.

    yağ yakmanın ve kafeinin çekirdek vücut sıcaklığınızı yükselttiği ve bu şekilde yaktığınız kalori miktarını artırdığı düşünülmektedir. kafein ayrıca adrenalin üretebilir ve lipoliz süreci için uyarıcı olabilir. lipoliz, yağ dokusunun vücudun bir enerji kaynağı olarak kullanabileceği yağ asitlerine dönüştürülmesidir.

    yağ yakma amacıyla spor yapıyorsanız rutininizi akşam üzeri 17.00 ve sonrasına ayarlayıp öncesinde de sert bir kahve içerseniz bu size süreçte yardımcı olacaktır.

    kaynak: science focus

  • "...istiyorum ki yaptigim cini tabakta en fakir ev yemek yesin. benim cinilerim herkesin olsun. yaptigim masa her evde bulunsun. yaptigimiz masalar yahut da. bir ocak yapmaliyim ciniden. guzel bir merdiven basi. kahve fincanlarim olsun butun kahvelerde. zengin fakir, iyi kotu butun evlerde. genc ihtiyar butun ellerde. sanati muzelerde hapsetmek yok. o sanat olu sanattir. cagimiza yakismaz. eski yunanlilar, sanati hayatlarina karsitirmislar. o uniformali muzelerde gordugumuz yunan canagi sarap icmek icindi. guzelim testi su koymak, guzelim tas su icmek icindi. heykeller meydanlari doldurmustu.
    (...) yasayacaksin, nefes almak gibi, su icmek gibi, gulmek, konusmak gibi, gormek gibi birsey olacak. boylesine hayatina karisacak sanat. sanatcinin hayatina karsitigi gibi, halkin hayatina da karisacak..."

  • sinemanın kollektif bir sanat olduğunu inkar edip, yönetmeni tanrı kral gören, kesinlikle türk sinemasındaki ilk auteur. türk sinemasını gerçek anlamda avrupa sinemasına yaklaştıran ilk yönetmen.
    görüntü yönetmenini kovup kamerayı eline alıp filmini kendi çekecek kadar sinema aşığı ve aynı zamanda aksidir. çektiği sahnelere aşıktır ve bu nedenle de arası kurgu masasıyla hiç iyi değildir. çektiği sahnelerin hepsinin filminde olmasını ister. film çekerken elinde olan bütün araçları sonuna kadar kullanmayı sever. kamerasının durduğu yerlere akıl sır ermez, şaşırtır. tam bir metafor ustasıdır. toplumsal içerikli denilen susuz yaz, gecelerin ötesi, suçlular aramızda vb. filmleri bile olmaları gereken didaklikten ve sıradanlıktan uzak kendine özgü benzersiz filmlerdir.
    birçok bilinen filminin aksine kesinlikle erksan'ın başyapıtı 1966'da sevmek zamanı'ından sonra çektiği, emily bronte'un uğultulu tepeler uyarlaması olan ölmeyen aşk filmidir.

  • siz olayı yanlış anlamissiniz arkadaslar. vergi veriyorsunuz, devlet de jest olarak size sigara hediye ediyor. daha neyin tatavasini yapıyorsunuz anlamadım.