hesabın var mı? giriş yap

  • ben öğretmenim.
    iki tane 7.sınıfım var.
    7.a şubesinin dersleri genel olarak hep sabah saatlerine denk geliyor. 7.b hep öğleden sonra...
    birinde hepimiz taptazeyken ders işliyoruz, diğerinde hepimiz yorgunuz...
    hak geçmesin diye 7-b ye tenefüs zili çalmadan, pür neşe, motivasyon giriyorum.
    ekstra testler hazırlıyorum. fotokopiler havada uçuşuyor!
    sonra diyorum 7.a kendimi istedi sabah derslerini, onların suçu ne! dururmuyum, orda da havada uçuşmalar!!!

    birine bir kelime eksik anlatsam, huzursuz oluyorum. dengeyi kurmak için çırpınıyorum.
    allahtan korkuyorum. gerçi insan olanın hakkaniyetli davranması için kimseden korkmaya ihtiyacı da yok...

    şimdi sana soruyorum:
    ben bir kelimenin hesabını bile yaparken, sen geceleri nasıl rahat uyuyorsun?

    cidden hayret ediyorum...

  • ben 10 yaşındayken annem 30 yaşındaydı. o zamanlar ben annemi çooooook büyük çoook yaşlı ve her şeyi biliyor sanıyordum. hiç hata yapmamalı, her şeye gücü kudreti yetmeli çünkü o taaaaaam otuuz yaşındaydı. hatta çok yaşlanıyor sanırım ölecek diye de endişelenirdim. şimdi ben 30 yaşındayım ve bi bok bilmiyorum daha çok küçüğüm çok gencim...

    lise sıralarınızdan sivilcelerinizi patlatarak saldırmayın bu başlığa çok da büyük bir yaş değil, yazdıklarınız kabus gibi. ben de 20'li yaşlarda sözlükte yazardım ve 30'luk tipleri görünce, "30 yaşına gelmiş işi gücü yok hala burda geyik peşinde, ben 30 yaşında çok meşgul olacağım" derdim bak hala size laf yetiştiriyorum.

    grinin bile 50 tonu var gençler saçmalamayın daha çok genciz.

  • bilimsel bi prensip, karsi karsiya oldugunuz bi problemde hersey esitse, en basit aciklamanin dogru oldugu varsayilir. mesela basiniza kus pislediyse ve buna sebep olarak:
    1 devlet kusu basiniza konacagina delalet etmek icin verilmis ilahi bir isaret( hemen milli piyango bileti alin)
    2 pisleyen bi kusun altindan gectiniz
    benzeri iki sebep varsa bunlardan 2. olani kabul edilir
    yanlis hatirlamiyorsam contact isimli carl sagan senaryolu filmde bu konudan dem vurulmustu

  • akhisar geçen sene 1 kere yendi şampiyonluktan etti, 2.yi yendi kupadan etti 3.'de küme düşürecek aq çocukları

  • bir süredir detaylı bir inceleme yazayım istiyordum, anca vakit bulabildim. aşağıdaki yazı yer yer oynanış hakkında spoiler içerecektir, hikaye hakkında spoiler yoktur.

    öncelikle, serinin bütün oyunlarını ortalama ikişer üçer defa dönem dönem oynamış birisiyim. her ac oyunun artı ve eksi yönleri mutlaka vardır, ben de kendimce ac mirage'da gözlemlediklerimi paylaşacağım.

    oyunu hem hikaye hem haritadaki tüm görev ve kontratlar, her bölge 100% olacak sekilde bitirdim. toplam oynadığım saat 24, çok kısa.

    oyun cıkmadan yaklasık 1 ay once ac valhalla'yı tekrar oynayıp bitirmiş soyle bir hafıza tazelemistim. genel olarak ac valhalla için fanların tepkisi, oyunun bir suikastçilik oyunundan neredeyse cıkıp ismiyle alakasız bir açık dünya oyununa dönüşmesi olmuştu. açıkçası her ne kadar eksikleri de olsa, benim için origins, odyssey ve valhalla çok güzel vakit geçirdiğim, hikayesini heyecanla takip ettiğim oyunlardı.

    mirage'a dönüp bakıyorum şimdi, dümdüz bir oyun oynamışım. son 3 oyunda eklenen bir çok mekanik kaldırılmış, köklere dönüyoruz, parkur ekliyoruz diyerek oyundaki çeşitlilik iyice azaltılmış. kimsenin oyundaki fazlalıklardan, ekstra etkinliklerden şikayeti yoktu aslında, şikayet edilen şey bu etkinliklere fazla odaklanıp suikastçilik temasından uzaklaşmış olmaktı.

    önceki üç oyunda kıtalar, adalar, ülkeler, bölgelere ayrılmıştı harita ve görevler, bu oyunda ise tek bir tane bağdat şehri ve bunun mahalleleri var. haritayı ilk açtığımda kendi kendime 'başka bölgeler de vardır ya, ilerde açılır' demiştim halbuki.

    silahlara ve zırhlara değinmek istiyorum mesela. ac origins'deki o bol çeşitli silah mekaniklerini bu kadar köreltmeleri hayret edilesi gerçekten. oyunda toplam 6-7 kılıç var o kadar, hiç o gear chestleri açasım gelmedi oynarken, ne çıkacağı belli çünkü içinden. bir de son 3 oyunda bir tane event npc'si vardı, reda isminde, kontrat yapıp bu arkadastan haftalık havalı eşyalar satın alırdık, bu da yok bu oyunda.

    görevlere gelecek olursak, o kadar tekdüze ki yani... su korunaklı korumalı yere git, sunu öldür, sunu cal. göreve baslamadan ne yapacağımı ezbere bilmek benim hoşuma gitmiyor.

    order of the ancients sistemi epey bir değişmiş, eskisi gibi ufak ufak ipucları bulup, alt rankdaki kişileri öldürüp baştaki kişiyi ortaya cıkartma hala bir nebze var, ama görev haritamsısını gören tüm arkadaşlar bana hak verecektir. bir de önceki oyunlarda order'in başındakiler gerçekten mevki sahibi, tepesindeki kişi ise genelde oha dedirtecek kadar yüksek mevkide biri oluyordu. bu oyunda ise daha çok bağdat şehrinin mahallelerine çöken, buralarda sorunlar oluşturan minik mafyaları çökertiyor gibi hissettim.

    çok fazla gereksiz yeni görev tipleri eklenmiş. mesela nadir kitap toplama, ödül olarak çok basit şeyler veriyor. keza engima denilen ipuclarından hazine bulmaca, kıyafet boyası veriyor. yani sapsarı altın renkte haritamda gösteriyorsan bunları ödülleri de cezbedici olmalıydı.

    hikayenin önceki hikayelerle bağlantısı yahut heyecan verici, ac lore'u ile alakalı, en ufak alakası yok, senaristler çok kötü bir iş yapmışlar.

    skiller yani yetenekler inanılmaz sadeleşmiş ac valhalla'ya kıyasla. bu daha mı doğru daha mı yanlış olmuş takdir sizlerin. ben çok daha detaylı bir skill tree'yi tercih ederdim.

    token sistemi eklenmiş, buna benzer bir olay onceki oyunlarda da vardı. özetle tüccarlar, paralı askerler, müzisyenler ve alimlerden olusan npc'leri, kendi classlarına has tokenler ile bir yerlere sızmak için, bazı sandıkları açmak için yahut bazen de rüşvet vermek ve dikkat dağıtmak için kullanabiliyorsunuz. buraya kadar çok güzel geliyor kulağa, ama oyunu bitirdiğimde bir sürü fazla tokenim vardı ve ben bu npc'leri belki 1 kere falan kullandım görevleri yaparken. öyle süs gibi duruyorlar haritada bence.

    güzel yanları yok mu? elbette var, birazda onlardan bahsedip yazımı bitireyim:

    bağdat çok güzel tasvir edilmiş. her yerde bir canlılık var. çöl ortamı ve sapsarı renkler bi süre sonra sıkıcı hale gelmeye başlıyor, fakat çevre tasarım olsun, sesler, arapça dialgolar, npc'ler olsun ben başarılı buldum.
    yeni eklenen tool sistemi çok hoşuma gitti, suikastler, sızmalar için çeşitlilik veriyor bizlere.
    bağdat ve o dönem hakkında gerçek bilgiler veren historical site alanları var. onlar da hoşuma gitti, keyifle okudum.

    velhasıl, oynanır mı, oynanır elbette. fakat beklentiyi yüksek tutmamakta fayda var.