hesabın var mı? giriş yap

  • başlığında ergen fırtınası esmesine vesile olan sözde batış şekli. müzik dinlemek isteseymiş spotify'a gidermiş bak hele bak, inanılmaz bir buluş lan!

    radyoların tek amacı da düz playlist çalıp gitmekti sadece. zaten internet yaygınlaştıktan sonra radyo programı dinlemenin amacı sadece müzik dinlemekten müzikli sohbet (podcast) dinlemeye doğru evrildi, yani sandığınız gibi bir amaç gütmüyorlar uzun zamandır. yeni keşfettiniz galiba. zaten konu hakkında iki gündür aynı entry'lerin debe'ye girmesi nasıl bir sürü psikolojisi mevcut olduğunu kanıtlıyor.

    radyoda tanımadığınız bir insanın müzik zevkine ve dolayısıyla da dünyasına tanık olursunuz. bazı şarkıları sever veya sevmezsiniz ancak keşif boyutu nedeniyle heyecan vericidir, farklıdır. spotify'da zaten bildiğiniz veya yakın olduğunuz şeyleri dinleyeceksiniz. radyo ise yenilik getirir. bugün ünlü müzisyenlerin röportajlarını okursanız çocukken radyoda dinlediği farklı bir şarkı sayesinde ilham bulduklarını ve müziğe heveslendiklerini görürsünüz.

    radyo programı (eğer anonslar yerindeyse) bir şarkıyı ve şarkıcıyı tanıyarak müzik dinlemenizi sağlar, bu sayede dinlediğiniz şarkıyı dinleme öncesinde çok daha fazla merak eder ve sonrasında da spotify'daki gibi kolayca unutmaz ve içselleştirirsiniz, hakkında radyocunun söyledikleri aklınızda kalır çünkü. anonslar ve şarkılarla totalde bir hayat perspektifine, bütünlüklü bir duyguya tanık olursunuz.

    bugün konserlere sadece müzik dinlemek için mi gidiyorsunuz?

  • müş. ozan bey bu dll dosyaları çok yer kaplıyodu ben hepsini sildim
    ben. ee
    müş. şimdi makine açılmıyo.
    ben. haklı

  • bazen de bunca yılı (2,5 yılı) bir anda silip atmaya yönelik olaylardır. hani bazen insan anlar ya, ya da şöyle anlatayım, sizden daha tecrübeliler bir ortam da der ya: "abicim güvenme kimseye, kimse babanın oğlu değil. " siz de kişisellikten, aklınızdan kötü bir şey geçmediğinden güvenirsiniz, umursamazsınız. olay sadece patronla ilişki değil, genel olarak para bazen gerçekten ikinci plandadır.

    ama malasef öyle değil...

    ........................

    -sen heralde bundan sonra yemezsin? yedin yani bi şeyler. istersen de ye ama, neyse...
    -....... (herşey biter, silip atarım o anda ama anlarım durumu)

    ........................

    olay bursa'da geçiyor. iş için gitmişiz yine. genelde ben tek giderim de o gün müdürle gitmişiz. bir lokantada öğle yemeğine oturduk. o da yemek öncesi mail atıyor ama ben felaket açım. kafe gibi bi yere oturduk, yemek kısmı diğer yanda. bana dedi "önce burada oturalım 20 dakikaya geçeriz yan tarafa". ama hayvani açım, cidden. sabah 5'te kalkmışım, kahvaltı da edemedim zaten. beynim durmuş toplantılardan. bi de bu adamın 20 dakikası en az 45 dakika demek, net biliyorum.

    +ben alayım buradan bişiler yemek öncesi. siz de ister misiniz? tost falan alayım size. çay?
    -yok ben almayım.
    +çay da mı içmezsiniz.
    -yok sen iç ya.(ters ters bakıyor ama da ben anlamıyorum)

    gittim tost falan aldım. tabii kredi kartımla aldım ben de. o da elimde gördü. ben farketmiyorum. gittim afiyetle yedim. diğer tarafa geçtik.

    malum diyalog.

    -sen heralde bundan sonra yemezsin? yedin yani bi şeyler. istersen de ye ama, neyse...
    -....... (herşey biter, silip atarım o anda ama anlarım durumu)

    benim şarteller attı resmen. "ne diyor bu adam?" diyorum. konuyu da uzatmak istemedim, yemedim bi şey. çıkarken kasaya gittik. ben de arkadayım. bu hesabı ödeyecek bakıyor bana.

    +şirket kartı sendeydi? hscb versene bi onu?
    -yok bende değili, hiç bende olmadı ki?
    +az önce elindeydi ya? (jeton sesi geldi benden, düştüresmen jeton)
    -yok o benim kartımdı, kendi kartım.
    +..........

    adam resmen kartı elimde gördüğünde sanmış kafama göre şirket kartınla alacağım (ki alsam ne olacak 2 tost ama yapmam biliyor) ben adama tost ısmarlayım diyorum kendi paramdan. bahsettiğimiz konu o kadar basit ama beni bitirdi. bunca zamandır ne o beni tanıyabilmiş demek ne de ben onu. patron heryerde aynı, küçük hesaplar yaparlar ister istemez. ne düşündü o an, nasıl böyle şeyler düşündü bilemedim. yok, "beklenti meselesi" demeyin. ben bi şey beklemiyorum zaten. aramızda espirili zamanlar geçse de asla ciddiyeti ve o patron-çalışan ilişkisini bozmadım. ama bazı değer yargıları vardır, ve kırılma noktaları vardır. bu da onlardan biriydi.

    koca koca adamların bu tarz küçük hesap yapması, sizin bile bu hesapları yapmıyor olmanız sinir bozucu oluyor hani şu minik sinekler gibi.

  • tebrik ederiz, güzel bir performans. hapishanedeki yeni arkadaşlarının da beğeneceğine eminim.

    düzeltme: emin adımlarla müebbete gidiyor, 2. videosu da gelmiş. şimdi de at yarışına sarmış hahahhaha. yalnız sosyal medya fenomenliğine oynamak yerine rte'nin hoşuna gidecek şeyler söylese devletten güzel bir kadro kapmıştı bile, hayatının fırsatını kaçırıyor.

  • diğer ve daha çok bilinen ismiyle; kadiriyye tarikatıdır. islam dünyasının ilk, en köklü ve en yaygın tarikatı olduğu söylenir.

    abdülkadir geylâni tarafından kurulmuş olan tarikat, anadolu'ya ise eşrefoğlu le yayılmıştır.

    anadolu topraklarında en yaygın olarak doğu ve güneydoğu bölgesinde, özellikle suriye'li aileleri kapsamaktadır.

    ülkemizde ise tarikat çalışmalarını (bkz: mustafa kara) yürütmüştür.

    günümüzde de faaliyetlerine aktif olarak devam eden tarikat, özellikle osmanlı döneminde tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla birlikte güç kaybetmiştir. günümüzde ise iyice sayılarının azalması ve güç kaybetmeleriyle birlikte, evde yapılan sohbetlerle tarikatlarını devam ettirmeye çalışmaktadırlar.