hesabın var mı? giriş yap

  • 2020 yılında bugün söyle bir enty ile doğum günün kutlamıştım.. (bkz: #112121981)

    bundan üç ay sonra hayata veda etti.. 31 ekim 2020 nassau, bahamalar

    ''aşk belki dünyanın dönmesini sağlamaz. ancak bu dönüşü yaşanmaya değer kılar.'' demiş adamdır kendisi...

    sir sean connery... ya da doğduğunda dendiği gibi anmak gerekirse thomas connery.

    25 ağustos 1930, edinburgh, iskoçya'da doğdu...

    connery işçi sınıfı bir ailede büyüdü. kraliyet donanması'nda üç yıllık bir görevden ve bir dizi tuhaf işten sonra vücut geliştirme çalışmalarına başladı ve öğrenci mimar/resssam sanatçılar ve erkek moda katalogları için model oldu.

    1953 mr. universe yarışmasına katıldı ve bu da sahne yapımlarında figüran olarak çalışmasına yol açtı.

    1954'te richard rodgers ve oscar hammerstein ii müzikali south pacific'in turne yapımında küçük bir rol aldı ve azmi ile başrollüde üstlendi.

    bunu, 1957'de rod serling'in bbc televizyon prodüksiyonu requiem for a heavyweight'de yorgun boksör mountain rivera'nın çok övülen performansı da dahil olmak üzere daha fazla sahne ve televizyon çalışması izledi.

    connery ilk sinema filmini lilacs in the spring'de (1954; abd'deki adı let's make up) yaptı ve ilk kez komedi on the fiddle'da (1961; aynı zamanda operation snafu olarak da yayınlandı) o güne kadar ki en yüksek ücreti aldı...

    dönemin diğer önemli filmleri arasında disney fantezisi darby o’gill and the little people (1959) ve ikinci dünya savaşı destanı the longest day (1962) vardı.

    1962'de connery, ıan fleming'in casus gerilim filmi dr. no'nun ekran uyarlamasında ingiliz gizli istihbarat servisi'nin ajan 007'si james bond rolünü üstlendi.

    filmin muazzam başarısı ve hemen devamı olan from russia with love ( 1963) ve goldfinger (1964), james bond filmlerinin dünya çapında bir fenomen, connery'nin ise uluslararası bir ünlü olduğunu kanıtladı...

    james bond filmleri/@justin mcleod

    tipik bir süper casus gibi davranmak istemeyen connery, özellikle alfred hitchcock'un psikolojik gerilim filmi marnie'de (1964) başka oyunculuk rolleri üstlenmeye devam etti.

    sonraki iki james bond filmi thunderball (1965) ve you only live twice (1967)'yi tamamladıktan sonra connery, bond rolünden vazgeçti.

    ancak dört yıl sonra bond rolündeki son filmi olduğunu ilan ettiği diamonds are forever (1971) filmindeki rolüne geri dönmeye ikna edildi.

    1970'li yılları çoğunlukla dönem dramaları ve bilim kurgu filmlerinde oynayarak geçirdi; bunların en iyileri the molly maguires (1970), zardoz (1974), murder on the orient express (1974), the man who be king (1975), the wind and the lion (1975), robin and marian (1976), ve the first great train robbery/ the great train robbery (1978) idi...

    1981'de terry gilliam'ın zaman yolculuğu fantastik filmi time bandits'te kral agamemnon rolüyle unutulmaz bir ikona dönüştü ve iki yıl sonra mgm tarafından sinsice seçilmiş bir isim olan never say never again (1983) filminde 007 rolüne geri dönerek bond hayranlarını sevindirdi.

    1980'lerin ortasındaki iki film onu yeniden büyük bir yıldız haline getirdi.

    umberto eco'nun the name of the rose (1986) filminin uyarlamasında dedektife dönüşen bir keşişi canlandırmasıyla britanya akademi film ödülü'nü kazandı...

    bunu, the untouchables'da (1987) al capone'un peşindeki tecrübeli chicago polisi rolüyle en iyi yardımcı erkek oyuncu akademi ödülü ile taçlandırdı...

    steven spielberg'in ındiana jones and the last crusade (1989) filminde connery, indiana karakterinin babasını ve the hunt for red october 'de (1990) kaçan bir sovyet denizaltı kaptanını canlandırdı.

    connery'nin 1990'lardaki unutulmaz filmleri arasında robin hood prince of thieves (1991), first knight (1995), the rock (1996), dragonheart (1996), and entrapment (1999) vardı.

    connery, çizgi roman dizisi the league of extraordinary gentlemen'in film uyarlamasında (2003) yer almasının ardından oyunculuktan resmen emekli oldu, ancak çeşitli seslendirme rolleri üstlenmeye devam etti.

    connery, 1999'da ömür boyu başarı nedeniyle kennedy center onur ödülü'nü aldı ve 2000'de kraliçe ıı. elizabeth tarafından şövalye unvanına layık görüldü.

    connery, film çalışmalarının yanı sıra iskoç bağımsızlığının açık sözlü bir savunucusuydu ve iskoç ulusal partisi'ni güçlü bir şekilde destekliyordu.

    connery, 31 ekim 2020'de bahamalar'ın başkenti nassau'daki lyford cay'deki evinde 90 yaşında uykusunda öldü.

    ölümü ailesi ve eon productions tarafından duyuruldu; ölüm nedenini açıklamamalarına rağmen, kendisi gibi aktör olan oğlu jason bir süredir hasta olduğunu belirtti.

    bir gün sonra, connery'nin eşi micheline roquebrune, son yıllarında demans (bunama) hastası olduğunu belirtti.

    connery'nin ölümünden bir ay sonra ölüm nedeninin zatürre, kalp yetmezliği ve yaşlılıktan dolayı öldüğü belirtildi.

    ölümünden sonra cesedi yakıldı ve külleri 2022'de iskoçya'da bilinmeyen yerlere saçıldı.

  • adam diyor ki bizim toplumumuzda erkekler "özel hayat" kavramını suistimal ederler, karılarını evde bırakır giderler, aldatırlar. evde bırakılan, kendini oyalayacak işi gücü, aklını meşgul edecek bir fikri, meşgalesi olmayan kadınlar da dırdır ederler, adamı bezdirirler. ve hem kadınlara hem erkeklere genel bir eleştiri getiriyor ve diyor ki "türkler yalnız kalmayı, meditasyon yapmayı, tefekkürünü geliştirmeyi bilmez, dedikodu yapar, boş boş işlerle uğraşır." yani adam özetle diyor ki bu ülkenin insanları mıçmıç ilişkiler ve evlilikler yaşar, kendi iç dünyaları sığ olduğu için birbirinin tepesine biner, dedikodu eder, kadını da erkeği de yalnız kalmayı, kendini geliştirmeyi, birey olmayı bilmez, birbirine saygı duymaz, dolayısıyla bunların yapacağı evlilikten de bir halt olmaz, sadece zaman kaybıdır.

    ben burada ne kadın düşmanlığı, ne evlilik karşıtlığı görebildim. eleştirinin gittiği yer belli, ve o eleştirilenler de muhtemelen bu videoyu izleyip, ana mesajı anlamayıp "ilber hoca da evlilik boş iş diyo yea" şeklinde konuşacaklar orda burda.

  • inanmayacaksınız ama eve misafir gelmese bile kediyi odaya kapattığımız oluyor. keditaparlar hangi evrende yaşıyor bilmiyorum ama bu kadar fanatik olmaya da gerek yok.

    evimizde mutfak kapısı yok ve eğitilemez bir çomar olan kedimiz biz yemek yerken musallat oluyor. gidip salona kapatıyoruz. bakın kör kuyulara, zindanlara atmıyoruz. zaten halihazırda yaşadığı, içinde suyu olan, pencereden dışarıyı seyredebileceği, kanepede uyuklayabileceği, oyuncakları ile oynayabileceği odaya yarım saatliğine kapatıyoruz.

    sizin evinize misafir olarak düşmanlarınız geliyor olabilir ama bizim evimize sevdiğimiz insanlar geliyor. sevdiğimiz insanları da kovmaktan beter etmek gibi huylarımız yok. herkes kedi sevmeyebilir veya alerjisi olabilir, fobisi olabilir ya da temas etmek istemiyor olabilir. o zaman da ne yaparım, kalkar oturduğumuz odanın kapısını kapatırım. kedim de evin kalanında vakit geçirebilir.

    kedim canım ciğerim ama arkadaşlar abartmayalım.

  • orhun yazıtlarından beri kullanıldığını sandığım türk özdeyişi.

    - tonyukuk, abi "orhun yazıtları" diyelim mi bu yazdırdıklarımızın adına?
    - yazıt mı? çince $½§ã yerine mi?
    - evet abi.
    - hmm.. yazıt.. yok yahu, olmuyor; bu $½§ã'nin türkçe'de tam karşılığı yok sanırım.
    - ulan herhalde olmayacak, ilk defa biz bir şeyler çizittiriyoruz taşa, biz bir şeyler bulmazsak karşılığı olmaz tabi.
    - değil ama, aynı tadı vermiyor, yazıt ziyadesiyle ajite edici, çok diskonnektivitant, çok maskülen.
    - bak sen.

  • akp istanbul milletvekili ahmet hamdi çamlı
    attığı bir tweet'de
    türkiye'deki korona vakası sayısını değerlendirirken;
    "21 şehit 947 gazimiz var. allah rahmet eylesin, gazilerimize de acil şifalar dilerim." dedi.

    tweet altındaki yorum duygulara tercüman olmuş.

    "her ölen şehit sayılmaz. herkesin milletvekili sayılmaması gibi..."

    tanım: akp milletvekiline ait cümle

  • spor ne zaman hasta olsam halim olmasa bile spor yapıp ter atmaya çalışırım sonra ılık duş ve güzel bi uyku . bu süreçte soğuk almamaya dikkat etmeli tabiki

  • "açık sözlü olmak iyidir. en kötü ihtimalle sonradan kaybedeceklerini en başta kaybedersin."

    hayat felsefesi yapılası bir söz. kaybetmek degil, fazlalıklardan kurtulmaktır belki de...

  • 1977 senesinde ilk filmi cekilmistir star wars serisinin. film, uzayda bir uzay gemisini kovalayan, baska bir devasa uzay gemisinin lazerli savasiyla baslar. daha sonraki sahnede uzay gemisinin icinde 3 robotla devam eder.

    su an elindeki cep telefonunla cektigin videoya, yine cep telefonunla efektler ekleyip bundan daha iyi bir sahne yapabilirsin. ama 1977 senesinde boyle bir sahneyle sinema seyircisini karsilamak, serinin zeka yasinin zamaninin cok otesinde oldugunu gosterir.

    tabletinde talking tom, televizyonda pepe' yle buyumus cocuklarin anlamayacagi bir durumdur.

    db edit: (bkz: 4 ağustos 2015 ıspartakule gişeleri trafik kazası)

  • - seni kim gönderdi buraya evladım?
    - idris bey efendim
    - idris bey denmez oğlum, idris yüzbaşım diyeceksin, bana da efendim deme
    - peki abi