hesabın var mı? giriş yap

  • zor günler geçirmiş nesildir. bugün bebelere bakıldığında watsapp vb. uygulamalardan yazışmaları bir yana mevcut tarifeleriyle 1000 sms, 10.000 sms gibi paketleri bulunmaktadır. mesajın değerini asla bilmezler. hazır kart ilk çıktığında 4 kontördü. sonra yanılmıyorsam uzun süre 2 kontör olarak devam etti.

    ulan çağrılaşmayla anlaştık biz. 1 çağrı seni düşündüm, 2 çağrı seni özledim, 3 çağrı seni seviyorum. ne yokluk çektik be kalas gibi telefonlarla.

    şimdi yeni nesil her kelimeyi yaz gönder ne güzel anasını satayım.

    last seen benzeri olaylara girmiyorum bile, biz heyecanla gönderildi iletileri bekledik lan yıllarca.

    neyse çok doluyum...

    (bkz: yaşasın sms kahrolsun watsapp)
    (bkz: gönderildi iletisi)

  • ben bir anne olarak dün çok ağladım.

    marketten aylık alışveriş yapıyoruz. biz aldıklarımızı paketlerken arkamıza bir kadın geldi kucağında bebeği ile, bir şeyler konuştu duyamadım da, o an odaklanamadım poşetlerle uğraştığım için. gitti.

    çıkışta paketlerle servise bindik bekliyoruz. aynı kadını gördüm uzaktan kesiyorum, bebek maksimum 5-6 aylık. sürekli ağlıyor. kadın hoplatıyor, zıplatıyor kucağında sallayıp sakinleştirmeye çalışıyor. eşime "2 tane süt alalım da verelim" dedim. kadının bir talebi olmadığı için yanlış anlayabilir diye düşündük almadık.

    hala servisi bekliyoruz, hala kadını kesiyorum. çocuk sürekli ağlıyor. kadın susturamadı. bu sefer yoldan geçenlere "abla bakar mısınız? para istemiyorum lütfen bakın" demeye başlayınca fırladım gittim yanına.

    bebeğin biberonu cammış. elinden düşürmüş kırılmış sabah. akşam 8 den bahsediyorum bu arada. çocuk sabahtan beri aç. marketten biberon alıp geri bırakmış parası yetmediği için. öyle mahçup ki.

    biberon 30 tl. 30. 1 paket sigara parası. lanet olsun 30 tl.

    yanıma aldım gittik biberonu aldık, mama içiyor mu dedim, mama da alayım diye. alamıyoruz abla dedi. alışmasın dedi.

    bebek. alışmasın. kalbimi acıtıyor.

    mama alayım dedim, burada bulamam sıcak su dedi. süt veriyorum dedi.

    2 kutu laktozsuz süt, bir tane de biberon aldım.

    allah'ım o çocuk boncuk gibi. kapkara saçlar kapkara gözler. bir de güleç.

    "ya senin karnın mı acıktı yavruuum" diyorum gülerek, o da kıkır kıkır gülüyor. dişi bile yok. dünyadan haberi yok. karnı aç ama gülüyor.

    bir çorabı mavi, bir çorabı turuncu.

    adı paşa.

    cok cok emdi sütü, kurban olurum.

    paşa, paşalar gibi ömrün olsun.

    annesi ben giderken arkamdan "senin kızını da allah bağışlasın, yavrularımız açlık ne bilmesin, çok teşekkür ederim" dedi.

    yavrularımız açlık ne bilmesin gerçekten de.

    bir anneyi 30 liralık biberon, bir bebeğin zaruri ihtiyacı olan süt/mama için iki büklüm yollarda dilenmeyi reva gören insanlar da yerin dibine batsın.

    paranız da batsın, pulunuz da, aç gözlülüğünüz de.

    ben de anneyim. çok kanıma dokundu. gerçekten çok ağladım. servise bindim, eve gelene kadar ağladım. kızıma baktım. ne kadar şanslı olduğunu düşündüm. paşa, çok şanslı ol dilerim ki. hiç aç kalmayacak kadar şanslı ol bebeğim.

  • calisilan sirkette verilen 2 gunluk egitimde, egitmenin katilimcilarla tanismasi sirasinda;

    egitmen : evet mahmut bey, sizden baslayalim, bu egitimden ne bekliyorsunuz?
    mahmut : bir an once bitmesini.

    (bkz: true story)

  • bugun bize pir geldi. ölum duşuncesi insanı nasıl arındırırsa, sadece aşk ve çocuklar hayata bağlanmak için yeterli gelirse, cioran da doğmuş olmamızın sakıncalarını bertaraf etmek için işe yarayabilir. kendimizden, aşırılıktan, saçma coşkunluktan, beyhudelikten kurtulmak için bile olsa ziyaret etmek gerekir.

    "mutsuzluğunu sev, mutluluğundan iğren. her şey birbirine karışır. tum kazanımlar birer kayıp, tum kayıplar birer kazanımdır. "

  • hakkında tek bir tespit yapabileceğim harika dizi:

    sscb'yi gorbaçov yerine rte yönetiyor olsaydı ukrayna ve belarus haritadan silinmişti.

    bu kadar net söylüyorum. düşünün dizideki yöneticilerin cehaleti muazzam ama adamlarda ona rağmen liyakat sahibi insan ortama girince susup saygı gösterme davranışı mevcut. ya bizde?

  • olmaz diyenler için çorlu belediyesini örnek gösterebilirim. minibüslerden çok şikayet gelince belediye yüz tane otobüs satın aldı. minibüsleri de trafikten men edip daha çağdaş bir ulaşım aracına çok değil 3-5 ayda halk sahip oldu. bu olaydan sonra minibüsçüler çirkefleşti ve yol kestiler, belediye bastılar hatta kendilerini yakmaya kalktılar ama belediye soğukkanlılığını korudu ve taviz vermedi. diğer yerlerde neden olmasın ?

    edit: alın size belediye meclisi üyesi kadını tartaklayan, başkanı dövmeye çalışan minibüsçüler.

    https://www.hurriyet.com.tr/…isinde-arbede-36084820

    edit 2018 : entry tarihinden bu yana değişen bir şey yok. eski minibüsçüler yüz tane dava açtı kazanamadı. belediye de geri adım atmadı. sadece belediye otobüsleri ile mutlu mesut yaşıyoruz.

    edit 2020: belediye otobüsleri tam gaz devam. bir ara minibüsçüler bir idare mahkemesinden yürütmeyi durdurma aldılar, 2 ay çalıştılar, ardından kara iptal oldu. yargıtay da son sözü söyledi. minibüs işi iyice tarih oldu. darısı tüm minibüs terörünün yaşandığı yerlere inşallah.