hesabın var mı? giriş yap

  • evde onu bekleyen veya birazdan eve gelecek olan bir gönüldaş yoksa eve ister 17:15'te gelinsin ister 19:00'da gelinsin ne fark eder.yaş biraz ilerleyince daha çok anlaşılıyor bu durum.gençlere sözüm yok işten erken gelsinler otursunlar dizilerini izlesinler ama bir yerden sonra insanın bilgisayar ekranına bakası gelmiyor.
    hayat çok garip.bayılırdım halbuki dizi izlemeye.

  • çünkü hipergami

    erkek doktor, güzel kendini geliştirmiş bir hemşireyle evlenebilir belki ama kadın doktorsa şayet doktordan aşağısına bakmaz.

  • bizim ailenin dinde tavan yaptığı zamanlar bi muhabbet kuşu almışlardı. kuşa allah bir elçisi muhammed demeyi öğretmişlerdi. garibim kuş da allah biri diyor elçisi muhammed de elçsimoam deyip kalıyodu öyle.. ben bu kuş yüzünden osbir çekemedim kaç zaman. beni de çok severdi ibne. ne zaman hallensem kuş dibimde allah bir allah bir demeye başlardı. ergen aklıyla hep yarım bırakırdım osbiri korkudan.. aileye bak lan..

  • turabi tavlayı yaparken kameralar neden göstermedi. hadi yaparken göstermedi o kadar ufak yuvarlak tahta parçalarını nasıl yaptı. hadi yaptı diyelim nasıl boyadı. hadi boyadı diyelim nasıl o kadar düzgün birlestirdi. hadi birlestirdi diyelim zarı nerden bulcak. zarı buldu diyelim ben yine de turabinin aq.

  • ne kadar imdb'de zirveyi zorlasa da tarihine bakılınca önce burun kıvırılan, izledikten sonra ise insanın kendinden utanmasına sebep olan film. yıllar aslında hiçbir şeyi değiştirmiyor, teknoloji ne kadar hızlı gelişse de güzel film her zaman güzel film(miş).

  • yaşadığı şeyi meşrulastirmaya çalışan aşk kelebeklerine sesleniyorum burdan ben o kadindim çok masumdu bidibidi diyenlere sesleniyorum elimde olsa bunu gözlerinizin içine bakarak söylemeyi ne çok isterdim. hissettiğiniz yaşadığınız hiçbir şey o adamin evdeki çocuğu kadar masum değil. o kadin değil de o çocuk olmayi deneyin sizin babaniz sizinle geçireceği zamani size değilde başka bir kadina ayirsa babanizin sizinle gecirecegi vakitten çalsa! hiç mi akliniz ermiyor hiç mi dusunemiyorsunuz yaa hayatınızda duymadinizmi aşkı için herseyden vazgecen insan o adam sizi gerçekten sevse o adam adam gibi bi adam olsa karisini çocuğunu aldatarak size gelirmi ben başkasına aşık oldum bu evliligi sürdüremem senin çocuğumun gözüne baka baka baskasini düşünemem demezmi karisina ? adam gibi adam olsa çocuğunun riskini sizinle paylasirmi karisinin ütüledigi gömlekle size sarilirmi ? geçin bunlari biraz gerçekçi olun.

  • bu oluşum hakkında uzun uzadıya bir sürü şey yazabilirim ama okunabilirlik adına kısa ve öz tutacağım.

    ankara'daki evimde 50'den fazla insan ağırladım. birçoğuna evin tek anahtarını verdim. veriyorum anahtarı. akşam işten çıkmadan önce arıyorum, evde buluşuyoruz. çok şükür bir yedek yaptırdım da şimdi onu veriyorum. daha da fazlası, birkaç kez ben evde değilken ağırladım. üstelik ben evde değilken misafirlerim değişti ve yüzünü hiç görmediğim misafirlerim oldu. anahtarı kapının önüne bırakıp gidiyorum. girip kalıyorlar. çıkınca da yerine bırakıyorlar. evde naçizane tv'si, laptopu, telefonu vs. duruyor tabi. her misafirime de aynı şeyi söylüyorum. "ev senin, istediğin gibi kullan".

    bana sürekli aynı şeyi soruyorlar: "nasıl güveniyorsun ?" referans sisteminden falan bahsetmeyeceğim. ben şunu diyorum. atıyorum brezilya'dan, fransa'dan, rusya'dan kalkıp gelen bir insanın neden hırsızlık gibi bir amacı olsun ? hatta o adamın isteyeceği en son şey yabancı bir ülkede başının derde girmesi. daha da önemlisi ben ön kabul olarak "özünde herkes kötüdür" yerine "özünde herkes iyidir"i benimsiyorum. en azından böyle kabul etmek beni daha mutlu bir insan yapıyor.

    bir cümle, temizlik mevzu ile ilgili. sırf buna takıntılı olduğu için bu tecrübeden mahrum kalan insanlara sadece acıyor ve üzülüyorum. başka sözüm yok.

    şu an ben işteyim. evimde ise misafirlerim var. eve gittiğimde her şeyin çalınmış, evin dağılmış olduğunu görsem hiç tereddüt etmeden ertesi gün tekrar misafir kabul ederim.

    hayat böyle daha güzel.